Bölüm 1734: Mutlak Sersemlik! 


AWOOOO!


Bir Gerçeklik büyüklüğünde devasa bir Kurt, Rüya Cehennemi’ni kasıp, kavururken, bu EFSANE’nin şeytani canavar yüzünde zalimlik ve heyecan dolu bir ifade vardı, gözleri kükrerken, mutlak vahşet dalgaları yayıyordu!


"Çağlar boyunca bilinç kazanmış Rüya Özünün sadece kalıntıları! Küçük öz pıhtılaşmanızın gerçek TABOO’ya dayanabileceğini mi sanıyorsunuz?!"


BOOM!


"Sadece küstahlık - belki bir Tabaka Rüya İmparatoru’nun sancağı altına girmiş olsaydınız, bize karşı çıkacak kadar cesur olabilirdiniz! Ama sadece serseriler olarak... hmph, !



...!


Beowulf’un arkasında bir düzineden fazla çift kola sahip insansı bir kurdun devasa görüntüsü oluşurken, atmosfer titredi ve yuvarlandı. Gözleri bembeyazdı, vücudunun yarısı parıldayan bir kürke ve yarısı deriye sahipti, bir kurt kafasına sahipti ve birçok elinde binlerce Kozmos büyüklüğünde titreşen buzul kıtalar görülebiliyordu, bu Güçlendirilmiş Yetenek aslında TABOO otoritesiyle doluydu ve devasa kıtaları etrafa fırlatmaya başlamıştı.


BOOOM! BOOM!


Ata Beowulf Rüya Cehennemi’nin derinliklerine doğru ilerleyerek, Rüya’yı Tersine Çevirme Biblosu Küpü’nü elde etmeye çalışırken, çılgına dönmüştü ve bir de Altın Gözün İmparatoru vardı.


Bu kaosun ortasında bile, bu EFSANE’nin hareketleri hesaplanmıştı; devasa bir arkaik Nymph onun arkasında ruhsuz bir şekilde hareket ederken, bu Kanatlı Altın Göz’ün kaypak gözü etrafı yakından izlerken, kozmik ormanlar ve bitki örtüsü onun emri altında çiçek açıyordu!


Bu EFSANE’nin bakışları, serbest bırakılan basıncı daha da içeri iterken, savaşın üzerindeydi, ancak öfkeli TABOO otoriteleri bunu yapmayı zorlaştırıyor ve  bu kaosun ortasında bir şey arıyor gibi görünüyordu.


OOOM!


Bu iki İlkel EFSANE’nin gücü Rüya EFSANELERİ’nden daha vahşi ve daha sağlamdı, bu altı varlık gittikçe daha geriye itiliyor ve bir baskı hissiyle karşı karşıya kalıyorlardı! Tayfunlar ve cehennem gibi kum fırtınaları ortaya çıktıkça, bedenleri birbiri ardına aydınlanıyor, bedenleri tamamen savaşa daldıkça, bu varlıklar Yükseliş Halolar’ı ile kaynaşmaya başlıyordu!


Bunu yaparken de arkalarında korunmasız, ışıltılı bir altın ışık kütlesi bıraktılar.


Tüm bunların ardında saklanan korkunç bir varlığın gizli görüntüsü daha da yaklaştı, tüm bunların en zor kısmı gelmek üzereyken, iradesi neredeyse erişilebilirdi!


Ama her zaman olduğu gibi... işler hiç de beklendiği gibi gitmez.


Savaşın merkezinde, içeri girerken savaşı dikkatle izleyen Altın Göz İmparatoru’nun yüzünde küçük bir düşünce belirdi.


’Saldırılar yüzünden mi yok oldu? Karşılaştığımız anda ortadan kaybolmuş gibiydi...!!!’


BZZZT!


Altın İmparator’un parlak gözü parladı.


"Karşılaştık mı? Hayır, karşılaşmadık!’


Bu EFSANE’nin şaşırtıcı kaderi, Rüya Boyutunun çevresinden geçerken, Osmont’un hareketlerini hatırladığında dalgalandı. Her zaman tek bir yöne doğru ilerlerken, asla dönmüyor ya da yön değiştirmiyordu. Sanki nereye gittiğini tam olarak biliyordu ve aklında önceden belirlenmiş bir yer vardı!


BOOM!


Yüce TABOO Rüya Hazinesinin değerli ışığı tarafından tamamen kör edilmeyen Altın Gözün İmparatoru, kaderi ileriye giden yolu gösterirken, bazı ipuçlarını yakaladı!


Bu EFSANE’nin sağlam bedeni vahşi bir güçle patladı ve kadim sesi haykırdı:


"Bu bir tuzak, uzayın kilitlenmesine izin verin!"


BZZZT!


Başka bir Su Perisinin görüntüsü etraflarına uzaysal zincirler yerleştirmek için yükselirken, ondan bir ŞEKİLLENME Yeteneği fırladı, ancak iki Kâbus EFSANESİ, bu yeteneği geri püskürtmek ve uzayın tek bir varlık tarafından kilitlenmesine izin vermemek için kendilerinden Kozmik ışığın obsidyen zincirleri uçarken, homurdandı.


Bu EFSANELER bunca zamandır uzayın kontrolü için savaşıyorlardı ve uzay tek bir otorite tarafından kontrol edilirse serbestçe hareket edemezlerdi, bu yüzden Altın Göz İmparatoru’nun eylemleri herhangi bir sonuç veremeden geri püskürtüldü!


Bundan sonra olanlar pek çok şeyin bir sonucuydu, ancak en büyük tek neden EFSANELER’İN kendi aralarındaki çatışmaydı.


"Aptal! Sadece bir Gökkubbe varlığı bizimle oyun oynuyor-"


HOOONG!


Altın Gözün İmparatoru’nun sözleri öfkeli bir hal alırken, Ata Beowulf bile öfkesinden uyandı ve ışıl ışıl dönen gözleri uzaklarda göz kamaştırıcı bir Altın ışık kümesine dikildi.


Yüce TABOO Rüya Hazinesi’nin göz kamaştırıcı ışığı.


Bir sonraki anda bu harikulade hazine yığını titreşmeye ve daha da büyülü bir ihtişam yaymaya başlarken, o anda yakınında bir aura zar zor seçilebiliyordu!


RUMBLE!


Görkemli ışık demetinin yanında parlayan bir ruh görülebiliyordu, bu ruh otorite ile patladı, sonunda her biri bakarken, bu durum savaşan varlıklar tarafından hissedildi ve iradeleri anında patladı!


Bu... aslında olacaklar için belirleyici faktördü.


Uzanan 8 EFSANE’NİN öfkeli iradeleri ve otoriteleri... hepsi üstünlük için birbirleriyle savaştı ve sonuçta şok edici bir sonucun ortaya çıkmasına izin veren hafif bir gecikme oldu!


SHAA!


Bir ışık parlaması.


Kaderin yankılanan notası!


Ve sonra... Yüce TABOO Rüya Hazinesi’nin tamamen ortadan kaybolması!


...!


"SAÇMA!"


BOOM!


Tüm bunları anlayan ve gerçek zamanlı olarak gerçekleştiğini gören Altın Gözün İmparatoru, artık boş olan uzay boşluğuna doğru şok edici bir saldırıyla patladı ve Rüya Özü kaynarken ve etraf daha da kaotik bir fırtına kütlesine boğulurken, uzaklaşmaya çalışan küçük ruhu tutmak için kalan Kalıntı Yadigarlarını çekiştirdi!


TABOO’nun yoğun özü nüfuz ettikçe, on milyonlarca Gerçek Gerçeklik Ruh Hasarı yankılandı, Rüya Boyutu’nun atmosferi her zamanki gibi hızlı çalışarak, hasarı kendi içinde dağıttı, yükselen fırtınalar hızla kontrol altına alınırken, alan sakinleşti ve çevre kristal berraklığına kavuştu.


"..."


Buradaki tüm güçlü varlıklar sersemlemiş bir halde ileri bakmaktan kendilerini alamadılar; uğruna savaştıkları hazine şu anda gözlerinin önünde değildi ve onu alan kişi bile ortalıkta görünmüyordu!


AWOOOO!


Gerçekliği paramparça eden buzul kozmik fırtınalar ortaya çıkmaya başladıktan kısa bir süre sonra muazzam bir öfke ve aşağılanma çığlığı yankılandı!