Yukarı Çık




2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 

           
  Tren hattı fakir ve gelişmemiş bölgeler üzerinde olduğundan içindeki manzara da hoş sayılmazdı. Elinde tarihi geçmiş, çürümeye yüz tutmuş yiyecek taşıyanlardan başını sokacak evi olmayan, senelerdir aynı elbiseyi giyen evsizlere kadar çeşit çeşit insan taşıyan trende tek bir ortak değer vardı, koku. Kendi üstündeki pas kokusu trendekiyle karşılaştırıldığında Apollo çöplükteki bir çiçek sayılırdı. Trenin kapısı açıldığı anda kendini dışarı atan Apollo derin bir nefes aldı. “Birdahaki gelişimde bir gaz maskesi alsam iyi olucak.”
 

  Yolcuların inmesinin ardından tam gaz yoluna devam eden trenin oluşturduğu esinti Apollo’nun gümüş saçlarını salladı. Dünya yetkililerinin uzay çöpü sorununu halletmek için bulduğu yöntem basitti. Bedava cevherler sloganını kullansalarda buradaki cevherleri bulmak o kadar basit değildi. Çoğu kişi geldiğinde paslanmış ,işe yaramaz bir kaç hurdayı alıp evine dönerdi. Böylelikle bu hurda cennetindeki asıl cevherleri keşfetmek Apollo gibi uyanık kişilere kalmıştı.
 

   Apollo etrafına bakındı. Trenden kendisiyle birlikte bir kaç kişi daha inmiş olsa da dikkatini çeken biri olmadı. Daha da geç olmadan değişik metallerin harmanlanmasıyla oluşmuş kokunun yolunu takip etmeye başladı. Yaklaşık 500 adımdan sonra büyük hurda dağları gözükmeye başladı. Etraf Apollo’nun ilk geldiği zamankinden bile dağınıktı. Hurdalığın elektrikli tel kapısının önünde birikmiş bir düzinelik insan topluluğu dikkat çekiciydi. Kalabalık topluluk kendi arasında sohbet ederken kalitesiz sirk kaçkınlarına benzeyen 3 kişi onlardan ayrıydı.


   Kolları kesilmiş deri ceketleri, çirkin saç kesimleri ve daracık kotlarıyla kendi aralarında konuşuyorlardı. Mor ten renkleri Ay veya Dünyalı olmadıklarına işaretti. Kollarında aynı dövmeyi taşıyorlardı. Bir hayvanın pençe izlerine benzeyen dövmenin pek kaliteli ellerden çıkmadığı aşikardı. Apollo “Her zamanki ucube tipler.” Olarak düşünsede ellerinde tuttukları dedektör benzeri şey onu tedirgin ediyordu. Bugün burdaki tek değerli parça avcısı o olmayacak gibiydi. Tel kapının üstündeki hoparlörlerden önce bir cızırtı ardından bir kalın bir erkek sesi duyuldu. “ Uzay malzemeleri hurdalığı açılıyor.”


  Adamın kısa ve öz konuşmasından sonra bir kilit sesi duyuldu ve tel büyük kapı açıldı. İnsanların kimisi yavaş kimisi koşarak hurda dağlarının arasında kaybolmaya başladı. Apollo önceki gelişinde yaşadığı sıkıntıyı çözecek bir aletle gelmişti. Cebinden küçük bir küp çıkardı. Bu küpü önceki gelişinde kırık ve çalışmaz bir halde bulmuş ama yapım tarzı ve işçiliğini beğendiğinden alıp geri döndüğünde tamir etmişti. Küpün üstündeki damgaları yukarıdan aşağıya aynı olacak şekilde ayarlamasıyla küp büyüyerek kocaman bir tekerlekli araba oldu. “İşte bu sefer istediğim şeyleri taşımam daha kolay olucak”. Küp tekrar küçüldüğünde içindeki malzemeleri ağırlığın ve hacmin önemsiz olduğu yapay bir ortamda tutuyordu.


  Bu da taşıyan kişi için çok büyük rahatlık sağlıyordu. Hurdaların içinde harekete geçen Apollo cebinden bir liste çıkardı. “Bir güç kaynağı, gaz salınımı için yanmaz boru, araç kalkışı için itici güç ve biraz süs.” Listeyi bir kere daha gözden geçirdikten sonra karşısındaki küçük tepelerden birine ilerledi. Bir çok ağır ve büyük borunun arasında gözüne bir şeyi kestirdi. Ucundan tuttuğu şeffaf ve camdan yapılmışa benzeyen borulardan birini çekti.


  Boru yaklaşık 7 metre uzunluğundaydı. Üstündeki çatlaklar ve şeffalığıyla işe yaramaz cam bir boruya benzese de bu bir aldatmacaydı. Apollo elindeki boruyu dikkatli ve hassasça incelemeye başladı. “ Daha şimdiden şanslıyım bingo. Aptal kişilerin bu değerli kristal boruyu cam sanmaları ne kadar da mutlu edici.” Borunun yapım maddesi genelde 10 senede bir gerçekleşen  ve meteorların %30’unda bu cam kristalin bulunduğu bir meteor yağmurundan elde edilirdi. Kristalin yapısı cama benzese de camdan katlarca daha dayanıklıydı. 1250 dereceye kadar ulaşan sıcaklıklarda yapısını koruyan maddenin zayıf yönü tek taraflı basınçtı.


  Kristal üstüne uygulanan basıncı kendi içinde yayamadığından bir süre sonra çatlıyor ve patlıyordu. Bu sebepler onun mekiğin dışı yerine içinde görev alan bir gaz borusu yapmak için mükemmel bahanelerdi. Birazdan bulacakları ve yaşayacaklarının yanında ufak bir toz zerresinden farkı kalmayacak bu boruya hazine değeri yükleyen Apollo, onu yavaşça arabaya attı ve kaderinden habersiz mutlu ıslıklarla yolculuğuna devam etti. 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


2   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   4 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.