Yine bütün gece gözüme uyku girmedi. Çünkü değerli çocukluk arkadaşım, beni onu aldatırken görmüştü. Buna nasıl izin verebilmiştim? En çok değer verdiğim kişinin o olduğunu sanıyordum.
Ondan ayrılalı birkaç gün oldu. Şafak sökerken anca uyanıyorum. O günden beri durum bu şekilde devam ediyor.
Belki de bu sadece bir rüyadır. Bu kötü rüyadan uyanıp normal hayatıma dönmeliydim. Düşündüğüm şey buydu.
Ancak, Kondo-senpai’nin yaydığı ve şimdi tüm okula bir anda alev alan benzin gibi yayılan dedikoduların acımasız gerçeğiyle yüz yüzeydim ve elimden hiçbir şey gelmiyordu.
Hayır, ondan ayrılmak istemiyorum. Eğer Kondo-senpai orada olmasaydı, Eiji’nin ayaklarına kapanır, ağlayarak af dilerdim.
Eiji’nin sırasındaki karalamaları görünce neredeyse ağlayacaktım. Hayır, ağlamamalıyım.
Her şey nasıl bu hale geldi? Başta, sadece masum bir sohbetti.
Arkadaşıma, “Eiji’yle ilişkim pek iyi gitmiyor ama birlikte olabildiğimiz için mutluyum,“ derken şakayla karışık konuşuyordum. Arkadaşım ise hatalı olanın ben olduğumu düşünmüş gibiydi. Bu yüzden bir gün, durup dururken, beni arayıp aşk konusunda çok tecrübeli olan Kondo-senpai ile tanıştırdı.
Başta, “Aslında o kadar da sıkıntıda değilim, o yüzden gerek yok,“ diyerek reddetmeye çalıştım ama o, “Ama Senpai dertlerini dinleyeceğini söyledi, en azından bir konuşun. Kondo-senpai futbol takımının yıldızı, üniversite için sporcu tavsiyesiyle teklif almış harika biri. Normalde konuşması zor, meşgul biridir,“ dedi. Bu yüzden ben de sadece konuşup bir çay içmeyi kabul ettim.
Çok nazik ve centilmendi. Olgun ve açık fikirliydi; ilk aşk konusunda toy olan bizlerden farklıydı ve onu çok çekici buldum.
※
“Hadi ama, Miyuki-chan gibi çekici ve sevimli bir kızın farkına varmayacak bir erkek olamaz.“
“Ben olsam hiç durmazdım. Ah, şaka yapıyorum. Şaka şaka.“
“Bir içecek daha alır mısın? Ben sana ısmarlarım.“
“Çok çekici bir kadınsın. Sanırım çocukluk arkadaşın biraz utangaç sadece?“
※
Birisi size bir prenses gibi davranıp bu kadar düşünceli olunca, insan ister istemez gardını indiriyor.
İletişim bilgilerimizi aldık, dertlerimi defalarca konuştuk ve randevumuz için kıyafet seçmek üzere beni alışverişe götürdü. Tam bir centilmendi ve özgüvenimi artırmak için bana sürekli iltifat ediyordu.
Randevu tavsiyesi için yapılan alışverişler yavaş yavaş bir bahaneye dönüştü. Artık Eiji için değil, onun içindi. Onunla bir randevuya dönüşmüştü.
Üçüncü randevumuzdan sonra, gün batımını görebildiğimiz nehir kenarında, aniden dudaklarıma yapıştı. O sırada, bedenimi ve ruhumu ona kaybetmenin eşiğindeydim, bu yüzden pek direnmeden kabul ettim. Ve sonrasını şehvet takip etti.
Kondo-senpai’nin, Eiji’ye vermem gereken her şeyi alması uzun sürmedi.
Elbette, Eiji’ye karşı duyduğum suçluluk aklımdaydı.
Ama…
“Miyuki gibi çekici bir kıza elini sürmemesi onun hatası.“
“Hatalı olan Miyuki değil. Erkek olarak yetersiz kalan senin erkek arkadaşın.“
Böyle diyerek bana defalarca bir kaçış yolu sundu. Yavaş yavaş Eiji’ye duyduğum suçluluğu, onunla görüşmenin zevkini artıran bir baharata dönüştürdüm. Çok aptaldım, kendimden nefret ettim. Senpai, beni tuzağa düşürmek için sunduğu kaçış yoluna bağımlı hale getirdi. Ah, ne kadar aptalmışım.
Farkında olmama rağmen kendime engel olamıyordum çünkü resmen uyuşturucu almış gibiydim.
※
“Hey, ayın 28’inde kulüp etkinliği yok, neden takılmıyoruz?“
“Ama o gün onun doğum günü…“
“Tamam o zaman. Ben de başka bir kıza sorarım.“
“Ne…“
“Biliyorsun Miyuki. Dürüst olmak gerekirse, Senin hayatında benim için çok az yer olduğunu görüyorum. Hep Eiji’yi önceliyorsun. Bundan biraz yoruldum. Hah, bunu söylemek bana düşmez ama… Bu tür bir ilişkiyi bitirelim. İkimiz için de daha iyi.“
※
Telefonumdaki mesajları yeniden okuyorum. Bana bir seçim yapmamı ve ait olduğum yere gelmemi söyleyen mesajları.
Sonunda, Eiji’nin doğum günü randevusunu iptal ettim… Ve onun yerine Senpai’yi seçtim.
Eiji naziktir, sorun olmaz. Özür dilersem, eminim beni affeder. Diğer yandan, Senpai’yi bir daha asla göremeyebilirdim. Bu korkuya o kadar takılıp kalmıştım ki en kötü seçeneği seçtim. Eiji beni tamamen şımartmıştı.
Çocukluk arkadaşım; on yıldan fazla bir süredir benimle olan hayallerimin erkeği. Belki bir gün onunla evlenir ve hayatımın geri kalanını onunla geçirirdim. Bundan o kadar emindim ki. Mutluydum, ama ’kadınsı benliğim’ bana fısıldadı:
“Eğer Senpai hayatımdan çıkarsa, bundan sonra birlikte olacağım tek erkek Eiji olacak, buna gerçekten razı mıyım?“
Şehvet ve gurur. Eiji’nin acı çekmesine neden oldu. Ve benim sığ kendini koruma içgüdüm, onu umutsuzluğun daha da derinlerine itti.
—Asla geçmeyecek bir pişmanlık zihnimi ele geçirdi.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.