Bunu daha önce de fark etmiştim ama o eğitimimi etkiliyor! Eğer gerçekten bir çocuk olsaydım kötü bir eğitim ile büyüyebilirdim.
Ama sonraki sözleri ile titredim.
“Sen çocuk değilsin.“
N-Ne diyor bu? O zaman Jennette’in kimliğini bir anda öğrendiği için düşünmüştüm. Titredim.
“N-ne demeye çalışıyorsun. Neden çocuk değilmişim? Yedi yaşındayım. Bunu bile bilmiyor musun?“
Sonra siyah aptal durduğu yerden yüzünü benim yüzüme çevirdi. Kıpkırmızı sözleri benimkilere baktı. Sonra ise bir tilki gibi gülümsedi.
“Aha yedi .“
“Evett!“
“Yedi misin? Gerçekten mi?“
Şüpheli gözükememek için elimden geleni yapıyordum.Y-yoksa birşeyler mi biliyor?
“Eğer yedi yaşında değilsem, o zaman kaç yaşındayım!“
Bağırdım. Lucas ise hala gülümsüyordu.
“Ne yanlış bir şey mi söyledim? Evet, sen yedi yaşındasın. Öyle olsan bile için birazcık daha büyük.“
“Ne. Ne demek oluyor bu?“
“Hiçbir şey. Aynı beyaz köpeğin oğlu gibi büyümüş bir çocuksun.“
Hala panikliyordum.
B-bu gerçek mi? Ya da sadece bana mı sataşıyor? Biz, büyük ihtimalle bu, değil mi?
Tak tak.
“Prenses, atıştırma zamanı.“
Lily odaya girdi. Bu kardeş ile konuşmaya devam edemedim.
***
“Babaaaa!“
“Koşma.“
Ona doğru koşarken Claude soğukça konuştu.
“Düşeceksin.“ (Yuna:AĞAĞAĞA)
Kyaaa. Duydunuz mu? Duydunuz değil mi? Dedi ki koşmayı bırak yoksa düşebilirmişim. Tabii ki. İki yıllık çalışmam işe yarıyor.
“Ehehehehe.“
Claude’a en sevimli gülümsememle gülümsedim.
“Babaaaaaa, seni görmek istedimmmm.“
Gülerken elini tuttuğumda Claude hafifçe kafasını hareket ettirdi. Ama bu kadar değil!
Elini tuttum ve yanağımı ovuşturttum. Kuckkk. Şu an bir köpekmişim gibi hissediyorum.
Claude ise hafifçe sakındı.
“Gidelim. Rahatsız ediyor.“
Gerçekten mi? Neden o zaman olduğun yerde duruyorsun? Senin garip olduğunu düşünmüştüm ancak artık biliyorum! Düşüyorsun! Benim sevimliliğime düşüyorsun!
C planı ’Claude’un ♡’ni al’ yarısı tamamlandı?
Woo hoo! Olaya bak be!
“Baba,baba.“
Kekeke. Evet, evet. Benim çılgınlığıma düşmeye devam et.
Gülümseyen beni eliyle tuttu. Claude kaşlarını yukarı kaldırdı. Ve sonra ne istediğimi anladı.
“Görünüşe göre yemeyi gerçekten çok seviyorsun.“
Eek, ağır olduğumu söylemeyi kes. Kuckk, öyle olsa bile beni bu şekilde tutmanı ve bunu istiyorum! Millet, Claude’muz değişti!
“Hehe. Babacımla yediğimde yemekler daha güzel oluyor! Athy mutlu çünkü babacım Athy’i ara sıra görmeye geliyor!“
Şimdi sıra diğer adıma geldi!
Püff, dürüst olmam gerekirse, Jennette’i gördükten sonra daha da çok çalışmaya başladım.
Claude beni garip bulmuş gibi gözüküyordu. Ama Felix ağzını açtı.
“Prenses...“
Peki hareketlerim, ne,neden. Önceki zamanlara göre daha sevimli davranıyorum! Eğer beni lanetleyecekseniz, o zaman lanetlemeyin. Bu yaşta sevimli davranmak hiç de kolay değil.
Eğer kötü yorumlar duyarsam, düşeceğim. Biliyorsunuz bu yaşta elimden geleni yapıyorum. Kuckk.
“Aynı....“
Felix cümlesini bitirmeden önce doğru kelimesi düşünüyormuş gibiydi.
“Ah! Aynı Blackie gibi.“
Ne! Bu adam!
“Değil mi.“
Sanki Claude bunu bekliyormuş gibi tekrarladı.
Hey, millet! Sizce bu kelimeler yeterli mi?! Blackie’mizin bu kadar sevimli ve şirin olmasına rağmen beni ona benzetmek mi. Kuckkk. Biraz önce benim bir köpek gibi olduğumu söyledin,değil mi? Değil mi?
“Hehe. Athy o kadar şirin mi?“
Düşen yüzümü toparlamak için elimden geleni yaptım. Evet, bu hayat......Ühüüü.
“Büyük ihtimalle dünyadaki en şirin kişi.“
Öhö
T-teşekkür ederim ama bu karşılaştırma biraz fazla.... Sadece Claude’un karşısında sevimli davranmam gerekiyor.
Bu çok utanç verici. Neden benim bütün bu utançları almam gerekiyor. Benim babam Claude ancak neden sen ondan daha psikopatsın? Yoksa Felix’imiz evlenmek mi istiyor? Benim gibi güzel bir çocuk mu istiyorsun?
“Öyle değil mi, majesteleri?“
“Saçmalık.“
Claude yürümeye devam attı ve saraya girdi. Ama Felix pes etmedi ve konuşmaya devam etti.
“O sevimli ve şirin. Bu dünyadaki hiçbir çocuk prenses Athanasia kadar sevimli olamaz.“
“Bir kelime daha etme ve on adım gerile.“
Kkyungg. Felix ’geri yürüme’ cezasıyla cezalandırıldı.
Ama Claude sinirli gözükmüyordu. Hayır, şu an iyi ruh halinde mi?
“O büyücü nasıl?“
Nee. Büyücü mü?
“Arkadaşın olmaya uygun mu?“
Lucastan mı bahsediyor, siyah aptal olan?
“Eğer onu beğenmediysen.“
Cevabım için düşünürken Claude devam etti.
“Sana başka çocuklar bulabilirim.“
Ne? Başka çocuk mu? Arkadaş mı diyorsun? Bir anda nereden çıktı bu şimdi?
Claude’a bunu gerçek olduğuna inanamıyormuş gibi gözlerimi kocaman açarak baktım.
“Neden arkadaşa ihtiyacın olduğunu anlamıyorum ama Felix bundan söz etmeye devam etti.“
Dinliyordum.
“Yani ister misin?“
Ve gülümsedim.
“Sana daha iyi bir çocuk bulacağım.“
Claude kavrayamadığım bir yüz yapıyordu. Çocuklardan nefret eden ve başka birisi için bir şey yapmayan soğuk kişi bana arkadaş ister miyim diye soruyordu.
Öyle olsa bile Claude bunu sevmeyecektir.
Bu yüzden......eğer istersem.
Korkmaya başladım.
Bu da ne? Biraz önce benim için arkadaş bulacağını mı söyledi? Ama Claude çocukları sevmez! Son zamanda da, demişti ki sadece bir tanesine sinirlendiği için iki tane çocuk istemez!
Hii. Şimdi garip geliyor neden o aptalın kalmasına izin verdi.
Ve hatta Felix’in verdiği öneri ile onu bana yolladı! Bu benim için miydi? Felix sinir bozucu olduğu için değil miydi?
Sen Claude değilsin!
“Sana demiştim saçlar yenilecek bir şey değil.“
Hii. Saçını çektiğimi fark ettim. Eğer Claude birisinin etkisi altında olsa bile. Ehh. Ama bunun olmasının imkanı yok. Bu yüzden sen Claude’sun.
“Bırak.“
Evet efendim.
Sanki hiç dokunmamışım gibi ellerimi indirdim.
Wahhhh! Bunlara inanamıyorum ağlamak istiyorum. Claude’umuzun bu kadar çok değiştiğini düşünmek!
Ben bayıldığımdan sonra değişti. Yani bu demek oluyor ki büyük olaylar olduğunda değişiyor? Ama öyle olsa bile, neredeyse ikinci kere ölüşümün anıları olacaktı! O zaman eğer böyle olaylar olursa belki öl....
Ama sonra, zihnimden korkunç düşünceler geçti. U-uhh. Her neyse. Hiçbir şey söylemedim. Bu cümlelerimi silin. Çok yanlıştım! İki tehlikeli olay yeterli. G-gerçekten.
“Mmmm, Athy Felix abiyi ve büyücü abiyi seviyor.“
İlk başta Lucas’ı sevmemiştim ancak artık iyi görünüyor. O ve ben sadece onun anlayabileceği türde konuşmalar yapıyoruz bazıları beklenmedik oluyor ve beni Blackie’yi kullanarak tehdit etmiyor.
Ve her zaman yaptığı gibi beni sinir etmiyor.Kuckk. Ama en iyi olan şey ise onunla Claude’un karşısında olduğum gibi davranmam gerekmiyor. Nasıl oldu bu?
“Onları çok seviyorum çünkü onları bana babacım yolladı!“
Burada biraz daha puan kazandıktan sonra gideceğim. Claude gülümseyen bana baktı. Ancak sonra ileriye bakıp yürümeye devam etti.
“Eğer sevdiysen sorun yok.“
Claude fazla konuşmadı ancak ben mutlu olmuştum ve ’hehe’ diyerek yalnız başıma güldüm.
Sonra Felix’ten haberleri duydum Ijekiel’in Atlanta’ya gittiğini öğrendim. Bana beklememi söylemesine rağmen beklemediğim için biraz üzgün hissettim ama her neyse.
Eğer bu sebeple oraya gidersem garip kaçar ,değil mi? O gün kapalı bahçede gördüğüm sahne hala birazcık sinirimi bozuyor olsa bile.
Ancak Ijekiel’in hiçbir yanı ve çalışması benim Atlanta’ya gitmemi sağlayamaz.
Aslında hayır. İlgiden çok utanç verici. Sizce bu mantıklı mı? Nasıl on yaşında bir çocuğa kaybederim?! Ben gerçekten uzun bir süre yaşadım ama Ijekiel gerçek bir çocuk!
Bu olamaz. Bu yüzden şimdiye kadarki çalışmalarımdan daha çok çalışacağım. Siyah aptal sinirlenmişti ama hala öğrenmem gereken çok şey var.
Bu yoğunlukta birkaç yıl geçti...
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.