Yûki, Yami’nin söylediği kelimeyi idrak etmekte güçlük çekiyordu; "Abla mı?" bu sözcük Yûki’nin kafasında sürekli dolanırken. Yami; "Seni halbuki yarın bekliyordum abla " Buna karşılık Yami’nin ablası; "Sana sürpriz yapmak istedim... ama bakıyorum da asıl sürpriz ile karşılaşan ben oldum..... bu adamlar da kim... kelle avcısı falan mı?" Yami ona söyleyemeden adam; "Hikari no shinja... sizin krallığınızın baş düşmanı. Gerçi siz rahat yatağınızda uyurken bilmiyor olabilirsiniz." der gururlu bir şekilde, Yami’nin ablası; "Hiç duymadım." diğer herkes afallarken, Yami; "O yıllardır farklı gezegende maceracıydı...o yüzden bilmiyor " Yami nin ablası gülerek; "Hahahah aynen, küçüklüğümden beri iblis avcılığı yaptım, o yüzden ülkede ne oluyor pek bilmiyorum. Ama babam senin durumunu anlatınca hemen koştum kardeşim, sanırım sana zaten geleceğimi söylemiş." Yûki içinden; "Demek korumak için gönderdiği kişi ablasıymış...... bari önceden belli etseydi, böylece benim de hayallerime paladin girmezdi" Yami; "Kendilerini bir şey sanan yeni ergen takımı.." adam Yami’nin konuşmasını bölerek; "Biz ergen takımı falan değiliz... biz IŞIĞA İNANANLARIZ* sizin karanlık ve yozlaşmış kültürünüz yüzünden bir çok gezegen açlık ve susuzluktan ölüyor..... gezegenlerimizde mutlu mesut yaşarken, kendi zevkleriniz için masum insanları katlediyorsunuz. Sizi kandıran bir gurup ihtiyara tapıp onlara dua ediyorsunuz... o ihtiyarlar sırf istedi diye gezegenim olan Astreth....yemyeşil olan, büyüleyici güzelliği olan, küçük çocukların koşup eğlendiği yer olan Astreth sırf o ihtiyarlara boğun eğmediğimizden dolayı yerle bir edildi.. Evet bir grup ergen diyebilirsin fakat... inandığımız yol uğruna canımızı veririz." Yami’nin ablası adamın konuşmasını dinledikten sonra kız kardeşine dönerek; "Doğru mu Yami...... bunca zamandır kanlı koltuklara mı oturuyorduk?....... CEVAP VERSENE !" Yami ablasının öfkesi sakinleştikten sonra ona ; "Ne saçmalıyorsun..... babam böyle bir şeyi asla yapmaz " adam; "Tabi ... siz kale içerisinde mutlu mesut oyun oynarken... biz elimizde kılıçla talim yapıyorduk." der Yûki araya girip; "Adın ne demiştin?" Adam onun bu sorusuna cevap verir; "Anthony.... Anthony Clarke.. " Yûki ona bakarak; "Bak Anthony... yaşadığın şeyleri anlıyorum lakin emin olduğum iki şey var " Anthony ona dikkatle bakarak; "Nedir onlar?" Yûki kılıcına davranır ve Anthony'e zıplar; "Yami’nin bir karıncayı bile incitmeyecek kadar nazik olduğunu..... ve sizin boktan idealizminizin BOKTAN olduğunu" kılıçları kapışır. Anthony ona ; "Sarsıldım gerçekten.... duygularımı anlayıp belki bize katılırsın diye düşünmüştüm" Yûki ona gülümseyip; "Tam tersi asıl sen bize katılacaksın." Anthony kaşlarını çatarak; "Ne?...... ne saçmalıyorsun sen...... hııhhff size katılacağımı da nereden çıkardın" ikisi de arada zıplayıp kılıçları ile havadayken bir kaç kere çarpıştıktan sonra Yûki; "Sizin beyninizi yıkayan kim bilmiyorum ama Light asla böyle bir idealzmi savunmazdı" Yûki, Light ın adını geçirdikten sonra herkes şaşırmıştı. Anthony ona kızmış bir şekilde bağırarak; "SEN KİM OLUYORSUN DA ONUN HAKKINDA BÖYLE KONUŞUYORSUN " Yûki onunla tekrar kılıç çarpıştırdıktan sonra; "Kara ejderha söyledi.... sanırım senin beyaz hüküm seninle hiç konuşmuyor" Anthony Yûki’nin ne demek istediğini anlayamaz ve; "Ejderha mı? , ne saçmalıyorsun sen........ hem kılıcımın gücünü nereden biliyorsun?" Yûki yüzü düşmüş bir şekilde; "Demek o Ejderha yalnız bende çıkıyor." diye aklından geçirir. Yûki ile Anthony bir kaç kez daha kılıcını savurduktan sonra , Anthony geri çekilir ve maskeliye; "Gidelim buradan.... onunla çok fazla zaman harcadım " diğeri de onaylıyor gibi başını sallayarak delinmiş tavandan yukarıya çıkarlar. Yami; "Peşlerinden gitmemiz gerekmez mi? " Yûki tavandaki deliğe bakarak; "Hayır..... çünkü ilerde tekrar karşılaşacağız… hissediyorum" ardından Rintora gelir, ayakta güçlükle duruyordur , Yûki onun koluna girerken Rintora; "Sanırım uyurken çok şey olmuş olmalı..... neyse bu pisliği Galaktik suçlara teslim etmeliyim.. ben yokken iyi idare ettin Yûki." Yûki onu dinlemiyordu, içinden kendi kendine; "Rüyamdaki Ejderha haklı mıydı.... gerçekten de onun inandığı şey doğru olmasına rağmen gittiği yol mu sıkıntılı?.... her neyse bu elemanları yanıma çekmeliyim" Yûki birden Yami’nin ablasına bakar; "Gerçekten de bugün çok yardımcı oldun" der alaycı bir şekilde. Ablası onu umursamaz ve; "Kimseye kendimi kanıtlamak zorunda değilim. Hem onu yenecek potansiyel sende vardı." Rintora artık kendi başına yürüyecek hale gelince Yûki’nin omuzlarından ayrılır ve ; "Bugün de senin için coşkulu geçti Yûki kun.... sanırım sen evine gidebilirsin, ben ve adamlarım burayı hallederiz" Yûki’nin gözleri Yami yi arayarak; "Ben ve Yami rehin alınan kızı görebilir miyiz? .... ve kızı kurtaran askere de teşekkür etmek istiyorum " Rintora şaşırarak; "Bu çok ince bir davranış Yûki kun... ekselansları da isterse gidebilirsiniz " Yami onun bu davranışına çok sevinmiştir; "Ahh Yûki onu bir görsen..... aynı minik bir sincap gibi" Yûki ve Yami onların yanından ayrılıp dışarıya doğru çıkmaktadır. Rintora ,Yami’nin ablasına ikisi dışarıya çıktıktan sonra; "Yûki kun çok iyi bir çocuk.... prenses Yami için en güvenirli kişi" Yami’nin ablası; "Bilemiyorum..... bana çok güçsüz geldi" Rintora ona bakarak; "Sanırım burada olmanızın nedeni bu ekselansları ve birde ..." Yami nin ablası onun sözünü keserek; "Evet "onu" görmek için de buradayım" der ...
...
Yûki ve Yami dışarıdaki topluluğa yaklaşır... küçük kız ile ilgilenen biri vardır. Kız Yami’nin dediği gibi küçücüktür. Lakin Yami’nin ondan daha çok sincaba benzediğini düşünür. Kız, Yami yi görünce ona doğru koşar ve sarılır...; "Abla ....abla ... Yami abla " Yami de eğilerek ona sarılır; "Efendim Elizabeth chan.... artık kötü adamlar gitti.... abi onları bumladı " Yûki onun bu tabirine gülerek; "Bumladı mı ahahah " Yami de ona gülümseyip "Arada bir gülmek sana yakışıyor" der ve Yûki bunu duyunca utanır. Yûki onu kurtaran kişiye döner. Bu kişi onların yaşında genç bir kızdır. Kızın boyu Yûki ye yakın olup saçları açık mavidir, gözlerinin rengi de yeşildir. Yûki tam teşekkür edecek iken birden; "Sen bizim sınıftan değil misin?.... adın şey..." kız konuşarak; "Adım Aoyama Suzuki, lütfen iyi geçinelim". Yami onlara bakarak; "Suzuki chan Rintora ile aynı sınıfta okumak istemiş... o yüzden aynı sınıftayız." Yûki; "Benden bugünlük benden bu kadar.... eve gideyim artık..size kolay gelsin Aoyama san." Suzuki; "Teşekkürler Yûki kun.... biz geri kalanı hallederiz" Yûki gemiye varıp lise üniformasını giydikten sonra evine doğru yola çıkar "
...
Yûki banyodan çıkmıştır ve üzerini değiştirip odasına geçecektir. Bir anda kapı çalar.... açmak için gittiğinde Tomo kapıyı çoktan açmıştır. Yûki ona; "Kim geldi Tomo nee? " Tomo ona; "Sanırım arkadaşların geldi..... kendine Yami diyor " Yûki birden tıksırarak; "NE? "
7.Bölüm Sonu
* Japonca hali "Hikari no shinja" yani ışığın yoldaşları yerine onunla aynı anlama gelen ışığa inananlar olarak bahsetmektedir.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.
Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.
