Yukarı Çık




14   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16 

           
ATHANASİA BÖLÜM 15: PRENSESLİĞİN MUHTEŞEM OLDUĞU TAMAMEN YALAN.

Basitçe ifade etmek gerekirse, hayatta kaldım.
Özellikle belirtmek gerekirse Claude’un bakışları altında kekin son parçasını yedim ve şövalye kardeşin kollarında geri gönderildim.
Orada herkes panikliyordu, her şey karmakarışıktı. Eh odasında uyuması gereken ben kaybolduğumdan şaşırtıcı değildi.
Beni şövalye kardeşin kollarında gördükten sonra Lilly her an bayılabilirmiş gibi bir ifade yaptı. Suratı o kadar soluktu ki bayılacak diye endişelendim.
Lilly’nin kollarına girdikten sonra Lilly sanki zehirli kötü bir katilmiş gibi şövalye kardeşten uzaklaştı.
Başım Lilly’nin kollarına gömülmüşken suratını göremedim ama vücudunun titremesiyle nasıl bir ifadesi olduğunu hayal edebiliyordum.
Lilly beni o kadar sıkı tutuyordu ki nefes almak çok zordu. Kafamı hafifçe kaldırdığımda tüm hizmetçilerin hançer gibi gözlerle dik dik şövalye kardeşe baktığını gördüm.
AMA ben de şövalye kardeşin tarafında olmak istemiyordum. Çünkü odayı terk edip beni Claude ile yalnız bıraktı!
Yalnız Claude ile geçen zaman… Tanrım, neredeyse kan ağlayacaktım. Tüm yol boyunca şövalye kardeşin kollarında ölü gibi gelmemin başka ne sebebi olabilirdi?
Uhuhuh… Wahhh, seni piç. Benim kadar kırılgan bir çocuğu nasıl suistimal edersin. Gerçek koca bir ceza al. Uhuhuhuh, wahhh!
“Majesteleri şu andan itibaren prensesi çağıracağını söyledi.”
Hıııhh! Çılgın! Ne dedin?
Sadece ben değil Hizmetçi ablalarda şövalye kardeşin sözleriyle şoka girdi. Huh? Ama ne bu? Neden herkesin ifadesi yarı korku yarı neşe dolu? Ah, oh hayır. Çünkü ben, değersiz prenses, Claude’un ilgisi çekti diye mi?
Kimim ben, imparatoru görmek için ölen harem kızı mı? Neden Claude piçi tekrar bulacak beni!! Hayır, hayır! Whaaaa!
Ama hayat hiç istediğim yönde gitti mi ki? İmparator beni çağırdığında gitmem ve ayrıl dediğinde ayrılmak zorunda olduğum kaderim.
Geri döndüğümde her şey karmaşaydı ama şövalye kardeş bizi patlayıcı haberlerle terk ettiğinde her şey farklı bir yönden karmaşaydı.
Bayılmak istedim, zihinsel olarak yorulmuştum.
“Öğğ!”
“Prenses!”
Ama ondan önce, bırak da midemi boşaltayım.
***
O gece planlarımı tekrar planlamak için yatağıma uzandım.
‘Plan A, başarısız.’
Kırışmış beyaz kâğıt elimin hareketlerini takip ederek yavaşça renkleniyordu. Biri görürse kötü olacağını biliyordum bu yüzden korece yazdım.
Kâğıt parçasındaki ‘ Plan A’nın üstünü çizdim.
A Planım ‘Claude tarafından yakalanmadan son güne kadar Yakut Sarayında yaşamak’tı.
Sadece Athanasia ve Claude’un buluşacağı 9. doğum günümde dikkatli olmam gerektiğini düşünmüştüm, ama… Bu çok aptalcaydı.
Bu plan Claude ile tanıştığım andan itibaren başarısızdı. Yani, o donuk sarayın Claude’un sarayı olduğunu kim düşünürdü?
Demek istediğim, bu imparatoriçenin değil haremin sarayı! Neden mesafe bu kadar yakın? Bu dünyadaki tüm imparatorların hepsi kesinlikle… yorum yok.
Zihnimde biraz şikâyet ettikten sonra bakışlarımı çizdiğim kısmın altına yönlendirdim.
‘B Planı: 18 yaşına gelip kaçmadan önce sigortamı hazırlamak.’
Bu planı yapmak hala mümkün. Claude Athanasia’yı 18 yaşında öldürüyor. Eh, Claude ile olması gerekenden 4 yıl önce tanışmış olsam da bu yüzden geleceğin nasıl değiştiğini bilmiyorum. En azından Claude şu anda beni öldürmekle ilgilenmiyor.
Öyleyse güzelliklerimi toplamaya devam mı? Hizmetçi kostümü giyip gizli çıkış yolu bulmalıyım. Bu planı tutacağım o zaman.
Ve son olarak aşırı C planı.
Ciddi bir ifadeyle harfleri yazmaya başladım.
‘ Şirin davran ve Claude’un kalbini ♡  kap’
Whooooo. Aman tanrım, çok utanç verici…
Bir süre kâğıda baktım ve ardından yüzümü iki elime gömdüm. Uhhh…. Bu acil arama. Gerçeklikten kaçmam gerekiyor. Burada bahsettiğimiz kişi Claude, başkası değil. Nasıl Claude’un benden hoşlanmasını sağlayacağım? Hah, C planı sırasında daha fazla ölüm bayrağı dikmem daha mantıklı olur. Delirmeye bu kadar yakınım.
Üstünü karalayacaktım ama sonunda bıraktım ve kollarımı çaprazladım. Kaşlarım arasında kırışıklıkların olduğundan emindim.
……Ama denemesi imkânsız değildi.
Hayır, demek istediğim arkamda beni destekleyecek bir şey olmasa da ‘Yapabilirim’ hissi olabilir. Hikâyenin nasıl devam edeceğini biliyorum, Claude’u Jennet gibi çıldırtamayabilirim ama Claude’a biraz yaklaşabilirim değil mi? Demek istediğim daha önce korkusuzca ‘Baba’ dediğimde beni canlı geri gönderdi!
“Ack!”
Ancak bugün olanları düşündüğümde utanç bastı ve sürekli battaniyeyi tekmeledim. Aman tanrım, ‘Baba’?! Urghhh, şu ana kadar yaşadığım en büyük utanç!
“Uhhhhrghh.”
Ve bu ne kadar sürdü. Sonunda kafamı yastıktan kaldırdım ve zorlukla zihnimi ayarladım.
Pekâlâ. Aynı anda hem B hem de C planını uygulayacağım. Tamam, karar verildi o zaman. Lilly gelmeden önce bunları temizlesem iyi olur.
Ve plan boyunca hissedeceğim utanç… Ühü. Hadi sadece geleceğim için iyi olduğunu düşünelim.
“Prenses, yatma zamanı geldi.”
“Lilly, uyumama yardım et!”
***
“Lillian Yoruk. Uzun zaman oldu.”
Gelecekte seni kötü şeyler beklerken zaman nasıl bu kadar hızlı geçiyor bilmiyorum. Claude ile yalnız çay partisi yaptığım zamanın üstünden bir gün geçmiş gibi hissettiriyordu… Ancak 10 gün olmuştu ve işte yine Claude’un önündeydim.
“Obelia’nın güneşine görkem ve iyi dilekler.”
Daha iyi olan Lilly’nin bugün burada benimle olmasıydı. Ühü. Üzgünüm, Lilly. Ama Claude’dan çok korkuyorum. Şu anda da kalp krizi geçirebilirim. Nefes al, nefes ver. Nefes al, nefes ver.
Hah…
Bu görkemli alanda Claude, Lilly ve son sefer gördüğüm parlak şövalye Felix vardı. Daha önce de fark ettim ama bu sarayda Claude ve Felix dışında kimse yoktu.
“Jim[size=2][font=Open Sans][color=#2db2eb]1 tek kızıyla ilgilenemeyecek kadar meşguldü. Öyle bile olsa Athanasia bu güne kadar iyi büyüdü bu yüzden yardımınız küçük değildi.”[/font][/size][/color]
“Teşekkür ederim, efendim.”
Güldürme beni. Yapamadın değil yapmadın! Hepsi bu da değil. Sen benim varlığımı bile unuttun.
“Şimdiden itibaren Jim prensesle sık sık ilgilenecek bu yüzden endişelenme.”
Dun dun dun DUNNNN!
Kafama çarpan şimşeğin sesi duyuldu. Claude tahtında huzura oturuyordu ve gözleriyle bana bakıyordu.
G-gülüyor musun? Bu ahbap az önce bana gülümsedi mi? Ama sevimli biri ya da bir şeye bakan birinin gülümsemesi değildi, şimdi ne yapacağımı sorar gibi görünen acımasız bir gülümsemeydi. Omurgamdan aşağıya inen bir ürperti hissettim.
(Zihnimden) söylediklerimi iptal ediyorum. (Yine zihnimden) sana ettiğim küfürleri iptal ediyorum. Varlığımın bile farkında olmadığın için teşekkür ederim! Lütfen şu andan itibaren de öyle yap! Benim saklanmam için bir delik kazsan bile sana teşekkür etmek için neşeyle ağlayacağım. Uhhuhuhuh! Ühü ühü. BÖHHÜÜ! Ühü.
Lilly o güçlü Claude’a ne yapabilir…. Sadece kabul edip acı çekişimi izleyebilirdi.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


14   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.