Yukarı Çık




28   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   30 

           
İlmek anlatıyor 

Eve girdiğimde Nurdan hoca mutfakta masayı toplayıp bulaşık yıkıyordu. Eşi de salonda televizyon izliyordu. Eşinin yanına gidip konuşmaya başlıyorum. Yeteneğimin güzel tarafları, sadece benim duymasını istediğim kişi beni duyuyor ve konuştuğum kişi bunu kendi aklından geçen düşünceler sanıyor. Yeteneğimin kötü tarafı ise konuştuğum kişinin aklını okuyamıyorum yani ikna olup olmadığını bilmiyorum.

Eğer kısa bir süre konuşup bırakırsam tekrar eski düşüncelerine dönme ihtimali var. O yüzden bazen gece boyunca o uyurken bile başında bekleyip konuştuğum oluyor. Eğer konuştuğum kişi inatçı biri çıkar da bir günde fikrini değiştirmezse ertesi gün de konuşuyorum.

Genelde ikinci güne kalmadan ikna oluyorlar gerçi. Yani sizin sandığınız gibi bir bakışta düşünceleri değiştirmek gibi havalı bir yeteneğim yok maalesef. Olsa güzel olurdu. İşimi hemen hallederdim, kalan zamanımı Çiğdemle geçirirdim.

Konuşma anında düşüncelerini değiştirmek daha kolay oluyor, mesela Çiğdem müdürle konuşurken müdürün düşüncelerini değiştirmek kolaydı çünkü söz ağızdan çıktıktan sonra geri adım atmaları zor oluyor. Ama ben yine de arada bir müdüre terapi kulübünü kapatmaması için konuşmam gerekecek.

Ben konuşmaya devam ederken Nurdan hoca mutfaktaki işini bitirip televizyon izleyen eşinin dizine yatıyor. Eşi de çok normal bir şeymiş gibi saçını okşamaya başlıyor. Haydaa bunlar yeni evliydi di mi? Hep gençlerin düşüncelerini değiştirdiğim için onların anne babalarında böyle şeyler görmüyorum. Genelde birbirlerinden bıkmış, çocuklar için birbirlerine katlanan çiftler çoğu. Birbirlerini seven çiftler de var tabi ama çocukların yanında böyle şeyler yapmıyorlar.

Benim konuşmalarım düşüncelerini etkilemeye başlamış olmalı ki,
"Sınava ne kadar kaldı?" diye soruyor. Nurdan hoca yattığı yerden televizyondan gözünü ayırmadan cevap veriyor,
"Hangi sınava?"
"KPSS işte."
Nurdan hoca dönüp kocasına bakıyor. Bu konunun açılmış olmasından tedirgin olmuş gibi,
"Üç ay kaldı" diyor
"Çalışıyor musun?"
"Yani, evet günde iki saat falan çalışıyorum" 
ben gözlerini kaçırmasından bundan daha fazla çalıştığını anlıyorum.

Eşi bir süre hiçbir şey söylemeden televizyona bakmaya devam ediyor. "Eğer atanırsan..." diyor kısık bir sesle. Nurdan hoca yattığı yerden doğruluyor
"Evet?"
"Şey, yüksek bir puan alırsan ve yakın bir yere atanırsan, gelip gitmesi daha kolay olur."
Nurdan hoca duyduklarına inanamamış gibi " gerçekten mi?" diyor
"Tabi bunun için günde iki saatten fazla çalışman gerek"
"Çalışırım, hatta şimdi çalışmaya başlıyorum." diye ayağa kalkınca, eşi kolundan tutup kucağına oturtuyor Nurdan hocayı, ona sarılıyor, saçlarını kokluyor ve
"Yarın başlarsın çalışmaya" diyor.

Benim burdaki işim bitti anlaşılan, ben yavaştan gideyim. Yalnız, kolundan tutup kucağına oturtma taktiği güzel taktik. Çok havalı. Bir ara ben de Çiğdem de denemeliyim aynısını derken gördüğüm manzara karşısında donup kalıyorum. Hızlıca gözlerimi kapatıp arkamı dönüyorum. 



Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


28   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   30 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.