Yukarı Çık




14   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16 

           
Bölüm 15 - Cömert Hapishane Hayatı (2)


Ah! Doğru. Chaser, Arşidük Harnim'i öldürmeye çalışırken onu ciddi bir şekilde yaralamış ardından aynı yerden bir kez daha vurmuştu.

Görünüşe göre olacak olan bu.

Baron'un sohbetimizde verdiği bilgiler sorunsuz şekilde romandaki sahnelere uyuyordu. Sanırım bu gerçekten o. Gerçekten oluyor.

“Bence kayıp Chaser Rube Domulit şimdi tekrar harekete geçiyor. Şimdilik çok iyi bir çocuk gibi görünüyor ama büyüdüğünde olacağı kişiden çok korkuyorum. "

Baron, korkutucu ve güçlü insanların masum rolünü oynama eğiliminde olduklarını ısrarla söylerdi. Az önce söylediği şeyin doğru olduğunu vurgulayarak başımı salladım.

"O genç adamla gerçekten tanışmak istiyorum! Aynı zamanda onunla tanışmak istemiyorum da… Ahh, kafam karıştı. "

Umarım bu adam sanki kolayca uğraşabileceği biriymiş gibi Chaser'ı hafife almazdı. Onu kötü bir karakterle aldatmaya çalışırsanız bunun sonuçları sadece bileklerinizin kesilmesi ile kalmayacaktır. Bana gelince onunla dalga geçmeye hiç niyetim yok. Görünüşe göre bu yer, romanın en başında bile yeterince kötü bir şöhrete sahipti. Şimdiye kadar yeterince sorun yaşadım.

"Şey...sen veya ben onu gelecekte görebiliriz."

Sakince konuşurken aynı zamanda pencereye çiseleyen yağmurla bakıyordu.

"Ne? Neden? Ben istemiyorum. Onunla bir bağ kurmak, belirsiz bir dünyaya sahip olmak gibidir, insanların geleceklerinde ne olacağı konusunda hiçbir fikri olmaz. Bilinmeyen bir gelecek için hayatını riske atmakla aynı şey!"

" 'Bağ kurmak' ile ne demek istiyorsun?"

Korkarım ki tüm bedenim titriyor. Bu kadar korkutucu bir aileyle ilişkilendirilmek istemiyorum. "Domulit" kelimesini duymak kemiklerimi bile titretiyor.

Hay aksi… Görünüşe göre yağmur yakında duracak. Yerler kuruduktan sonra yürüyüşe çıkabilir miyim acaba?

O gün boş zamanımız bittiğinde hücrelerimize geri döndük. Hücremin önünü kontrol eden gardiyan gülümsedi.

"Bir mektup almayalı uzun zaman oldu, İana.”

Gardiyanın sözleriyle gözlerim genişçe açıldı. Doğru söylüyordu, masanın üstüne bir zarf bırakılmıştı.

"Kapı kilitleniyor."

Kapı kapanınca çabucak mektubu elime aldım. Vay canına, seni gördüğüme ne kadar sevindim bilemezsin.

Zarfta her zamanki gibi boş bir kağıt var. Bir kalem bulmaya çalıştım ama onun yerine başka bir mektup daha buldum. Bu neydi? Her zaman gelen zarf, üzerinde hiçbir şey yazılı olmayan, içinde boş bir kağıt sayfası olan bir zarftı. Ama neden başka bir zarf daha vardı ki?

Çok geçmeden açmaya karar verdim.

[Nasılsın, sevgili küçük kız kardeşim?]

El yazısı temizdi sanki bunu güzel görünümlü bir insan yazmış gibiydi. Bir kişinin el yazısı, bazılarının söylediği üzere kendi görünümünü yansıtır. Güzel bir erkek kardeşe sahip olmayı düşünmek harikaydı.

Ve mektubu okuduktan sonra hemen cevap verdim.

[Ben iyiyim.]

Bu yeterli değil. Ah! Aniden hatırladım. Boş mektuba yazmaya devam ettim ama yazdıklarım  benim gibi bir bayandan beklenecek bir şey değil.

[Alkol, yüksek kaliteli sigaralar. İsteklerim bunlar. Çok fazla olacak şekilde!]

Şimdilik bu kadar yeter, değil mi? Şu anda tamamen tatmin oldum ve mutluyum. Kederli ve kasvetli İana gitti.

⛓⛓⛓⛓⛓ ⛓⛓⛓⛓⛓ ⛓⛓⛓⛓⛓

Bu hapishanede yaşamanın iyi yanı, kıyafetlerin çok rahat ve konforlu olması. Hareketlerim hiç kısıtlanmıyor ve değiştirmek için başka bir kıyafete ihtiyacım yok. Daha fazla avantajı olduğu için iyi olduğunu düşünüyorum. Dahası, bize istediğimiz kadar aynı tarzda yedek kıyafetler verdiler. Bu hapishane üniformasını giyme fikrini sevdiğim için herkes benden nefret ediyor ama hoşuma gittiği için onları umursamıyorum. Öte yandan kötü olan şey ise hepimizin aynı çizgili kıyafetleri giyiyor olmamız.

<İğrenç! Çirkin, baştan savma ve yapışkan!>

Soylu mahkûmlar bu modaya kızgınlık besliyorlardı çünkü bu tür kıyafetlerin içinde zarif görünmelerinin hiçbir yolu yoktu.

Genellikle insanlar bir orta çağ romantizm romanının içindeyken dantel katmanları olan zarif bir elbise giydiğini hayal eder. Gel gör ki burada eşsiz bir deneyim yaşıyorum gibi görünüyor.

Birden, hapisten çıktıktan sonra ne yapacağımı düşünmeye başladım.
 
Hmm... Burada, hapishanede uyandığımdan beri dışarıdaki hayatı hiç düşünmemiştim. Hapishane üniforması imajı çok güçlüydü ve biraz da tuhaftı ki sonuçta bu kurumun içinde kalıyordum. Pek gerçekçi değil biliyorum ama şimdi bile istediğim kadar yaşamak istiyorum. Tabii ki buradaki hayat sıkıcı ama eğlenceli hâle getirmek için mümkün olan her yolu deneyeceğim.

"Çay içmek ister misin?"

Lenag çay fincanını gözlerimin önüne koydu. Gizlice gözlerimi devirdim ve başımı salladım. Umarım gülümsemem o kadar tuhaf değildir.

"…olabilir. Çay için teşekkürler. Teşekkür ederim."

Tamamen şans. Çaydan bir yudum aldım ve… Tsk. Dilimi yaktım. Hafifçe dilimi ısırıp gözlerimin köşesinde oluşan gözyaşlarını sildim, bunu yapmakta biraz tereddüt ettim çünkü Lenag hâlâ bana bakıyordu.

Gözleri, bir sonraki avına bakan yılanların gözleri gibi bakıyordu. Kötü biri gibi görünmüyordu aksine çok soğuk ve zeki birine benziyordu. Burnundaki gözlükler onu daha da soğuk gösteriyordu. Ama yakışıklılığı her şeyi örtmeye yetiyordu.

Kötü adamın asistanıyla neden bir fincan çay içiyorum ki? Aklımı kaçırmış olmalıyım... Ondan ziyade gardiyanlarla konuşmayı tercih ederim.

 <İçeri girin.>

Gerçekleşmemesini dilediğim o korkunç karşılaşma gerçekleşti. On dakika önce hapishane müdürünün beni aradığını duymuştum. Neden beni aradığını ve benden ne istediğini bilmiyordum. Ayrıca karşılaştığımız anda bana ne halt edeceğini de merak ediyordum ama şaşırmış hâlde olduğum için sessiz kalmıştı.

On dakika! Tüm bu süre boyunca bana baktı ve bana onu izleme şansı verdi ama tüm bunlar beni tedirgin ediyordu.

Gözlerimi yana devirdim.

"Şey…"

Düzgün olan uzun kahverengi saçları onu daha az erkekmiş gibi göstermiyordu, daha çekici görünmesini sağlıyordu ve gözlüğünün altındaki altın gözleri onu bir bilgin gibi gösteriyordu. Hepsi birleştirilince onun hiçbir kusuru yokmuş gibiydi. Başka bir deyişle o, çok iyi görünüyor.

Romanda şiddetli bir katili çökertmişti ve mahkûmların kollarını havaya uçurmuştu. Ne de olsa bu kitaptaki kötü adamlar 'Merhametli' insanlar değillerdi, bu yüzden ben şu anda gerginim.

"Beni arıyordunuz çünkü ..."

-----Çevirmen Notu-----

Önden okumak istiyorsanız sitemizi ziyaret edebilirsiniz.

Herhangi bir hatamı söylemek, öneri ve şikayetlerde bulunmak için discord kanalımıza gelebilirsiniz.
https://discord.gg/9GhxJCn


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


14   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.