Bu isim benzersizdi, binlerce unutulmuş Felsefe’nin ağırlığını taşıyan bir ses gibiydi!
Anaximander, Kibar ve Bilimsel bir saygı göstergesi olarak eğilmişti.
“Deneyinize müdahale ettiğim için özür dilerim,“ dedi. “Kendi deneyimi yaptıktan sonra buraya geldim.“
Ardından, saf ve katıksız bir merakla dolu gözlerini Noah’a dikerek, devam etti. “Ama siz de gerçekten Varoluş’un Yollar’ını öğrenmeye mi çalışıyorsunuz? Ben de bu Yolculuğ’a çıktım ve bazı ilerlemeler kaydettim!“[Not: Bazı ilerlemeler mı? Bir şey derdim de neyse...]
…!
Noah, Anaximander’e cevap verdi, sesi İlk Katlar’ın soğuk yerinde aakin ve dengeliydi.
Bu Varoluş kendini tanıtmış, bir isim vermişti, ama yine de bir Anomali, Hesaplanamayan bir Denklemde’ki değişken olarak kalmıştı! Güc’ün Solunan Kava olduğu, Karmaşıklık ve Saflığ’ın Varoluş’un Temel Ölçütler’i olduğu bir Âlem’de, bu Adam hiçbirine sahip olmadığını iddia ediyordu.
Yine de, O’nu bir Nanosaniye içinde yok etmesi gereken bir yerde hayır çok ama çok daha kısa bir süre de, sanki parkta keyifli bir yürüyüş yapıyormuş gibi duruyordu.
Sıcaklıklar sanki O’na Dokunmamalar’ı gerekiyormuş gibi etrafında dalgalanıyor gibiydi!
Yanında, RUIN/EDEN’İN kırmızı-mavi holografik figürü beliriverdi, şekli karın saf beyazlığıyla keskin ve güzel bir kontrast oluşturuyordu. Ses’i, zihninin sessizliğinde soğuk, klinik bir fısıltı gibiydi.
>Önceki Taramalar’ımda O’nun Varoluş’unu hissetmedim, Efendim. Buraya birkaç dakika önce gelmiş olmalı, ama o zaman bile ben O’nun gelişini algılayamadım. O bir Hayalet Varoluş, Varoluş’un Kendisi’nde bir kör nokta.>
HUUM!
Onun sessiz, iletilen sözleri ve Noah’ın ağır sessizliği karşısında, Anaximander gözlerini kırptı.
Gözlerinde saf, katıksız zekanın parlak ışığı parladı. “Ah,“ dedi, yüzünde sıcak, neredeyse özür diler gibi bir gülümseme yayıldı. “Kendimi düzgün bir şekilde tanıtayım. Beni burada gördüğüne dair bazı çekincelerin olmalı...“
Kendini işaret etti, basit, silahsızlandırıcı bir hareketle. “Bu Yolculuğ’a başladığımdan beri birçok benzersiz Varoluş ile karşılaştım ve çoğu, şu anda senin kadar şaşkın ve güvensiz görünüyordu. Onların bakış açısına göre, hiç Güc’ü olmayan birini görüyorlardı... Olmaması gereken yerlerde, önlerinde beliren birini.“
Yürüyüşe başladı, adımları parıldayan karda iz bırakmıyordu.
“Varoluş’umun cüretkarlığı nedeniyle beni ezmeye çalışan devasa, bilinçli dağlarla karşılaştım. Beni yenilikçiliğim nedeniyle Yutmaya çalışan Saf, Kaotik Enerji’li Varoluşlar’la sohbet ettim. Ancak çoğu, beni görür görmez ya saldırdı ya da dehşet içinde kaçtı. Görünürde hiçbir Otorite’si olmayan bir Varoluş, derin bir Anomali gibi görünüyor ve Anomaliler genellikle Güçlüler’i... Rahatsız eder. Açık ve dürüst bir tanıtımın bazen... Yanlış anlamaları azaltabileceğini keşfettim.“
Durdu, bakışları açık ve samimiydi. “Lütfen bana zararsız bir kaşif gibi davranın, çünkü ben buyum. Sadece Varoluş’u anlamaya çalışan biri. Diğer sorularınıza gelince, evet, Varoluş’umda herhangi bir Otorite, Mana, Kavram, Arcana, Sistem kısacası hiçbir şey yok... Bu, tanıştığım birçok Varoluş için en büyük sorun gibi görünüyor. Ama Ben’im Otorite’ye, Mana’ya, Kavramlar’a Sistemler’e kısacası hiçbir şeye ihtiyacım yok. Bu... Ben’im Yol’um. Benim Doğam... Ya da şu ana kadar keşfettiğim kadarıyla. Hâlâ öğrenmek ve anlamak için elimden geleni yapıyorum. Çünkü çok uzun zaman önce, karşımda beliren ve o zamandan beri aradığım Varoluşlar tarafından tüm bunlarla tanıştırıldım... BU Dokumacılar.“
...!
BU Dokumacılar!
Noah’ın gözleri aşırı derecede ciddileşti. Bu isim, zihninin sessiz odalarında bir patlama yarattı. BU.
En yüksek, en korkutucu dereceden bir ayrım.
Bu Kat Sakin’i, bu görünüşte güçsüz Anomali, Birinci Seviye Ölçek’li bir Varoluş ile temas halinde miydi? Ya da birden fazlasıyla? Ve onu yönlendirmişler miydi?
BU Dokumacılar... Onlar da kimdi?!
WAA!
Tüm bu durum, ilginç bir Anomali olmaktan çıkıp, potansiyel olarak felaket getirebilecek bir değişkene dönüşmüştü. Erken Kat Atlas’ı sessizce vızıldamaya başlamış, acil bir Zamansal Geçiş için yol hazırlamıştı!
Anaximander, onun dikkatli ve değerlendirici bakışlarını fark etti.
“Oh,“ dedi, kendi gözleri de yeni, heyecanlı bir merakla parladı. “Tepkinize bakılırsa, onlar hakkında bir şeyler biliyor musunuz? Onlar hakkında bilgili birçok Varoluş’la konuşma fırsatım olmadı. Aslında, buraya gelmemin bir nedeni de... Gözler’imi kapattım ve Varoluş’uma... Bana cevaplar bulabileceğim veya Bilimsel merakımı daha da tatmin edebileceğim bir yere göndermesini söyledim ve buraya geldim!“
...!
Sözleri ağırdı, her biri zaten imkansız olan Varoluş’una bir başka gizem katıyordu. Noah O’na yakından baktı, bakışları her kelimeyi inceleyen bir Neşter gibiydi.
“Bütün bunları sana BU Dokumacılar mı tanıttı? Varoluş Yol’unu mu? Ne dediler?“
Bu sözler üzerine Anaximander’in gözleri parladı. “Evet! Bu sana da yardımcı olabilir. Yol konusunda, benimle yaptıkları gibi yapmaya çalışacağım. Haha, bunu kimseyle bu kadar ileriye götürememiştim, bakalım ne olacak!“
Bir adım geri attı, duruşu değişti, artık bir kaşiften çok bir rehber, bir öğretmen gibiydi.
Sesi yeni, derin bir ağırlık kazandı, yankılı, çok tonlu bir nitelik kazandı, seslerin ürkütücü bir yankısı gibiydi!
“Bana sordular,“ diye başladı Anaximander, gözleri Noah’ın ötesine bakarak, sanki dönen karda bir anı görüyormuş gibi, “’Her Gece Yıldızlar’a uzanıyorsun. Neden bir adım atıp, onları kendi gözlerinle görmüyorsun?’“
Dudaklarında hafif, neredeyse nostaljik bir gülümsemeyle durakladı. “Tabii ki, Bilimsel imkansızlıkları açıkladım. Vakum. Radyasyon. Soğuk. Böyle bir eylemin intihar olmasının tüm nedenlerini. Ve onlar, hem rahatlatıcı hem de derin, sinir bozucu bir sabırla dinlediler. Sonra sordular, ’Hiç denedin mi? Denemeden nasıl yapamayacağını bilebilirsin?’“
Not: Ben zaten bir kaç bölüm önce demiştim. Mana Olsun Kavram olsun... Bunlar hariç Yollar göreceğimizi. Bu Bilim İnsan’ı ise şu anda bir Kat Sakin’i olmuş bir Anomali. Hem de ne Anomali. Buraya kadar hiçbir Yeteneğ’e sahip olmadan geldi ve ölmedi de. Zaten Discord da gerçek Hile Yapan bu dediler. Ayrıca daha önce demiştim ya Adui Alemler’i Cultivation tarzını bırakır isek oldukça çılgın şeyler olur diye. Bugün Discord da ne konuşuldu? Yani gece? Bekleyin.
Adui, Daha fazla Normal Alem görecek miyiz, yoksa Noah’ın Sonsuzluk Alem’i ve Yaşlı Alem cson Alem mi ve Genç Erken Yaratıklar’dan itibaren sadece Varoluş Sistemler’i, Glifler, Kalp, Hâki meselesini mi konu alacaksın?
Not: Yol’a geliyorlar. Ama henüz bunun gerçekleşeceğini sanmıyorum. Henüz.
Not: Bu Alemler’in artık olup, olmamasını geçelim de ne diyorsunuz Bu Anomali’ye? Dostum 1 2 Saat İçinde neredeyse Meta Düzey’ine kadar çıktı. Adui işte. Ne beklersiniz ki? İnfinite Mana da belki de en saçma olan şey bu olabilir. Şu anlık. 😂.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.