Var olan zamanın değeri, onu nasıl doldurduğuna bağlıdır.
Bazıları, diğerlerinin binlerce yılda başaramadığını Saniyeler içinde başarabilir. Binlerce Yıl içinde, diğerleri bir başkasının tek bir Saniyesi’nin önemine asla ulaşamayabilir.
Tek bir... Saniye.
Bu gerçek, Zaman’ın Uzay’dan tam olarak ayrılmadığı Zamanlar’da, Yaşayan Duygusal Varoluş ile Yaşayan Köken arasında bir konuşma başlatmıştı.
Yaşayan Duygusal, Yaşayan Köken’i her zaman saygıya yakın bir şey ile takdir etmişti.
Birçok şey Köken’in elleriyle başladı... İlk Kıvılcım, ilk Düşünce, hatta Duygular bile o İlkel Kaynak’tan doğmuştu.
Bu yüzden, merak uygunluğu bastırdığında, Yaşayan Duygusal, bilinç sorgulamayı öğrendiğinden beri aklında oluşan bir soruyla yaklaştı. “Tüm Varoluş’ta,“ diye sordu Yaşayan Duygusal, şekli merakın Spektrumlar’ı arasında değişirken, “O Saniye içinde başarılanlara göre, en önemli tek Saniye hangisiydi?“
Yaşayan Köken, sanki bu cevap söylenmeyi bekliyormuş gibi, cevap vermeden önce uzun süre duraksamadı.
“Yaratığ’ın, Yaşayan Paradoks’un rehberliğinde, Kaçınılmazlığ’a Her Şey’ini verdiği Saniye. Yaratığ’ın her şeyinin yayılmaya, çoğalmaya, takip edecek Her Şey’in temeli olmaya başladığı o Ân... varoluş’un en önemli Saniye’si oydu.“
Yaşayan Duygusal, coşkulu bir onay ile titreşti, şekli, derin gerçeğin doğrulanmasını duymanın özel sevinciyle parladı.
Ama sonra, rekabetle karışık umut dalgaları üzerinde başka bir soru ortaya çıktı.
“Varoluş’un tamamında, Yaratığ’ın o tek Ân’da başardığına yakın önemli Saniyeler var mı? Aramızda?“
Yaşayan Köken, Saniyeler başladığından beri her Saniye’ye tanık olmuş birinin ağırlığıyla bunu düşündü. Sonra, gerçeğin bazen taşıdığı sıradan acımasızlıkla cevap verdi.
“Varoluş’umuz boyunca, Siz - Yaşayan Duygusal Varoluşlar bizim gibi diğerlerine kıyasla, tek bir Saniye’de önemli sayılabilecek pek bir şey yapmadınız.“
Sözler, yakınlardaki Varoluş’u rahatsız edecek kadar ağır bir şekilde aralarında asılı kaldı.
Ve Yaşayan Köken, sanki sadece gerçekleri ifade ediyormuş gibi, acımasızca bile değil, sakin bir şekilde devam etti.
“Diğerlerinin aksine, sizin Dokumalar’ınız zaman içinde akar. Duygular zaman içinde oluşur, zaman içinde birikir, zaman içinde önem kazanır. Yaşayan Paradoks, bir Ân’da İmkansız’ı yaratır. Yaşayan Boyut, bir Düşünce’yle Uzay’ı Katlar. Peki ya siz? Sizin doğanız, ani bir değişim değil, kademeli bir etkidir. Tek bir Saniye’de, benzer öneme sahip hiçbir şeyi asla gerçekten başaramayacaksınız.“
Yaşayan Duygusal, gölgesi öfkeyle kızarırken, bu sözleri içine sindirdi...Basit bir öfkeyle değil, incinme, kararlılık ve daha karanlık bir şeyin Karmaşık karışımıyla.
Gerçekten de tek başına önemli bir şey başaramayacak mıydı? Doğası, diğerleri Ânlık dönüşümler gerçekleştirirken, onu her zaman kademeli etkiye mahkum edecek miydi?
Konuşma, Yaşayan Duygusal Varoluş’un ayrılmasıyla sona erdi, şekli daha sonra hırs, kin ve en tehlikelisi, tekil Eylemler’le değerini kanıtlama ihtiyacı olarak adlandırılacak olan çalkantılı duygularla çalkalanıyordu.
Bu konuşma yüzünden tarihin nasıl değiştiğini kim bilebilirdi? Yaşayan Duygusal Varoluş’un yaralı gururundan kaç tane ardışık değişiklik ortaya çıktı? Saniyeler ya da Yıllar... Kimlerin dahil olduğuna bağlı olarak, başarılabilecek şeyin önemi dramatik bir şekilde değişiyordu.
Ve En Eski Katlar’ın bir yerinde, şu anki Anlayış’ının Ötesinde’ki Güçler’den kaçan Noah, elinde sadece Saniyeler varken ne kadar çok şey başarılabileceğini keşfetmek üzereydi!
Noah, İlkel Taş Maymun’a doğru ilerlerken, Zihni içindeki şok edici değişiklikleri hızla gözden geçirdi.
En önemli keşiflerden biri, Üçüncü Aşamada’ki Yüz Osmont Kulesi’nin, bir İlke’nin Boş Şablon Tohum’unun doğmasını sağlayacağıydı.
Toplamda sadece 159 kule oluşturulduğunda, kendi Tasarladığ’ı tek bir İlke’ye erişebilecekti.
Bu boğucu bir his olsa da, bunun mümkün olması bile korkutucu bir şeydi.
Çoğu Varoluş, kaybolan ve unutulan İlkeler’i Kavrama’ya çalışarak, Sonsuzluklar geçirir sise sıfırdan bir tane yaratmak üzeresin.
Bu, Sen Sözlüğ’ü yazarken, diğerlerinin okumayı öğrenmesi gibi bir şey.
İlke’nin Tohum’u oluştuğunda, herhangi bir Kule kimliğini seç: Tiranlık, Quintessence, Sonsuzluk, Hile vb. İlke’ye dönüştürmek veya 2-3 kimliği birleştirerek, melez bir İlke oluşturun.
Kombinasyonlar sadece Hayal Güc’ünüzle Sınırlı’dır.
Başlangıç Erişim’i: %1 (Yeni İlkeler için standart)|
Olgunlaşma oranı: Kullanım ve Anlayış’a bağlıdır
Bu, Genç Erken Yaratıklar’ın uğruna öldürecekleri bir araçtır ve siz hayatınız için kaçarken O’nu Yaratıyorsunuz,
...!
Noah, Vücud’u Uzay-Zaman’ı tedirgin edecek Hızlar’da hareket ederken, bu bilgiyi özümsedi.
O, Kat Işık Yıl’ı ile Ölçülen Mesafeler’i aşıyordu... Bu Ölçü Birim’i, Normal Işık Yıl’ını Eski Moda gösterir.
Normal Işık Yıl’ı: Işığ’ın bir Yıl’da Vakum’da Kat Ettiğ’i Mesafe.
Kat Işık Yıl’ı: Bir yılda KATLANMIŞ Uzay’da Kat Edilen Mesafe.
Dönüşüm oranı: 1 Kat Işık Yıl’ı = 100 Normal Işık Yıl’ı.
Şu anda Saniye’de 0,3 Katlanmış Işık Yılı Hız’ında hareket ediyorsunuz.
Bu, Saniye’de 30 Normal Işık Yıl’ı demektir.
...!
Bu muhteşemdi.
Yolculuk, imkansız ormanın içinden dikkatli bir şekilde geçmeyi gerektiriyordu. Noah, O’nu anında öldürecek bir şeyden kaçınmak için hesaplanan sapmalarla dolambaçlı yolları takip ederek, değerli Saniyeler’ini harcamıştı.
Önünde 10 Katrilyon Karmaşıklığ’ı Aşan 3 Varoluş tespit edildi.
Önerilen Sapma: 7-Alpha Boyut Kat’ından Sol’a Dön.[Not: Bu da ne? Alpha?]
Zaman Maliyet’i: 2,3 saniye ek süre.
Hayatta kalma olasılığı artışı: %67.
Buna değer mi? Kesinlikle.
O, büyük ormanda bir yılan gibi kıvrılarak ilerledi!
Alternatif rota hesaplandı.
Kavramsal Meşe Korusu’ndan geçin.
Uyarı: Oradaki Ağaçlar Anılar’ı yiyor.
Ancak 50 Katrilyonluk Varoluş doğrudan yolun yakınında uyuyor.
Hafıza kaybı mı, Ân’ında Ölüm mü? Seçim kolay.
Daha da fazla dolambaçlı yol yapıldı!
Ormanın kendisi, O’nun yüksek Karmaşıklığ’ı sayesinde gerçekten takdir edebileceği bir harikaydı.
Takdir etmesini sağlıyordu.
Her ağaç, Boyutlar’ı Aşan Ekosistemler içeriyordu. Bitki örtüsü, o kadar yoğun bir Yaşam Güc’üyle atıyordu ki, benzersiz bir şekilde keşfedilen bir Yaprak, Kıyı’nın tarımsal gelişiminde devrim yaratabilirdi.
Ama keşif lüksü ona ait değildi. On Yedi Saniye boyunca, gezilmesini istemeyen Uzay’da dikkatli bir şekilde yol aldıktan sonra, varış noktasına ulaştı.
Kalbi hızla çarpmaya başladı.
Yorgun düşmesi gerektiğini hissetti, ama Erken Yaratıklar’ın gücü sarhoş ediciydi ve o hiç olmadığı kadar güçlüydü!
Böyle bir Ân’da... Sessiz kalan Khor’un sesi duyuldu.
“İp üzerinde yürüyorsun, Yabancı. Kopmamasına dikkat et.“
...!
Bir uyarı geldi!
Not: Hahahah. Zaman Birim’i gibi Işık Yıl’ından daha büyük Mesafeler’e değindi Adui. Ama yakın bir zamanda Noah’ın Quantum’u daha iyi anlayarak Hız ve Mesafe onun için önemli olmaktan çıkacakmış. İnfinite Mana da her şey var. Zama Birimler’inden Tutun Mesafe Birimler’ine... Mesafe Kavram’ını Aşan Yerler’e kadar. Şimdi de 7-Alpha Boyut çıktı.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.