Yukarı Çık




12.4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   13 

           
Bölüm 12.5

\“İşte bunlar onun suçlu olduğu ihtimalini düşürüyor. Demek istediğim… bir suçlunun kendi suçu hakkında dedikodu yayması... Bu fazla tehlikeli olurdu.\“

\“Ama bu cidden doğru mu? Dedikoduyu başlatan cidden Junko Enoshima mıydı?\“

\“Söylentiler birkaç hafta önce, Umudun Zirvesi\’nin hazırlık okulundaki tüm öğrencilere o olayı açıklayan gizemli bir e-posta gönderildiğinde başladı.\“

\“Ve… o postayı gönderen Junko Enoshima mıydı?\“

Kamishiro-kun bir ekmeği yuttu ve başını salladı. \“Bilgisayarlar konusunda son derece iyi olan ve ara sıra okulun sunucularını kontrol ettirdiğim birinci sınıf öğrencisi (lise) bir arkadaşım var. O e-postayı böyle öğrendim. Üstünde gönderenin ismi yoktu tabi ki ama süper ajan yeteneklerimle bunu kolayca buldum. Ah, sen yanlış anlamadan söyleyeyim, o arkadaşıma e-postanın içeriğini veya gönderenin kimliğini söylemedim. Alakasız, rastgele kişileri tehlikeli olaylara bulaştırmak çok bencilce olurdu!\“

Tam da beni bu olaya bulaştırması ile ilgili zekice bir cevap vermek üzereydim ama bunun için yanlış yer ve zamanda olduğumuza karar verdim.

\“Ama Junko Enoshima neden böyle bir şey yapsın ki? Neden böyle bir olay hakkında dedikodular yaysın..?\“

\“İşte onu bilmiyorum.\“ Bilgisizliğini neşeli bir sesle bir kez daha açığa vurdu.

\“Ah! Doğrudan ona sorsak?\“ Aniden ilham geldi. \“Hadi Junko Enoshima\’yı bulalım ve olanları soralım!\“

\“Bu mümkün olsaydı zaten yapmış olurdum...\“ Kamishiro-kun dehşet içinde başını salladı. Neden bilmiyorum ama bu Junko Enoshima\’yı hiçbir yerde bulamıyorum. Hiçbir derse gelmiyor ve sanırım öğretmenler de buna izin veriyor. Sınıf arkadaşlarının bile neler olduğu hakkında hiçbir fikirleri yok… Demem o ki, bu kıza fazla özgürlük verilmiş. Ben bile onun yerini bulamadığıma göre okuldan atılmış da olabilir.

\“Ama ben onunla görüştüm. Burada, bu okulda… Defterim öyle diyor.\“

\“Muhtemelen ne olursa olsun seni o olayın içine çekmek istedi, abla. Bu yüzden senin karşına çıktı, defterini çaldı ve işlediği cinayetle ilgili gizemli bir itirafta bulundu… Ancak amacı ne, hiçbir fikrim yok. O kadar ilginç bir durum ki şu an tek yapabileceğimiz şey gülmek. Kyahahaha!\“ Kamishiro-kun kollarını başının arkasında birleştirdi ve doğal bir kahkaha attı.

\“Bekle..! Gülmenin sırası değil! Bu ciddi bir şey!\“ Cevap olarak onu azarladım.

\“Sorun yok, sorun yok. Acelemiz yok ya.\“ diye cevapladı Kamishiro-kun esneyerek. \“Bunları anlamıyoruz çünkü araştırmam hala devam ediyor. Ben vakayı araştırmaya geri döner dönmez, kalan detayları hemen öğreneceğiz. Ama şimdilik varsayımlar ve tahminler yapmak anlamsız. Yani demem o ki gerisini bana bırak!\“ Kamishiro-kun, konuşmanın bittiğini söylemeye çalışır gibi bir yerlerden bir tatlı daha çıkardı. \“Ah! Efsanevi üç aromalı Danimarka tatlısı!\“ Mutlulukla yanaklarını şişirdi.

\“Aa! Az kalsın unutuyordum.\“ aniden bana döndü, bir yandan parmaklarındaki şekeri yalıyordu. \“Henüz ücret konusunu konuşmadık, değil mi?\“

\“Eh? Ödeme yapmamı mı istiyorsun?!\“

\“Ahaha! Endişe etme, para istemiyorum… önemli bir şey istemiyorum, gerçekten.\“

\“...Önemli bir şey değil mi? O zaman sana tatlı almamı mı istiyorsun..?\“

\“İştahımı giderebilen tatlılar aşırı önemlidir!\“ Kafasını öyle kuvvetli salladı ki ses çıkardığını duyabiliyordum neredeyse.

\“Ee… o zaman, ne..?\“ Kafam karışmış halde başımı eğdim.

\“Anlarsın ya, sana şey yapmama izin ver biraz.\“ diye cevap verdi Kamishiro-kun, yüzünde büyük bir gülümseme ile.

\“Şey yapmak… eh? Ne?\“

\“Sesim anlaşılır değil miydi? Sana şey yapmama izin vermeni istiyorum dedim.\“ diye açık açık cevap verdi, yüzünde hala duran gülümseme ile.

\“Oh, anladım! Terbiyesizce bir şey kastetmiyorsun değil mi? Pardon, pardon - bir an kafam karıştı. Önemli bir şey olmadığını söyledin sonuçta, değil mi?\“ Utanç içinde kafamı kaşıdım ama Kamishiro-kun cevap olarak şaşırmış bir yüz ifadesi yaptı.

\“Yani vücuduna o kadar çok değer veriyorsun öyle mi abla? Bu gerçekten şok edici bir açıklama!\“

\“Hayır, şok olan benim! Hem de birden fazla şekilde!\“ Refleks olarak yüzümü ellerimle kapattım. Sonra parmaklarımın arasından Kamishiro-kun\’a baktım ve tekrar sordum. \“Y...Yani, \’şey yapmak\’ derken onu mu kastediyorsun gerçekten..?\“

\“Görünüşümün aksine, çoğu erkekten daha fazla cinsel iştahım var! Üstelik tüm ajan filmlerinde her şey bittikten sonra kahraman, kızı elde eder ve sende tüm erkekleri azdıracak türden iffetsiz bir surat var!\“ Kamishiro-kun gururla göğsünü kabarttı.

\“Bu göğsünü kabartacağın bir şey değil!\“

\“Başka bir şeyi mi kabartmam gerek? O zaman sen göğsünü kabartsana abla! Hadi, denemekten zarar gelmez! Ne duruyorsun, o iri göğüslerini ortaya çıkar! Hee hee hee...\“

Tek yapabildiğim şey, gizli amaçlarla dolu o şeytani gülümsemesinden ürpermekti.

\“Ş...Şey… o saf, masum çocuk nereye gitti..?\“

\“Hee hee hee… Her neyse, bu olayla birden çok yöntem ile başa çıkmak istiyorum. Sadece bir isteğim var. Lütfen şu andan itibaren banyo yapmayı bırak. Kirli vücutları daha çok tercih ederim, bilmem anlatabildim mi?\“

\“Eski kişiliğinden eser kalmadı, değil mi..?\“ Genç bir çocuğun ağzından böyle kelimelerin çıktığını duymak normalden çok daha zordu.

\“Peki o zaman.\“ Kamishiro-kun şaşkınlığımı görmezden gelerek yüksek sesle alkışladı. \“Ücret konusunda anlaşmaya vardık gibi görünüyor, o zaman benim başlama zamanım geldi!\“

Kapıya kadar yürüdü ve masumca elini salladı. \“Sonra görüşürüz!\“ Dışarı oyun oynamaya çıkan küçük bir çocuk gibi bağırdı ve laboratuvardan koşarak çıktı.

\“B...Bekle bir saniye..! Ben hiçbir şeyi kabul etmedim..!\“

Kapı çarptı, daha yerine ulaşmadan çağrımı durdurdu.

\“Ben… hiçbir şeyi kabul etmedim...\“ bitkin halde yatakta otururken boş yere kendi kendime mırıldandım. \“A...Ama… bu sadece sözlü bir anlaşmaydı.\“ Tek taraflı bir anlaşmaya, anlaşma denir mi emin değilim. Yani ona gelip benim sorunlarıma burnunu sokmasını isteyen olmadı, değil mi? Ayrıca, \’bana şey yapmak\’ da ne? Bu kesinlikle tamamen tek taraflı bir istek! Bir kişi böyle bir şey söyleyip yanına kâr kalırsa hiçbir feminist grup buna sessiz kalmaz!

Ve işte o yüzden -

- bunun benimle gerçekten hiçbir ilgisi yok.

\“Evet. Sadece görmezden gelmem gerek. Görmezden gelmek en iyisi.\“ Çaresizce mırıldanarak yatağa yattım ve aniden -

Laboratuvarın kapısının tekrar açıldığını duydum. Kamishiro-kun\’un mırıldanmalarımı duyup geri geldiğini sandım, bu yüzden panik içinde yataktan kalktım ama -

Kapıdaki zayıf, açık tenli erkeği görünce kalbim güm güm atmaya başladı.

\“Ah! Matsuda-kuuuuuun!\“ Bir koşucu gibi göğsüne atladım. \“Geç kaldın! Uzun süredir seni bekliyorum…!\“

Sarıldığım beden kaskatıydı.

\“Ha? Bir sorun mu var?\“

\“Benim de sana aynı şeyi sormam gerek… önceki konuşmamıza devam etmek istemiyor musun..?\“

\“...Eh? Ne konuşması?\“ Bahsettiği şeyin ne olduğuna dair hiçbir fikrim yoktu. Çoktan unutmuştum.

Ama umrumda olmadı.

Önceden olanları bilmiyorum. Matsuda-kun burada olduğu sürece hiçbir sorun yok.

\“Önceden bir şey mi konuştuk..?\“ Kafamı eğdim ve yüzümü göğsüne bastırdım.
\“Purrrrrrrrrrrrrrrrr…\“ Kafam bir süre göğsüne gömülü şekilde kaldı. Onu kirlettim diye beni azarlar zannettim ama onun yerine beklenmeyen iki kelime söyledi. 

\“Özür dilerim...\“

\“Eh?\“ Şaşkınlık içinde kafamı kaldırdım. \“Ne için… özür diliyorsun?\“

Matsuda-kun kısa bir süre yüzüme baktı ve sonra biraz öksürdü.

\“Hayır, hatırlamıyorsan sorun yok. Ama yine de özür dilerim.\“ dedi yüzünü utançla çevirerek. Ne dediğini tam anlayamadım ama nedense kalbimin güm güm atması yerine göğsüm derin duygularla sıkıştı. Yüzümü yine göğsüne bastırdım.

Orada, göğsünün içine gömülü halde durdukça unutmaya başlıyorum.  

Vücudumun içine yapışmış tüm kir ve pislikler ufalanıp hiç oluyor; sadece masum, uyuşuk bir his bırakıyor. Tam bu an, şimdiki an dışında hiçbir şey önemli değil.

Aniden özür dilemesi beni endişelendirdi ama bu anın mutluluğu ile karşılaştırınca çok önemli bir şey değil.

Şu an. Tam da şu an. Bu dünyadaki tek önemli şey.

Tek bildiğim şey bu an. Bu an dışında hiçbir şey yok benim için. Bu an, bir hatıraya bile dönüşmeyecek.

Ve bundan dolayı, bu anın mutluluğunu zihnimde saklamalıyım.

\“...Bu arada ipe ne oldu?\“ Kafamın üstünde bir yerlerden Matsuda-kun\’un sesini duydum aniden.

\“...Ne ipi?\“

\“O ipten nasıl kurtulduğunu bile hatırlamıyor musun?\“

\“Hayır, üzgünüm...\“

\“Seni bir saniye bile yalnız bırakamam, değil mi...\“

\“Üzgünüm...\“

Matsuda-kun kafasını salladı ve iç çekti ama yüzünde mutlu bir ifade vardı.

\“Bu arada… acımaya başladı.\“

\“Oh, hadi… birazcık daha...\“ Şımarık bir çocuk gibi yalvardım. Matsuda-kun iç çekip pes etti ve sonra yavaşça vücudunu serbest bıraktı.

Vücudunun yumuşadığını hissettikçe, memnuniyet ve başarı hissinin içine doğru çekildim, sanki o anda tüm dünyayı tek elimle tutabilirmişim gibi hissettim.

- Bu benim dünyam.
- Bu tek başına, benim tüm dünyam.

Gözlerimi kapattım, bir coşku hissi üstüme dökülüyordu. Göğsünün içinde atan kalbini duyabiliyordum. Bu sürekli atış benim için, hayatında istediği her şeyi ellerine almış kız için son nimetti. 

\“O geçit töreni…\“ diye fısıldadı Matsuda-kun aniden.

\“...Hm? Bir şey mi söyledin?\“ Gözümü açmadan cevap verdim.

\“Nasıl oluyorsa… dışarıdaki geçit yeniden sesini artırıyor...\“

Dinlemeye çalıştım ama -

Güm, güm.

Kalbinin atışı dışında hiçbir şey duyamadım.

- Matsuda-kun ve ben dışında hiç kimse yok burada.
- Bunun dışında hiçbir şeyin benimle hiçbir alakası yok.

Ve şimdi -

- Diyecek bir şey kalmamıştı bile.

Sevgili Matsuda-kun\’umun göğsüne gömülü halde biraz zaman geçirdim. Sonra istemeden sevgili Matsuda-kun\’um ile yolumu ayırdım ve içinde sevgili Matsuda-kun\’umun bulunmadığı odama gittim. Ayakkabılarımı çıkarırken sevgili Matsuda-kun\’umu düşündüm, yatağa yatarken sevgili Matsuda-kun\’umun adını fısıldadım ve sonra sevgili Matsuda-kun\’umun beni beklediği rüyalara doğru uykuya daldım.

İşte hepsi bu.

Başka hiçbir şeyin benimle ilgisi yok artık.


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

12.4   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   13