Yukarı Çık




124   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   126 

           

##Serim, novelturkiye.com adresinde 10 Bölüm İleriden Yayınlanmaktadır. Hepinizi, Türkçe Novel Okuma Siteme Bekliyorum ##

Mel arkadaşının vahşi kükremesinin sayesinde uyandığında ağzından bu sözler döküldü, dedesinin onun için bıraktığı mağaranın içinde başka biri daha vardı.
“Edgan, sakin ol!”
Mağaranın içindeki havaya karışan enerji arkadaşının bedenine hücum ederken, Mel ne yapacağını bilemiyordu. Daha önce böyle bir şey yaşamadığından sadece izlemekle yetinebilirdi.
O, bitkilerin enerjisini ve öldürdüğü canlıların yaşam enerjilerini emebiliyordu. Yakışıklı gencin suratındaki damarların parmak kalınlığına ulaşmasının nedenini anlaması mümkün değildi.
Neyse ki durum uzun sürmedi, yüz nefeslik bir süre sonunda Edgan bilincini kaybetmiş halde sürüklenmeye başladı. Roller değişmiş, ağır yaralı halde mağaraya sürüklenen Mel, arkadaşına göz kulak olmak zorunda kalmıştı.
Dakikalar dakikaları, saatler saatleri kovaladı ama Edgan uyanmıyordu. Soluk rengi ve kesik nefesi düzeldi, hayatının tehlikede olmadığı açıktı.
“Burada daha fazla kalamayız, en iyisi Şişman Moe’ nin yanına gitmek!”
Mel, tek omuzunun üzerine attığı Edgan ile beraber mağaranın çıkışına yöneldi, üzerinde yeni bir takım kıyafet vardı. Çıkmadan önce etrafı kolaçan etti ve etrafın temiz olduğuna kanaat getirince adımını attı.
İlk adımından itibaren hızı giderek arttı, sabahın ilk ışıklarıyla beraber ölümün eşiğinde çıktığı kapıdan içeri girdi.
“Mel!”
İnilti halinde çıkan ses dükkânın içinde çınladı, onu uyku akan gözler izledi. Kristin, Moe ve Marvina kapıya koşarken, yeni uyanan üç şifacı nerede olduklarını anlamaya çalışıyorlardı.
“Neler oluyor? Neredeydiniz siz?”
Üç adam diğerlerini kenara iterek kapıdan giren ikiliye ulaştılar, bakışları Mel’in bedeninin üzerinde geziyordu.
“İyileşmişsin!”
İnanılır gibi değildi, ölüm döşeğinde bıraktıkları genç çocuk kanlı canlı karşılarındaydı ve gayet iyi bir durumdaydı.
“Edgan uyanmıyor! Lütfen onunla ilgilenin!”
Mel ilgiyi sağ omuzundaki arkadaşına çektikten sonra onu kendi yattığı yere koydu. Yakışıklı çocuğun durumunu anlamaya çalışan şifacılar hemen çalışmaya başladılar ama tetkikleri çok uzun sürmedi.
“Hayatı işlevlerinin hepsi çalışıyor ve bedeninde depoladığı enerji dağılmamış!”
“Neden uyanmıyor? Lütfen söyleyin, abime ne oldu?”
Marvina şifacıların ellerine yapıştı, kocaman gözleri diğerlerinin gözlerine baskı yapıyordu.
“Neden uyuduğu hakkında bir şey söylemem ama ne hayatı ne de dövüşçü yetenekleri tehlike altında değil!”
Mel derin bir nefes verdi ve köşedeki koltuğun üzerine yığıldı. Arkadaşını miras aldığı mağaraya götürmesi yetmiyormuş gibi onun hayatını tehlikeye atmış olabilirdi. Şifacılar görünürde bir sorunun olmadığını söyleyince biraz rahatladı ama bu anlar çok uzun sürmeyecekti.
“Abime ne oldu? Çabuk anlat!”
Marvina başındaydı, şifacılardan alamadığı açıklamayı ondan almak istiyordu. Konuşmadı Mel, o sustukça genç kız daha da yüksek sesle bağırmaya başladı.
“Dün ölümün kıyısındaydın, bugün gayet iyi bir haldesin! Abime ne yaptın, hemen söyleyeceksin!”
“Marvina, sakin ol hayatım!”
Sevgilisinin suskunluğunu bastırmak için konuştu Kristin ama bir işe yaramadığı açıktı.
“Bir olup abime kötülük ettiniz! Bilmiyor muyum sanıyorsun? O şerefsize iksir için gereken bitkileri satan sizsiniz. Sen, sen ve şu şişko bir oldunuz, Kasper’ in emriyle abimi öldürmeye çalıştınız.
Ölüyor numarası yaparak onu pusuya düşürdünüz ve şimdi sizin yüzünüzden abim yaşayan bir bitkiye dönüştü. Hiçbirinizi affetmeyeceğim, hepinizden intikamımı alacağım!”
Karanlık düşüncelerin esir aldığı genç kız avazı çıktığı kadar bağırıyordu, küçük dükkânın camlarından taşan sesler civardakilerin toplanmasını sağlamıştı.
“Kristin saçmalama! Nasıl böyle bir şey yapabiliriz!”
“Neden yapmayacaksınız ki? Amacını bile bile yardım etmiyor musunuz? Ha öyle yapmışsınız ha böyle, değişen bir şey mi var?”
Kristin bir kez daha konuşacak oldu ama Mel’in küçük öksürüğü onu durdurdu.
“Sizi dost, arkadaş zannettik ama yanılmışız! Bizim gibi alt tabakadan geldiğiniz için ihanet etmezsiniz sandık ama biraz altın sayesinde gözünüz boyandı.
Mel, seni neyle kandırdılar bilmiyorum ama bu yaptığını yanına bırakacağımı sanıyorsan yanılıyorsun. Ne yapmam gerekiyorsa yapacağım ama senden intikamı mı alacağım!”
Marvina susmuyordu, eline geçenleri yere atarak bütün dükkânı harabeye çevirmesine rağmen bağırmayı sürdürüyordu. Durdurmak mümkün değildi, tek bacağından kavradığı sandalyeyle dükkânın camekânını indirmek üzereydi ama bir anda durdu.
“Ufaklık, çok gürültü yapıyorsun!”
Yerde yatan yakışıklı gencin dudaklarından çıkan sözler, deliye dönmüş genç kızın olduğu yere çökmesini sağladı.
“Abi, abi!”
Sürünerek abisinin koluna yapışan Marvina hıçkırarak ağlıyordu, öyle şiddetliydi ki inlemeleri çıkmaz sokağın içindekilere kadar ulaşıyordu.
Mel oturduğu yerden fırladı, şifacılar geri çekilirken onların yerini Kristin ve Joe alıyordu. Henüz ilk adımlarını atmışlardı ama Edgan çevik bir hareketle ayağa fırladı. Kollarını başının üzerinde birleştiren genç adam sakince gerindi, ardından bakışları odanın içinde gezinmeye başladı.
“Kılıcım nerede?”
Şişman Moe, ses çıkarmadan tezgâhın altındaki silahı alıp sahibine uzattı. Uzun ince kılıç kınından çıkarken ışıldıyordu, sabah güneşinin dükkâna sızan çocukları soğuk metalin üzerinde oyunlar oynuyorlardı.
Yukarıdan aşağı savurdu ve bir nefes sonra kılıç yeniden kınındaydı. Bir nefes, sadece bir nefeslik süre boyunca göz önüne çıkan silah kınına geri döndü.
“Abi sen!”
Genç kız konuşmak istedi ama abisi ondan önce davranarak sözünü kesti.
“Saygıdeğer şifacılar, emekleriniz için çok teşekkür ederiz. Gördüğünüz üzere ikimiz de gayet iyiyiz, değerli vaktinizi daha fazla çalmak istemiyoruz!”
Genç çocuk üç adamı kibar yollu kovunca, beyaz kıyafetlerinin içindeki şifacılar Şişman Moe’ nin dükkânını terk etmek zorunda kaldılar. Çıkmaz sokakta biriken kalabalığın içinden geçerken sessizlerdi ama meydanı aşıp sessiz bir yere gelince konuşmaya başladılar.
“Benim gördüğümü siz de gördünüz mü?”
 
 
 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


124   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   126 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.