Yukarı Çık




63   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   65 

           
-64-

Gözlerimin büyüdüğünde çok şaşırdım.

'Merhum Düşesin adı!'

Yüzüğün diğer tarafında da baktım. Beklendiği gibi, harfler kazınmıştı.

'Theodo...'

O zaman.

"Theodore."

Daha yüzüğü okumayı bitirmeden kulağıma bir ses geldi.

Bir kadın kollarını kavuşturmuş kapı kenarına yaslanmış bana bakarken.

"Sen kimsin, neden benim odamdasın?"

Dubbled'ın sembolü olan berrak mavi gözleri var.

Güzel bir görünüme ve tatlı bir sese sahip olan bu kişiyi tanıyorum.

Halam, Javelin Ariage.

"Neden odamda Risette'nin bir mektubunu okuyorsun?"

Burası Javelin'in odası mı?

Çok şaşırdım, buraya bilerek gelmedim.

Burası, konaktan sorumlu olan onun için çok küçük ve perişandı. Buranın Javelin'in odası olacağını hiç düşünmemiştim.

"Özür dilerim, ben..."

Bir cevap vermek üzereydim.

"Al bunu!"

Isaac'in sesiyle kılıç bana doğru geldi. Javelin hafifçe döndü ve kılıcı işaret parmağı ile orta parmağı arasında yakaladı.

"Bana arkadan vurmak istiyorsan daha sinsi olman gerekirdi."

Javelin'e yaklaşan Isaac sırıtırken beni içeride gördü.

"Çocuk!!"

Hızla yanıma geldi ve bana baktı.

"Burada olduğunu bilmiyordum. Yaralanmadın değil mi?"

"Kılıcını durdurdum, bu yüzden o incinmedi."

Javelin sakin bir sesle konuştuğunda Isaac kaşlarını çattı ve bağırdı.

"Ne yaptın? Küçük çocuğa zorbalık mı ettin?”

"Hayır! Hayır!"

Isaac'i çabucak ondan ayırdım.

Yanlış anlama da olsa başkalarının odalarına özgürce girmem benim hatam. Odayı önceden kontrol etmeliydim. Penceresiz dar bir oda kullandığını bilmiyordum.

Ayağa kalkıp Javelin'e yaklaştım.

"Ben LeBlaine Risett..."

"Kaderin çocuğu."

O bunu söyledi.

Fazla ortalıkta dolaşmaz ve başkaları hakkında soğuk kalplidir. Selamımı bile kabul etmedi, bu yüzden bazı insanlar onu selamlamakta isteksizdi.

"Küçük Hanım.''

O zaman Lea beni görmeye geldi.

"İşte buradasın."

"Ne oldu Lea?"

"Yemek saatin geldi."

Gülümseyerek ayağa kalkan Lea, Javelin'e eğildi.

Lea'yı görünce kollarını gevşetti. Saçları yavaşça köprücük kemiğinden aşağı doğru akıyordu.

"Ne zaman benim olacaksın?"

Bunu söylediğinde, işaret parmağıyla Lea'nın çenesini hafifçe kaldırdı.

Lea ile birlikte gelen hizmetçiler kızardı ve afallamış göründüler.

Çok soğuk bir kişiliği var ama erkeklerden çok kadınlar arasında popüler.

İmparatoriçenin ilk eskortu ve bir kadın şövalye birimi olan beyaz at taburunun kaptanı.

— Javelin Ariage'di.

Lea gülümsedi.

"Şakalarınla çok ileri gidiyorsun."

"Ah, bu komik değil çünkü telaşlanmıyorsun."

Kollarını tekrar kavuşturarak odasına gitti ve kapıyı kapattı.

"Gidelim mi küçük hanım? Ekselansları bekliyor.”

"Evet."

Başımı salladım ve Lea'nın elini tuttum.

Yemek odasına indiğimde babam ve Henry karşı karşıya oturmuşlardı. Beni takip eden Isaac oturdu ve yanına oturmamı söyledi.

Ben oturana kadar yemek başlamadı.

Isaac bana bir süt bardağı verdi ve dedi,

''Halam burada."

Eti kesip tabağıma koyan Henry yanıtladı:

"Halam?"

"Evet, çocukla birlikteydi."

"Her şey yolunda mı?"

Henry'nin sözlerine kafamı salladım.

"Sadece kim olduğumu sordu, odasına girdim çünkü onun odası olduğunu bilmiyordum."

"Evet, o oda yanlış anlaşılmayı hak etti."

"Çocuk, halam gerçekten korkutucu bir insan. Dikkatli olmazsan…”

Isaac eliyle boynuna düz bir yatay çizgi çekti, ben irkildim ve çatalı sıkıca tuttum.

Javelin'in aurası çok yoğundu. Üvey kardeş olmalarına rağmen babama bu kadar benzeyeceğini bilmiyordum.

"Korkma. Halamız asla bir kadına dokunmaz.”

"Asla bilemezsin. Çünkü Dubbled'deki herkesten çok kiliseden nefret ediyor."

Bu ünlü bir hikayeydi.

Bu ikinci hayatımda duyduğum bir hikayeydi, bir gün Javelin sarhoşken yanlışlıkla söyledi.

"Üç değerli insanımı kiliseye kaybettim."

Üçünü de tanımıyorum ama bir kişiyi tanıyorum.

İmparatoriçe Elsa.

ÇN: Diğeri de Risette ve belki de risettenin çocuğu

Adrian'ın ölen annesi.

Merhum imparatoriçeye çok yakın olduğunu fark ettim.

Hasta olduğu için ölmesi bir aydan az sürdü.

Rahip, imparatoriçenin ilahi gücünden kaynaklanan bir hastalığı olduğunu söylediği için vücudunu daha fazla incelemediler.

Javelin, İmparatoriçe Elsa'nın ölümünün İmparatoriçe Yvonne ile işbirliği yapan kilise yüzünden olduğunu düşünüyor. Ben de öyle düşünüyorum…

'Hmm, o zaman kiliseden olan benden ne kadar iğreniyor?'

Gözlerinin neden bu kadar soğuk olduğunu anlayabiliyordum.

"Halam bir kez sinirlendiğinde Dubbled'in en kötüsüdür."

Onay için Lea'ya baktığımda, beceriksizce gülümsedi ve başını salladı.

'Aaahh!'

'Onu kızdırmak istemiyorum... ama zaten oldu!'

İzinsiz odaya girdim ve mektupları okudum.

Mektupları sakladığı için onun için çok özel olmalı.

Böyle değerli bir şeyi özgürce okuduğum için bir şey söyleyemem.

Bunu nasıl telafi edebilirim?

'Ona bir hediye mi vermeliyim?'

Yemekten sonra odama döndüm ve Lea'ya sordum.

“Javelin neyi sever?”

"Şey, Javelin'in hoşlanıp hoşlanmadığı şeyleri gösterdiğini hiç görmedim... Ama neden?"

"Javelin ile iyi geçinmek istiyorum."

"Bu harika, o yalnız bir kadın."

Javelin yalnız mı?

diye mırıldandım.

O sosyetedekilerin kraliçesi ve çok takipçisi var. Partiye katıldığı haberini duymak, partiyi çok rağbet hale getirirdi, bu yüzden ona her yerden davetler geldi.

"Çünkü bütün arkadaşları öldü ve o kimseye yakın olmadı."

"Arkadaşlar?"

"Yani, Düşes ve Majesteleri İmparatoriçe. Özellikle düşesi çok önemsiyordu. Dördüncü çocuğunun doğmasını bekliyordu.”

“Dördüncü… dördüncü çocuk mu?”

Babamın doğmadan ölen dördüncü çocuğu.

Büyücü ona dördüncü kızlarının doğacağını söylediğinde Dubbled halkı çok sevindi.

Belki babamın durumu da aynıydı, çekmecesinde kızı için küçük ayakkabılar bile vardı.

İlk başta, dördüncü çocuk için olduğunu bilmiyordum. Ayakkabıyı merak ettiğim için Nos'a sordum.

Bir an için sıkıntılı bir bakış attı ve cevapladı.

“Dördüncü çocuğa ait. Ekselansları o kadar uzun süre bekledi ki önceden bir kız bebek ayakkabısı aldı.”

"Bu doğru."

"Göbek adın Risette, değil mi?"

Javelin ile tanıştığımda neden konuşmamı engellediğini şimdi anlıyorum.

'Çünkü arkadaşının adını kiliseden bir çocuk olarak göbek adı aldım.'

Kalbimde biraz ağırlık hissettim.

'Dördüncü çocuk doğsaydı herkes mutlu olurdu.'

O zaman Babam ve Javelin'in yalnız kalmasına gerek yoktu. Kardeşlerim de küçük kız kardeşleriyle mutlu olurdu.

Ben öyle düşünüyordum ama Lea'nın ifadesi karardı.

Sanırım Javeline ile iyi geçinmem konusunda endişeliydi.

Kapının önünde Lea benimle göz teması kurdu.

"Javelin ile gayet iyi arkadaş olacaksın. Çünkü sen ona benziyorsun."

"Ben mi….?"

Düşes'in bir portresini gördüm.

Kahverengi saça sahip olan benden farklı olarak, parlak sarı saçları var ve herkesin dikkatini çekecek kadar güzeldi.

Bu hayatta çok değiştim ama Risette kadar güzel değilim.

"Hiç benzemiyorum."

O güldü.

"Yüzün değil, tavrın."

“Tavrım?”

"Ara sıra Düşes Risette'e benzer şeyler söylüyorsun."

"Bayan Risette'e çok benziyorsun. Sanki onun uzun zamandır kayıp olan kızı gibisin-"

"Lea."

Biri adını seslendi.

Ben ve Lea şaşkınlıkla başımızı çevirdik. Bu Javelin'in sesiydi.

Sesi eskisinden çok daha soğuk ve şiddetliydi.

"Risette'in kızının kim olduğunu söylüyorsun?"

Lea solgunlaştı.

Javelin, Lea'yı önemsiyor gibi görünüyor, ancak bir hata yaparsa, merhamet etmeyecek.

'Geçmiş yaşamlarımda biliyordum, Javelin kendi adamlarını öldürebilir.'

Javelin'in yanına gittim.

"Affedersiniz, Lea öyle söylemedi, ben onun kızıyım demedi, sadece beni teselli etmeye çalışıyordu. Seninle iyi geçinmek istediğimi söyledim. Yani!"

Aceleyle konuştuğumda Javelin'in gözleri kısıldı.

"Neden ben?"

"Çünkü sen ailemsin..."

-Bölüm Sonu-


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


63   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   65 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.