Yukarı Çık




49   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   51 

           
"Nasılsınız,prenses."

Kyaa. Bu şekilde bakınca daha çok Ijekiel'e benziyorsun.

"Ve sen?"

"Evet. Son görüşmemizden beri uzun zaman olmadı, bay dük Alpheus."

Bu adam ne yedi de böyle büyüdü? Ijekiel de aynı şekilde büyümez, değil mi?

"Prenses, sizi sağlıklı gördüğüm için çok mutluyum. Prensesin korkunç bir hastalık geçirdiğini öğrendiğimde çok endişelenmiştim."

Bay Beyaz köpek  konuşmaya başladı.

"Prensesi iyileştiren büyücü hakkında da bir şeyler duydum."

Siyah aptal hakkında konuştuğunda gözleri üçkâğıtçılaştı ve inceldi.

"Ayrıca duydum ki prensesin arkadaşı olarak seçilmiş......." (Yuna:Kudur!)

Ah ha. Gururun katledilmiş olmalı. Tabii ki oğlu bir anda ortaya çıkan bir oğlana kaybetti.

Hiçbir şey bilmiyormuş gibi üzülmüş bir yüz yaptım.

"Eung. Athy yeterince Atlantaca çalışmadığı için Bay Beyaz köpeğin kızı ve oğluyla 
arkadaş olamaz."

Son konuşmamızdan bahsettiğimde Roger Alpheus boğazını temizledi.

Ama o tecrübeli bir adamdı. Beni görme şansını hiç kaçırmadı.

"Belirtmek isterim, oğlum daha fazla tecrübe kazanmak için Atlanta'ya gidiyor. Bu yüzden çok akıcı bir şekildem Atlantaca konuşabilir. Eğer sizini için de iyiyse, oğlum ve 
prenses birlikte Atlantaca çalışa....."

"Vay! Harika! O zaman o abi gelene kadar Athy daha çok çalışmalı."

"Demek istediğim, oğluma sizi çalıştırması için so......"

"Babamı görmeye gidecektim ancak Athy çalışacak. Athy şimdikinden daha çok zeki 
olacak! O zaman bay Beyaz köpek, görüşürüz! O abiye iyi yolculular dilediğimi de söyle."

Felix ve ben artık mükemmel ortak olmuştuk. Kıyafetini çekiştirdiğimde eğilip elveda 
etti.

Roger Alpheus ise yine kaybettiğini söyleyen bir yüz ile bir süre bana baktı.

Ama yedi yaşında bir çocuğun benim gibi plan yapabileceğini düşünmedi ancak benim 
gibi bir çocuğun karşısında konuşamaması onu sinirlendirmiş olmalı. Kekekeke. Çok 
eğlenceli. 

"Bundan sonra ben de çalışma zamanımı uzatacağım. Bir arkadaş yurtdışında eğitim gördüğüne göre bende prensesin arkadaşı olduğum için elimden geleni yapmalıyım. "
Hii. Onun dinlediğini unutmuşun. Çünkü sen bir korumadan çok teslimatçıymış gibi hissettiriyorsun.

"Hayıııııııır. Felix şu anki haliyle harika."

"İmkanı yok. Çalışmak zor değil, hatta eğlenceli bile olabilir."

Felix'in modu daha da yükselirken bitirdim. E-evet. Çalışmak harika. Hadi hepimiz 
çalışalım. Şimdi, kitapları açın!

"Hoşgeldin!"

Siyah aptalı karşıladım. Hatırladım da ona Claude'u görmeye gideceğimi söylemedim. 
Hii. Eğer beyaz köpek olmasaydı onu ekecektim.

"Hah. Neden beni karşılıyorsun? Şüpheli."

Eek, biraz daha nazik konuşamaz mısın? Bazen seni böyle karşılayabilirim.

"Hey, beni oraya bir daha yollar mısın?"

"Oraya? Beyaz köpeğin evine mi?"

Ohh, güzel anlama yeteneği var.

"Ne zaman, şimdi?"

"Uh, gerçekten benim için yapacak mısın?"

"İstedin. Sadece öylesine miydi?"

"Aslında değil."

Beklentimin dışında sebebini sormadı. Neden bu kadar itaatkar? Yumruğum ona etki mi yaptı? Eğer hayır deseydi ya da anlaşma yapmak isteseydi pes edecektim.

Şey, evet dediği için, bir tane daha istek için ağzımı açtım

"Evet,ve....."

***

KYAAA

Ama neden beni bu şekilde yollamak zorundasın!

"Euk, öhö,öhö."

Siyah aptalı lanetliyordum. Görünüşe göre düşürmek yerine daha farklı ışınlanma yolları var.

Kanıt isterseniz, küçük tozlu siyah bir boşlukta öksürüyordum.

"Ovv!"

Burası da neresi? Neden bu kadar küçük? Ack, kafamı vurdum. Beyin hücrelerim. Wahh.

"Pr....!"

Ama en sonunda doğru yere gelmiştim. Gözyaşlarım ve tozlardan sonra, Ijekiel'i şok olmuş bir yüzle görebildim. Ama 'Pr' mi dedin?

"B-burada ne yapıyorsunuz?"

Panikleyerek sordu. Görünüşe göre şoktan dili sürçtüğü için kelimeleri yanlış söyledi. 
Ama ondan önce bir şey söyleyecek gibiydi. Neydi ki?

"Elinizi tutabilir miyim?"

Ijekiel uzattığı elinden yardım aldım. Ek. Orası şömine miydi? Şömine?

"Pıoz tediym."

Wahh. Toz yedim. Pfft pfft. Lucas neden bunu yapmalıydın ki?

Toz yüzünden kaşlarımı çattığımda Ijekiel üzerimdeki tozları silkeledi. Sonra ise 
kafamdaki siyah şeyleri teker teker almaya başladı.

Oh, Jennette yüzünden mi? Hareketlerin çok doğal. Bu hissi sadece Lily'den hissetmiştim bu yüzden onun bu hünerine çok şaşırmıştım.

Gözleri ve benimkiler havada karşılaştı.

"Kırmızı gözler....."

Ijekiel şaşkınlıkla mırıldandı. Ah. Ona gözlerimi farklı bir renk yapmasını istedim ve görünüşe göre yaptı. (Sanki yapamayacağı hiçbir şey yokmuş gibi sırıttı.)

Ama neden kırmızı? Yoksa hayalet gibi gözüktüğüm için şaşırdı mı? Ama siyah aptalın gözleri çok sevimliydi. 

"Umm, bana çok uzun süre bakmazsan mutlu olurum."

Ijekiel bunu şimdi fark etmiş gibi görünüyordu. Hızlıca bir adım geri gitti ve özür 
diledi.

"Özür dilerim."

Umm ama bu şekilde geri gitmene gerek yoktu. Ijekiel ve ben bir süre hiçbir şey yapmadık, gözlerimiz bile karşılaşmadı.

Soru sorana kadar bir süre daha o şekilde durdu.

"Nasıl yaptın......"

Saçlarımla kıpırdandım.

"S-son seferde bir anda kayboldum, değil mi?"

"Evet. Çok endişelenmiştim."

Cevap verdi.

Kyaa. Tabii ki. Bazı insanlardan farklı olarak endişeleneceğini biliyordum.

"Ben de bekliyordum ama kendi yerinize güvenli bir şekilde geri döndüğünüzü görmek çok rahatlattı."

Ne. Kimsin sen? Bir aziz? Senin gibi başkalarını bu kadar canlı hissettiren insanlar nasıl var olurlar? Buraya gelmem iyi bir seçimdi. Eğer tek başına endişelenen bu çocuğu yalnız başına bırakırsam kendimi suçlu hissederdim. Wahh.
"Uh huh. Veda etmediğim için geri geldim."

Hazır bay Beyaz köpek de sarayda olduğu için. Ama eğer siyah aptal gibi birisi olsaydın gelmezdim.

"Yani bu demek oluyor ki bana elveda etmediğin için endişelenip geldin...."

Ijekiel doğrulamak için mırıldandı.Ack. Bunu direkt ondan duymak biraz utanç verici.

"O zaman şimdi beni görmeye geldin."

"Doğru...."

Aslında bu seni son kez görmek içindi çünkü o siyah aptal beni seni görmeye gönderdi.

Sonra ise şaşırdım. Çünkü gümüş saçlarının örttüğü kulakları kıpkırmızıydı.

Hii. Utandı mı? Böyle bir şey için? Whaa, sevimli. Bu tepki en iyisi!

Her neyse bu odada yalnızdın.Hmm. Burası Ijekiel'in odası olmalı, değil mi.....? Birazcık şüphe verici çünkü bir çocuğun odasına hiç benzemiyor.

"Ne yapıyordun?"

Hehe. Beni gördün değil mi. O zaman görüşürüz! Pshhh!

Eğer bu şekilde kaybolsaydım suçlu hissederdim. Ama bu düşünceler diğer cümleleriyle değişti.

"[Özel görelilik kuramını icat eden Gale Shieler'in mantık hatalarının akıllıcalığıyla kısmi diferansiyel denklem ve eleştirinin zaman ve uzayın yarıçapı]'nı çalışıyordum."

......Efendim?

O da ne? Kitap başlığı mı? On yaşında olmana rağmen öyle bir şeye mi çalıştığını söylüyorsun? Gerçekten mi? Temellere sekiz yaşında başlanıldığını söylemişlerdi. Ama 
bu da ne?

"........Peki ya sosyal? Bill Roitz'i biliyor musun? Peki ya Joseph  Rotuse'un yenilenme 
teorisini?"

"Şimdiden Bill Roitz ve Joseph Rotuse'u biliyor musun? Bu inanılmaz. Ben şu anda  
Coel'in felsefi realizm sembolleri üzerinde çalışıyorum."

"[Atlantaca günlük hayatını anlat.]"

"Huh? Umm.....[Neden bir anda sorular sormaya başladın? Çok ani olduğu için şu an zihnimde hiçbir şey yok. Her neyse şimdiden Atlantaca konuşmayı biliyor musun?]."

"Felseli realizm sembollerini Atlantaca açıkla."

"[Harphus Coel? Markville de iki yüz otuz bir yılında çıkardığı ilk teori, temel ve dış nesnelerin kabuktan doğrudan dayalı bir konu.....]"

"Ne kadar Psikans dili konuşabilirsin? [Tanrı der ki sizler benim kanımdan doğdunuz, sizler yozlaşmış cennetten kaçamayacaksınız.]. Bunlardan sonraki satırı biliyor musun?"

"[Ancak ben sizin günahlarınızı bağışlayacağım, bu yüzden kutlayın ve asilliğinizi yozlaşana kadar verin.] Aman tanrım. Psikans İncili'ni sayfa on iki satır kırk ikiye kadar ezberlemişsin. O kadar uzağa sadece on beş yaşında ulaşabileceğini duymuştum."

B-bok. Sayfa ve sayırları bile mi biliyorsun....! Ben bile bilmiyordum! Ve sen on yaşındasın! Ve cevap verirken bir saniye bile düşünmedin.

Aslında Harphus Coel'i öğrenmemiştim bile ve sen bunu Atlantaca bile 
açıklayabiliyorsun! Özellikle konuşması bile çok açıkçaydı! Dahası çok zor olarak bilinen 
'i' telaffuzunu bile kullandı!


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


49   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   51 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.