Yukarı Çık




6   Önceki Bölüm 
           
Bölüm7: Milyonlarca Saplama [6]

Jaehwan cevap vermedi ve bu Beastlain’i arada bıraktı. Dört gözle beklediği an gelmişti.

“Bir sebebi yoktu. Sadece bir hevesle senin dünyanı seçtim.”

Bunun sadece bir heves olması felaketti. Çoğu [Ürün] bunu kabul etmezdi. Irklarının böyle bir neden yüzünden mahvolmayla yüzleştiğini bilmek yıkıcıydı. Bir şekilde bunun arkasında temel bir sebep ya da temel bir varlık olduğunu tahmin ediyorlardı. Ama öyle bir şey yoktu.

Tamamen tesadüftü. Bir heves.

“…bir heves?”

“Evet. Sadece gezegeninle karşılaştım ve oyunu başlattım. Dünyanı seçmem için bir neden yoktu. Sadece seçtim. Senin dünyanda sebepsizce doğduğun gibi.”
Beastlain devam etti.

“Kendini talihsiz biri sanıyor olabilirsin. Benim gibi bir İblisin dünyana gelip insanlarını öldürdüğü için üzgün olmalısın.”

Jaehwan cevap vermedi.

“Şöyle düşün. Eğer dünyana gelmeseydim bile ırkın sonsuza kadar yaşamaya devam edecek miydi? Hiç yolu yok. Çoklu zamanda hepiniz ölecektiniz. Evrende ki tüm canlılar er ya da geç ölür.”

Beastlain devam etti. Şimdi doruğa çıkıyordu. Gerçekle yüzleşmeyen [Ürüne] umutsuzluğu tattıracaktı.

Bu Beastlain’ın en çok sevdiği şeydi.

“Bu durumda kendini şanslı sayabilirsin. En azından yeni dünyaya geçme şansı kazandın. Bu tüm ölümleri değerli kılar. -Yüce Topraklara- geçme şansın var ve…”

“Yeterli. Hadi sıkıcı hikayelerini geçelim.”

“…Ne?”

Beastlain duyduklarına inanamıyordu.

“Merak ettiğim şey bu değil.”

“Ama…”

“Yanlış anlamışsın gibi görünüyor. Tekrar sormama izin ver.”

“L-Lütfen. Devam et.”

Tartışmanın dizginlerini eline aldı.

“Benim bilmek istediğim şey bu kuleyi neden yönettiğin. Bunu yaparak eline nasıl bir ödül geçiyor.”

“B-Bu…”

Beastlain şoka uğradı. Bu [Ürün] onun açıklamasını hiç sallamamış ve hiç takmadan hayati soruyu sormuştu.

“…Bu sade-sadece gönüllülük esaslı bir şey. Birinin bunu yapması gerekiyor, o yüzden buradayım. Haha.”

‘Gönüllük mü?’

Jaehwan, Beastlain’ın üzerinde dolaşan parçacıklara baktı ve düşündü. [Şüphelenme] yeteneği o kadar güçlenmişti ki şimdi çeşitli parçaları ayırabiliyordu. Bazıları yerinde dururken bazıları sürekli hareket ediyordu. Beastlain’ın üzerindeki süzülen parçalar bayağı ayırt edilebilirdi. Beastlain’e dokundular ve bir şekil aldılar ardından hızlıca kulenin dışına hareket edip ortadan kayboldular.

Aldıkları şekil Jaehwan’a göre kelimelere benziyordu. Görünüşe göre Beastlain uzaktaki biriyle konuşuyordu.

‘Efendi… mesaj… gönderiyor.’

‘Ürün… yetişmedi… mi…Hâlâ…’

‘Ürünü… öldürme…’

‘Toprak… konuşmuyor…’

‘Yapamazsın… son tarih… zaman yok…’

Jaehwan tekrar konuştu.

“…Hmph. Hikâyeye tekrar dönelim istersen.”

“Tamam.”

Beastlain’ın sırtından aşağı yavaşça terler akıyordu.

“Bir Efendi ile konuştun değil mi?”

“Evet, konuştum.”

Sonunda geldi. Beastlain Ürünle uzun süredir gerçek oyunu bitirmekle ilgili konuşmamıştı, bu yüzden yetiştirme ya da hasat gibi kelimeler kullanmamaya çok dikkat ediyordu.

“Kim onlar? Krallar mı?”

“Ona benzer. -Yüce Toprakları- yönetirler. -Yüce Topraklara- girenlere Efendilerin güçlerine katılma teklif edilir.”

“…güçlerine?”

Beastlain, Jaehwan’ın etkilendiğini fak etti. Hiçbir [Ürün] -Yüce Topraklardaki- efendilerden etkilenmesine engel olamamıştı. Doğru efendiyi seçmek onların geleceklerini değiştirirdi.

‘Sonuçta hala ürünsün.’

Beastlain sırıttı ve devam etti.

“Hepsine teklif edilmez. Sadece en güçlü olanlara… ama eminim sana en güçlü efendiler bile güçlerine katılmanı teklif edilir.”

[Ürünün] içine kendine güven aşılamak. Bu ilk adımdı ama Jaehwan duygusuz göründü. Beastlain daha dikkatli hale geldi ama yine de devam etti.

“Eğer benim rehberliğimi takip edersen, bir iblisin onuru üzerine sana yemin ederim ki sana gelecekte faydası olur. Bu seni en iyi efendilerin arasına göndermek için elimden gelen her şeyi yapacağım demek oluyor. Tabi ki sadece gerçek oyunu temizlersen.”

Jaehwan az kalsın dalga geçecekti.

‘Şimdi sesi sigorta satıcısına benziyor’

Jaehwan uzun süre bekledikten sonra sordu. “Yalan söylemediğini nasıl kanıtlarsın?”

Beastlain, Jaehwan’ı kandırmaya başladığını düşünmeye başladı ve dudağında soluk bir sırıtış oluştu.

“Bana güvenmeyebilirsin. Açıklayabileceğim her şeyi söyledim. Fazlası yok.”

Jaehwan kafa salladı.

“Tamam. Ne dersen onu yapacağım.”

“Sonunda kararını verdin mi?”

“Tam olarak 10 gün. 10 gün içinde buradan gideceğim.”
 
 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


6   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.