Bölüm 1704: Ruh Gökkubbe’yi Aşar! I


Bir mikrosaniyelik bir süre içinde, gülünç derecede harikulade bir ilerleme gerçekleşmek üzereydi.


Dış Gerçeklikler için bir mikrosaniyeydi ama Kozmik Kutsal Topraklarda 10.000 Mikrosaniyeden fazlaydı ve bu boşlukta Noah, üç İlkel Soyun 13 Lejyonundan aldığı 1 milyondan fazla kavramı harmanladı!


Tek bir varlık yaşamı boyunca birkaç yüz kavram oluşturabilirken, Yükselişin Yedinci Kademesinde bulunanlar 10 Yükseliş Halosunda 150 kavram bulundurabiliyordu.


Zincirlerini kırmış ve Gerçeklik Geçitleri oluşturmuş normal Sekizinci Kademe varlıkları ise 20 Yükseliş Halosunda 300 kavrama sahip olabilirdi.


Bu normaldi... ama yine de her zaman Halolara daha fazla Ferman Alevi sığdırabilen aykırı kişiler veya basitçe çok sayıda kavram oluşturabilen varlıklar vardı. Ancak Yükseliş Gökkubbeler’indeki tek bir varlığın bu kavramlardan binlercesine sahip olması? Bu tamamen nadir bir durumdu!


Dikkatinizi çekerim, bu söylediklerim Gerçeklik aşaması ve üzerindeki varlıkları hesaba katmıyordu çünkü onlar farklı değerlendirmelere sahipti.


Ancak Noah’ın varlığı... daha bir iki gün önce on binlerce Kavrama ulaşmıştı ve ruhunun seviyesini yükseltmek için bu Kavramları yakarak, bugünkü bulunduğu noktaya gelmişti; bu da Yükselişin Dokuzuncu Gökkubbesi’ndeki sıradan varlıkların başarabileceğinin çok ötesinde bir şeydi.


Ve şimdi, Arcadian Tiranlık Tahtı’nın otoritesiyle yüz binlerce Nomolojik Ferman alıyordu, ayrıca tüm bu kavramları Kavram Bozulmasıyla daha da yükselttikten sonra ruhunu rafine etmek ve güçlendirmek için takas ediyordu!


Yüz milyonlarca yıl boyunca binlerce varlığın birikimi ona doğru yöneldi.


En büyük altın tahtta Noah’ın ana bedeni uyurken ve Runik Ecritures ile titreşirken, Kozmik Kutsal Toprak dingindi - Altın Körelmiş Alevlerle kaplı bu bedenin gözleri kapalı ve uyurken, kadim bir İmparator gibi görünüyordu.


Bu altın tahtın yanında, Gerçek Sanguine Klonunun oturduğu çok renkli bir Arcadian Tiranlığı Tahtı vardı; bu taht, en büyük altın tahtın bağlı olduğu platformun üzerinde yüzüyordu ve bu en yüksek alandan aşağıya uzanan ve etrafta Kozmos büyüklüğünde çok sayıda cennet gibi yüzen adaya bağlanmak için aşağıya inen sonsuz altın merdivenler görülebiliyordu!


Ona yakın olan herkes Kökenini ve ruhunu rahatlamış hissedip, etrafını neşelendirirken, altın kader nehirleri hala dönüyordu, ancak Kozmik Kutsal Toprakların en yüksek zirvesindeki iki beden odak noktasındaydı çünkü ana beden uyurken bile Ruh her zamanki gibi aktifti.


Noah’ın ruhu iradesini yerine getirdi ve o anda Gerçek Sanguine Klonu, Arcadian Tiran Tahtı’ndan geçerken, on binlerce Bozulmuş Fermanı özgürce yakmaya başladı ve çok renkli bozulmamış ruh ışığına dönüşerek, kökeninin derinliklerine daldı!


Güçlendirici ve arındırıcı bir ışık, zamanla daha da güçlenen yakıcı bir karıncalanma hissine neden olurken, yaşam alevleri gibi ona yapıştı.


Bu hisle birlikte, kişinin otoritesinin, vizyonunun ve birçok kategorideki gelişiminin sürekli güçlendiği ve genişlediği hissi hararetli bir şekilde ortaya çıkmaya devam etti.


Noah’ın Bedeni ve Kökeni, yanmış Fermanların sağladığı çok renkli ruh alevi ışıklarının hacmi arttığı için ruhun yapısının daha da yükseldiğini, derinliklerinin ve genişliğinin hızla arttığını hissettikçe, özle gelişiyordu.


100,000 Ferman.


300,000 Ferman!


BZZZT!


Birkaç mikrosaniye içinde Noah’ın iradesi yarım milyondan fazla kavramı parçalayıp, yakarken, ruhu coşkulu bir yükselme hissi yaşadı - bir mikrosaniye sonra asla bırakmak istemediği bir his...


OOOOM!


Ruhu, eskisinden kat kat daha güçlü olduğu için şaşırtıcı bir güçle titreşti, ancak yanan arıtmanın coşkulu hissi kayboldu.


"Hmm?"


Gerçek Sanguine Klonu; Ana bedenin ve diğer Klonların karmaşık bağlantılarına bakarken, iradesi uyandı ve ardından Ana bedenin Kökenine bakarken, tüm bu zaman boyunca içinden geçtiği çok renkli ruh alevleri sadece son mikrosaniyede birikiyor ve artık onu güçlendirmek için ruhuna batmıyorlardı!


Batmıyor değillerdi... ama daha çok durduruluyor gibiydiler çünkü o anda hızla genişleyen ruhu, genişlemesini durduran ince ama kırılmaz bir bariyerle karşılaşmıştı.


Sanki ruhu cam bir kutunun içindeydi ve şimdi hızla genişleyerek, bu kutunun tüm yüzey alanını kaplamıştı.


Ama daha fazla genişleyemiyordu.


Buna izni yoktu!


Ne de olsa, bu ruhun sahibi zincirlerini kırmamıştı ve Kökenini, ruh alanındaki bu ’cam kutuyu’ açmak ve bir dönüşüm geçirmesine izin vermek için bir ön koşul olan 100 Milyar Kozmosu geçecek şekilde rafine etmemişti!


>Ruh Gücünüz Yükseliş Gökkubbeleri’nin Mutlak Sınırına ulaştı.>


>Ruhun Mutlak Sınırlama Sınırı, kişinin Kökeni bir Gerçekliğe ilerlerken, doğal olarak kırılacaktır.>


...!


Noah’ın ifadesi soğuk ve isteksizken,  Noah’ın zihninde etrafında meydana gelen her şey hakkında bilgi toplayan Sonsuz Gerçeklik’ten gelen uyarılar yükseliyordu.


Canlı ruhu, etrafında biriken yanmış Fermanlardan çıkan çok renkli ruh alevlerinin, sadece EFSANE olanların özgürce kırabildiği görünmeyen ’cam kutuyu’ veya ’tavanı’ örtmeye başladığını hala görebiliyordu!


Ruhları köklü bir değişim geçirirken, yalnızca Gerçekliklerini oluşturmuş olanların keyif aldığı bir başarı.


Diğer varlıklar bu sınırlamayı kabul edip, yollarına devam ederken, EFSANE olduklarında onları nelerin beklediğini görmek için beklerken, bu durum şu anda Noah’ı engelliyordu.


Ama Noah.


"Bu sadece bir sınır bu yüzden siktir et şunu."


BZZZT!


Ruhu, yakılacak daha fazla Nomolojik Fermanı çekerken, canlı bir coşkuyla haykırdı!


Not: Ben Noah’ın ne yaptığına artık anlam veremiyorum. Durmuyor! Şaka gibi ya.