İki Figür, Kutsal Bir Şey’e yaklaşanların töreniyle, yüzen Tohum’un yanında belirdi.
Yoshinami ilk olarak ortaya çıktı, şekli Olasılık’tan Varoluş’a dönüştü.
Kızıl Gözler’i... Hem Silah hem de Pencere gibi, Kelimeler’le ifade edilemeyecek kadar derin Anılar’ı anlatan özlem ve tanıma ile yanıyordu.
Koyu Saçlar’ı Sıvı Gece gibi akıyordu ve Elbise’si, katı olmayı öğrenmiş gölgelerden kesilmiş gibi görünüyordu.
O’nun yanında, Heidrun da aynı ciddiyetle ortaya çıktı. Keçi’nin şekli, taşıdığı asırların ağırlığı ve Kavramlar’ın Yükseliş’ini ve Düşüş’ünü görmüş gözlerinde barındırdığı bilgi olmasaydı sıradan görünebilirdi.
İkisi de Tohum’a hayret ve acı karışık ifadelerle baktılar.
Geldiği yer... Erken Yaratıklar’ın Kıyılar’ı, Gezgin Topraklar, burada da böyle bir Otorite görülmüştü.
Bir İlke’nin Otorite’si. Ama bunlar solmakta olan Yankılar, bir Zamanlar var olanın sönmekte olan Işıklar’ıydı.
Burada gerçekten böyle bir Şey’e tekrar tanık olacaklar mıydı? Sadece tanık olmakla kalmayıp, O’nun Doğuş’una da katılacaklar mıydı?
Yoshinami’nin Ses’i, Şarkı Söylenmek için Eonlar’ca beklemiş bir Şarkı gibi ortaya çıktı. Varoluş ve diğer herkesin dikkatini çeken, unutulmaz bir Güzellik’le Kıyı’da yankılandı!
“İlkeler, her şey başarısız olduğunda korumak için vardı,“ Diye başladı, sözleri tanık olunan gerçeğin ağırlığını taşıyordu. “Erken Yaratıklar doyumsuz bir açlıkla avlandıklarında, İlkeler kendilerini koruyamayanlar için kalkan görevi gördü. Kaçınılmazlıklar, Aklı Aşan bir İştah’la Yiyip, bitirdiklerinde, İlkeler Geri Döndürülemez Olan’ı Geri dDöndürmek için oradaydı.“
DUM! DUM! DUM!
Görkemli davulların ritmi duyulmaya başladı!
Ses’i, sanki Hafızadan Güç alıyor gibi, daha Güç’lü ve daha emin hâle geldi.
“İlkeler, ebeveynleri Varoluş’tan silinmiş yetimleri kucakladı. Yardımın sağlayabileceğinden daha fazlasına ihtiyaç duyanlara yardım ettiler. ilkeler... Yok Edilemeyecek bir duruş, Her Şey yok olduğunda, geriye kalan Temeller oluşturdu.“
Sözler’inin Şiirselliğ’i, kendi ritmini, kendi müziğini yarattı ve bu Müzik, Kıyı’nın kendisinde yankılanan Temel bir Şey’le Rezonans’a girdi!
Dum! Dum!
Yoshinami’nin Melodi’si devam ederken, Kutsal Totemler sempatik titreşimlerle uğuldamaya başladı.
Çanlar’ı,benzersiz bir melodi çaldı... Daha önce söyledikleri İlahiler değil, daha eski, daha Temel bir şey!
Heidrun hareket etmeye başladı, toynakları Altın Kumlar’da ritim yaratıyordu. Ama bu rastgele bir hareket değildi!
Bu, ritüelin şekillendirilmiş hâliydi, Koreografi ortaya çıkmadan önce Koreografi’si yapılmış bir danstı.
Kum’da her nalların vuruşu melodik bir yankı yaratarak Yoshinami’nin sözlerine ve totemlerin Çanlar’ına Kontrpuan oluşturuyordu.
>Eski Eitüeller ve Erken Çiçeklenme bir kez daha açtı. >
>Erken Örtülü Kıyı, Karmaşıklık ve İhtişam Atmosfer’iyle sarılmış durumda!>
>ortaya çıkmasını sağladığı için, Infınıverse görkemli bir Glif oluşturma hakkını kazanır - Kleos Erken Yaşayan Varoluşsal Tohum Glif’i, Sonsuz Hasat İlke’si, geldiğini duyuruyor.>
Infınıverse’nin Alnı’nda Işık birleşmeye başladı.
Sadece herhangi bir Işık değil, İlkeler’in anlamının yoğunlaşmış Olasılığ’ı!
Orada oluşmaya başlayan Kleos Glif’i sadece Güç’lü değildi... Kavramsal olarak da eziciydi, taşıyıcısının Normal Güç Hiyerarşiler’ini Aşan bir Şey’e Dokunduğ’unu ilan eden bir işaretti.
Infınıverse’nin Kendi’si daha da dönüşmüştü.
Artık, hem Taht hem de ilan görevi gören yemyeşil Altın bir Yaprağ’ın üzerinde süzülüyordu, Tohum’un kendisini destekleyen Yaprağ’ı yansıtıyordu.
Bu eşzamanlılık tesadüf değil, tanıma idi... Tohum, imgelerini paylaşarak, kurtarıcısını tanıyordu.
Glif oluşmaya devam etti, ortaya çıkan her Çizgi, Kıyılar’ın Katlar’ın... Özellikler’ini Yeniden Göz’den geçirmesini sağlayan bir ağırlık taşıyordu:
>Erken Yaşayan Varoluşsal Tohum Glif’i – Sürekli Hasat İlke’si.>
>Oluşum için standart gereklilik: 100 Milyar Karmaşıklık ve Saflık.>
>Sürekli Hasat İlkesi’nin Güc’ünün %1’ini kullanma hakkı verir.>
>Meyvesi’ni veren Eylemler sayesinde, Glif Infiniverse için doğal olarak oluşur!>
>Infiniverse’in Dönüşüm’ü Otomatik oluşumu mümkün kılar. >
HUUM!
Infiniverse’den parlaklık dalgaları fışkırdı ve Noah’ı, sanki Olasılığ’ın Kendisi’yle sarılmış gibi hissettiren bir ışıkla sardı.
Yeşil-Altın Yapraklar etrafında çiçek açmaya başladı... Sanki her zaman oradaymışlar ve şimdi görünür olmaya karar vermişler gibi, sadece var olmaya karar verdiler.
>Infiniverse’in Efendisi olarak, Sürekli Hasat İlkesi’nin Erken Yaşayan Varoluş Tohum’u Glif’i İnşa Edilebilir>
>Sen’in için Azaltılmış Gereksinim: 25 Milyar Karmaşıklık ve Saflık.>
...!
Noah, bunu okurken, gözleri zorba bir coşkuyla parladı. Bir İlke’nin Güc’ünün sadece bir Kısmı’na bile erişme Olasılığ’ı... Bu’nun anlamı çok büyüktü!
>Sonsuz Hasat Tohum’u başarıyla yanıyor ve Başarısı’nın Yaratıcısı’na ve Başarısı’nı mümkün kılan Varoluş’a saygı göstermeye başladı.>
>Tohum’un amacının Tarihsel Kaydı sergilenmeye hazırlanıyor.>
>Kayıt, Sürekli Hasat İlkesi’nin Tohum’unun Orijinal Amac’ını ve Mevcut gerçekleşmesini içerir.>
…!
Hem yüzen Tohum’dan hem de Infiniverse’in dönüşmüş figüründen Yeşil-Altın Reng’i bir Işık dışarıya doğru parladı.
Orada bulunan Herkes’in gözlerine davetkar bir şekilde yerleşti ve basit iletişim için çok Karmaşık olan bilgileri taşıdı. Erken Yaratıklar’ın Meskenindekiler bile bu bilgi armağanını aldılar!
>Sonsuz Hasat Tohumu’nun Tarihsel Kaydı açığa çıkacak.>
>Tüm Tanıklar Hasat’ın nimetlerini alacaklar.>
…!
Herkes’in Bilinc’inde, Yeşil-Altın Işık sahne ve Madde’ye dönüştü.
Bir Tarih onların önünde açılmaya başladı!
Birçoğu’nun hayal bile edemeyeceği görkemli sahneler.
Kendiler’ini gözlemlerken, buldular... Seyahat etmek yerine, En Erken Katlar’a tanık oluyorlardı.
Sayısız çağlar önce, İlkeler’in Güçler’den çok Fikirler olduğu bir yer.
Açılan sahne, İlk Çiftçi’yi kendi ortamında gösteriyordu.
Yeşil-Altın Tohumlar’ın, Tarımsal bir Form’da Matematiksel Desenler oluşturarak, büyüdüğü bir tarla içinde duruyordu.
İlk Çiftçi, şaşırtıcı derecede alçakgönüllü görünüyordu... Efsaneler’de anlatılan heybetli bir figür değil, toprak icat edilmeden önce Toprağ’ı Sonsuz’a dek işleyen biri gibi görünüyordu.
Eller’i, Varoluş’u Şekillendiren aletleri kullanmaktan nasırlarla doluydu ve Gözler’i, başarıdan çok başarısızlık Yaşayan Bir’inin yorgunluğunu taşıyordu.
Tek bir Tohum tutuyordu ve önü yeni doğmuş Bir’isine gösterilebilecek özenle kucaklıyordu.
“Senin için hayalim,“ Dedi Tohumlar’a... Ve İmkansız, İnanılmaz bir şekilde, Tohumlar O’nu dinliyordu, “Sonsuz Hasad’ı Somutlaştırmak. Sadece Sonsuz Büyüme değil, harcanan Çaba’nın her zaman Karşılığ’ını Vermesi İlkesi’ni.“
...!
Harcanan Çaba her zaman karşılığını vermelidir!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.