Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 

           
-7 yıl sonra-

     Sıcak bir yaz günü bırakıldığım bu yetimhane sakin ve neredeyse mutlu diyebileceğiniz  hayatımı değiştirdi. Selene ve Jack'i özlemiyorum, özlediğim tek şey aile olmanın verdiği o sıcak ve güven dolu his, bu hissi 2 kez kaybettim ve tekrar kaybetmek istemiyorum. Bu yüzden bir daha kimseye bağlanmayacağıma söz verdim.
   
    

   İlk başlarda herşey iyidi bir ailem olmasada arkadaşlarım vardı, onları sevdim ve güvendim. 
   Bu şekilde büyük bir hata yaptığımı bilemeden onlara kalbimi açtım . 
   Onlara o kadar güvendimki gördüğüm tarihlerle ilgili olan sırrımı söyledim. Çok saftım. 
   Öyleydim çünkü onlar hakkımda asılsız söylentiler yaymaya başladılar. İlk başta sadece alay edenler daha sonra kelimlerini keskinleştirdi, bu kelimeler artık sadece alay denemeyecek kadar kötü ve acımasızdı...

   - CADI!!!!

   - IYHH.. BİZDEN UZAK DUR!

   - ONA YAKLAŞMAYIN YOKSA SİZİ LANETLER!

   - SENİ ÇİRKİN. GİT BURDAN!!

  Bir bıçak kadar keskin olan kelimleri kalbimin derinliklerine işledi. İlk her söyledikleri şey canımı yakıyordu, ama sonra tıpkı yanlızlık gibi bunada alıştım. Zaten öğretmenler bizimle ilgilenmiyordu bende artık onlara söylemedim. 
      
  Artık insanların ölümüne karışmadım. Göz yummak zordu zor olmasına ama onlara yardım ettikten sonra bana sanki onlara kötü bir şey yapmışım gibi davrandıkları için onların yardım hak etmediklerini düşündüm.  

  Zaman böylece akıp giderken soğuk ve karanlık olan hayatım bir gün aniden aydınlandı. 

   Benim o zamanlar melek olarak gördüğüm Castleton çifti buraya her ay düzenli olarak bağış yapan, çok iyi ve nazik insanlardı. Onlarla ilk kez merdivenlerden itildiğim zaman Bay Liam Castleton'nun beni koşarak kurtarmasıyla tanıştım. Beni tedavi ettiler ve bana şeker verdiler, o zaman kendime verdiğim bir daha kimseye güvenme sözü artık tarih olmuş gibiydi...

  Böylece her ay bağış yapmaya geldiklerinde  bana çikolata, şeker ve onun gibi küçük ama iç ısıtan hediyler verdiler. Ve mutlaka her gelişlerinde halimi hatrımı sorar ve o kısa konuşmayla hayatımı renklendirirlerdi. Onlar geldiğinden beri artık yaşamak için bir sebebe sahip olmuştum ki bu beni bu yerde hayatta tutan tek şeydi...

    -Şimdiki zaman-
   
'Bugün yine bağış yapmaya geldikleri gün, çok heycanlıyım çünkü son gelişlerinde bana bir sonraki sefer çok büyük bir süprizlerinin olduğunu söylediler.' 

  Hızla merdivenlerden aşağı indim, ve onları aradım.Ama hiç bir yerde yoktular. Düşüncelere dalmış bir şekilde etrafta koştururken bana doğru gelen rahibe Alice'i farketmedim. 

  (Patt!)

  - ç-çok özür dilerim Bayan Alice 

    - Ah. Daisy demek buradasın. 
Bay ve Bayan Castleton seni koridorun sonundaki odada bekliyor.

   - Ha.Beni mi ? 

  - Evet seni! Tanrım hadi hadi koş onları ağaç yaptın orada.

  - Ah. Doğru.

  Koşarak odaya gittim, girmeden önce üstümü son bir kez düzelttim. 

  Kapıyı açtım.
  
  - Daisy.

  - Merhaba Bayan Christina. Merhaba Bay Liam.

  - Daisy bu kadar resmi olma. Sana söylememiz gereken çok önemli bir konu var. 

  - Öyle mi? nedir bu peki?

  - Daisy  biz artık seninle burada görüşemeyiz.
 
  -N-ne siz?

 İliklerime kadar bırakılma hissine kapıldım. Gözlerim kocaman açıldı, terlemeye başladım yoksa yoksa onlarda beni bırakacaklarmı...bu bu olamaz ben onları bırakamam. Kafamdan aşağı soğuk bir kap su dökülmüş gibi hissediyordum .

    Duygularımı hisseden Bayan Christina;

  - hey.hey korkma tatlım.aslında biz senden seninde bizimle gelmeni isteyecektik. Yani artık seninle burada değil, seninle hep birlikte olmak istiyoruz.

  - Hayır. Dur ne? 

  - Daisy tatlım bizimle eve gelirmisin?

  Yıllardır beklediğim ama aynı zamanda onlardan hiç beklemediğim bu soruyu duyunca gözlerim buğulandı. 

     Hemen titreyen sesimle cevap verdim.

  - Ben ben ge-gelirim...

  Gözlerim  açık kalmış çeşmeler gibi gözyaşı döküyordu.

   Bayan Christina bana yaklaştı ve kocaman sarıldı. Hayatım boyunca hiç bu kadar sıcak kolların arasına girmemiştim...
   
    2 gün sonra yeni ebeveyinlerim beni almak için yetimhaneye geldiler.

   -(Christina) Hazır mısın Daisy?

   - Be-ben hazırım.

 Ellerimi tutup beni arabaya doğru götürdü arkaya yanıma oturdu. Tüm yol boyunca kafamı bayan Christina'nın omzuna koyarak geçirdim...

   Evin kapısına geldiğimizde Bay Liam;

  - Evine hoş geldin Daisy.

Dedi yumuşak sesiyle, 

- Evim.

- Evet evin . 

 Ahh. Tanrım yüksek sesle söylediğime inanmıyorum bu cidden çok utandırıcı. Düşüncelere dalmışken utanan yüzümü saklamak için hızla kafamı farklı bir yöne çevirdim. Çevirdim ve gözlerim dondu karşımda artık evim olduğunu düşündüğüm yer vardı ve bu ev gerçek anlamda kale gibiydi. 
   
    'Aman tanrım!' 

  Ev kocamandı eski evimden bile büyüktü, 3 katlıydı ve çok büyük bir bahçesi vardı. Yeni ailemin zengin olduğunu biliyordum ama ben bile bu kadarını beklemiyordum.
  
  İçeri girdik, içerisi tahmin ettiğim gibi çok güzel ve moderndi. Eşyalarımı bıraktıktan sonra Bay ve Bayan Castleton bana beni benden 2 yaş büyük olan çocukları ile tanıştıracaklarını söylediler.

   Salonun kapısı yavaşça açıldı. 
Orada bizi bekleyen uzunca bir oğlan vardı. Yüzüne bakmaya utandığım için yere bakarak,
   
     - B-ben Daisy tanıştığımıza sevindim.

    -(Anne)Hey. Isaac cevap versene.

Bayan Christina'nın uyarmasıyla bıkkın bir şekilde konuştu,

   -Ben Isaac. 

   Aman tanrım sesi çok derin ve güzeldi. Bu derece güzel bir sesin sahibinin yüzünü merak ettim.

  Yavaşça kafamı kaldırdım. 
Güzel kırmızı dudakları,altın sarısı  gözleri, kardan bile beyaz olan teni,katran karası büyüleyici siyah saçları  vardı, dokunsam karadelik gibi içine çekilirim gibime geldi. Bakmaya bile kıyamayacağınız kadar yakışıklıydı. 

  Onu incelerken gözlerim aniden kafasının üstüne odaklandı. 

  Gözlerim fal taşı gibi açıldı herhalde biraz daha açılsa içinden düşerlerdi. 

'Bunun imkanı yok'

  Kafasındaki üstünde kırmızı bir şekilde paralayan bir tarih vardı. Ve bunun anlamını gayet iyi biliyordum.

  'O ölecek.'

   Isaac'in kafasının hemen üstünde;

-09.11.2020 / 57.22.20-

  Kekelemeye başladım.

  - B-bir hafta.

  Etraftakiler anlamaz gözlerle bana bakarken, 5 yılın ardından bir kez daha birini kurtarmam gerektiğini hissettim. Hayatımı ve mutluluğumu  borçlu olduğum bu ailenin mutlu kalmasını istiyordum. Ödemem gereken bir borcum vardı...

      (Devam edecek)
  
  
   


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.