Bölüm 1455: Gökkubbeye Tırmanmak Çok Kolay! III 



Yacucoatl ve Pyxis’ten sonra Cecilia vardı.


Küçük bir İlkel’di, ama yine de İlkel’di ve ölümü... sonuçsuz kalmadı!


Bir başka Asal Gerçekliğin içinde.


Bu Gerçekliğin tam merkezinde, bir tapınağı andıran geniş bir yapı, etrafını çevreleyen birçok heykel ve tapınağın kapılarından aşağıya doğru sonsuza kadar uzanan binlerce Kozmos büyüklüğünde altın merdivenler görülebiliyordu.


Bu muazzam yapının içinde, bir Göksel Asma’nın ve bir İlkel’in eşsiz aurasını yayan yeşil saçlı bir kadın, kurumuş bir yaprağın külleriyle oynarken, görülebiliyordu.


"Küçük Cecilia... Senin bir İlkel olmana yardım ettikten sadece birkaç milyon yıl sonra neden gidip yok oldun?"


WAA!


Sesi gür ve baştan çıkarıcıydı, yeşil altın gözlerinin altında bu varlığın öfkesi hissediliyordu!


"Ve sana bunu yapan kişinin üzerine İşaretini bile koyamamak... ne olmuş olabilir ki?"


İlkel elinde kül rengi kurumuş yaprağı tutarken, zarif bir şekilde ayağa kalktı, bir gizemi çözmek için hareket ederken, hafif ama güçlü adımlar attı! Cecilia’nın hangi Gerçekliklere atandığını biliyordu. Ölümünün bunlardan birinde mi yoksa diğerlerinde mi olduğunu kontrol edecek ve her şeyi kadere bırakacaktı.


Sorumlu güce gelince?


"İşaretliler’den biri olmamak için ne yaptığın umurumda değil ama ben sana bakarken, bakışlarımdan kaçabilir misin?


RUMBLEEEEEEEE!


Bir Göksel Asma hareket ettikçe, kaderin algılanamaz dalgaları yankılandı ve bu varlık üç güçlü gruptan üç varlığın ölümüne neden olurken, bu gizemi çözmeye çalışan tek kişi o değildi - bu gizemlerin suçlusu, günler önce Yükseliş Gökkubbelerine tırmanmaya başlayan tek bir varlıktı!


Bu gizemi takip edecek fırtına, güçlü Kan Soylarının köklerini sarsmaya başlayacak fantastik bir fenomen olacaktı...


--


Yakın zamanda öldürülen üç varlığın üçü de güçlü gruplara aitti ve derin destekleri vardı, ancak Noah her şeyden ayrı olarak onları alaşağı etmişti... hafızalarını kazanmıştı!


Gruplarını ve onları çevreleyen güç merkezlerini biliyordu. Ayrıca bu varlıkların verebileceği tepkiyi de biliyordu ve böyle bir bilgi sıradan bir Daha Yüksek Varlığın uçsuz bucaksız Sonsuz Gerçeklikler boyunca kaçıp saklanmasına neden olurdu. Yine de Noah, istikrarlı bir şekilde ilerlemeye devam etti.


’Kraliyet Yıkım Yılan Ejderhalarının Soyu, Gerçekliğin Sonlarının ele geçirilmesi zor ve gizli Soyu, Göksel Asma İlkel Gözetmeni...’


Bu gruplardaki yerlerin ve insanların anıları Noah’ın zihninden net bir şekilde aktı,  bunlar bir kişinin umutsuzluğa kapılmasına neden olmalıydı, ancak o sadece güvenle ilerledi,  onlar Yükselişin Beşinci, Altıncı ve hatta Yedinci Gökkubbesinde olsalar bile...  gelecekten ve kendi gücünden emindi!


Kendi gücü o kadar aptalca bir hızla yükseliyordu ki, sadece birkaç gün içinde Yükselişin Üçüncü Kademesine yaklaşmıştı! Tüm bu düşünceler aklından geçerken, Noah gözlerini açıp, etrafında 15 parlak altın şerit bulunan canlı kıpkırmızı Yükseliş Felaket Halosuna bakarak, nefes aldı.


Bu Halo, Noah’a, içinde güçlü Aşılamaz seviye Fermanlar bulunmayan ve  tamamlanmış bir Halo’ya sahip olmayan tüm varlıkları öldürmesine etkin bir şekilde izin veren muazzam bir otorite vermişti. Hangi Yükseliş Gökkubbesi’nin Halo’sunda birden fazla Aşılamaz seviyede ferman bulunan varlıklar vardı? Eğer bu şartı karşılamıyorlarsa, ister Yükselişin İkinci Gökkubbesinde ister Dördüncü Gökkubbesinde olsunlar, Noah onları alaşağı edebilirdi!


Bu, yaklaşan geleceğe duyduğu güvenin pek çok nedeninden biriydi! Felaket Otoritesi pek çok şeyle birlikte geldiği için sağlamdı, Noah önündeki Öz Dönüşümünü yavaş yavaş tamamlarken, onu analiz ediyordu.


Gerçekliğinin bir Gözetmeni olarak Noah, 1 Birim Gerçeklik Özünün pasif Üretimini kazanmıştı ama bu bile kökeninde bulunan ve bir alan görevi gören yerin ancak bir kısmını küçük bir kısmını doldurabilmişti.


Ancak Felaket Otoritesi bunların canı cehenneme dedi ve her gün 10 Birim Gerçeklik Özü verdi ve  bununla Noah her gün rezervlerinin en az üçte birinin pasif olarak dolacağını öngörebiliyordu!


Ve şimdi RUINATION’DA vardı.


Yarı-İlkel Yadigar titrerken, görkemli bir ışık yaydı, vücudundan damla damla çıkan çok renkli öz kısa sürede Noah’ın gözleri önünde bir damla kümesine dönüştü.


>Günlük 5 Birim Gerçeklik Özü, Usta>


Çok renkli damlalar depolanmak amacıyla Noah’ın göğsüne aktı, Noah parlayan gözlerle başını salladı ve bir kez daha hesapladığında, Gerçeklik Özünü tutan ve  kökenindeki sürekli genişleyen alanının her gün yarısından fazlasını doldurabileceğini fark etti!


>Gerçeklik Tohumu Parçaları ve Varoluş İncileri üzerinde ÜÇLEME özelliğini zaten kullandım Usta. Özümsemeniz için hazırlar.


WAA!


RUINATION bu görkemli sözleri söylerken, göğsüne gömüldü, Noah geniş alanına uzandı ve Pyxis’ten gelen orijinal 31 ve Yılan Ejderha Prensi’nden gelen 44 tohumdan 225 Gerçeklik Parçası Tohumu gördü! Bu 225 Milyon Kozmos anlamına gelen 225 Tohumdu!


Tüm yüzde artışları uygulandığında temel gücü üç ya da dört kat artacaktı... Yükseliş Değeri artık 889’da kalmayacaktı.


Yükselişin Üçüncü Gökkubbesi’ne kolaylıkla girebilirdi, tek soru mevcut ganimetlerle bu Gökkubbeyi ne kadar tırmanabileceğiydi!


WAA!


Gerçeklik Parçasının fantastik Tohumları, onları doğrudan yutarken, Geniş Alanından kaybolmaya başladı, vücudu sanki bir savaş alanıymış gibi çatırdamaya ve nabız atmaya başladı.


Korkunç bir şey yapıyordu, tek bir Tohumun emilmesi kendisine 1 milyon Kozmos veriyordu ve her saniye bir düzine tohumu serbestçe yutuyordu!


RUMBLEE!!!


Milyonlarca Kozmos oluşurken, sanki gökler titriyor ve vücudunun içinde parçalanıyormuş gibi hissediyordu ve Noah yukarı doğru yükselmeye devam ederken,  görkemli 1000 Yükseliş Değerini geçmeden önce sadece birkaç saniye geçti - şimdi Yükselişin Üçüncü Gökkubbesine giriyordu!


Onun için bu çok kolaydı Monos gibi  bir varlıkla tanıştıktan sadece birkaç saat sonra onunla aynı aşamaya ulaşmıştı!


Not: 😅 Daha bu bile hiçbir şey!