Bölüm 1695: Rezonans! II


Komutan Feng’in Kalan İradesini ve Kaderini alan en son varlık,  kendine son derece güveniyordu!


Ancak Eski İrade daha önce olduğu gibi denemekten başka bir şey yapamazdı, bu yüzden ileri atıldı ve işlerin nasıl sonuçlanacağına kaderin akışının karar vermesine izin verdi.


BZZT...


Yıkım’ın uçsuz bucaksız uzantıları, bir şey çağrılmaya başladığında titremeye başladı.


Geçmişte, Komutan Feng’in Runik Ecritures ile dolu kanı, korkunç savaş sırasında bu Yaşlı İrade’nin ve diğer birkaç askerin bedenlerine sızmış, bu kanın sadece irade ve kaderinin izleri zamanla Yaşlı İrade’nin ruhunun bir bölümünde korunmuştu!


Komutan Feng’in bu Kalıntı İradesi ve Kaderi şimdi Unutulmuş Gerçekliğin en derin kısımlarından çağrıldı ve bu Gerçeklik içinde kümelenmiş tüm kalıntıları bir kenara iterek, içindeki tek canlı varlığa doğru yükseldi!


Bu, Kadim İrade tarafından tek bir varlığın bedenine doğru yönelmesi ve dalgalanması için yönlendirilen altın bir irade ve otoritenin aurorasına benziyordu.


’Her şeyi kadere bırakın... Bakalım hangi rezonans seviyesine ulaşabileceksiniz. Eğer %1 bile olsa... Komutan Feng’in Kalan İradesini ve Kaderini ruhunu yok etmek için saldırmaması için yatıştıracağım çünkü gerçekten de zaman ve şans tükeniyor.


Bu varlığın Komutan Feng’in Kalıntı İradesi ve Kaderi ile uyumluluğu test edilirken ne gibi değişikliklerin ortaya çıkacağını gözlemleyen Kadim İradenin düşüncelerinde melankoli gizliydi!


Unutulmuş bir geçmişin eski kalıntılarıyla çevrili olan Noah’ın Gerçek Sanguine Klonu, Komutan Feng’in Kalıntı İradesi ve Kaderi içine dolduğunda hâlâ gerçek formunu koruyordu. Sadece bir ışık hüzmesi gibi görünüyordu. Ancak bu küçük irade izi bile ruhuna işlerken, muazzam bir otorite taşıyordu.


Eski İrade hafif bir endişeyle yankılanma işaretlerini izledi ardından kasvetli bir hal aldı...


"..."


Saniyeler hiçbir şey olmadan geçti.


’...Bu da ne? İrade çoktan tamamen genişledi mi?


Eski İrade, Komutanına ne olduğunu asla öğrenemeyecekmiş gibi göründüğü için iradesine umutsuzluk yerleşmeye başladı!


Normalde Komutan Feng’in Kalıntı İradesi ve Kaderi bir varlığın üzerine indiğinde, herhangi bir rezonans varsa vücutlarından parlayan bir otorite ışığı yayılmaya başlardı.


Parlayan ışık aslında Otoritenin Renk Spektrumunu, yani Beyaz, Mavi, Mor ve Altın sıralamasını takip ederdi.


Bu noktaya ulaşan önceki tüm katılımcılar, en umut verici olanlarının ondalık bir rezonans yüzdesini temsil etmek için loş bir ışık yaymasını sağladı, ancak gözlerinin önündeki varlık hiçbir renk göstermiyordu!


’...Bağışlayın beni Komutan. Size ne olduğunu öğrenemedim bile.’


Eski İrade, Komutan Feng’in Kalan İradesi ve Kaderi üzerinde bunca zamandır sahip olduğu otoritenin artık işe yaramadığını görünce, melankolik bir tavırla konuşmuştu.


BZZZT!


Eski İrade’nin düşünceleri bile kısıtlanırken, uzay ve zaman durmuş gibi görünüyordu.


Noah’ın Gerçek Sanguine Klonu’nun bedeni sessizdi çünkü Komutan Feng’in Kalıntı İradesi ve Kaderi onun içinden geçmiş ve kaynağını takip ederek, çok uzaklardaki Kozmik Kutsal Topraklarda bulunan Noah’ın ana bedeninin kaynağına ulaşmıştı!


Bu nedenle, Eski İrade’nin bir sonraki anda gözlemlediği şeyde hafif bir gecikme oldu...


BOOOOM!


Gerçek Sanguine Klonundan kör edici, büyülü ve son derece korkunç bir altın ışık fışkırarak, Unutulmuş Gerçekliğin uçsuz bucaksız Yıkımlarını kapladı!


Ama bu hiçbir şeydi.


Bu Gerçek Sanguine Klon sadece Noah’ın etkilenen iradesinin bir uzantısıydı, Noah’ın uykudaki ana bedeni tüm bunların kaynağıydı ve şu anda - kör edici ve dokunulmaz bir altın ışık çılgınca bir şekilde sadece Kozmik Kutsal Toprakları değil, aynı zamanda Sonsuz Gerçeklik içindeki tüm kaynaşmış Gerçekliklerden sayısız Evrene yayılıyordu!


-


HOOOONG!


Nerede olurlarsa olsunlar tüm Gerçek Sanguine Klonları’nın gözleri önünde görkemli uyarılar yükseliyordu.


Körelmiş Alevler Dağı’nda Alexander olarak görev yapan kişi.


Daha fazla Kraliyet Kozmik Kurt Lejyonunun kendisine gelmesini bekleyen kişi. RUINATION ile Ayna Boyutunun sınırlarını aşan kişi!


Rüya Boyutunun kenarlarından geçen... ve Unutulmuş Gerçekliğin içindeki Klon.


Bu istemler hepsinin gözlerinin önünde yükseldi - iradenin ve ruhun şok edici rezonansıyla karşı karşıya kalan uyuyan ana bedeni olmasına rağmen!


En büyük başarısı olan Kan Soyu ihtişamla yanmaya başlarken, vücudundaki kanın tamamı şu anda sert bir güçle titriyor ve sarsılıyordu.




BZZT!


Noah’ın Kozmik Kutsal Topraklar’ın altın tahtında uyuklayan bedeni bilinçsizce yükseldi - hala başka bir klon tarafından getirilen Altın Körelmiş Alevlerle çevriliydi ve şu anda benzersiz bir irade, Unutulmuş Gerçeklikte sadece bir yansımasını gören Eski İrade’yi korkutacak kadar yoğun bir şekilde kendisiyle eşleşiyordu.


Noah’ın Sonsuz Gerçeklikteki kendi insanlarına gelince?


Küçük Henry ve diğerleri Noah’ın Animus Çağırıcılarının klonları ve kendi kaderlerini aramak üzere Felaketsel Gerçekliğin Serendipity’sindeki Sonsuz Gerçeklikleri dolaşmak üzere yola çıktıklarında ana bedenleri hâlâ Sonsuz Gerçeklikteydi - bu yüzden hepsi de  Sonsuz Gerçekliğin uçsuz bucaksız alanlarını kaplayan dokunulmaz altın ışığın şok edici fenomenini gözlemleyebildiler!


Hiç kimse Unutulmuş Gerçeklik içindeki solmakta olan Kadim İrade’den daha fazla etkilenmediği için bu fenomen son derece saf ve hayranlık uyandırıcıydı.


Bazı olaylar en bilgili varlıkları bile gerçekten şaşırttığından, eski ses sayısız yılların getirdiği sakinliğini kaybetmişti!



WAA!


Not: Yine ne oluyor, yine ne oluyor? Oğlumuz uyurken bile gene sağlam güçlendi gibi 🤣😅 ne saçma ya bir şey yapmana gerek yok uyusan da yeter.