Yukarı Çık




5   Önceki Bölüm 
           
6 Bölüm Karanlık Orman.....


Temkinli bir şekilde mağaradan dışarı çıktı şuan ruh şekillendirmenin 4 aşamasına geçmişti, artık 

normal bir insan değildi. Normal bir adamın 10 15 katı gibi bir güce sahip olmuştu 

ama bu onun korkusuzca istediği gibi mağaranın dışındaki dünyada gezebileceği anlamına 

gelmiyordu temkinli olmak zorundaydı mağaradaki ruh canavarlarının seviyelerine bakarak dış 

dünyanın nasıl tehlikeler barındırdığını söylemek hiçte zor değildi şuan güçlenmiş olabilirdi ama 

dışarıdaki yaratıklar için bu gücünün bir önemi var mıydı bilmiyordu. 




Mağaranın dışındaki dünya hala kapkaranlıktı sanki ışık buraya ulaşamıyormuş gibiydi etraftaki 

yoğun karanlık ruhsal  enerji buradaki ortamı bu hale getirmiş gibi duruyordu. 

Artık kritik anlarını atlatmıştı şimdi ölümden dönmüş yeni bir vücuda kavuşmuş ve her şeye 

tekrar 

başlamıştı, onu bu dünyaya sürükleyen ruhsal enerjiyle ilgili kafasında bir çok 

soru olmasına rağmen şimdilik her şeyi bir kenara attı ve yeni durumuna alışmaya başladı. 



mağaraya girerken gördüğü ruhsal otları incelemeye başladı bir elektrikli süpürge gibi her bir ot 

parçasını silip süpürdü görebildiği her şeyi aldı gelecekteki gelişimi için bu otlar 

çok kıymetli olacaktı. Mağaranın etrafındaki büyük bir alanda hiçbir canavarın varlığını hissetmedi 

sanırım gerçekten burada bulduğu iki canavar buranın krallarıydı diğer 

canavarlar onların bölgesine girmekten korkuyordu bu iyi bir şeydi ama çok uzun sürmeyecekti 

yakında kralların öldüğünü anlayacak olan diğer güçlü canavarlar yeni krallar olmak için 

öne çıkacak ve mağaraya saldıracaktı burası büyük bir savaş alanına dönecekti. 




Hızla değerli gördüğü her şeyi topladı ve mağaranın yanından ayrıldı. Şimdi yeni macerası 

başlıyordu. Çok uzun bir süre yürüdükten sonra sonunda rahat bir nefes alabileceğini 

düşünüyordu ki aniden bir tehlike hissi tüm vücudunu sardı vücudundaki her bir hücre çığlık 

atıyordu aniden gerisin geri zıpladı ve yerde yuvarlandı kafasını kaldırdığında az 

önce durduğu yerde bir çift pençe izi vardı kocaman vücudunun yarısı büyüklüğünde bir pençe izi.

 


Bir çift parlak göz karanlıkta ona kitlenmişti kan kırmızı parlayan bir çift göz. Ölüm tekrar 

ensesinde nefes alıyordu ılıklığını hissediyordu, liu feng istifini hiç bozmadı 

şuan korkutucu derecede sakindi boyutsal kesesinden bir çift hançer çıkardı bu hançerler bir çift 

yılanın dişleriydi uçları aşırı keskin sivri ve zehirliydi ölümcül bir zehirdi 

kokusu ve renginden ne kadar ölümcül olduğu hemen anlaşılabilirdi bütün soğuk kanlılığını 

toplayıp aniden gerisin geri kaçmaya başladı amacı bir boşluk bulmak ve öldürücü bir 

darbe ile canavarın işini bitirmekti başka bir yolu yoktu kaçmak bir seçenek değildi canavarın 

yaydığı ruhsal güçten ne kadar güçlü olduğunu anlayabiliyordu 2 seviye ruhsal 

dönüşüm aleminin 2 seviyesindeydi. Ruh canavarlarının insanlardan farklı bir seviyelendirmesi 

vardı; 



Ruh Askeri

Ruhsal Dönüşüm

Vücut Şekillendirme

Dönüşüm Alemi

Canavar Komutanı

Canavar Kralı

Canavar imparatoru

İnsanlaşma Alemi

Göksel Alem

Göksel Hükümdar




Ondan tam bir alem üstündü ruhsal yaratıklar seviye atladıkça zekâlarında onlarla birlikte gelişir 

soy gücü ne kadar safsa o'kadar zeki olur bu canavarın soyu çok saf değildi 

bir tür kaplan ve ayı melezi gibi görünüyordu, şuan bir umudu vardı canavar sadece saf güçle 

saldırıyordu taktik kullanmıyordu sadece içgüdüsü ile saldırıyordu. 

canavar tüm hızıyla onu kovalıyordu neredeyse yetişmek üzereydi liu feng büyük bir kaya gördü 

tüm gücüyle kayaya doğru koşmaya başladı 

kayaya ulaşınca tek sıçrayışta üstüne fırladı ve kayanın tepesinde durdu canavar ona doğru tüm 

dehşetiyle geliyordu bir an liu feng ile canavar göz göze geldi yaratık biraz yavaşladı 

liu fengin bakışlarındaki sakinlik canavarı bir an ürküttü. 




Bu küçük insancığın bakışlarında inanılmaz bir heybet, bir ihtişam vardı sanki bir canavar 

imparatorunun bakışlarıydı, ama bu his sadece küçük bir an içindi canavar 

tekrar kendine geldi ve tüm hızıyla tekrar ona saldırmak için koşmaya başladı pençesi tam liu 

fengin kafasına çarpıp parçalayacak iken 

liu feng aniden kayanın arkasına doğru arkasında bakmadan geriye doğru aniden  sıçradı canavar 

avının panikledi avının elinden kaçmasını istemediği için oda hemen kayanın üzerinden 

sıçradı ve liu fengi altına alarak zemine çakıldı bir süre geçtikten sonra liu feng sürünerek 

canavarın cesedinin altından çıktı canavar havada ona çarptığında iki hançeri canavarın 

göğsüne saplamıştı hançerlerdeki zehirler o kadar etkiliydi ki canavar havadayken ölmesine sebep 

olmuştu. 





Biraz dinlendikten sonra canavarın ruhsal çekirdeğini çıkarıp boyutsal kesesine attı. Bu olaydan 

sonra artık aklında tek bir düşünce vardı bu lanet yerden çıkıp kurtulmak 

şu anki gücüyle burada daha fazla kalırsa bir kaç güne kalmadan ölecekti artık bundan emindi. BU 

küçük çaplı savaştan sonra bir süre daha ilerledi ilerlediği yönün biraz 

ilerisinde siyah dikitlerden oluşan bir yapı gördü yanına yaklaştıkça bunun simsiyah devasa 

ağaçlardan oluşan bir orman olduğunu fark etti. 




Orman o kadar büyüktü ki ucu bucağı görünmüyordu, her ağaç yüzlerce metre yüksekliğinde gibi 

görünüyordu gövdeleri o kadar kalındı ki üzerlerindeki oyuklar 5 kişilik 

bir ailenin yaşayabileceği kadar büyüktü. Gökyüzü artık hiç görünmüyordu şuana gece miydi veya 

gündüz mü tahmin etmek imkansızdı. Etraftaki yoğun ruhsal enerji ağaçların 

bu muazzam büyümesine destek olmuştu enerjinin siyah niteliğinden dolayı çevrede büyüyen 

bütün bitkiler siyah ve grinin tonlarına bürünmüştü. 




Ormana girdikten sonra ne kadar yürüdüğünü bilmiyordu ama üzerinden çok uzun zaman

geçtiğini vücudu ona söylüyordu kasları küçük spazmlar geçiriyordu vücudu ne kadar 

insan sınırlarını aşmış olsa da hala limitleri vardı. Büyük bir ağacın gövdesinde bir kovuk gördü 

etrafta canavarlara dair bir iz görmedi temkinli bir şekilde kovuğa yaklaştı 

kovuğun içerisini ruhsal hissiyle araştırdı kovuğun içi neredeyse yüz metre çapındaydı, içeride 

küçük bir su kaynağı bile vardı ağacın gövdesinde biriken su kovuğa doğru akmış 

ve içerde içilebilir sudan oluşan küçük bir pınar oluşturmuştu, kamp kurmak için mükemmel bir 

mekandı gecemi gündüz mü bilmiyordu ama bu ormanda bunun bir önemi yoktu kovuğa 

girdikten sonra girişi büyük bir kaya ile kapattı neticede güvenlik önce gelir yeniden bir hayat 

şansı bulmuşken bunu hemen kaybetmek onu evrendeki en ezik insan konumuna getirir. 





içeriye yerleştikten sonra uzaysal kesesinden bir çeşit yer yatağı gibi bir şey çıkardı kesenin eski 

sahibi sanırım tam bir zengin züppeydi kesenin içindeki eşyalarla lüks bir otel 

odası inşa edebilirdiniz, normal bir insan böyle tehlikeli bir yere keşfe çıktığında en temel gıda ve  

yaşam malzemeleri ile daha çok güvenlik amaçlı ekipman getirirdi ama  kesenin 

sahibi sanki bunlar hiç umurunda değilmiş gibi kesesini en lüks mobilya ve eşyalarla doldurmuştu, 

sanırım neden bu ormandan sağ çıkmadığı belliydi ama liu feng için bu tür şeyler 

zaten olması gereken malzemelerdi neticede o bir imparatordu lüks günlük hayatıydı hata 

kesedeki çoğu şey onun için en adi köylü eşyaları gibiydi hiç yadırgamadan kullanmaya başladı. 

etrafın son bir kez daha kolaçan ettikten sonra derin bir uykuya daldı. 





Rüyasında eski günlerindeki ihtişamına dönmüş eğleniyordu ama aniden onu rahatsız eden bir 

şeyler hissetti aniden yatak dışarı fırladı etrafını kolaçan etti 

hiç bir şey yoktu hislerinin yanıldığı düşündü sonuçta bütün gün ölüm kalım savaşlarından geçmiş 

ve burada biraz dinlemeye çalışıyordu vücudu hala rahatlayamamıştı her an tetikteydi. 

tekrar yatağa doğru gitti ve yattı gözlerini kapattı ama hemen yatmadı biraz daha bekledi hiç 

bir şey olmadı tam tekrar uykuya dalacakken uyku ve uyanıklık arasında o rahatsız edici 

hisse tekrar geldi artık uykusu tamamen kaçmıştı. 




Yataktan çıktı ve etrafta gezinmeye başladı oyuğu incelerken oyuktaki duvarda bir çatlak görür 

gibi oldu içerisi aşırı karanlıktı insanüstü bir görüşe sahip olsa bile ayırt edemiyordu 

boyutsal kesesinden bir ışık taşı çıkardı bu taş bir el feneri gibi işlem görüyordu güneşin altında 

bir saat tutarsanız size 5 6 gün boyunca ışık sağlayacak bir el feneriniz olmuş 

oluyordu çevresindeki 100 metrelik alanı aydınlatacak kadar ışık saçıyordu. 




Kesenin eski sahibi bu taşlardan bolca depolamıştı kesedeyken enerjileri bitmiyordu kesedeki 

zaman akmıyordu zaman kesede sabitti bu yüzden içindeki hiçbir şey bozulmaz 

veya çürümezdi tabi bu çok yüksek sınıf boyutsal eserler için geçerlidir düşük kalitedeki eserlerde 

zaman durmaz ama akış hızı çok  çok yavaş olabilir eserdeki deki bir 

gün dışarıda 1 yıl olabilir veya tam terside olabilir boyutsal eserlerin içindeki zaman dışarıdaki 

zamanın 10 20 belki bin katı hızla akıyor da olabilir boyutsal nesnenin içindeki bin gün

dışarıda bir dakika olabilir, gerisini sizin hayal gücünüze bırakıyorum. 




Işık taşı içeriyi aydınlattıktan sonra duvardaki çatlağı daha net bir şekilde gördü çatlaktan küçük 

bir hava akımı geliyordu çatlağa yaklaştı ve aniden bir yumruk attı çatlamış duvar 

birden paramparça oldu ve karşısına yüz metrekarelik bir alan daha çıktı alanın içinde bir ceset 

vardı yaşlı bir adama ait gibi görünüyordu. 

O hissettiği garip his bu taraftan geliyordu. Sanırım sebebi bu ceset olabilir diye düşündü liu 

feng, temkinli bir şekilde cesede yaklaştı cesetten herhangi tepki almadı sanırım 

gerçek bir cesetti zavallı ihtiyar son nefesini bilinmezliğin içindeki bu ağacın kovuğunda vermişti. 





İhtiyarın ölü olduğundan emin olduktan sonra hızla üstünü araştırmaya başladı buraya kadar 

gelebildi ise normal bir insan değildi bir yetişimci olmalıydı neticede burada canavarlara 

yem olmadan bir süre hayatta kalabilmişti, ihtiyarın üzerinde onun için yararlı olabilecek şeyler 

olabilirdi kıyafetlerin dışında üstünde herhangi değerli bir şey bulamadı aniden gözü 

parmaklarına odaklandı orada bir yüzük gördü yüzükten gelen dalgalanmalar onun bir boyutsal 

yüzük olduğunu gösteriyordu üzerinde değerli bir şey bulamamasına şaşmamalı değerli her şeyi

yüzüğünün içinde saklamıştı, eli yüzüğe doğru gittiğinde aniden ölüm tehlikesi hissetti demirden 

oluşmuş gibi sem sert bir pençe onu kolundan yakalayıverdi ne yaparsa yapsın kendini 

kurtaramadı ihtiyar adam yavaşça gözlerini açtı ölümcül bir ışıkla gözleri parlıyordu.

(okuyan arkadaşlar serinin gidişatı ve anlayamadığınız kavramlar hakkında yorum kısmında soru sorabilir ve öneride bulunabilirsiniz her yoruma tarafımca cevap verilecektir saygılarımla iyi okumalar)


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


5   Önceki Bölüm 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.