Yukarı Çık




10   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   12 

           
  -11-

  Babam bana hiçbir şey bırakmadı. 
  
  Bu oldukça doğal, babamın kendine ait tek bir  kuruşu yoktu. 
 
  Borçları vardı, ama benim ödeyebileceğim imkanlardaydılar. 

  Kıt babamın borçları bile kıttı. O kasabadaki kimsenin babama para verebilecek kadar aptal olması da beklenecek şey değil. 

  Ancak, o adam bana hiçbir şey miras bırakmasa bile, ölümün eşiğindeyken, beni belirli bir "yolda" yönlendirdi. O bana belirli bir "bilgi" verdi. Sanıyorum ki buna bir miras, benim mirasım diyebilirsiniz. 

  Hayatı boyunca almaktan başka bir şey yapmayan o adamın bana bir şeyler verdiği aşikardı.---- Hayatının sonunda, o adam, Dario Brando, bir "alıcı" olmaktan ziyade bir "verici" olmuştu.

  Bu beni hoşnutsuz etti. 

  Ezici bir düzeyde hoşnutsuz. 

  Hayatı bitmek üzereyken son anda dönüşmesi bana bu adamın, puşttan başka bir şey olarak tanımlayamayacağınız bu adamın cennete gidebilme ihtimali mümkün gözüküyordu.

  Bu fikir beni iğrendirdi. 

  Bu olasılığın az olduğunu biliyordum---- ama katlanılamazdı. O fikir, yıllar boyunca umursamazca istismar ettiği oğluna sempati duyması fikri, vücudumda kasılmalara yol açtı.

  Annemin cennete ulaşabileceğini düşünmüyordum, ama babam belki ulaşabilir diye düşündüm. "Eğer başarırsa" diye düşündüm. "Eğer başarırsa, benim de cennete gitmem gerekir... 
  "Onunla tekrar bir araya geleyim ki o adamı bir kez daha öldürebileyim."  Düşündüğüm aşağı yukarı böyle bir şeydi. Ancak, sadece bir anlık bir şeydi---- vahşi bir dürtü diyelim, şimdi ki gibi, cennete gitmek için kör bir şekilde yol aramıyordum. 

 Eğer ki uzun süre boyunca peşinde koştuğum hedefime ulaştıktan sonra babamla karşılaşırsak tabii ki onu öldüreceğim. Sadece bir yan iş olarak. 

  Gözlerimi geçmişe takılı kalmış dürtüler uğruna cennete dikmedim. Ben insanlığın cennetini arıyorum, evet, insanlığın evrimdeki sıradaki aşaması. Yeni ufuklara ulaşmak için yapıyorum bunu. Tıpkı taş maskeyi takarak bir vampir olduğum zamanki gibi. Tıpkı "Ok ve Yayı" kullanarak bir Stand kullanıcısı olduğum zamanki gibi...
  
  Çıtayı daha da yukarıya çıkarmayı istiyorum. Gerçek bir kazanan olmak için.

  "Dio! Bir dakikalığına buraya gel. Sana söylemem gereken bir şey var. Pek vaktim kalmadı, dediğimi anlıyorsun değil mi? Yakında öleceğim. Öldükten sonra geriye kalan tek endişem senin, tek oğlum hakkında... Beni duyuyor musun, Dio? Ben öldüğüm zaman, bu mektubu al ve adresteki kişinin evine git! Bu eleman bana borçlu... Eminim sana göz kulak olacaktır. Büyük ihtimalle okula gitmeni de sağlayacaktır! Bu adamın bana bir iyilik borcu var. Dio! Ben öldüğüm zaman Joestar ailesine gitmen gerekiyor. Sen parlak bir çocuksun! Oraya git ve şu zamana kadarki en zengin adam ol!" 

  Berbat bir babaydı. Ona baba diyorum ama onu bir baba olarak düşünmüyorum. Ama babamın bana bıraktığı o "miras".... Bu beklenmedik "mirası"  şükranlık ile almaya karar verdim.

  Kendi başıma yaşamanın ötesine geçmiştim, bana sağlanan her şeyi kullanacaktım. Hayatım sonunda ciddi anlamda başlıyormuş gibi hissediyordum.

  Evet, gerçekten de başlıyordu.

  "Babamı" almam ile hayatım sonunda başladı. 

  Brando ve Joestar aileleri arasındaki bağ benim için o an başlamıştı.

  Babama bir cenaze düzenlemek icin zaman bile ayırdım. 

  Dahası, o cenazede ağladım bile. Sonuna kadar sadık bir evlattım.
  
 [img]https://image.mngtr.site/manga/01-2022/jojo-s-bizarre-adventure-over-heaven/jojo.webp[/img]


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


10   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   12 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.