-3-

  Ve ne yazık ki, cennete gidebileceğimi düşünmüyorum.

  Şu anki gidişata göre, oraya ulaşabileceğimi sanmıyorum.

  Oraya ulaşmanın bir yolunu araştırıyorum. Hatta neredeyse bulmuş sayılırım, ama.... Çoktan cennete tek yönlü gidiş biletim olan Stand'ım "The World"ü elde ettim, ama şu an olduğum halimle oraya ulaşamayacağım gibi görünüyor.

  Kabullenmem gereken bir gerçek bu.

  Tabii ki tamamen vazgeçmiyorum, ama bunun çok zor olduğunu da kabullendim.... Tek başıma, kendi gücümle oraya ulaşmak oldukça zor olacak.

  İhtiyacım olan şey güvenilir bir dost.

  Kendi arzularını kontrol edebilen bir insan.

  Güce, açlığa, şöhrete veyahut basit şehvetlere kapılmayacak bir insan olmak zorunda. Tanrının yasalarını insanınkinden üstün tutmak zorunda---- Bendeniz, Dio, hayatım boyunca böyle biriyle tanışabilecek miyim?

  Benim tamamen antitezim sayılabilecek biri. Bu tür bir insan.

  Evet, tanışmak zorundayım.

  Böyle bir dost edinmek zorundayım.

  Bu yüzden, onunla tanışmama bir hazırlık olarak bu deftere bazı bilgiler kaydediyorum.

  "Cennete nasıl gidilir?"

  Ve ne tür olaylar yaşanırsa yaşansın, ben ulaşayım veya ulaşamayayım "cennete ulaşmanın yolunu" olabildiğince detaylı, sıralı ve ikna edici bir biçimde yazmaya çalışıyorum.

  Ardında böyle bir kayıt bırakmak tehlikelidir... Örnek verecek olursak, bu defter eski düşmanım Jonathan Joestar gibi biri tarafından görülecek olsaydı, bu çok tatsız bir durum olurdu.

  İnsanlar benim "hedef"imi bilsin istemiyorum.

  Eğer "o" veya "onlar" bunu bilselerdi, kesinlikle beni ona ulaşmaktan alıkoyarlardı.... Tabii ki, eğer işime bulaşırlarsa tek yapmam gereken onları bulup yenmek, ama şu anki durumumda bunu yapmaya hazır değilim.

  Bundan yüz yıl öncesinde Jonathan'dan çaldığım bu bedene hala daha tam olarak oturamadım.

  Tek kelimeyle, "hastayım."

  Stand'ım "The World"le hepsini yenebileceğime de eminim, ama bu işleri gururumu katarak düşündüğümde aklıma yüz yıl önce edindiğim aşağılayıcı mağlubiyet geliyor.

  Sonuç olarak "cennete gitmenin yolu" gibi bir şeyi kaydetmek çok riskli---- ama bu almak zorunda olduğum bir risk.

  Bu sadece kafamda döndürüp durarak olacak bir şey değil; anlamam gereken bir şey. Düzenleyip sıraya koymalıyım ki henüz tanışmadığım arkadaşlarım bu yöntemi anlayabilsinler.

  Eğer ki ölürsem---- bu yöntem yine de uygulanabilir.

  Uzun zamandır elime kalem sürmemiştim.... Belki de bu yaptığım düşüncelerimi düzenlemenin de ötesinde bir şeydir. Düzenlemek... Ah, bu bana öğrencilik günlerimi hatırlatıyor. Jonathan'ın arkadaşıymış gibi davrandığım o öğrencilik yıllarım.

  Yapmam gereken çok şey var.

  Öyle görünüyor ki bu henüz bulmadığım arkadaşı bulabilmek için tüm dünyayı gezmem gerekecek.... Ve bunu kendi bacaklarımla yapmam gerek. Belki bundan bir yüz yıl öncesinde olurdu, ama gelecekteki bu yüzyılda öylesi saf bir ruha sahip birini bulmak kolay iş değil.

  Onu bulsam bile, onu kendi tarafıma çekmem ise işin en zor kısmı.... Onu zombiye dönüştüremem, ya da ona "tomurcuğumu" yerleştiremem. Sonsuz güven ve inanç duyabileceğim biri olmalı. Bu tür şeyler yapmak benim için ironik bir şekilde gülünç.... Mide bulandırıcı düzeyde zorluklar beni bekliyor.

  Bu yüzden bir kayıt gerekli.

  Objektif bir kayıt.

  Kişisel fikirlerime dayanmayan bir bakış açısı.

  Eğer bunu yaparsam, kendi farketmediğim şeyleri bile farkedebilirim...

  Tüm bunlara rağmen, şu anlık bu defteri kendi kurduğum ekipten bir sır olarak saklıyorum, özellikle de Enya'dan. Bu tipler beni asla anlayamazlar.

  Şu an bile Enya'nın "Değersiz. Böyle bir şeyi asla yapmamalısın!" dediğini duyar gibiyim. O yaşlı garip kadına hedefimin dünyanın üzerinde duran kişi olduğunu ve kaderimde bu olduğunu söyledim.

  Şöyle bir düşününce, bu sanırım doğru olabilir---- En azından, bu ben hariç herhangi birinin ulaşamayacağı kadar yüksek bir mertebe. Görünüşe göre "The World"üm bu tür bir amaca hizmet etmek üzere var olmuş bir Stand.

  Ama, hayır.

  Mutluluk ölümsüz bir bedene sahip olmakla, büyük zenginliklere sahip olmakla, veya insanlığın zirvesinde durmakla edinilebilecek bir şey değildir.

  Ne zafer ne de başka bir şey beni mutlu eder.

  Gerçek galip "cennet"i görmüş olandır.

  Neyi feda etmem gerekirse gereksin, oraya gideceğim.

  Kendi ekibimi ve Stand'ımı feda etmem gerekse bile.

  Amacımız aynı, sadece şekil değiştirdi anne.

  Gitmeye çalışıp da gidemediğin o yere ben gideceğim.

[img]https://image.mngtr.site/manga/01-2022/jojo-s-bizarre-adventure-over-heaven/jojo.webp[/img]