”Nasılsın? İyi değilsen biraz daha dinlen!”
Alyon gözlerini açtığından beri yarım gün geçti ve bu süre zarfında gözleri çadırın tavanında hareketsiz bir şekilde yatmaktaydı. Nafız’ın kendisine seslenmesinin üzerine, ayağa kalkıp zırhını giymek için ilerledi.
”Zırhı sen mi çıkardın? Sana da çok zahmet vermeye başladım bu sıralar!’’
Pis pis sırıtarak konuşan Alyon, Nafız’ın asabını bozmuştu.
”Maalesef, içinden çıktığımız bölümün orklarına bu şerefi layık gördüm. Elleri, topladıkları bokların sıcaklığını hala kaybetmemişken, seni buraya kadar taşıyıp ilgilendiler.”
Sözleri bitince, göreceği manzara önceki yaşamından gelen hatıralara travma yaşatmadan Alyon’u zırhını giymesi için yalnız bıraktı.
Yasaklanmış alana, sadece Domuzkuyruk ve oğlu yaklaşabiliyordu. Bugün dağıtılacak olan eti almak için geldiklerinde, Alyon’ un uyanmasından da haberleri oldu. Domuzkuyruk, Nafız’a vermesi gereken önemli bir haberi bulunduğundan, kurtarıcılarının ikisinin de iyi olmasına çok sevindi.
Bugün, seyyar tüccarın üç ayda bir kabileye uğradığı günlerden biriydi. Daha önce tüccarla sadece kabile şefi görüşüyordu, kendisinin bu konuda hiç tecrübesi olmamasından dolayı çok gergindi.
Konuyu kendisine Nafız diyen dişi orka açması halinde olayın daha da kötü bir hâl almasından korktu zira on gün önce yaptığı eylem hafızalarda tazeliğini koruyordu.
Haberi alan Alyon, acilen şefin çadırının tamir edilmesi emrini verdi. Devasa çadırın önceden bulunduğu yere, daha ufak ölçekte bir çadırın yapım işi biterken, tüccarda kabileye giriş yapıyordu.
”Burada bazı olaylar yaşanmış gibi görünüyor Sasha!”
Tüccar yanında ki altın saçlı gençle konuşurken, etrafını dikkatle inceliyordu. Tren lokomotifini andıran mekanik bir araçla kabileye giren tüccarın, arkasında iki vagon daha eşyası vardı.
Altın saçlı genç, tüccara bakarak ”Evet Bay Dimitri, şefin çadırının yerinde şu an çok daha küçük bir yapı var. Sanırım kabilede bir iç savaş yaşanmış, dikkatli olmak yararımıza olur” dedi.
”Dünyanın ucundaki bu ıssız yerde bile, iktidar mücadelesi mi olmuş?”
Yüzüne küçümser bir ifade takınan tüccar, korku emaresi olmadan yoluna devam ediyordu. Şefin çadırının önünde onları karşılayan Domuzkuyruk’u görünce, yüzündeki ifade değişen tüccar küçük çapta bir şok yaşıyor gibiydi.
”Şef Ayıboğan nerede? Neden beni karşılamak için burada değil?”
Kabile ile uzun zamandır ticaret yaptığından dolayı iç işlerine aşina olan Dimitri, kendisini levazım bölümünden bir orkun karşılamasına çok bozuldu.
”Şef içeride sizi bekliyor”
İfadesiz gözlerle tüccara bakan Domuzkuyruk, eliyle kapıyı aralayıp yolu gösterdi. Tüccarla asistanı içeri girdiklerinde, gördükleri manzara karşısında öfkeleri tavan yaptı.
”Bizi kapıda karşılamamış olman yetmezmiş gibi, birde kadınınla oynaşırken mi görüşmek istiyorsun? Sen kim olduğunu sanıyorsun?”
Sasha, çadırın içinde kendilerini bekleyen Alyon ve Nafız’ı görünce, kibirle dolan bir sesle bağırdı. Kapıdan giren ikilinin yarattığı yaygara, Nafız’ın sinirlerini hoplatmaya yetmişti.
”Kapıdakilere daha kaç kere içeri evcil hayvan sokulmayacağını söyleyemem lazım. Şu küçük köpeğe bak, şimdiden havlamaya başladı bile”
Duyduğu sözler üzerine Sasha silahını çekmek için hamlesini yapmak üzereyken, boğazında bir sıcaklık hisseti. Biraz önce kendisini aşağılayan orkun elindeki kan kırmızı kırbacın ucu, boynuna dolanmış haldeydi. Tepki vermesine fırsat kalmadan kendini yüzüstü yerde bulan Sasha, nefes alamadığı için morarmaya başladı.
”Burada neler oluyor, bize bir şey olursa bu işten kendinizi kurtarabileceğinizi mi sanıyorsunuz”
Yardımcısı yanında can çekişen Dimitri tehditler savurmaya başladığında, Alyon hiddetle bağırdı.
”Bir ork şefinin çadırına girdin tüccar, saygılarını sunmak için daha ne kadar bekleyeceksin ”
Sesin şiddeti Dimitri’yi kendine getirdi, iç organlarının yer değiştirdiğini hisseden tüccar aceleyle tek dizinin üstüne çöktü.
”Ben, paralı askerlerin korumasındaki Altıyaprak ticaret loncasından Dimitri. Yardımcım Sasha ile huzurunuzda olmaktan onur duyuyoruz.”
Tüccarın kendini takdiminden sonra Alyon, kırbacı gevşetmesi için Nafız’a işaretini verdi.
”Yaşananları bir yanlış anlama olarak görelim o zaman. Benim adım Alyon, yanımdaki arkadaşımın ismi de Nafız’dır.”
Alyon konuşmasını tamamladığında, kırbaç Nafız’ın bilekliğine geri döndü. Bu sahneyi gören Dimitri, sağ gözünün seğirmesine engel olamadı.
”Değişebilen donanım! Bu ıssız kabilede, bir orkun ellerinde nasıl böylesine muhteşem bir donanım olabilir.”
Tüccarın tepkisine gülerek karşılık veren Nafız, ”Artık ticarete başlayabilir miyiz?” dedi.
Tüccar, karşısında bulunan orkların göründükleri kadar basit olmadıklarını anlamıştı. Sasha’nın durumunu göz ucuyla inceleyip ”Önceki şefle sabit bir anlaşmamız vardı, bunun üzerinden mi gideriz, yoksa şartları tekrar konuşmamız mı gerekecek?” dedi.
Alyon ”Önceki şefle bu konuları konuşacak fırsatımız olmadı. Aranızdaki anlaşmanın şartlarını anlatmanızı rica ediyorum” dedi.
Sasha yeni yeni toparlanıp tüccarın yanında yerini alırken, Nafız yüzünde bir gülümsemeyle onu izliyordu.
”Efendim, yükümde iki vagon saf çelik silah mevcuttur. Önceki anlaşma; pençe, boynuz ve dişler için 1e 20 şeklindeydi. Sizinle de ortak bir noktada buluşmayı canı yürekten arzu ederim.”
Şartları duyan Alyon derin bir iç çekti ve yanındaki Nafız ile göz göze geldi. Aldıkları miras nedeniyle, bu dünyada bulunan tüm maddelerin ticari değerlerini üç aşağı beş yukarı biliyorlardı. Cahilliği yüzünden yıllardır soyulan Ayıboğan, kabilesine varlık içinde yokluk çektirmişti.
”Peki, canavar özlerini ne kadar bir oranla alıyorsunuz? ”
Dimitri’nin gözleri duyduğu soru karşısında kocaman açıldı, ne diyeceğini bilemez bir durumdaydı.
”Buraya ticarete geldiğimiz için, önceki şef tarafından hediye olarak alıyorduk.”
Nafız şiddetle yerinden fırladı
”Hırsızlar, böyle bir şeyi nasıl bedava alabilirsiniz!”
Ana işlevi değişebilen silah yapımı olan canavar özleri, totem ve dönüşüm tekniklerinin geliştirilmesinde hayati rol oynuyorlardı. Böyle değerli bir maddenin karşılıksız olarak el değiştirmesi, her gün karşılaşabileceğiniz bir olay değildi.
Alyon, tüccar ve yardımcısına sertçe çıkışan Nafız’ı sakinleştirmek için lafa girdi.
”Bu arkadaşlarımız tüccarlar, müşterilerinin cehaletinin suçunu onlara yüklemek biraz haksızlık olmaz mı?”
Şefin kendilerini koruyan yaklaşımı nedeniyle rahat bir nefes alan tüccar, şartların değişeceğini anlayıp öncelik aldı.
”Efendim, yeni başlayan ticaretimizi yepyeni şartlarla sürdürmeliyiz. Bu konu hakkında görüşlerinizi, bizimle paylaşır mısınız?”
İçinde bulunduğu ortamda her an canını kaybedebileceğini hisseden tüccar, düşük bir profil tutmaya başlamıştı.
”Şu andan itibaren pençe, boynuz, dişler ve deri 1 e 8 olarak işlem görecek. Umarım, kabilenin konumu yüzünden normalden yüksek bir oran önermemdeki iyi niyeti görmezden gelmezsiniz!’’
Alyon, yeni ticari tarifeyi verirken, aba altından sopa göstermeyi ihmal etmemişti.
”Tabii ki efendim, söylediğiniz oranlardan ticaret yapmak bizim için bir zevktir. Bugün, ne kadar bir alım düşüyorsunuz acaba?”
Normal oranların iki birim üstü bir teklif alan tüccar, şefin kendisi içinde bir alan bıraktığını anladı. Oranlar önceki yılların çok altında kalsa da, kabile ticari olarak hala iyi bir değer ifade ediyordu.
Yerinden kalkan Nafız, tüccarın önüne ufak bir torba attı
”Burada 20 tane yarı bilinçli canavar özü var, vagonları çadırın önüne indirebilirsin”
Önceki anlaşmanın aksine, tüccar için bu sefer hiçbir boşluk yoktu. İşlem bu şekilde tamamlanırsa, onca yolu boş yere gelmiş olacaktı.
Tüccar’ın düştüğü açmazı anlayan Alyon, sessizliğini sona erdirdi
”Dostum, bugün senden bazı materyalleri ve bilgileri bizim için temin etmeni isteyeceğiz.”
Sözünü tamamlayan Alyon, uzun listenin yazılı olduğu deri parçasını tüccarın yardımcısına teslim etti.
Listeyi okuyan Dimitri şaşkınlığını gizleyemiyordu. Bu iki ork, listede yazılı olan eşyaları ve bitkileri nereden öğrenmiş olabilirlerdi. Dünyanın bu ücra köşesinde yaşarken, diğer medeniyetler hakkında nasıl bu kadar bilgi edinebildiler.
Alyon’ un uzattığı listenin bir kısmı, çeşitli bitkiler, savaş tekniği kitapları, özel materyallerden oluşuyordu. Kalan kısımda, altı medeniyetin çok az kişinin bilgi sahibi olduğu gizli yönleri ve güncel durumları hakkında bilgiler isteniyordu.
”Efendim, paralı askerlerin Altın Şehri hakkındaki bilgiler hariç, listenin tamamını bir ay içerisinde temin edebilirim. Affınıza sığınarak soruyorum, bu listenin ödemesini nasıl yapacaksınız?”
İstenen ürünlere bakan Dimitri, yarım vagon canavar özünün bile yetersiz kalacağını hesap etti. Nafız’ sa yanında duran sandığın kapağını açarak tüccara seslendi
”Gelip kendin kontrol etmek ister misin?”
Yerinden kalkarak tedirgin adımlarla sandığa ilerleyen Dimitri, içindekileri görünce heyecanını kontrol edemedi.
”Bunlar, onun boynuzları mı ?”
———————————————————————————————————————————————-
Kendimden başka hiçbir eksiğim yok.
Franz Kafka
Altı Medeniyetin Dünyası sesli tiyatro şeklinde, her gün yeni bölümüyle Youtube kanalımızda. Hemen takip etmeye başlayabilirsiniz.
https://www.youtube.com/channel/UCFLFkHspxIWOS_quuhWnOEA