Noah, bu mucizeye hayranlıkla bakarken, normal Varoluşlar’ın elde etmesi için birden fazla ömür gerekecek olan Güc’ün içinden aktığını hissetmişti...
BUM!
Arkasında, Varoluş’u geri adım attıracak kadar güçlü, korkunç bir Aura patladı. Noah, Kaynağ’ı görmek için hızla döndü ve gelişmiş Algı’sı, önünde duran Şey’i hemen fark etti.
Varoluş, Devasa Boyutlar’da, genel olarak İnsan’sı bir şekle sahipti, ancak her ayrıntısı yanlıştı. Deri’si Ağaç kabuğu gibiydi, ancak et gibi hareket ediyordu ve Yazılı Rünler’den Daha Eski Desenler’le kaplıydı. Gözler’i, Sonsuz bir Derinliğ’i barındırıyordu!
Devasa ellerinin parmakları, Katlar’ı oyabilecek ya da Yeni Doğmuş Düşünceler’i aynı kolaylıkla kucaklayabilecek kadar güçlüydü.
En şok edici olan ise, onun ne olmadığıydı... Bu, Yaşayan bir Varoluş değildi. Noah’ın Gelişmiş Algı’sı, O’nun sadece bir Kat Sakin’inin Âurası’nı taşıdığını ve Yaşayan bir Varoluşsal Otorite’si olmadığını doğruladı, ancak Güc’ü, karşılaştığı tüm Dükler’i gölgede bırakıyordu!
Varoluş’un ifadesi, Katlar’ın Ölüm’üne tanık olmuş taşlar kadar ciddiydi.
“Aptal! Çılgın Erken Yaratık hâlâ bu civarda avlanırken, burada tek başına ne yapıyorsun? Hadi!“
Noah cevap veremeden, “Çılgın Erken Yaratık“ ifadesinin anlamını kavrayamadan veya soru sormadan önce, devasa Varoluş’un El’i Fiziksel veya Kavramsal Direnc’i Aşan bir Güç’le O’nu kavramıştı!
Varoluş’un tutuşunda, Noah’ın karşı koyamayacağı bir Otorite vardı çünkü bu Otorite çok eskiden kalmaydı! Bu Otorite, ilerlemeyle değil, hayatta kalmanın başlı başına bir başarı olduğu bir çağda, sadece hayatta kalmakla birikmişti.
“Hadi gel dedim!“ diye bağırdı Varoluş, etraflarındaki Alan’ı sıkıştıracak bir Hız’la hareket etmeye başlamıştı bile. “Sazlıklar’ın yakınında oyalanmış son aptal, Erken Yaratığ’ın dişleri arasında ezilmiş bir yemek hâline geldi!“
...!
Noah, Varoluş’un attığı her büyük adımla değişen ve dönüşen bir Manzara içinde çocuk gibi taşındığını fark etti. Zamanlayıcı’sı [58:43] kaldığını gösteriyordu.
Devasa Varoluş’un Hız’ı arttı, Ezci Güc’üne rağmen korkusu hissedilebilirdi. Erken Yaratık neyden kaçıyorsa, En Eski Katlar’ın yerlilerinin bile karşılaşmak istemeyeceği bir Şey’di!
Noah, Goad’ı daha sıkı kavradı ve elinde ağırlığının değiştiğini hissetti. Tüm Olasılıklar’ı düşündü ve en önemli hedeflerinden Bir’i... Burada ölmemekti!
Kat Sakinler’i, etraflarındaki Varoluş’u sıkıştıran adımlarla Varoluş’un içinden geçtiler. Her adım, Mesafe Kavram’ını bile aşıyordu.
Bu his, aynı zamanda ateş ve düşünce olan Su’da sürüklenmek gibiydi.
Saniyeler aynı Ânda uzadı ve sıkıştı, ve sonra...
Bir Eşiğ’i geçtiler.
Geçiş Ânlık ve Mutlak oldu, Kaos’tan Düzen’e, Olasılık’tan tanıma adım atmak gibi. Noah, arkalarında bariyerlerin kapandığını hissetti... Bu Alan’ı Ötesinde’ki çılgınlıktan ayıran Kavramsal Sınırlar Olan bariyerler!
Devasa Varoluş, Göz’le görülür bir rahatlama ile önü serbest bıraktı, gerginlik azalırken, kabuklu Beden’i hafifçe sarktı. Nefes verdi... Hiç var olmamış ormanlardan esen rüzgar gibi bir Ses çıkardı ve Noah’ı, Milyonlar’ca Yıllık bir değerlendirme içeren Gözler’le baştan aşağı süzdü.
“Çoğundan biraz daha zayıf görünüyorsun,“ Dedi, kaba bir şekilde değil, suyun ıslak olduğunu söyleyen birinin gerçekçi tonuyla. “Ama sanırım bu, Son bulduğumdan daha iyi...“
Varoluş doğruldu ve kocaman eliyle etrafındaki Alan’ı işaret etti. “Sen’i, Yaşayan Ruh’a Bakmış Olan, Saygıdeğer İlk Çiftçi’nin Katlar’ına getirdim.“
Bu Unvan, Varoluş’u titreten bir ağırlıkla Katlar’da yankılanmıştı.
Hemen ardından Noah’ın önünde bir dizi Mesaj belirmişti!
>Konum Belirlendi: İlkel Tarım Tapınağ’ı. Sahibi - Viltharion, Baş Tarımcı, Yaşayan Ruh’a Bakmış Olan.>
>Dönem: İlk Katlar - İlk Tarım Dönemi. Nüfus: 731 Kat Sakinler’i. Uyarı: Sen, mevcut Varoluşlar arasında Sayısız Kat daha zayıfsın.>
>Kalan Süre: 57:50.>
Noah, çevresini incelerken, hayretler içinde kalmıştı.
Sazlıklar hâlâ oradaydı, Katlar’da dikey olarak yüzen, Sayısız Boyut uzunluğundaki Bitkiler, ama burada düzenli bir şekilde dizilmişlerdi. Düzgün sıralar hâlinde büyümüşlerdi, sanki biri Varoluşaal bir Kaos’a tarımsal bir Düzen getirmiş gibiydi.
Aralarında, Akıl Almaz Tarım Araziler’i yüzerdi... Her Bir’i Bir Omniverse büyüklüğünde, özenle bakılan, mükemmel kare şeklinde ekili Alanlar’dı.
Bu arazilerden Yıldız Ağaçlar’ı yükseliyordu, gövdeleri sıkıştırılmış Yıldız Işığ’ından oluşuyordu, Dallar’ı henüz isimlendirilmemiş Boyutlar’a uzanıyordu. Yapraklar’ı, Şekil verilmiş Kavramlar’dı... Her Bir’i büyümenin ne anlama geldiğinin, Ekimler’in neye dönüşebileceğinin farklı bir Yön’ünü içeriyordu.
Yüzler’ce Kat Sakin’i, ciddi bir amaçla bu İmkansız Çiftlik’te dolaşıyordu. Hiçbiri geleneksel anlamda Yaşayan Varoluşsal Otorite’ye sahip değildi, ancak her Bir’i, günümüzün Varoluşlar’ını yetersizlikten ağlatacak bir Güç yayıyordu.
Aralarındaki en zayıf olanlar bile, Onur’lu Yaşayan Varoluşlar’a eşdeğer bir Güc’e sahipti, Güçler’i o kadar uzun süre var olmaktan kaynaklanıyordu ki, Varoluş’un Kendi’si Onlar’ın önemini kabul etmek zorundaydı, çünkü onlar... Erken Varoluşsal Otorite ile doluydu!
Onlar’ca Varoluş daha, Dükler’e eşdeğer veya onlardan daha fazla Güc’e sahipti.
Ortam, derin saygı ile karışık, odaklanmış bir çalışma havasındaydı.
O’nu kurtaran Kat Sakinler’i hareket etti, devasa bedenleri hareketleriyle küçük depremler yarattı. “Ben Threnvar, Sekizinci Çevre’nin Koruyucu’su. Çılgın Erken Yaratık tehdidi ortadan kaldırılana kadar güvenli Bölgeler’de kalacaksınız.“
Threnvar’ın ifadesi daha da sertleşti, tabii Canlı Ağaç Kabuğ’undan Oyulmuş Yüz Hâtlar’ında böyle bir şey mümkünse. “Yaratık bir süredir avlanıyor. Karmaşıklığ’ın tadını çıkarmaya başlamış gibi görünüyor... O’nu sahip olan Varoluşlar değil, Soyut Kavram’ı besliyor. Her Beslendiğ’inde, bir şeyler daha basit hâle geliyor. Geçen hafta, bütün bir bölgenin ’Belki’ Kavram’ını yedi. Artık orada Her Şey ya Var Ya da Yok, Aradaki Boşluk Yok.“
Threnvar O’na tekrar baktı, Kadim Gözler’inde acıma gibi bir şey belirdi. “Bu kadar zayıfken, hemen Kendi’ni güçlendirmelisin. Neden Varoluş Çiğ Meyveler’i yemiyorsun?“
Varoluş, beyaz bir parlaklıkla yanan uzak bir araziyi kocaman Parmağ’ıyla işaret etti. “Yedinci Tefekkür Korusu’na git. İhtiyacın kadar topla... Ama sadece tüketebileceğin kadar. Çiftçi israfı onaylamaz.“
Noah, ciddiyetle başını salladı ve O’nu kurtaran Varoluş’a teşekkür etti. “Yardımın için teşekkür ederim.“
“Henüz teşekkür etme,“ Dedi Threnvar gürleyen bir Ses’le. “Eğer deli Biz’i burada bulursa, hepimiz mahkum oluruz. Teşekkür etmek hayatta kalmak için bekleyebilir.“
...!
Not: Belki Kavram’ını yedi ve orada artık Belki yok. Ldkdkfkfkf. Dostum bu.... Bu’nu Noah’da yapabilir yani Çünkü o da Erken Yaratık. Siz’de farkettiğiniz gibi artık Kavram’ın pek bir önemi kalmadı. Ya artık Yeniliyor ya da Kavramsal Düzey’de yok olsanız bile geri diriliyor ya da hiç etkilenmiyorsunuz.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.