Yukarı Çık




15.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16.1 

           
Bölüm 15.2

Tüm vücudu, kızın attığı bakış tarafından ele geçirilmişti. Bu bakışı hatırlıyordu. Hayır, sadece hatırlamak değildi bu, o bir dedektif ailenin gözlerine sahipti. Nefret ettiği ve korktuğu gözler. Herkesin iç düşüncelerini delip geçebilen, zihinlerinin içinde sessizce sürünebilen ve açığa çıkmamış hiçbir şey bırakmayan gözler.

Kendi kızının bu dehşet verici bakışlarla ona bakması… Kirigiri’nin somurtkan yüzü gevşedi, sadece azıcık.

- Tam da Kirigiri ailesinin vârisinden beklendiği gibi!
- Ne kadar da olağanüstü bir yetenek!

“...Komik bir şey mi var?“ Kyouko onun yüzüne bakıyordu, azarlar gibi bir soru sordu.

“Hayır, sana hayranlık duyuyordum sadece.“ Kirigiri’nin yüzündeki gülümseme kaybolmadı. “Seni İzuru Kamukura’yı bulmakla görevlendirdim ve böyle kısa bir zamanda sadece Umudun Zirvesi Akademisi’nin Tarihindeki En Büyük, En Kötü Olayı keşfetmekle kalmadın; üstüne İzuru Kamukura’nın bundan sorumlu olduğunu da doğru şekilde tahmin ettin… Bu harika.“ Heyecan içinde hızlıca konuştu.

“Peki o zaman. Bana devamını söylesen olmaz mı? İzuru Kamukura kim? Sadece bu ada bakarak kız mı erkek mi olduğunu bile anlayamıyorum...“

Kirigiri kafasını salladı. “Önceden demiştim ya. Sana bunu söyleyemem.“ Yüzündeki gülümseme yok oldu.

“...Anladım. İyi o zaman.“ Kyouko, zaten bunu kendi kendine bulabileceğini anlatmak ister gibi hızlıca gitmek için hazırlanıyordu. Ayaklarına baktı ve ilgisiz ses tonuyla devam etti. “...Ama bunu hiç anlamıyorum. Kamukura’nın suçlu olduğunu biliyorsan neden benden araştırmamı istiyorsun? Bu olayın üstünü örtmeye çalışmıyor musun? Öyleyse sadece komitenin Kamukura’yı saklı tutmasına izin vermeli ve başka bir şey yapmamalısın.“

“Hayır, bunu öylece onlara bırakamam.“

“Öyle mi?“ Kyouko’nun ağzı anormal bir şekil aldı. “Yani onlara da mı güvenmiyorsun?“

“Hayır, öyle değil.“ Kirigiri’nin sesi soğuk bir tona geçti. “Sadece ne yaptıklarının farkında olmadıklarını düşündüğüm için. Bana göre… büyük bir hata yapıyorlar.“

“Hata mı?“

“Olayı örtbas ederlerse hiçbir sorun kalmaz zannediyorlar… Ama ben bunun doğru olduğunu düşünmüyorum.“ Kyouko, sözünü bölmeden Kirigiri’yi dikkatle dinledi. 

“Bu olay henüz sona ermedi. Hala bir yerlerde, bir şeyler dönüyor gibi hissediyorum… Umarım sadece bana öyle geliyordur ama öyle değilse bu, geri alamayacağımız bir şeye dönüşebilir. İşte bundan dolayı İzuru Kamukura’nın söyleyeceklerini duymam gerek. Ama komite, Kamukura’nın nerede olduğunu söylemiyor. Bana güvenmiyorlar.“

“…………“

Bir şey Kyouko’nun canını sıktı. Bunun nedeni Kirigiri’nin söylediği sözlerle pek alakalı değildi, olayın bitmeye çok uzak olduğu hakkındaki korkusunu anlatırken sahip olduğu tavırla ilgiliydi. Ses tonu ve jestleri kesinlikle ciddiydi ama hepsi bu değildi. Bunların içinde başka bir duygudan küçücük bir iz saklıymış gibi hissetti.

Aniden dedesini hatırladı.

Kyouko’nun dedesi yani Jin Kirigiri’nin babası, hala Kirigiri ailesinin başıydı, bir dedektif olarak aktif biçimde görev başındaydı. Dedektif olarak ilk başarısını hatırladı Kyouko. Resmi olarak vakada bir asistan gibi davranıyordu ama herkesin hayal ettiğinin ötesinde bir başarısı vardı. Dedesi, o zamanlar velisi olarak onu yakından gözlemliyordu. Dedesinin hiçbir şey demeden gözlerini kıstığını hatırladı, yüzündeki ifade basit bir neşe veya heyecanı aşıyordu.

Babasının şimdiki ifadesinin, önceden dedesinin yaptığı ifadeye benzediğini düşündü.

Ama bir şey demeye cüret etmedi. Bu çok saygı duyduğu dedesine hakaret olurdu.

“...Bir sorun mu var?“

Bu soru ona, bir süredir sessiz olduğunu fark ettirdi.

“Yok bir şey.“ Kyouko kendini toparladı ve bir tutam saçını hafifçe kenara çekti. “İyi. Şimdi neden Kamukura’yı araştırmamı istediğini anladım. Kısacası, komitenin dikkatini çekmeden kendin araştırma yapamadın.“ Sonra delici gözlerini yine Kirigiri’ye çevirdi. “Ama bana güvenmenin iyi bir fikir olduğuna emin misin?“

Kirigiri’nin yüzünde endişeli bir ifade oluştu. “...Ne demek istiyorsun?“

“Sana en başından söyledim değil mi? İdare komitesi hedef alınıyor çünkü olayın suçlusunu saklıyorlar, bu da demek ki...“ 

“...Suçlu, Kamukura’yı arayan bir kişi -“ Kirigiri aniden ne dediğini fark etti, yüzünde gergin bir gülümseme oluştu. “Bu durumda, benim şüpheli olduğumu söylemeye çalışıyorsun.“

“Bu doğru. Ancak senin suçlu olmadığını çoktan biliyorum.“ Kyouko kollarını göğsünün önünde bağladı. “Ceset kaybolduktan hemen sonra, bu odayı telefonla aradım… Sen de hemen cevap verdin, bu yüzden malesef senin bir mazeretin var.“

“Malesef mi? Bu biraz fazla olmadı mı?“ Kirigiri’nin gergin gülüşü, acı bir gülüşe döndü.

“Dahası, endişelenmek için başka sebeplerin yok mu sence de? İzuru Kamukura’yı bulduğumda… senin yanına gitmeden önce polisi arasam ne olur?“

“Hayır, bunun için hiç endişeli değilim.“ diye cevapladı Kirigiri, soru ile dalga geçer gibi. “Kanunlar polisler için ne kadar önemliyse bir dedektif için de en önemli şey müşteridir. Sen Süper Lise Seviyesi Dedektif olduğun sürece anlaşmamızı bozmazsın.“ İşvereninden nefret etsen bile, diye düşündü kendi kendine.

“Bu yüzden mi beni görevlendirdin? Eğer ben kendi başıma olay hakkında bilgi toplarsam kötü olur diye düşündün, o yüzden bana bir iş vererek beni sessiz tutabileceğini düşündün değil mi?“ Sözleri duygu ile boyanmıştı. Kendisi de bunu fark etti. Söylediklerinden anında pişman oldu.

“Sözlerim böyle anlaşıldıysa özür dilerim. Sana görev vermemin tek sebebi, yeteneğine ihtiyacım olmasıydı. Bir art niyetim yoktu.“

Kirigiri sözlerini dikkatlice seçti. Endişeli olduğu belliydi, bu da Kyouko’yu daha çok sinirlendirdi. Ayrıca Kirigiri’nin, canını sıkmasına izin verdiği için kendisine de sinirliydi. Her şeyi geçmişte bırakması gerektiğini düşünüyordu, artık babası için hiçbir şey hissetmemesi gerekiyordu. Hatta babasına gücenmemesi gerekiyordu. Bu yüzden işi kabul etmişti, herhangi bir vaka gibi olacaktı. Öyleyse şimdi niye konuştuğu her zaman böyle keskin sözcükleri seçiyordu? Şey gibiydi -

- Ben ilgi bekleyen şımarık bir çocuk gibiyim.

“Bu gereksiz konuşma yeter.“ dedi gergin bir sesle, kafasındaki düşünceyi atmaya çalışıyordu. “Ne olursa olsun, daha fazla kurban veremeyiz. Bana göre artık geri kalan komite üyelerini uyarman iyi olur. Onlara, İzuru Kamukura’yı saklı tutmaya devam ederlerse daha çok insanın ölebileceğini söyle.“

“Evet, tabii...“ İkisi de komitenin muhtemelen dinlemeyeceğini biliyordu ama ikisi de bunu sesli söylemiyordu. Bundan bahsetmenin gereksiz olduğunu biliyorlardı.

“...Şimdi gidiyorum.“ Kyouko, Kirigiri’ye bir kez daha bakmadan arkasını döndü. Arkadan beklenmedik bir ses geldiğinde kapıya yaklaşıyordu.

“Bu iş tahmin ettiğimden çok daha tehlikeli bir hal aldı...“

Kyouko durdu. “Ne var bunda?“ Başını çevirdi. “Ben bir dedektifim. Kirigiri ailesinin vârisiyim.“ 

“...Bunu demeni bekliyordum.“

Kyouko bu sözlerin başka bir istenmeyen duyguya ulaştığını hissetti ve hızlıca tekrar kapıya yöneldi. Kapı koluna ulaştığında babası tekrar arkadan konuşmaya başladı.

“Hazırlık okulunun ’geçit töreni’ gün geçtikçe büyüyor...“ Sesi normalin aksine stresliydi. “Zamanlama fazla mükemmel gibi geliyor. O olayla alakasız olamaz. Demek istediğim...“ Kirigiri boğazını temizledi ve doğal sesine geçti.

“...Dikkatli ol.“

Kızı akşam dışarı çıkmadan önce onunla konuşan bir baba gibiydi sözleri. Buna rağmen, Kyouko’nun tepkisi duygusuzdu. Yani hiçbir tepki vermedi. Müdürün odasından çıkarken hiçbir şey demedi. 

Kapının gürültü ile kapandığını duyduktan sonra, Kirigiri derin bir iç çekti ve tekrar sandalyesine yaslandı ama yüzünde hafif bir tebessüm var gibiydi.

- Gerçekten inanılmaz bir yeteneği var.

Kalbinde bu sözleri fısıldadı ve tebessümü arttı.

Müdürün ofisinden çıktıktan sonra, Kyouko gelirken olduğu kadar hızlı şekilde koridordan geçti. Yüzünde duygu yoktu.

Sonra aynı ifadeyle, aniden fısıldadı.

“...Bunu söylemesine gerek yoktu. Zaten biliyorum.“

Sadece kendisinin duyabileceği fısıltı, kısa süre içinde havada kayboldu. Ve sonra kendisi de kayboldu, karanlık koridorların derinliklerinde.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

15.1   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16.1