Bölüm 3362: Dominolar! II


Ama kim bir Blancverse’ye rastlar ve sadece bir Varoluş Tüzüğ’ü Varoluş’unun O’nu bulduğunu gözlemler ve sadece el sallayıp, onlara iyi dileklerini sunar?


Böylece, Nedensellik bozulmaya devam etti.


Varoluş’un Kız’ı halkıyla birlikte yok olurken, İnfiniverse Megalos Bedeni’nden Dehşet verici bir Güç fışkırdı!


Domino taşları birbiri ardına düştü.


Ve en son Domino taşı düştükten sonra, yankıları çok uzaklara kadar uzandı.


Genişlik içinde.


Belirli bir Dokunulmaz Kutsal Blancverse Etki Alanı’nın bulunduğu yere kıyasla çok çok uzak bir mesafe.


Geniş Alan’ın sayısız Altın Sicim’i karmaşık şekillerde akıyor, etrafa yayıldıkça, Sonsuzluk hissi veriyordu.


Yine de belli bir bölgede, bu Altın Sicimler bükülerek, bir düzineden fazla Omniverse büyüklüğünde dairesel Beyaz bir Alan’a yol açmıştı. 


Bu, bir Blancverse Ayet’i idi. 


Sakin bir şekilde durdu ve Altın Sicimler’in Yollar’ını ayırmasına neden oldu, Beyaz bir Işık onu tamamen kapladı ve içinde ne olduğu bile gözlemlenemedi!


Bu Blancverse Ayeti’nin arkasında, sanki Geniş Alan’ın Kendisi’yle örtüşmüş gibi görünen daha da Eşsiz bir Fenomen görülebiliyordu: Işık Yıllar’ının Çok Ötesi’ne uzanan göz kamaştırıcı bir Su Kütle’si idi. 


Sanki her damlası Astral Parlaklık’tan yapılmış gibi Göz Kamaştırıcı Derecede Mavi idi. 


Bir Deniz.


Bir Megalos Deniz’i!


Blancverse Ayet’inin arkasında dururken, şok edici bir Güç ihtişamı yayıyordu.


Böyle bir Deniz’in derinliklerinde, Pırıl Pırıl Altın Işıltısıyla dolu Mavi Sular Akıyor’du.


Deniz’in Derinlikler’inde, Deniz’in Mavi Işıltısı’nın azaldığı ve Altın Rengi’ne dönüştüğü küçük bir Alan’da, Devasa bir Yaratığ’ın Beden’i uyukluyordu.


HUUM!


Belirli aralıklarla ritmik bir şekilde Nefes alıyor gibi görünüyordu, Altın Pullar’ı etrafındaki Karmaşıklık Dallar’ını emiyor ve her geçen saniye daha da Parlıyor’du!


Etrafında devasa bir Su Kütle’si vardı ama yine de bu Devasa Kütle’nin etrafında kilometrelerce uzanan ve tek bir Su Damlası’nın bile ona değmesini engelleyen görünmez bir Alan varmış gibi görünüyordu.


Sanki bu Varoluş Kendi Dokumalar’ının içinde var olmuş gibiydi.


Sanki etrafındaki Varoluş Dokumalar’ından etkilenmesi tamamen kesilmiş ve koparılmıştı!


Varoluş Kopması!


Böyle birisi Megalos Denizi’nin derinliklerinde, bir Blancverse’in yanında uyukluyordu...


"Saray Ustası! Saray Efendisi! Sentara... Yaşam Ölçeği! O’nun Yaşam Ölçeği!"


Yüz’ü şok edici bir Omni Güzellik’le dolu bir Kadın belirdiğinde, acıyla dolu telaşlı bir Ses çıkmıştı - Bu Yüz şu anda çok az kişinin taklit edebileceği bir Acı’yla doluydu.


Bir Anne’nin kendisine en yakın şeyi kaybetmesinin Acı’sı gibiydi. 


Kadın, etrafındaki Varoluş Dokumalar’ından Soyutlanmış altın pullu Yaratığ’a doğru baktı, etrafına Altın Gözyaşlar’ı dökülürke,n aynı anda hem Çılgınca hem de incinmiş görünüyordu.


"Biliyorum."


WUU!


Ağır bir parlaklık taşıyan derin bir Ses, devam etmeden önce gürlemişti. 


"Az önce içinde bıraktığım Güc’ün yok olduğunu hissettim. O gitti."


Ses, her şeyi sanki bir Gerçekmiş gibi ifade ediyordu.


Sanki her şey basitçe böyleymiş gibi!


Kadın, büyük bir Acı’yla dişlerini sıkarken, yüzünde Çılgın’ca bir ifade vardı.


"Gitti mi? Gitti mi?! Neden ondan bir Hiçmiş gibi bahsediyorsun? O, Sen’in de Kızın’dı! O Sen’in..."


...!


Astral Kızıl Altın Gözyaşlar’ı, Tüzük Birleşimi Dokumalar’ı titrerken, Kadın’ın üzerine düşmüştü.


Kadın’ın önünde, Parlak bir ışık parlarken, devasa Altın Pullu Yaratık içini çekti ve Kederli Kadın’a sakin bir bakışla bakan bir İnsan Figür’ü belirdi.


"Henüz Varoluş’un Sınırlar’ından kaçamadı ve Varoluş Kopma’yı başaramadan O’nu yere serdi. Elbette umurumda. Ama yapılabilecek hiçbir şey yok. Birazdan aölüm nedenini öğreneceğim ve sonrasında dinlenmesi için elimden geleni yapacağım."


...!


Sözler’i sanki hiçbir şey onu sarsamayacakmış gibi Yaş ve Güç taşıyordu.


O’nun yüz ifadesini gören Kadın başını salladığında, Bilgeliğ’i Akıl Almaz bir hal almıştı.


"O’na söyledim. O’na kendini kanıtlamasına gerek olmadığını söyledim. Peki Varoluş’un diğer Kızlar’ı ve Oğullar’ı ne olacak? Genişlik acımasızdır! Genişlik, sadece bir Tüzük Birleştirme Varoluş’unu umursamıyor! Ve şimdi...ah!"


Etrafını saran Varoluş Dokumalar’ı O’nun manik halinin yarısı kadardı ve yine de Güç Dallar’ı yakınlara doğru fırladığında, Varoluş’u Kesen’e yaklaştıkları anda Hiçliğ’e dönüşmüşlerdi! 


Bronz Ten’i Işık’la Parlar’ken Altın Reng’i Saçlar’ı Huzur’la dalgalanıyor, Gözler’i Işıl Işıl parlarken, ifadesi sakinleşiyor ve sol tarafa bakarken, hayali Dokumalar ortaya çıkmaya başlıyordu.


Bu Dokumalar, Varoluş’un Kızı’nda Varoluş Koparma gücünün ilk tetiklendiği andaki görüntüyü gösteriyordu.


Hayali Dokumalar, Kız’ının Kafa’sı temiz bir şekilde kesilmiş görüntüsünü gösterdi; bu sahne, Varoluş’u Kesen Varoluş’un yanındaki Kadın’ın Kül Rengi’ne dönmesine neden oldu ve ardından Kız’ının Varoluş’u tamamen tersine döndü.


Ve tüm bunların arkasındaki Suçlu kendini gösterdi!


Yüz’ü tam olarak görülemeyen, puslu ve Çok Renkli bir Işıltı’yla kaplı bir Kadın Figür’ü.


O’na bakan Varoluş’u Kesen Saray Ustası kısa ve Öz konuştu.


"Dokumalar’ını örtecek kadar Yetenekli ve benim artık Gücüm’ün ortaya çıkması onu öldürmedi. Tek başına hareket ettiği için başka hiçbir Varoluş belirtisi söz konusu değil. Onun hizalanması... Madde’nin hizalanması olmalı, ama o başka hiçbir Güc’ün Dokumalar’ına uymuyor. Eğer bu yanlışı düzeltmek istiyorsak, kendim yola çıkmalıyım."


...!


O’nun Sözler’i sadece yanındaki Cariye’nin yüz ifadesinin histerik bir hal almasına ve çığlık atmasına neden oldu.


"Yola çık! Yola çıkın! Kızımız için bu yanlışı düzeltin!"


Nefreti’ni boşaltmak için bir yol arıyordu.


Ancak iç çekerken, Varoluş’u Kesen’i geride tutan bir şey varmış gibi görünüyordu.


"Bu çatışmaya neden olan şey neydi..."


İç çekerken, Otoritesi’nin patlak verdiği Hâyâli Dokumalar’ın etrafını taradı.


Ve sonra sakin Gözler’i kocaman açıldı.


Çünkü Genişliğ’in Sicimler’ini izole eden Beyaz bir Ayet’in parıltısını görmüştü!