BU Öl’ü Düzen’in öfkesi belirginleşip, doruğa ulaştığında, daha da fazla zehir ve kötülük dolu sözler sarf etmek üzereymiş gibi görünüyordu... Ancak BU Kutsal Şeyler’i Kirlendiren Vahşi’nin Kurban Edilmesi’nin Yükselen Alevler’i, hayatta kalmaya odaklanmak zorunda kaldığı için bunu bile yapmasına engel olmuştu.
O, Noah’a intikam vaat eden gözlerle baktı, Otoritesi’nin Denizler’i çaresiz bir yoğunlukla Alevler’in üzerine çökmeye devam ederken.
Noah, önemli bir şeyi doğrulamak için Sigrid’e baktı ve onun, Düzen’in Medeniyet Otoritesi’ni emme’yi tamamen bıraktığını gördü. Bu, BU Yaşayan Elemental’in Lanet’ini ona da aktarabilir diye.
Noah, Öl’ü Düzen’e bir kez daha Perde’den sakin bir Tiranlık’la baktı.
“Öyleyse, sana tekrar soruyorum,“ dedi Ölçülü sözlerle. “Böyle bir Lanet’e bir çözümün var mı? Şimdi bunu yakından hissedebiliyor olmalısın.“
...!
Bunu söylerken, gözlerinin önünde parlak bir ışıkla yanıp, sönen uyarıları da gördü.
>Eşsiz bir Çaba ve cesaretle cesur bir eylem gerçekleştirdin.>
>Seçimlerin şu anda senden Çok Faha Karmaşık bir Varoluş’un dayanılmaz acılar çekmesine neden oluyor.>
>Kutsal Olan Vahşi’nin Kurban Edilişi’ni Ölü Düzen’e yayarak, eşi görülmemiş sonuçlar doğuran bir durum yarattın.>
>Eylemlerinin sonucuna bağlı olarak, potansiyel olarak akıl almaz harikalar elde edebilirsin.>
Öl’ü Düzen, O’na tam bir kötülük ve acı dolu gözlerle bakarken, bu uyarıların dalgalar gibi gelip gitmesini izledi.
O, uzun bir süre alevlerle mücadele ettikten sonra, dişlerini sıkarak, nefret dolu bir sesle konuştu.
“Sadece BU Medeniyet Otorite’si, BU Medeniyet Otorite’sinekarşı çıkabilir,“ dedi acımasız bir kesinliğiyle. “Sen O Seviye’de değilsin. O Seviye’den çok ama çok uzaksın ve şu anda, o Seviye’ye asla ulaşamayacaksın. Karmaşıklık ve Saflık’ta Septilyonlar’ı, Oktilyonlar’ı, Nonilyonlar’ı ve hatta Desilyonlar’ı geçebilirsin... Hatta daha da Öte’ye gidebilirsin ama sen, Osmont... BU’YA ulaşamayacaksın.“
“BU, Hayal Güc’ünün Öte’sinde bir Seviye’de duruyor.“
Acısına rağmen, yüzünde kindar bir memnuniyet ifadesiyle bükülmüştü.
“Yaptığın tüm Çabalar, inşa etmeye çalıştığın büyük Bedeniyet... Hepsi Çöküş gerçekleşmeden önce çökecek. Ve ben bunu sabırla bekleyeceğim, Osmont. Hissettiğin acı dayanılmaz hâle geldiğinde, kendi ellerinle gerçekleştireceğin tam teslimiyetini ve Çöküş’ünü bekleyeceğim.“
Sesi, ıstırap içinde zafer gibi bir tona yükseldi.
“Sevin, Osmont! Sevin, çünkü Ölüm’ün yaklaşıyor!“
Sonlar’a doğru ifadesi tamamen kindar ve nefret dolu hâle geldi ve bu sözleri bitirdikten sonra büyük bir Çaba ile ellerini salladı. Beyaz bir peçe ortaya çıkarak, onu tamamen sardı ve sanki ona bakmak bile istemiyormuş gibi, onun parlaklığını ve siluetini tamamen gizledi, o ise yaklaşan Kutsal Olan’ı Yakmak Adlı vahşi saldırıya karşı savaşıyordu.
...!
Noah, sessizce sahneyi izlerken, arkasında Sigrid’in sesi çaresizlikle sordu: “Ne yapabilirim?“
Noah, yanmaya devam ederken, bunun cevabı sakin ve basitti: “Hiçbir şey. Sorun yok.“
Gözleri, zihninde yankılanan cevabını düşünürken, parlak bir şekilde parladı. Sadece Medeniyet Otorite’si, Medeniyet Otoritesi’ne karşı çıkabilir.
Gözlerini kapattı ve bu Ruhani Âlem’in, Uzaylar arasındaki boşluğun sahnesi, odak noktası bir kez daha Kultivasyon Kalesi’ndeki bedenine dönünce, kayboldu.
Bacakları ve kolları Çaba’yla titrerken, zorlandı ve sadece Zorba İradesi’yle Alevler’e dayanarak, ayakta kalmayı başardı.
Bir sonraki anda, İnfiniverse’nin figürü iniş yaptı ve elinde hediyelerle geldi.
Parlayan gözlerle şöyle dedi: “Elyndra, İlk Çiftçi’den bu hediyeleri getirdi. Medeniyet’inin ilk adımı olarak, Çaba Meyveleri’ni veren Çaba Tohumlar’ını ekti.“
Hediyeleri saygıyla öne doğru uzattı.
“Böyle bir meyveyi yemek, Varoluş’a doğduğu günden itibaren Varoluş boyunca gösterdiği Çaba’nın karşılığını verir. Hastane’de Dünya’ya geldiğin anda attığın çığlık. Anne’nin mutluluktan ağlayarak seni kucaklayıp, tuttuğu an. Kalbin deli gibi attığı ve ciğerlerin hava aradığı an. Dişlerin oluştuğu ve büyüdüğü, Vücud’un ve Organlar’ın gelişmeye devam ettiği an. Başkalarıyla iletişim kurmak için Okullar’a gittiğin an. İlk Aşkın seni yeterli bulmadığı için seni reddettiği Ân. Kıyamet’i Yaşadığın ve Annen’i kaybettiğin Ân. Uyanıp, İlk Ateş Topu’nu atmak için Çaba gösterdiğin an. Doğduğ’undan beri gösterdiğin tüm Çaba...“
Umutla bunu söylerken, bu Çaba Meyveler’ini ona attı.
Noah, titrek ellerle onları yakalamayı başardı, anlamış gibi başını sallarken, sabit bakışları Zulüm’le doluydu.
“İlk Çiftçiye teşekkürlerimi ilet,“ dedi Noah, acısına rağmen içten bir minnettarlıkla.
Ardından, ağzını doğal olmayan bir şekilde genişçe açtı ve İlk Çaba Meyvesi’ni tek bir Yudum’da Yuttu, ardından diğerlerini de hızlıca arka arkaya Yut’tu.
Çaba.
Doğduğ’u günden beri, olduğu Varoluş olmak için Büyük Çaba sarf etmişti.
Noah, Her Şey Biriken Güç’le titremeye ve sallanmaya başladığında, Varoluş’u boyunca canlı Çaba Meyveler’inin çiçek açtığını hissetti.
Varoluş’u şu anda etrafındaki bir dizi Hasat’la çevriliydi ve Elemental’in İlkel Medeniyet’ine tecavüz eden Hasatlar muazzamdı ve hâlâ toplanmaya devam ediyordu. Mimar’ının Kaleler’i, tüm bu Hasat’tan şüphesiz ilerleyecek ve görkemli bir başarı aşamasına ulaşacaktı.
Ve şu anda, Çaba Meyveler’inin Varoluş’unda eridiğini hissederken, doğduğu gün aldığı ilk nefesi hissederek, gözleri anılarla parıldamaya başladı.
Tüm bu Çabalar’ın biriktiğini hissetmeye başladığında, emredici bir Otorite’yle konuştu.
“Doğduğum günden itibaren, hatta Annem’in Rahminde’yken bile Varoluş’umun tüm Çaba’sı... Tüm bu Çabalar’ın sebat etmeye, hayatta kalmaya ve Kutsal Olan’ı Yakmak için bir çözüm bulmaya akmasına izin verin.“
...!
Doğmadan önceki Varoluş’unun Tüm Çaba’sı bile!
Varoluş’u, Her Atom’daki ve O’nun Altı Parçacıklar’ındaki Her bir Hücre’yi parçalayan kavurucu Alevler arasında bile, diğer Varoluşlar’ın Bir Saniye bile dayanamayacağı bir acı ile dövülmeye devam ederken, Biriken Güç’le uğuldamaya başladı...
HUUUM!
Varoluş’u, Yeşil-Altın rengi ışık, artan yoğunlukta dalgalar halinde etrafını sararken, titreşmeye ve rezonansa girmeye başladı.
>Tüm İlkeler’iniz benzeri görülmemiş bir parlaklıkla yükseliyor.>
>Sonsuz Hasat’ın Geriye Dönük Hasad’ı etkinleştirildi.>
>Niyet Hasad’ı etkinleştirildi.>
>İşçinin Cennet’i, şu anda tüm Çabalar’ı 1.000 Kat’ına çıkarıyor.>
>Primus Tekilliğ’i etkinleştirildi.>
>Arcana Infinitum İlkesi’nin Zorluklar’ın Ortadan Kaldırılması etkinleştirildi.>
>Temel gerçek: Mana, Gözlemlenebilir Varoluş’ta bir cevap bulunmuyorsa, Mana’nın yeni bir cevabı Meyve’ye Dönüştüren Kaynak olabileceğini belirtir.>
>Varoluşsal Mod Desteğ’i bu değerlendirmeye katılır.>
>Şanlı bir Mutasyon gerçekleşmektedir.>
>Şanlı bir Evrim gerçekleşmektedir.>
>Medeniyet Otorite’si Direniş’i Varoluş’unuzda çiçek açmaya başlamıştır. Medeniyet Organ’ı Varoluş’unuzda çiçek açmak istemektedir.>
...!
BOOOM!
Not: Ben, ben ne diyeceğimi bilemiyorum. Sayılar’ın önemli olmamasımı desem Noah’ın yepyeni Gözlemlenebilir Varoluş’ta olmayan bir şey mi Yaratması desem.... Ağzım açık kaldı.
Not: Farkındasınız değil mi? Saflık ve Karmaşılık BU İçin önemsiz. Muhtemelen Karmaşıklar’ı Saflıklar’ı Sonsuz. Henüz Karmaşıklık ve Saflığ’ın çıkması 1000 Bölüm bile olmadı. En fazla 600 700 bölüm oldu ve şimdiden önemsiz hâle geldi. Muhtemelen yakın zamanda Büyük Sayılar’a veda edeceğiz. Desilyon’dan sonrasını da görürüz. Ondan sonrasını da görürüz ve orada da biter. Sonsuzluğ’a atlar direkt.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.