Yukarı Çık




12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14 

           
Bir eliyle boğazımı kavradığı gibi sırtımı kitap rafina gömdü.

"Ahh-!!.."

Acıyla çığlık attığımda şokun etkisiyle sesim kesildi, olduğum yerde kıvranıyordum.

" Sen kim oluyorsun da bana vurma cesareti gösterebiliyorsun? Haa!!"

" Ihh..Bende aynısını sorucaktim. Kim oluyorsun da leydi aria ya ve bana elini kaldırabiliryorsun?"

Sesim zorlukla çıkıyordu. Ayni zamanda da eli hala boğazımdaydı.

" ...ve çek elini üstümden pislik!! "

Bağırmamla elini birden çekti ve bunu fırsat bilip var gücümle bir tokat yapıştırdım. Helio şaşkınlıkla geriye sendeledi çünkü böyle bir şey beklemiyordu. Aslında bende şaşırmıştım, beni bırakmasıni beklemiyordum. Anlamadan büyü yapmış olmalıyım ki vücudumdaki kıpırtı bunun ispatıydı. Sızlayan boğazımı elimle ovustururken helio nefret saçan bakışlarıyla bana döndü.

" Sen bana tokat mı attin?! Hemde ..senin gibi soysuz biri!!"
' Tokatın şokuyla büyüyü fark etmedi galiba. Daha cok işime gelir.'

"Evet, attım. Aslında ceviz kırmada daha iyiyimde bugün şanslı günündesin. Ha ha..."

"..Ne?.. Ceviz mi? Ne saçma-"

"Ve soyumada gelirsek, her kendini bilmez gibi evlatlık olmamdan vurmaya çalışıyorsun. Dük robert yani babam Ginger soy ismine beni layık görmüşken sana laf düşmez. Bunla bir sıkıntın varsa neden babama söylemiyorsun?" Dedim alaycı bir tavırla ama aslında cok sinirliydim.

"Ahhaha.. Dünya nın böyle işlediğini mi zannediyorsun sürtük?! Soy ismini taşısanda asla ginger ailesinden biri olmayacaksın!."

Yalan söylemiyordu, bi nevi haklıydı. Ne kadar ginger soy ismini taşısamda sosyetede gerçek bir ginger olarak görülmüyordum. Bunun farkındayım ama ellerine koz olarak verme niyetinde de değilim.
Hızlıca aria nın yanına gittiği gibi bir eliyle saçını kavradı.

" Hah.. kim olduğumu mu sormuştun? Ben helio Castillo. Aria ve senin gibi birinin bana karşı gelemeyeceği birisiyim." Pişkin pişkin sırıtıyordu.

"Ah!! Abi acıyor.." dedi acıyla aria. Söylediği gibi aria pek karşı gelmiyordu nedeni de bu dönemde kadınlar değersiz görülüyor ve sadece evlilikte işe yarıyordu. 

" Yinede.... o senin kardeşin bee!!!" Hızla koşarak aria nın saçlarını kavradığı ele yapıştım.

"Bırak!!! Bırak dediim!!" Öfkeyle helioya bagirsamda bırakacak gibi gözükmüyordu. Hatta keyif aldığını bile söyleyebilirim.

Ve ısırdım.

"Ahh!!!"

Güzelceee helio nun elini ham yaptım. Pişman değilim.

"Leydi isabella?..."

Üçümüzde irkilerek sese döndüğümüzde donup kalmıştık, hala helio nun elini ısırır vaziyette ve ellerimiz aria nin saçındaken. Yüzüne düşen mor percemlerinin ardından görünen cansız gri gözlerle bize bakıyordu.
' Bu adam..isaac ı öpen adam degil mi ya? Adıda hans tı sanırım. Ama burda ne işi var ? Ve.. ve ben bu haldeyken beni gormek zorundamiydi!!'

" Gerçekten de sizsiniz. Sizi ilk gördüğümde ilginç biri olduğunuzu anlamıştım." Dedi gevşekçe sırıtarak.

'Bu durumda tek diyebileceğin bu mu yani? Pess!!!'

"Leydi isabella kardeşim hoşunuza gitmeyecek bir şey demişse bile şiddet uygulamamalısınız."

Helio elini ağzımdan kurtardigi gibi geri çekildi ve sanki aria ya saldıran benmişim gibi göstiyordu. Şoke olmuş halde kalakaldım.
' boşuna iki yüzlü dememişler, yılannnn!'

"Ne demek istiyorsunuz bay helio! Ben sizden leydi aria yi kurtarmaya çalı-"

"Aria olanları sen anlat istersen. Burada mağdur olan sensin."

Helio aria nin omzuna elini koyduğunda ona hafifçe gülümsedi, uyarırmışçasına. 

" ..ben..ben prens diegoyla olan yakınlığımı anlatmaya başladığımda leydi isabella sinirlendi, hakaret edip saçıma daldı.Abimde beni leydi isabella nin elinden kurtarmaya çalışıyordu."

"Nee!!?"

Hayretler içerisinde aria ya bakakaldim. Aria tarafını seçmiş, az önce korkudan titreyen kız gitmiş yerine kendinden emin ve bana meydan okuyan gözlerle bakan bir kız gelmişti. Çok sinirlendim, hemde çok ama tavrına değil..
' hayır yani neden DİEGO!! Öğhh yanii. Yalan diyosun bari adam akıllı birini de be!! O lanet olası pisliğin yaptıkları aklıma geldi de ahh!! yine sinirlendim!!'

" Öyle mi? Oysa ki yardımcınızdan hoşlandığınızı düşünmüştüm leydi isabella , kimseye yaklaştırmadığınızdan." 
İmalı bir tınıyla demişti hans ve nedense çok hoşnut görünüyordu.

"Yardımcısı mı?"

"Evet. Adıda...hmm unuttum. Leydi isabella siz daha iyi bilirsiniz."

Aria nin meraklı bakışlarını bana yöneltmişti. 

' Grrr!! Unuttu mu?! İnsan öptüğü kişinin ismini unutur mu be?! Cidden bu hans denen adamın sorunu ne?! Birden bire konuyu isaac a getirdi. Ne yapmaya çalıştığını gerçekten anlamıyorum.' 

" İsaac olucakti bay hans. Ve kimden hoşlanıp hoşlanmadığım sizi ilgilendirmez. Hah.. sohbetiniz bal olsa yenmez ama öyle yorgunum ki tabi sayenizde daha da yoruldum. Odama geçeceğim, siz sohbetinize davem edin."
Alaycı bir gülümseme gösterdikten sonra kapıya doğru yol almıştım ki helio söze atıldı.

" Ginger ailesinin leydilerini daha görgülü bilirdim. Hata yaptıktan sonra özür dilenmesi gerektiğini bilmiyor musunuz ?"

Sarf ettiği söz durmama neden oldu. Sınırlarımı zorlayıp sinirlenmemi ve çıldırmamı istiyordu belli ki ama istediğini yapmayacağım. İşte şimdi gerçek bir leydi gibi davranmalıyım. Helio ya dönüp hafif bir tebessüm gösterdim.

" Çok haklısınız bay helio. Hata yapmadığım için özür dilemeyeceğim."

Der demez odama dogru yol aldım, peşimden ayak sesleriyle birlikte. Bir süre böyle devam etti. Peşimden kim geliyorsa artık sinirime dokunmaya başladığından fevrice arkamı döndüm. Hans iki eli cebinde, umursamazca bana bakıyordu.

" Benimle bir işiniz mi vardı bay hans?" 

Sinir olduğumu her ne kadar gizlemeye çalışsamda zeki olan anlardı.

" Sizinle nasıl bir işim olabilir ki leydi isabella."

"...Hah.. o zaman neden peşimden geldiğinizi sorabilir miyim?"

" Hayır."
 İfadesiz , direk ve çok açıklayıcı bir cevaptı.
 
 ' Allah'ım beni mi siniyorsun yoksa buradakiler mi mal?!! '
 
 "Savah mı ne.." diye mırıldandım .
 
 "Bazen çok garip kelimeler kullanıyorsunuz. Size özgü galiba?"
 
Dudağının kenarı yukarı kırıldığında aşağılayıcı bir his vermişti.
 
 " Hayır. Karşımdakine özgü. Hah.. artık bir şeyleri netleştirelim çünkü size laf yetiştirmekten yoruldum. İsaac yüzünden mi bana karşı böyle kabasınız?"
 
 " Hahah hayır tabiki de. Neden böyle düşündüğünüzü anlayamadım. Kendimi size yakın hissettiğimden takılıyordum, kardeşler arasında ki gibi. Belki de kardeş olmalıydık.... "
 
 Ağzım açık şekilde dinledim desem yalan olmazdı.
 ' Şimdi eminim. Burda aklı yerinde olan bir Allah'ın kulu yok.'
 
" ..O zaman iyi geceler."

Yüzündeki belli belirsiz gülümsemeyle başımı okşayıp yoluna devam etti.

" Az önce bana beddua mı etti? Iyy.. Allah yazdıysa bozsun. Ve köpek miyimde başımı okşuyor be?! Bu saç yıkanıcak." 

Ardından bakarken sinirle dedim. Çoktan gözden kaybolmuştu, söylediklerine karşı hem şaşkın hemde hoşnutsuzdum. Nedenini bilmiyorum belki isaac la bir ilişkisi olduğundandir ama ona içim hiç ısınamadı.
' hah.. çok yakışıklı oldukları icin mi garipler? Hani Allah bir yerden vermiş bir yerden almış hesabı.'

O kadar yorgundum ki umursamadım, şuan tek istediğim kimseyle karşılaşmadan odama gidebilmekti.

****

Kutsanma bittiğinden artık herkes evlerine geri dönüyordu. Suikast dan dolayı ilk başta ürksemde at arabaları düğün konvoyu gibi peş peşe gidiyorlardı , böylelikle geri dönüş yolculuğumda tüy gibiydim. 
Arabada arjen ile birlikte babam da vardı bu sefer. Kendi aralarında iş ,güç, şövalyelik gibi şeylerden konuşuyorlarken ben ise pencereden dışarıyı seyrediyordum.

"...- peterson ailesiyle bir ticaret yapmayı düşünüyorum. En iyi celikleri onlar üretiyorlar. Yalnız düşmüş bir aile oldukları için biraz endişem var arjen."

Peterson ismini duyduğumda şaşırdım, dük robert in tanımasını beklemiyordum çünkü cok duyulan bir aile değildi , Castillo veya ginger gibi. 

Webtoonda anlatılana göre güç bakımından kraliyet ailesinden sonra Ginger ailesi sonra da Castillo ailesi geliyordu. Bi nevi Helio nun bana karşı olan tavrını da açıklıyordu. Yükselmeyi kafasına takmış biri özellikle evlatlık birinin kendisinden üstün olduğunu görmek helio yu sinirlendiriyor olmalı.
' Peterson ailesi... Önceden sanki duydum ama ne zaman? ...ı-ıh aklıma gelmiyor. Ama düşmüş bir aile olduklarına göre önceden sosyete çok sözü geçen bir aile olmalıydilar. '
Meraklı melahat olduğumdan caktirmadan konuşmalarına kulak kabarttım.

" Anlıyorum baba ama o konu kralla eski peterson ailesinin başı arasındaydı. Artık bir sorun olacağını düşünmüyorum."

' kralla eski peterson efendisinin arasında ne olmuş olabilir ki? Webtoonda böyle bir konu olduğunu hatırlamıyorum. Hmm..Önemli bir mesele değil sanırım.'

"Anlıyorum bu konu hakkında biraz daha düşüneceğim...Ehem Arjen evlenmeyi düşünmüyor musun? Artık bu konuyu geçiştirmemen gerek."
Neredeyse şaşkınlıktan garip bir ses çıkaricaktim ki kendimi zor tuttum.
' evlilik mi ?!! '

"Baba!..Ben..şuan.."

Arjen in hazırlıksız yakalandığı cok belliydi. Heyecanla lafa atilsada ağzından bir türlü düzgün bir laf çıkmıyordu. Pencereden dışarı bakiyor gibi yapıp ilgisiz görünmeye çalışsamda göz ucuyla Arjen e baktığımda bakışlarımız keşişti, ilk şaşırsada hemencecik bakışlarını kaçırmıştı.

" Ben suan evlenmeyi düşünmüyorum baba."
 Yüzü sesine yansımış, ciddi ve keyifsizdi.
' Bana neden bakıyordu ki? '

" Peki ya sen isabella , evlenmeyi düşünüyor musun?"

" Ne?! ..ee yani efendim baba?" 

Şaşkınlık la dük e döndüğümde benden bir cevap beklediği aşikardı. Başka bir çift kahve gözde üzerimdeydi, yani arjen.

"..ehem.. evlilik için hala genç olduğumu düşünüyorum baba. Hem ben ne temizlik yapmasını bilirim ne de yemek. Haha..."

İkiside bana garip bir şeye bakar gibi bakıyorlardı.

' N-ne var simdi? Çok saçma bir şey mi de-....ahh tabi ya ! Burda temizlik ve yemeği leydiler yapmıyor. Ayy acayip pot kırdım lann...'
Ben ne desemde paçayı siyirabilirim diye kafa patlatırken araba birden durdu ve ardından kapi açıldı.

" Malikaneye vardık efendim." 

Arabacı seslenmişti.Aşırı sevinmiştim çünkü bir şey uydurmak zorunda değildim. Dük ve arjen benden önce indiler bende peşlerinden iniyordum ki inmem için arjen elini uzattı. 

" .. teşekkür ederim."

Biraz şaşkındım çünkü bunu yapmasına gerek yoktu, arabacı zaten ordaydı. Bana karşılık vermedi hatta mimiğini bile oynatmadi. İnmeme yardım ettikten sonra yoluna devam etti.

" Arjen işte." 

Mırıldanarak kendi kendime gülümsedim.

****

Odama girdiğimde Mary ve İsaac ta peşimden gelmişti.

" Leydim tekrardan hoş geldiniz. " Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle söyledi mary oysaki beni daha yeni kapıda selamlamıştı.

"Hoş buldum mary. Beni cok mu özledin yoksa? ahah"

".. tabiki özledim leydim." Nedense birden gözleri yaşarmıştı.

"Hey..hey.. tamam . Bende seni çok özledim mary. "

Ne yapacağımı bilemedigimden mary e sıkıca sarıldım. Gerçek annem ve babamdan başka beni bu kadar özleyen bir insan yoktu hani. Nedense biraz nostalji hissettirmisti.

"G-gerçekten mi leydim?"

"Gerçekten." 

Geri çekildiğimde biraz şaşkın ve utanmış haldeydi.

"..siz yorgunsunuzdur şimdi . Size sıcak bir banyo hazırlayım." Dediği gibi odadan hızlıca çıktı. Mary nin sevimliliğine gülerken gözüm isaac a kaydı, gözü üzerimdeydi.

"Sende mi kucak istiyorsun?"dedim sırıtarak. 

Beraber gülelim diye espiri yapmıştım ama isaac birden beni kendisine cekti ve sıkıca sarıldı.

"Seni özledim..leydim." 

Kulağıma fısıldadı sanki. Ben ise şok..
' N-ne oldu şimdi?! Sanırsın 3 yıldır gurbetteyim, altı üstü 2-3 gün evde yoktum.'

"Hah..inan bende seni özledim isaac." 

Sarıldığımda mağbette olanlar ve suikat girişimi aklima gelmişti. Hiç hoş anılar değildi, hemde hiç. Her şeye tek başıma göğüs germek zorunda kalmış ve bir sekilde sorunları atlatabilmistim tabi navi nin yardımıyla.
Ama ben güçlü biri değilim, bunu biliyorum. Birisinin beni sivazlamasina, 'hersey yoluna girecek senin yanındayım' demesine ihtiyacım vardı. Yada sadece bir kucağa..
' Ahh.. bu kucak o olmalı , sıcak ve teselli barındıran'
İsaac bu sebeple sarılmasada bana o hissiyatı veriyordu. Kapalı gözlerimden isaac ın kucağı kadar sıcak damlalar damladı birden. Kendime şaşırsamda birikmiş duygularım yine o gün ki gibi isaac kın göğsünde dışarı taşıyordu.

"Hıg.."

"Leydim?.. beni bu kadar özlediğinizi bilmiyordum. Lütfen yüzünüze bakmama izin verin."

Beni kendinden uzaklaştırıp yüzüme baktığında hafiften dudağının kenarı yukarı kıvrılmıştı.
' Ne diyorsun isaac ya?.. bide gülüyor! Neler çektiğimi biliyon mu sen?!...'
Olan biteni haykırmamak için dudağımı ısırdığımda hemen isaac in dikkatini çekmişti. Baş parmağını dudağıma koyduğu gibi aşağı çekiştirdiginde ağzım aralandı.

"Güzel dudaklarınızı isirmamalisiniz leydim."

"Hıg.." 

Parmağını dudağımda gezdirdiginde başımı kaldırdım. Yüzü çok yakındı, aşırı yakın. Parmağı gibi gözleride dudağımda geziniyordu. Bir anda kalp ritmim hızlandı ve göz yaşlarım durdu diyebilirim çünkü farklı bir atmosfere giriş yapmıştım. Menekşe gözleri tekrar gözlerime değdiğinde yavasça yüzüme yaklaştı ve yaklaştı... İnsanın dudağı titrer mi bilmiyorum ama benim titriyordu. Birbir nefesimizi dudağımizda hissedicek kadar yakındık ve işte şimdi birleş-

"Leydim size kıyafet getir-"

"Evet isaac oraya üfle. Canım acıyor çabuk ol."
Odaya giren mary şaşkınlıkla bizi izliyordu. İsaac in sırtı kapiya dönük ve üzerime eğilmiş halde ben ise gözüm yaşlı idi.

"Leydim neden ağlı-"

"Ahh şey gözüme toz kaçtı. Bir anda yanmaya başladığından gözümü İsaac a üflettiriyordum. İsaac ne duruyorsun üflesene! "

Ben elimle gözümü yelpazelerken İsaac şaşkınlıktan ne yapacağını şaşırmıştı.

"... gözünüze üflettiriyorsunuz... gözünüze..." 

Mary beyni yanmış gibi cümleyi tekrarlıyordu ve o an anladım ki ..burda göze toz kaçtığında üflenilmiyormuş.

****

Sıcak su dolu küvetimin içinde uzanarak boş boş tavana bakıyordum. Birden utançtan kızaran yüzümü iki elimle kapattı.

"Kyaa!!.. cok utanç verici. Neredeyse ö-öpüşecektik.Neden..neden tam o anda mary geldi ki ya!! Güzelim romantizmi mahvetti!! Off.." 

Az önceki durumu halen atlatabilmis değildim. O kadar garip bir durumun ortasındaydım ki doğruca banyoya kaçtım. İsaac ın yüzüne bile bakamadım ve eminim ki bu durumdan sadece utanç duyan bendim.

" Gay biriyle böyle olmam uygun mu ki? Hah.. yalnızlık başa vurdu anlaşılan. Belkide görüşecek birisini bulmalıyım..."

"Aşk hayatın karışık anlaşılan, kaybolmuş çocuk"
' hı?..hı!?.. Bu ses !!!!'

"Bay dış ses!??" 

Korkarak etrafıma bakımsamda kimse yoktu yine mağbette ki gibi sadece ses vardı.
'Ama..neden burada?.. kendisini mağbette bulabileceğimi söylediği için sadece o odada konuşabildigini zannetmiştim.. yanlış mı anladım!??'

"Ever, benim. Korkama gerek yok, kaybolmuş çocuk. seni izliyordum ki konuşmaktan kendimi alıkoyamadim. Komik bir çocuksun, hahah"

Utanarak kollarımı çapraz bir şekilde göğsüme sardım çünkü çıplaktım.
'beni izliyor muydu?! Hah.. şimdide röntgenci bir sapıkla mı uğraşmam gerekicek. Yaw sen yüce bir varlıksın yakışıyor mu sana!! Cık..hayatta ne zaman şanslı oldum ki..'

"Yoksa utaniyor musun? Utanmana gerek yok çocuğum , ben yüce orpiel im"

"Ha.ha. tamam o zaman sıkıntı yok. Tövbe tövbeee..İlk önce üstüme bir halu geçireyim bir dakikalığına gözünüzü kapatır mısınız yüce orpiel?"
' Yüce orpiel in gözü var miydi ki ? Aman..neyse.'

"Hahahah..peki dediğin gibi olsun çocuğum."

Temkinli hareketle küvetten çıktığım gibi havluya sarıldım.

"Saygısızlık etmek istemem ama benim gibi biriyle neden burda konuşuyorsunuz?"
'..hemde ben bu haldeyken!'
Bu durumdan rahatsız aynı zamanda da korkuyordum.

"Uzun zamandır çocuklarımdan birisiyle konuşmamıştım. Seni rahatsız mı ettim kaybolmuş cocuk?"

"H-hayir ondan değil. Mağbette cok rahip vardı nasıl konuşamadığınızı anlayamadım. "

"Onlar benim çocuklarım değil. Sen.. kaybolmuş çocuk, vücudundaki kız benim çocuklarımda biri."

".. Nasıl yani? İsabella bir rahibe degil ki." 

Benim bildiğim kadarıyla sadece seçkin rahip ve rahibeler yüce orpielin sesini duyabilirlerdi. Tabi onlar için bile olağan bir şey değildi. Webtoonda yazılan buydu.
'O sıra farkında değildim çünkü çaresizligim yüzünden %1 lik bir ihtimale bile tutunacak durumdaydım. Ama benle neden konuştu ki rahibe bile değildim.'

"Hayır, kaybolmuş cocuk. Benim çocuklarım dünyaya bıraktığım elçilerimdir yani siz insanların tabiriyle 'cadılar' ."
Son kelimesi aklımda yankılanıyordu.

"..hı? "




~~~~~~~~~

Yeni bölümle karsinizdayim gençler.🎉🎉 
Biliyorum geç atıyorum ama biraz meşgulüm ve birazda ilham perilerim kaçtı üzgünüm.😣 Ve tabikiii yorumlarınızı bekliyorum yani okunma sayısı iyide yorumlar niye o kadar değil anlamadım gitti.. O zaman yeni bölüm de görüşmek üzere bayyy🤗



Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


12   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   14 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.