Yukarı Çık




           
Bu topraklarda doğan bütün yaratıklar kendilerine verilen zamanın tadını çıkarır ve sonra bir hiçe dönerler.

Aynı şey Büyük Cadı Mirania için de geçerli. 

Hayır, sırf 'Büyük Cadı' olduğum için hayatın kanununa daha fazla karşı gelemezdim.

Son dakikasında, biraz hayal kırıklığıydı ama ben memnundum.

Sonunda her şeyi bitirdim ve dinlenebildim. Öyle olduğunu düşünmüştüm.

"...Mirania."

Biri ismimi sesleniyordu...

Çok uzun bir uykudan sonra, Mirania uyandı ve gözlerini açtı. Bir saniye sonra, aynı anda hem şaşkın hem de kafası karışmış haldeydi.

'Yaşıyor muyum?' 

Boş bir ifadeyle parmaklarımı oynattım. İsteğime göre hareket eden parmaklar.

Aşağıya, vücuduma baktım. 

Göğsüme kadar örtülen bir battaniye. Yüzüm hızla sertleşti.

Eti olmayan ince parmaklar.

Elimin arkası damarları görülebilecek kadar şeffaftı.

Vücudum hatırladığımdan çok daha inceydi. Sıska vücudum, sanki uzun zamandır ilgilenilmemiş gibiydi.

Neredeyim?

"Aman tanrım."

Vücudumdaki gücü hissettiğimde hayrete düştüm. Bu inanılmaz olay neydi? Bir nehrin kuruyup dere haline geldiği durum muydu?

'Ne gülünç derecede zayıf bir büyü!'

Utanç içinde ayağa kalkarken ancak o zaman bir başkasının varlığını hissedebildim.

"..."

"..."

Boynum katıydı. Yanağım ağrıyordu. Soğuk terler içinde yan yan baktım.

Şüphelendim.

...Kim?

Bir anlığına anlayamadım.

Bir süre sonra kafama takılan birinin yüzü önümde belirdi.

Ops, başımı çevirdim. Ani hareketlerime tepki vermeyen bir yüz.

Bir yerlerden tanıdık geliyor.

'İmkansız.'

Uçurum gibi derin kara gözleriyle kafamda kalan görüntüden daha olgun bir görüntü.

'Nasıl olabilir? O muydu? O adam?'

Ağzımdan kendinden emin olmayan bir ses çıktı.

"Grecan?"

Tepkisi dramatikti.

Gergin yüzü aydınlandı. Yüzünde beni ürkütücek kadar derin bir sevinç duygusu belirdi.

"Doğru."

Ağlıyor musun?

Çok geçmeden adam ıslak bir sesle mırıldandı.

"Sonunda uyandın. Sonunda bu oldu."

Mirania, ellerinden birini kaplayan Grecan'ın büyük eline şüpheyle baktı.

Grecan? O gerçekten Grecan mıydı?

'Bu adam?'

Bir adamın büyük eli. Elinin arkasının her yerinde daha önce orada olup olmadığını hatırlayamadığım sert yaralar vardı.

Yeni görünen yaralarda vardı ama beyaza dönen ve uzun zaman öncesine aitmiş gibi görünenlerde vardı.

"Aç mısın?" 

Kendine gelen Mirania, kaşlarını çattı.

Sanırım, bu gerçekten Grecan gibi görünüyor.

Aniden bilinmedik bir his geldi.

Kendimi, iyi tanıdığımı zannettiğim ona yabancı hissettim.

Bakışlarımı Grecan'ın arkasına çevirdim ve yabancı odayı taradım. 

Büyük bir perde. Pahalı bir gül ağacına özgü zarif bir dokuya sahip mobilyalar. Geniş bir salonun çeşitli yerlerinde ustalar tarafından yapılmış ünlü tablolar ve dekorasyonlar.

İhtişamın zirvesindeydi.

"Neredeyim?"

"Benim evimde."

Grecan basitçe yanıtladı.
"Senin evin? Burası kurtların bölgesiydi..."

Altın iplikle işlenmiş bir deseni olan pürüzsüz ve temiz bir battaniye.

Mirania hızla bir sonuca vardı.

"Eminim değil. Malandor nerede? Leberianlılar ve Alliz. Doğru ya! Alliz iyi miydi? Kanımı içtikten sonra iyileştiklerine eminim ama yine de kontrol etmem gerekiyor..."

"Dur, lütfen Mirania."

Grecan kaşlarını çattıktan sonra Mirania ağzını kapattı.

Tekrardan. Bu farklı.

Grecan hayal kırıklığına uğramış gibi içini çekti.

"Bunun için endişelenmene gerek yok."

"Bunun için endişelenmek?"

Mirania'nın ifadesi tuhaflaştı.

Nedense sinir kordonu gergindi.

Sanki üzgünmüş gibi gözleri kısılmıştı.

"Ne kadar zamandır beklediğimden haberin var mı?"

"..."

"Hayal bile edemedim. Ne zamandır gözlerini açmanı bekliyordum."

Grecan'ın kara gözleri nemlendi. Erkeksi bir kokuya sahip, üzgün gözleri olan bir adam.

Tek kelimeyle, bu sana yakışmadı.

Mirania, hissettiği eşitsizlik duygusunun kaynağını fark etti.

Yetiştirdiği ve nihai uykusuna kadar ilgilendiği kurt yavrusu.

Ama karşımdaki bu adamda kim?

Enerjisi eski kurt liderinkinden çok daha üstündü.

Tamamen olgun bir adamın tavrındaydı ve bir şekilde tehlikeli olan atmosferi onu daha da olgun gösteriyordu.

Mirania, buna çok yabancıydı.

'Ne kadar zaman geçti?'

Nihai uykusuna gittikten sonra bir iki gün geçmiş gibi değildi. 

Kafam, sanki aklımı bulandıran bir sis varmış gibi pusluydu. 

Mirania, kafasını karıştıran zihnini düzeltmek için hafifçe başını salladı. 

Grecan'ın tutmadığı bir elimle yüzümü aşağı indirerek sakinliğimi yeniden kazanmaya çalıştım.

Neyse ki, soğukkanlılığımı korumak zor değildi. 

"Üzgünüm ama yinede duymaya ihtiyacım var. Ne oldu?"

Mirania'nın altın gözleri sakince alçaldı.

Sözlerindeki ciddiyetin farkında olmayan Grecan, elinin arkasını nazikçe okşayarak karşılık verdi.

Dokunuşu çok özenliydi. Cadının öpücüğüyle zıplayan küçük Grecan gibi değildi.

Grecan'ın davranışlarına Leberianlılar kadar alışkın değildim. Bu yüzden bir adım sonra cevap vererek elimi ondan çektim.

"Ölmem gerekirken nasıl hayatta kalabildim? Böyle zayıflamış bir durumdayken?"

Grecan boş eline baktı. Sonra sakince Mirania'nın elini geri aldı. 

Mirania tek kelime etmeden ona baktı.

Çok geçmeden, Grecan yavaş yavaş konuşmaya başladı.

"Evet neredeyse yok oldu. Gerçekten, Mirania'nın öldüğünü düşünmüştüm."

"..."

"Ölmemiş olmam tuhaf."

Mirania, Grecan'ın yüzünü nazikçe inceledi.

Hatırladığım Grecan'dan daha karanlık ve vahşi bir izlenim.

'Değiştin. Tamamıyla değiştin.'

Aniden, Mirania'nın bakışlarındaki gerginlik gitmişti. Grecan keskin bir yüzle, tepkisini fark etmemiş gibi söyledi.

"Öte yandan, Mirania'nın bu şekilde ölmeyeceğini düşünmüştüm. Ölmediğine sevindim."

"..."

"İyi yaptım değil mi? Neden beni övmüyorsun?"

Grecan, Mirania'nın elini kaldırdı ve saçlarını okşattı.

Eskisinden farklı olarak Grecan'ın her hareketi rahatsız ediciydi. Ama bundan önce, Grecan'ın sözleriyle mevcut durumu anlamaya odaklanmıştı.

'Hayatta kaldım ve ölmedim? Nasıl?'

Uzun iç çekişi zayıfladı.

"Kırmızı çiçek? Bunun için miydi?"

"..."

"Bu inanılmaz. Ölüyü kurtarmak mümkün."

Grecan inkar etmedi.

Mirania battaniyeyi sıyırdı ve ayaklarını yatağın altına indirdi. Grecan, ellerini sıkıca kavradı.

"Nereye gidiyorsun?"

Grecan'ın acıtarak tuttuğu eline bakan Mirania kaşlarını çattı.

"Başka ne yapmalıyım?"

Ardından gelen ses kasvetliydi.

"Grecan."

Yumuşak sesle, Grecan gözlerini kırpıştırdı ve kafasını eğdi.

Hiç çekinmeden Grecan'ın saçlarını okşadım.

Tıpkı övgü bekleyen küçük Grecan'a yaptığım gibi.

Genç görünümü kaybolmuş ve tehditkâr bir erkeğe dönüşmüş olsa da, çocukluk tavırlarının hala kaldığını göstermek amacıyla gözlerini kıstı ve boynunu eğdi.

Bu iyi hissettirdiğinin işaretiydi.

Kalbimi sakinleştirdikten sonra, 'Kara Kurt Grecan'ı ciddi bir şekilde yatıştırmaya başladım.

"Bana yardım edebilir misin? Bitirmem gereken şeyler kaldı."

"Bitirecek şeyler?"

"Tam olarak ne olduğunu bulmam gerekiyor ve eğer bitmediyse, bitirmem gerekecek."

Mirania'nın dokunuşundan zevk alan Grecan, kuru bir şekilde konuştu.

"Bitirmek?"

"..."

"Ne yapacaksın?"

"Bu."

"Ah, ölümün yüzünden mi?" 

Grecan gözlerini açtı. Keskin olduğu kadar soğuk bir bakıştı. Donakaldım.

"Neden? Ölmek mi istiyorsun?"

Biraz çocukça bir soruydu. Gerginliğin azaldığını hissettim.

Kurtların lideri olarak gerçeği farketseydi, bu soruyu sormazdı. Kaç yıl geçti?

Mirania sakince cevapladı. 

"İşler böyle yürür."

Mirania battaniyeyi kenara çekti ve kendini kaldırdı. O zaman bile, Grecan hareketsiz kaldı.

Onu geçmek istediğim an.

Grecan çenemi ve bileğimi tuttu.

Yavaşça kalktı.

Mirania, kendisini kaplayan karanlık gölge yüzünden farkında olmadan gerildi.

'Ne zaman bu kadar uzadın...'

Eskiden iriydi ama diğerlerinden bir kafa büyüklüğünde gibi görünüyordu.

Grecan'ın arkasındaki vücudu kaplanmış gibiydi ve tek bir saç telinin izi görünmüyordu.

Mirania tükürüğünü yuttu.

'Gergin miyim?'

Kendi tepkisine şaşırmıştı.

Grecan utanarak elini Mirania'nın omzuna koydu ve nazikçe bastırdı. 

Mirania içgüdüsel olarak direnmeye çalıştı ama bacakları daha güç veremeden büküldü.

Derin gözlerinin altına gölge düşerken, yüzü daha koyu görünüyordu.

"Ne saçmalığı yapıyorsun...?"

Grecan'ın sıkıca kapattığı ağzı öfkeden patlamak üzereyken açıldı.

"Beni yine mi terk edeceksin?"





Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.






DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.