Yukarı Çık




7   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   9 

           
Onun öpüştüğü kişi... erkek mi?!

Yüzleri birbirine çok yakın ve isaac in yuzyunu sıkıca kavramış haldeydi. Direk öpüştüklerini görmesem de gayet açıktı. Çünkü bu kadar yakın olmalarının başka bir açıklaması olamazdı.

BL ye karşı değilim hatta gerçek dünyada severek okuduğum çok bl manga vardı. Ama bizzat kendim görmeyi beklemiyordum. Ve bu kişilerden birinin isaac olmasınıda.

Nutkum tutulmuş şekilde onları izlerken isaac in yüzünü kavrayan ellerini indirdi ve geri çekildi.

Ve o anda göz göze geldik.

" Sanırım yakalandık." Dediğinde yüzünde çarpık bir sırıtış belirdi.

Beni fark etmesini beklemediğimden küçük çaplı bir kalp krizi geçirmekle beraber şaşkınlıktan hareket edemedim. İsaac arkasını döndüğünde beni görmesiyle gözleri büyüdü, aceleyle ağzını açsada sanki vazgeçmişçesine birşey demedi.Sadece düz bir ifadeyle önüne baktı.

'Normalde boyle davranmazdı. Yoksa onları gördüğüm için utandı mı yoksa kızdı mı? Belki de... Yapmaya zorlandı? Son seçenek zor bir ihtimal olsada olabilir yani. Ahh bilmiyorum...Bu durum ne denir ki!?'

"Ehem.. bende seni arıyordum isaac. Sonunda buldum seni. Görüyorum ki yalnız değilsin. Siz kimsiniz?" Saklandığm köşeden çıkıp isaac in yanına geldiğimde sorumu karşımdaki adama yönelttim.

Artık onu daha net bir şekilde görebiliyordum . Koyu mor olan kısa dalgalı saçları , cansız gri gözleri ve isaac tan biraz kısa bir boyu vardı. Yüzünün çoğu saçlarının ardında saklandığıdan çok anlaşılmasada isaac tan bir kaç yaş büyük duruyordu. Ana karakterler kadar olmasada 'ehh biraz gideri var' diyebilirdi.
 
"Ben deniz Hans Peterson. Sizinle tanıştığıma çok memnun oldum leydi İsabella Ginger." dedi ve reverans yaptı. 

Kafasını kaldırmadan göz ucuyla bana baktığında bir anda ürperdim. Adımı bilmesine şaşırmadım çünkü önemli bir ailenin çok konuşulan evlatlık kızıydım. Ama ismimi söyleyişi ve solgun cildine uyumlu gri gözleri tarif edemediğim bir hissiyat oluşturmuştu. Ondan hoşlanmadım.

" O memnuniyet bana ait bay Hans." Dedim ve bende reverans yaptım.

"İzninizle artik ayrilmaliyiz. Size iyi eğlenceler dilerim. " Dedim ve isaac in koluna girdim .

Arkamı dönüp bir kaç adım atmıştım ki arkamdan küçük bir kahkaha yükseldi.

"Çalışanınızla neden burda olduğumu sormayacak mısınız leydi İsabella?"
Bu soru durmama neden oldu.

' ne bu şimdi!? Yedikleri haltları ilan mı etmek istiyor? Yada aralarına girdiğimi düşünüp bana sataşmaya mı çalışıyor? Hadi ama bir erkek için başka bir erkekle kavga edemem. İsaac için saç başa girdiğimizi düşünmek bile..'

"Pftth.."

' hayır meyra gülmemelisin. Gülmee. Düşüncesi bile çok komik'

Neyse ki kahkahami bastırabildiğimden sadece kendim duyabileceğim şekilde kısık bir ses çıkmıştı.

"Hayır. Yardımcım bana anlatma gereği duyduğu zaman anlatır. O zaman.." dediğimde ona bakma gereği bile duymadım. İsaac in kavramış olduğum kolunu çekiştirerek hızlıca solana doğru ilerlemeye başladım.

Cidden kimdi bu adam. Halen bakışlarını sırtımda hissedebiliyordum. Webtoonda böyle bir karakter olduğunu hatırlamıyorum. Yan karakter bile değil anlaşılan. Ve neden isaac böyle bir adamlaydı.

" İsaac hayatına karışmak istemem ama daha iyisini bulabilirsin"

"..Daha iyisi?" Dedi kafasi karışmış bir ifadeyle.

"Evet. Sana biscolata erkeği bulacağım. O adama bin.. hayır hayır on bin basar." 
Kararlılığımı göstermek adına iki elimi önümde yumruk yaptım.

"Bana.. biscolata erkeği bulucaksınız? Leydim ne-"

 "Ehh..utanmana gerek yok. Şaşırmadım desem yalan olur. Böyle tercihlerinin oldugunu bilmiyordum." Dedim ve omzuna hafifçe bir yumruk attım.
 
Ben şaşkınlığımı dile getirmeye devam ederken isaac olduğu yerde durdu ve arkamda kaldı. İsaac i yanımda göremeyince arkamı döndüm. İfadesiz bir suratla yere bakıyordu.

' Çok mu gereksiz konuştum acaba? Bu konularda belki hassastır dicem ama isaac ya bu.. Ne gezer hassaslık onda'

" Hah.. belki böylesi daha iyidir." Dedi kısık bir seslen. Nerdeyse duyamayacaktim. 

Belkide bilmemi istemiyordu. Ama ne yazık ki artık biliyorum.

"Neşelen isaac. Yardımcın olduğundan senin için en iyisini bulacağım ve sana yardım edeceğim. Bana güvenebilirsin." Önünde durup ona kocaman bir gülümseme gösterdim.

' isaac için ne kadar hayal kırıklığına uğrasamda yardım edersem birbirimize olan güvenimiz artar değil mi? Hala birbirimizi iyi tanimiyoruz. Belki bu olay bizi kaynaştırır. İki erkeğin arası nasıl yapılır bilmiyorum ama sonuca giden her yol mübahtır. Ha gayret meyraa! '

"Hah..Leydim cidden inanılmaz birisiniz...peki bu biscolata erkeği de neyin nesi?" Derken bir yandanda saçlarını karıştırıyordu.

"Aa... nasıl desem.. yakışıklı,seksi ve kaslı erkeklerin sempatik halleriyle kaslı vücutlarını göstererek kadınları baştan çıkaran bir erkek grubu. Ayrıca onlarında tercihleri farklı (yani gey). Benim için sende o sınıfa giriyorsun. Ah..son kısmı dememeliydim." Utancımdan gözlerimi kaçırdım.

' Televizyonda gösterilen bir çikolata reklamı diyemezdim heralde. Yine kendimi rezil ettim.Ihh..Dilimi neden bir arı sokmuyor ki?!'
İsaac her zamanki gibi bu durumdan hoşnut bir halde gülümsüyordu.

"Benimle ilgili olan düşünceleriniz onurumu okşadı leydim. Ama hiç bu isimde bir grup duymamıştım."

"Ahaha..Tabiki duymazsın. Bu kadınlar arasında bilinen birşey. Haha.. balo nerdeyse bitecek. Solana geçelim mi artık?" Dedim hızlıca.

"Hay hay leydim" dedi ve uzattığı elini menmuniyetle tuttum.

***

Büyük bir ovada yemyeşil çimenlerin üzerinde uzanıyordum. Güneş şefkatle beni ısıtırken meltem rüzgarı yüzümü okşuyordu. Kulağıma gelen kuş sesleri ve her nefes aldığımda içime dolan çiçek kokuları sayesinde kendimi tüy gibi hissediyordum.

'Cennete miyim acaba? ' 

Bu düşünce irkilerek doğrulmama neden oldu.

"Yoksa öldüm mü! Ne ara öldüm de cennete geldim ya!? Tamam buraysi çok güzelde ilk bi kendi dünyama dönseydim. Ailemi özledim. Hık..kahretsin..Annee..hık"

"İsabella neden ağlıyorsun?"

Dizlerimi önüme çekmiş, kendime doladığım kollarıma kafamı gömmüş şekilde ağlarken sesin geldiği yöne başımı kaldırdım. 

Bir kadın bana elini uzatıyordu. 

Güneş arkasında kaldığından kamaşan gözümü açıp kadına bakamadım. Göğsümü sızlatacak kadar nazik bir sesi vardı. Neden böyle hissettiğimi bilmesem de elini tutmak istedim.

Uzattığım elimi gördüğümde şaşkınlıktan duraksadım. Elim küçücük sanki bir çocuk eli gibiydi. Vücuduma baktığımda vücudumda öyleydi. Önüme düşen mor saçları görünce halen isabella nın vücudunda olduğumu anladım.

' Ahh o bayanda bana isabella diye seslenmişti. Şuan isabella nin çocuk versiyonuyum galiba. '

"Hah.. o zaman rüya görüyorum. Yani ölmedim. Huhh cidden ömrümden ömür gitti."

Bir anda etraf karanlıklaştı. Ne bir ses duyabiliyor nede birşey görebiliyordum. Benle konuşan bayanda artık yanımda değildi. İçimi bir korku kapladı ve aceleyle ayağa kalktım. 

"Bayann!! Nerdesiniz?! Lütfen yanıma gelin! Korkuyorum.."

Yerimde tirtir titrerken arkamdan biri elimi kavradı. Dokunmasıyla irkildim. Nefes alışverişim dahada sıklaştı. 

Yavaşca arkamı döndüğümde sadece sırıtan bir ağız gördüm. 

Ve konuştu.

"Artık benden kaçamazsın"

"Ahhh!!"

Çığlık atarak uyandım. Nefes nefese kalmıştım. İhtişamlı tavanı gördüğümde yatağımda olduğumu anladım. Hızlıca üstümdeki örtüyü atıp doğrulup oturdum.
 
 "Leydim içeri giriyorum" der demez mary odanın içine daldı. Yüzünden endişeli olduğu anlaşılıyordu. Direk yanıma geldi.
 
 "Leydim iyimisiniz? Bekleyin,size bir su vereyim"
 Masanın üstündeki sürahi den bardağa su koydu ve içmeme yardım etti. Artık daha düzgün nefes alıp veriyordum.
 
 "Şuan daha iyiyim mary. Teşekkürler ederim"dedim zoraki bir gülümsemeyle.
 
"Terler içinde kalmışsınız. Hemen banyoyu hazırlıyorum. Yıkanmazsanız hasta olursunuz leydim. Ayrıca sizi rahatlatacaktır."
 
Kaygılı bakarak iyi hissetmem için hemen çözüm üretmişti. Bana düşense kafamla onaylamaktı.

***

Bahçede mis kokular içinde masada oturyordum. Mary nin dediği gibi banyo iyi gelmişti. Gördüğüm rüya kafama takılmıştı. Sonunu düşününce bile hala içimi bir ürperti kaplıyordu.

"Acaba önceden bir sapığın tacizine mi maruz kalmıştım? Hıhh.. neyse umarım böyle bir rüya bir daha görmem. Ama... bayanı bir daha görmek isterdim."

 "Günaydın leydim. Bugün iyi görünmüyorsunuz. Sabah birşey mi oldu?"
 
Kafamı kaldırdığımda felix i gördüm.
 
 'hı? Felix neden hala burdaki? Çoktan bolanun üstünden birkaç gün geçti. Julia nin korumalığını yapmayacak mıydı?'
 
 "Ah.. Sabah ki sesten korkmuş olabilirsiniz. Sanırım bahcede iki kedi boğuşuyordu. Bazen çok ses çıkarabiliyorlar. "dedi bıyık altından sırıtarak.
 
 "Ha? Sabah ki ses-...! Seni!...ah evet bir sesle uyandım. Bende merak ediyordum neyin sesi diye. Merakımı giderdiğin için teşekkür ederim bay felix." İçimdeki öfkemi zor bastırmış ve yapmacık bir gülümseme göstermiştim.
 
 Bu adam benle dalga geciyordu resmen. Büyük ihtimal sabahki çığlığımı duymuş olmalıydı. Eski nemrut suratlılığı gitmiş başka biri olmuştu. Gerçek felix mi diye şüphe etmedim değil. Genelde konuşkan biri değildi ve bugün ilk konuşmayı o başlatmıştı. 
 
Gercektende hicbiri normal degildi.
 
 "Seni buraya hangi rüzgar attı böyle bay felix"dedim ve elimdeki çayı yudumlamak icin ağzıma götürdüm.
 
 "Sizi görmek istedim."
 
 Tam yudumlamıştım ki duyduğum cevap karşısında çayı nerdeyse ağzımdan tükürecektim.
 
 "Öhö..Ne ? Sabah kahvaltısında bozuk birşey mi yedin? Kendin gibi değilsin." Hayret ederek felix e bakıyordum.
 
 Ama o sadece belli belirsiz bir şekilde gülümsedi.

"Aslında kahvaltı yapmamıştım. Belkide açlık kafama vurdu. Çarşıda güzel kuruvasan yapan bir yer biliyorum. Bana eşlike etmez miydiniz leydim?"

"Tek başına gidemiyor musun?"

"Leydimiz gerçekten cok acımasız. Yoksa kilo alacağınız için mi endişelisiniz? Aslında almadınız da değil..." dediğinde düşünceli şekilde vücudumu süzüyordu.

"N-ne kilosu? Almadım tabiki. Yoksa aldım mi?" Endiseyle üstümü inceledim.

"Kilolu olduğunuzu düşünüp gelmemenizi anlayabilirim leydim. O zaman ben izni-"

" Geliyorum. Hadi gidelim. Kim miş kilolu hı? "
Diyerek eteklerimi tutup ayağa kalktım ve gaza gelmiş şekilde kendi kendime söylenerek felix in önünde ilerledim.

***

Üçüncü kuruvasanımı yiyordum.Gercekten cok lezzetliydi.Felix daha bir tanesini bile bitirmemişti. Bana bakmaktan bitiremediğini desek daha doğru olur.

"Bana bakmakla miden doymuyor. Önündekine bakman lazım." Dedim ve lokmamı çiğnemeye devam ettim.

"O kadar iyi yiyorsunuz ki ,sizi izlerken doydum leydim" demesiyle lokmam genzime kaçtı.

"Öhöm..öhöm.." 

Bir elimi yumruk yapıp bir kaç kez göğsüme vurdum. Sonra hemen önümdeki çaya yöneldim ve çaydan biraz içince kendime geldim. 

Benim aksime felix eğleniyor gibiydi. Bir bayanla nasıl konuşulacağı bilmiyor yada bilerek böyle konuşuyordu.

 Ama hiç felix lik bir hareket değildi. Tamam webtoonda da hiç lafını esirgemeyen biriydi ama bu.. farklı birşey.

"Kimsin sen bana doğruyu söyle. Tanıdığım felix böyle biri değildi." Dedim ciddiyete.

"Sizin tanıdığınız felix nasıl biriydi?"

"Nemrut suratlının onde gideni ve beni tınlamayan- ahh..." Ağzımı açtığım gibi kelimeler dökülmeye başladı. Dedikleri mi idrak ettiğimde bir anda sustum ve utancımdan dudağımı ısırdım.

"Pftt..cidden beni daha iyi tanımlayamazdınız. Ahhah.."

'Neden gülüyor ki? Ona argo kelimeler söyledim eğer yanlış bilmiyorsam.Yoksa kafayı mı yedi? Buraya neden onunla geldim kii!?'

"Şuan akıl sağlığımdan mı şüphe ediyorsunuz?" Boş bakışlarıma karşılık söyledi.

"Evet..ahh hayır. Yani hayır..off" kafamı masaya gömmek istedim. Bugün nedense çok patavatsızdım.

 " Burası için 'bizde yalan yok' diye bahsedilir. Nedeniyse eskiden buranın sahibi dobra insanlardan hoşlandığı için mekanına büyü yaptırmış. İlk düşündüğün şeyi ağzını açtığın gibi söyleyeverirmişin. Sanırım siz bilmiyordunuz."
 
 "Ha?? Neden geldiğimiz gibi söylemedin?"
 
 "Komik olacağını düşündüm." 
 
 ' Takındığı gülümsemesinin ortasına bir yumruk geçirip sonrada ahh felixx komik olacağını düşündüm demek istiyorum. Tut kendini meyraa tut..'
 
Son kalan lokmamıda sinirle ağzıma attım. Sanki özellikle rezil olmam için yapılmış biryerdi.patavatsız görünmek istemiyordum. Bunun için sadece ağzımı kapalı tutmam gerekiyordu.

"Bu kadar iştahlı olduğunuzu bilmiyordum leydim. Fazla yerseniz-"

"Kiloma neden bu kadar taktın! Merak etme! Sıçabiliyoruz çok şükür!"

İkimizde dediğim son cümleyi idrak etmeye çalışır gibi birbirimize baktık. Hızlıca elimle ağzımı kapattım.
 
Gerçektende bunu söyledim değil mi?!!





~~~~~~~~~~~

Evettt uzun bir aradan sonra geldim. Bölümler yine geç gelebilir çünkü derslerim ve yaklaşan sınavlarım var. Lütfen beni maruz görün. Herzaman ki gibi hikayeyle ilgili yorumlarınızı bekliyorum. Yorum yaptığınız zaman bir gaza geliyorum. Ve Arjen ciler için üzgünüm bu bölümde kendilerini göremedik. Ama ilerki bölümlerde görünceğiz. Sonraki bölümde görüşmek üzere ❤️❤️



Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


7   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   9 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.