Yani Yaratığ’ın bir Amac’ı ve bir Başlangıc:ı vardı, ama yine de kendisi için iyi olmadığını bildiği bir arkadaşlık arzuluyordu.
Bu eksikliği telafi etmek için Yaratık, Yaşayan Paradoks tarafından Her Şey’in yayılmasından Doğan Tüm Şeyler’i gözlemlemeye gitti.
Ve... Kendi çocuklarıymış gibi görmekten en çok keyif aldığı Yaşam Formlar’ı, Erken Yaratıklar’dı.
Schrodinger’in Ses’i, devam ederken, babacan bir hüzünle doldu. “Onlar’ı gözlemledi. Kendi Amaçlar’ını bulmaya nasıl çalıştıklarını. Ama tökezlediler. Sürekli Kaçınılmazlıklar’la savaştılar, Yaşayan Paradoks hapsedildikten sonra, Kaçınılmazlıklar En Erken Katlar’da daha da yaygın hâle geldi.“
...!
Schrodinger, Kelimeler’le resimler çizdikçe, trajedi ortaya çıkmaya başladı!
“Yaratık, artık son derece güçlü olan Yaşayan Köken ve Yaşayan Kavram’ın sürekli koruması altındaydı, bu yüzden bu tür tehditler hakkında endişelenmesine gerek yoktu.
Ama Erken Yaratıklar... O’nun Çocuklar’ı, Kaçınılmazlıklar’ın elinde ölmeye başlamıştı!
Bu adaletsizliği her gördüğünde çok acı çekiyordu, bu yüzden Katlar arasında seyahat etti ve Yaşayan Element, Yaşayan Köken, Yaşayan Kavram, Yaşayan Ruh, Yaşayan Boyut, Yaşayan Yasa, Yaşayan Zamansal, Yaşayan Duygusal ve Yaşayan Quantum’u bir araya getirdi.“
Duke Elagabalus, daha önce isteksiz olmasına rağmen, daha önce birçok kez duyduğu Anlatı’nın Akış’ına kapılarak, Kendi’ni öne eğilmiş buldu, ancak bu seferki ayrıntılar çok daha net görünüyordu!
“Onlar’ı bir araya getirdi ve Her Şey’in Meyveler’ini korumak istediğini, Yoksul Yaşam Formlar’ının Kaçınılmazlar’la savaşacak Güc’ü kazanmalarına yardımcı olacak Bir Şey İnşa Etmek istediğini söyledi.
Tereddüt eden Yaşayan Varoluşlar birbirlerine baktılar ve sonunda... Yaratık ile birlikte, Kendiler’inin uygun gördüğü bir Sığınak ve Güç Gelişim’i Potansiyel’i yaratmak için çalışmaya karar verdiler...
“Erken Örtülü Kıyılar!“
HUUM!
Erken Örtülü Kıyılar... Güc’ün Temeller’inde Var Olan Efsanevi Alemler, Yaratığ’ın Çocuklar’ını korumak istemesi sonucu doğmuştu.
“Yaratık, bu işbirliğinden son derece memnundu,“ Diye devam etti Schrodinger, “Yaşayan Varoluşlar’a bu kararlarından pişman olmayacaklarını söyledi.
Onlar, Erken Yaratıklar’ın Sığınak ve Kendi Her Şeyler’ini yükseltmek için kullanacakları Erken Örtülü Kıyılar’ı tasarlamak ve dağıtmak için bir Eon boyunca çalıştılar.
Yaratık, Kendi Erken Örtülü Kıyısı’nı aldı ve bu Kıyı, Anlaşılmaz Derece’de benzersizdi. Kendisi’nin de Yapım’ına yardım ettiği Tasarımlar’da Kendi’ni kaybetti ve bu küçük, izole edilmiş Alan’da çok fazla zaman geçirmeye başladı.
Kendi Kıyısı’nda.
Erken Yaratıklar’ın Erken Örtülü Kıyılar’ı elde ettiklerini ve Kaçınılmazlıklar’dan saklanabildiklerini, Hatta Kendiler’ini geliştirmeye başladıklarını gördükten sonra, Onlar’ı Kendi Hâller’ine bıraktı, yaptığı şeyden memnun olarak ortadan kayboldu... Kendi Kıyısı’nda kayboldu.“
“...“
Ancak Hikaye, bir şekilde umulduğu gibi zafer ve uyumla Son’a ermedi.
“Bu arada, Erken Yaratıklar ilerledi. Onlar’ca yıl boyunca Güçlendiler ve Kıyılar’ı sayesinde son derece korkunç Kaçınılmazlıklar’la savaşıp, Onlar’ı yenebilecek kadar Güç’lü oldular. Ancak Güç’le birlikte... Kaos da geldi.“
“Erken Yaratıklar yavaş yavaş üstünlük için rekabet etmeye başladılar, Katlar’ı geçerek, anlatılamaz bir Kaos Döngü’sü başlattılar.
Kıyılar’ı uğruna Kaçınılmazlıklar’ı, Yaşayan Yaşam Formlar’ını ve diğer tüm Yaşam Formlar’ını bayrakları altına aldılar.
Ve Barış’tan... Kaos çılgınca yayılmaya başladı.“
“Ve Yaşayan Düzen, Paradoks ile mücadelede yok edildiği için, Düzen’e dönüş yoktu!
Ve Düzen olmadan, Kaos dışında ne olabilir ki?
Böylece, İlk Yaratıklar istedikleri gibi yaşadılar!
Kaos, En Erken Katlar’a yayıldı.
Yaratığ’ın müdahalesiyle kurtarılanlar, Yetenekler’ini Fetih ve Hâkimiyet için kullanmaya başladıkça, özenle İnşa Edilmiş denge çökmeye başladı.
Yaşayan Yasa Kaos’a dayanamadı.
Erken Yaratıklar’on önüne çıktı ve Onlar’ı uyardı, Bu’nun Kendiler’inin ve Yaratığ’ın hayal ettikleri şey olmadığını söyledi.
Ama Erken Yaratıklar dinlemedi.
Dinleyecekler’i tek Varoluş’un nurada olmadığını ve Ezel’den Beri Kendi’ni göstermediğini söylediler.
Sadece Sözler’le Düzen’i Yeniden Kurma’ya çalışmanın boşuna olduğunu anlayınca, Sınırsız Güc’ün... Kaçınılmaz olarak yozlaşma ve çatışmaya yol açtığı ortaya çıktı.
Böylece Kaos devam etti!
Yaşayan Yasa, Düzen’in ihlal edilmesine öfkelendi ve Kaçınılmazlıklar’ın ilk ortaya çıktığı topraklara doğru yola çıktı.
Belirsiz Olasılıklar’la dolu bir yerde bir çözüm aradı!
Orada, sayısız tehlikeden sonra, Kaçınılmazlıklar ve Her Şey’in Kaos’undan bir şey buldu... Bir Bitki şeklinde.
...!
Schrodinger, Hikayesi’nin doruk noktasına ulaştığında, Ses’i fısıltıdan biraz daha yüksek bir Seviye’ye düştü.
“Basit bir Bitki’ydi, ama Yaşayan Yasa ondan tarif edilemez bir mucize hissetti.
Bulduğ’u Bitki’nin... Erken Yaratıklar’ın Sorun’una cevap olduğunu görünce, şok oldu!
“Bu Bitki, Asi Erken Yaratıklar’ı büyük ölçüde zayıflatıp, yok edebiliyordu!“
“Superman ve Batman gibi Düşün.“
HUUM!
WAAAAA!!!!
Schrodinger’in Anlattığ’ı En Erken Katlar Hikaye’si burada Son’a erdi ve Dük Elagabalus, şok ve inanamama duygularının karıştığı bir ifadeyle Dilenci’ye bakakaldı.
“Yani,“ Diye sordu Dük Elagabalus, Ses’i neredeyse titriyordu, “Sen... Yaşayan Yasa’nın onca asır önce bulduğu Şey’i Bitki’yi Kriptonit Bitki’sini mi buldun?!“
...!
Böyle bir Soru’ya Schrodinger sadece gülümsedi ve çamurlu Alan’a yaslandı, Gözler’i Anlaşılmaz bir parlaklık kazandı.
Cevap vermedi, ama sessizliği herhangi bir kelimenin ifade edebileceğinden daha ağır basıyordu.
O anda, Aşkınlık Paradoksal Kıvrımlar’ın derinliklerindeki önemsiz bir Dünya’nın çamurlu Yol’unun kenarında, Güç Denge’si Varoluş’un Kendi’si üzerinde yankı uyandıracak şekilde değişmişti.
Ve sessizlik hakimdi.
Hiçbir Şey bilmeyen zayıf insanlar tarafından çevriliydi!
Ve bir yerlerde, Hayal Güc’ünün Ötesi’nde bir yerde, Noah Osmont Kendi Büyüklüğ’e doğru yolculuğuna devam ediyordu.
Yalnız.
Başkalar’ını hiç de umursamadan!
Not: Hahaha ne ne diyeceğimi bilemiyorum. İyice Dc’ye döndük. Pardon Marvel’a da döndük. Ne alaka Çevirmen Kardeş diyeceksiniz. Hani Kutsal Altın Bal Var ya... O işte Odin’in Bal’ı. Herhangi Biri’si İçerse o Bal’ı Ân’ında Güçleniyor. Çok içmek Öldürüyor. Şimdi bu Sonsuz Kez Gelişmiş Hâl’i ile İnfinite Mana’da Var. Şimdi de Kriptonit. Hahahahahahahahahhahahaha. Sevdim Sevdim. Aklınızda bulunsun. Özellikle Bal. Temel’de Marvel’den geliyor. Kriptonit ise DC’de. Zaten Kriptonit’i anlatmama gerek yok. Herkes biliyordur. O zaman bu Erken Yaratıklar bir nevi Superman, Katlar’ın Kahraman’ı. Çok Benziyorlar Superman’e. Her ikisi de Kurtarıcı. Biri’si Dünya’nın diğeri Katlar’ın. Ama Bu Kriptonit ilgimi çekti. Bu kadar mı Op’muş? İlginç. Sanırm Adui Kriptonit’i Sonsuz Sonsuz Kez geliştirdi yani Evrimleştirdi. Yoksa Superman’deki aynı Kriptonit mümkünatı yok zarar veremez. Bu Tezgâh ise çok çok önce Loki’nin Yani Marvel’ın Kozmoloji’sine biraz benzeten okuycular olmuştu. İyi hatırlıyorum. Adui eğer bu İki Ayet’ten gidecek ise Tezgâh Marvel’ın Kozmoloji’sine oldukça benziyor olabilir. Bilginiz olsun.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.