Noah, bu korkunç canavara baktı... Muhtemelen bir Hapşırıkla bütün Katlar’ı Silip, süpürebilecek birine.
Korkunç bir Güc’e sahip, imkansız olması gereken zirvelere ulaşmış birine... Ve sadece mutlak saygı ve sevinç görmüştü.
“Atamız, yıllar önce olduğu gibi aynı görünüyorsunuz...“ Kael, duygularıyla boğulan sesiyle tekrar söyledi.
“Çok uzun zamandır bekliyorduk. Milyarlar’ca yıldır izole, her şeyden kopuk, ama ben hep biliyordum. Bir gün bizi çağıracağına hep inandım.“
Vücudu, zar zor bastırdığı duygularla titriyordu.
“Varoluş’umuzu hatırlayacağını. Yarattığ’ın Balon’un içinde hapsolmuş Medeniyet’ini unutmadığını. Onlara söyledim... Jepsine, her nesle... Atamız’ın geri döneceğini söyledim. Terk edilmediğimizi. Bu izolasyonun bir ceza değil, bir amaç olduğunu.“
WAA!
Başını kaldırdı, derin Mavi gözleri aynı anda hem gözyaşları hem de güçle parlıyordu.
“Ve şimdi bizi çağırdın. Bunca yıl sonra, sonunda Varoluş’muzu kabul ettin. Ben... Ben çok mutluyum, Atam. Kelimelerle ifade edilemeyecek kadar.“
Noah’ın gülümsemesi hafifçe yumuşadı, nadiren gösterdiği bir sıcaklık taşıyordu.
“Asla unutmam,“ dedi basitçe.
Sözleri sessizdi, ama mutlak bir kesinlik taşıyordu!
Ve o muhteşem Ânda, Kael sevinçle titrerken ve Mavi Mana hâlâ Noah’ın Otoritesi’yle Varoluş’u boyarken...
“Kael amca, bu gerçekten Atamız mı? Biraz zayıf görünüyor.“
...!
Şüpheci bir ses, törenin derin atmosferini bir bıçak gibi kesti.
Kael’in yüzü anında değişti, sevinci kayboldu, yerine dehşet ve öfke geldi. Aniden öfkeyle dönerek, Mavi Kanatlı Beden’i çevredeki alanı çatlatacak kadar parladı.
“Riya!“ sesi onaylamayan bir şekilde gürledi. “Sana ağzını tutmanı söylemiştim! Buraya gelmemen gerekiyordu ama sen asla dinlemezsin! Bu Atamız, Mana’nın Mimar’ı! Bunu hissedebildiğini biliyorum... O’nun Otoritesi’nin Bizim Varoluş’umuzla rezonansa girdiğini hissettiğini biliyorum, o yüzden bu oyunları bırak ve saygını göster!“
HUUM!
Kael’in öfkesi Varoluş’u sarsmıştı, Ses’indeki sadece Hâm Güç Katlar’ı yok etmeye yetiyordu!
Arkasında, Genç bir Kadın gözlerini devirdi.
“Evet, evet,“ dedi.
Öne doğru süzüldü ve Noah’ın algısı ilgiyle ona odaklandı.
Fiziksel görünüşüne bakılırsa, Yirmili Yaşlar’ın başında, genç görünüyordu.
Kısa, diken diken koyu Mavi Saçlar’ı, Anlaşılmaz Derece’de Varoluşsal Derece’de Güzel bir Yüz’ü çerçeveliyordu, özellikleri, birinin Asi, Varoluşsal Mükemmellik Kavram’ını alıp, ona şekil verdiğini düşündürüyordu.
Parlak mücevher Mavi’si gözleri, Noah’ı açık bir değerlendirmeyle süzdü, bakışlarında hiçbir saygı yoktu.
Mavi kısa bir ceket ve ona uyan kısa bir gömlek giymişti, törenlerden çok hareket kabiliyeti için tasarlanmış pratik giysilerdi bunlar.
Mavi Bloomer şortu, derisine kazınmış binlerce Mana Glif’i ile parıldayan İnce Varoluşsal Beyaz Bacaklar’ını ortaya çıkarmıştı.
Hiç başa çıkamayacağı bir şeyle karşılaşmamış Varoluşlar’ın sahip olduğu türden bir özgüvenle hareket ediyordu, diz çökmeden, eğilmeden, Kael’in gösterdiği saygıdan hiçbiri olmadan Noah’a yaklaşıyordu.
>SINIFLANDIRMA: İkinci Nesil, Medeniyet’in Dahi’si.>
>KARMAŞIKLIK: 61 Kentilyon.>
>SAFLIK: 61 Kentilyon.>
>MANA GLİF’İ DÖVÜLMÜŞ: 61.000.>
>MANA ARCANA GLİFİ: 73.>
>AYIRT EDİCİ ÖZELLİKLER:>
>Konsey Üye’si Voltrax’ın Kız’ı.
>Karmaşıklık Sınır’ını Aşan.>
>Yol’a En Uyumlu.>
>Sınırsız Dahi.>
>Mükemmel Düzen’in Kaos Unsur’u.>
>UNVANLAR:>
>Sınırlar’ı Aşan.>
>Medeniyet’in En Güçlü’sü.>
>Saygısızlığ’ın Ses’i.>
>Zincirsiz Yetenek.>
>MEVCUT DURUM: Dışarıdaki Varoluşlar’a meraklı, Atası’nın görünürdeki Güç Düzey’inden hafifçe Hayal kırıklığına uğramış. Asi, alaycı Sınırlamalar’ı reddeden. Gizlice Saygılı ve şok olmuş, çünkü Medeniyet’inin tüm Sivilizasyon’un tüm üyeleri gibi, Sonsuz Mana’nın büyüklüğünü daha yakından hissedebildiğinden gizlice saygı duyuyor ve şok oluyor.>
...!
HUUM!
Hay aksi!
Noah’ın zihni bu değerlendirmeyle uğulduyordu.
Altmış Bir Kentilyon. Sivilizasyonlar’ının eski lideri Kael’i, gelişimi önemli ölçüde yönlendiren Varoluş’u aşmıştı.
Ve bunu, görünüşte o kadar disiplin sorunu olan birisiyken, Kael’in Güç Seviyesinde’ki Varoluşlar bile onu kontrol etmekte zorlanırken, başarmıştı.
Dışarıdan düşünceleri açıktı ama içten içe, aslında farklı hissediyordu!
Noah’ın tam önüne süzülerek, onu baştan aşağı, kabalığa varan açık bir değerlendirmeyle süzdü.
Mücevher Mavisi gözleri onun vücudunu süzdü, değerlendirdi, Ölçtü ve görünüşe göre ifadesinden anlaşıldığı kadarıyla sonuçları biraz yetersiz buldu.
“Merhaba, Ey Büyük Atamız,“ dedi, ses tonu alaycıydı.
“Ben Riyannara, ama bana Riya demenizi tercih ederim. Kael ile birlikte çağrınıza cevap verdim ve şanlı, Otoriter görevinize rapor vermeye geldim.“
Sahte bir selam verdi, yüzünde bir gülümseme belirirken, tiyatrocu bir hassasiyetle dik durdu.
Alaycı bir selam verdi, teatral bir hassasiyetle dik dururken, yüzünde bir gülümseme belirdi.
Noah, ona baktı... Şu anda sahip olduğu Güc’ün Çoğunu Aşan, Katlar’ı Yeniden Şekillendirecek kadar Otorite’ye sahip, görünüşe göre tüm bir Medeniyet’in onu kontrol altında tutmak için uğraştığı kadar sorunlu bir çocuk olan bu korkutucu Varoluş’a baktı ve hiçbir şey söylemedi. Sadece gözlemledi, zorba bakışları sabit ve değerlendiriciydi.
Kael, Takip Edilemeyecek kadar Hızlı bir hareketle Riya’nın yanına geldi, yüzünde derin bir özür ve hayal kırıklığı karışımı bir ifade vardı.
“Atamız, ben... Bunun için özür dilerim.“ Riya’ya bariz bir sinirle işaret etti.
“Bu Riyannara ve o... Konsey’in Otoritesi’ni görmezden gelmeye yetecek Güc’e ulaştığı andan itibaren Mana Medeniyet’imiz için bir baş belası olmuştur.“
Düşüncelerini toparlamak için bir ara verdi.
“O, Orijinal Tohum Üyeler’inden biri olan Voltrax’ın Kız’ı İlk Kırk Yedi Üye’den biri. Voltrax, Mana Konseyi’nde baş stratejistlerimizden biri olarak görev yapıyor. Ve Kız’ı...“ Kael’in ifadesi, kelimelerini dikkatlice seçtiğini gösteriyordu.
“O, hepimizden daha fazla Yetenek gösterdi. Yola daha doğal bir yakınlık. Mana Manipülasyon’unu daha içgüdüsel olarak anlıyordu.“ Sesinde hem gurur hem de endişe vardı.
“Yıllar önce, Konsey bir kural koydu. 50 Kentilyonluk bir Karmaşıklık Sınır’ı. Bu eşiği Aşma’nın potansiyel tehlikelerini hissettiğimiz için, bu Sınır’ı aşmanın izole edilmiş cephemizi dışarıdaki tehditlere karşı... Tespit edilebilir hale getirebileceğini düşündük. Hepimiz bu Seviye’de ilerlememizi durdurmaya karar verdik.“
...!
Riya’ya sevgi ve hayal kırıklığı arasında bir ifadeyle baktı.
“Doğduktan sonra, bu kuralı tamamen görmezden geldi. Sadece... İlerleme’ye devam etti, çünkü Riya’ya bir şeyi yapamayacağını söylemek, onun bunu yapmasını sağlamanın en iyi yolu gibi görünüyor. Çok uzun zaman önce 50 Kentilyon’u Aştı ve şimdi önemli bir farkla en Güçlümüz.“
Durakladı.
Bir süre durdu.
“Gelişimimizin İlerleyen Aşamalar’ında ortaya çıkması bizim için şans olabilir. Sınır’ı aştığı zaman, tespit edilme tehlikesi Asgari Düzey’e inmişti. Ama prensip aynı... O Kurallar’a uymuyor, Sınırlamalar’a saygı göstermiyor ve Konsey’in Otoritesi’ne bir kez bile kulak asmıyordu. Lütfen, saygısızlığından alınmayın.“
...!
Not: Ne diyeceğimi bilemiyorum. Noah Medeniyet’inin En zayıfı. Ne güzel seviniyorduk şeyi geçti diye şu Öl’üyü ve Çiftçi’nin Kız’ını diye. Aha Noah şimdi Ölçek 0’da yenilmez oldu dedik. Nerde.... Yol’umuz şahsen uzun Sürecek gibi duruyor. Bu Cild’in Sonlar’ında anca Ölçek 1’e geçecek gibi duruyoruz. Şu anda Tahmin’i Cild’in %50’sinin ya da 60’ının bittiğini düşünüyorum. 250-350 bölüm sonra sonraki Cilde geçeceğimizi düşünüyorum.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
