Yukarı Çık




33   Önceki Bölüm 

           
34.Bölüm - Element Alanları!

—————————————————————

...

Ve böylece Kael, Nimara ve Elaria günü tamamladı. Teknik anlamda önemli bir ilerleme kaydetmiş, Boşluk akışında uyumlarını artırmışlardı. Akşamın sakinliğiyle birlikte herkes kendi köşesine çekildi, ama Kael’in boyutunda hâlâ hafifçe dans eden kar taneleri, günün tatlı hatırasını uzatıyordu.

—————————————————————

...

Sabah uyandığımda tarih 5 Aralık’tı; bu demek oluyordu ki üç yaşıma girmem için gereken gün sayısı sadece yirmi altı. Yirmi altı gün içinde üç yaşıma girecektim; bu da Ocsilaus’ta geçen üç yıla tekabül ediyordu.

> “..Üç yıl demek ha~“

Bu üç yıl içinde Ocsilaus’ta yaşadığım olayları, başardığım şeyleri ve edindiğim ilişkileri düşündüm. Ailem; beni seven ve değer veren bir ailem var. Syr, hayatımı adayabileceğim bir partner—gerçi şu anki ilişkimiz arkadaşlık ile sevgililik arasında; sonuçta ben üç yaşımdayken Syr dokuz yaşındaydı ve bu yaşlar bir ilişki için erken.

Sonrasında Henry, Nimara ve Elaria var.

Henry, gizemli kademe bir yetiştirici ve bizi koruyabilecek bir kişi. Nimara, ciddiyetini asla kaybetmeyen ama içinde sıcak kalpli biri; sadece güvendiği kişilere karşı kendini serbest bırakıyor.

Ve gelelim Elaria’ya… Geçen günkü bakışları, sıradan arkadaşların yapacağı türden değildi. Eğer düşündüğüm gibiyse… neden?

Sonuçta birlikte fazla zaman geçirmemiştik. Acaba kılıçlara olan ilgisi ve benim bu konuda iyi olmam mı etkili olmuştu?

..Neyse, bunu zamanla çözeceğiz. Şimdi yapmam gereken, Syr, Nimara ve Elaria ile vakit geçirip antrenman yapmak ve arada Henry ile dostluk maçı yapmak.

...

Uyandıktan sonra her zamanki sabah rutinimi uyguladım; lavaboda işlerini hallettim, sonra aileme selam verip yemek masasına oturdum. Syr de yanımızdaydı.

> “Günaydın herkese, nasılsınız?“ diye sordum üçünüze de.

> “Günaydın, Kael! Sen nasılsın?“ diye cevapladı babam.

> “Günaydın oğlum! Biz iyiyiz, sen nasılsın?“ diye ekledi annem.

> “Günaydın…“ dedi Syr, ardından kısık bir sesle ekledi: “..canım.“

Babamla ben bir an ifadesiz kaldık, ama annem oldukça gülümsüyordu.

Daha sonra devam ettim:

> “Ben de iyiyim, sağolun…“

Sonra Syr’e yaklaştım, kulağına eğildim ve kısık bir sesle şunları söyledim: “..canım~.“

Bunu söyledikten sonra Syr pancar gibi kızardı. Hehe, tatlı kız.

...

Hepimiz yemeğimizi yedik ve ardından kendi işlerimize devam ettik. Babam yine kasabada korumalık işine devam ediyordu, ama annem bu boyuta girdiğimizden beri terzilik işlerini bırakmıştı; sonuçta oldukça fazla paramız vardı. Olmasa bile yaşadığımız kıtanın başkentine gidip Platin ve Elmas kademeli çekirdekleri satabilirdik.

Elimizde yaklaşık 10 Platin ve 1 Elmas Kademe canavar çekirdeği bulunuyordu; bunlar oldukça değerliydi.

Daha sonra Syr ve ben, Nimara ve Elaria ile buluşmak için yola çıktık. Diğer eve vardığımızda Nimara ile Elaria’nın evden çıktığını fark ettik.

> “..İkinizi de günaydın, Elaria ve Nimara.“ diyerek selam verdim.

> “Günaydın, Kael.“ diye yanıtladılar ikisi birden.

Syr, Nimara ve Elaria birbirlerini selamladıktan sonra konuşmaya geri döndüm:

> “..Siz ikiniz tam zamanında çıktınız, bizim gelmemizi mi bekliyordunuz?“

> “Evet, biz çoktan hazırdık ve siz ikinizin evden çıkmanızı bekliyorduk. Sonuçta ben ve Elaria seninle eğitim yapmak istiyoruz, Kael.“ diye yanıtladı Nimara.

> “..Peki ama ondan önce birlikte vakit geçirelim. Daha sonra tam odaklanarak size Sonsuz Boşluk Kılıcı’nı öğretirim.“.

Sözlerimi duyan Nimara başını hafifçe salladı, her zamanki o ciddi ve dimdik duruşuyla.
Elaria ise kısa bir an için bana baktı… sonra bakışını kaçırdı.
Dün hissettiğim o tuhaf sıcaklık yine gözlerinde parlamıştı ama bir şey söylemedi.

> “Önce… birlikte vakit geçirelim demiştin.“
Elaria’nın sesi yumuşak, biraz da çekingen bir tondaydı.

> “Evet.“ dedim gülümseyerek. “Hem zihninizi boşaltırsanız Sonsuz Boşluk Kılıcı’nı daha rahat öğrenirsiniz.“

Syr hafifçe gülümsedi, bana yanaştı ve koluma tutundu.
Başka kimse görmese belki fark etmezdi ama ben net şekilde hissediyordum:
Syr artık davranışlarını saklamaya zahmet etmiyordu.

Nimara bir süre Syr’e… sonra bana baktı.
Kıpırdamayan yüzünün ardında hafif bir “ayırdına vardım ama bir şey demeyeceğim” ifadesi vardı.

Elaria ise…
Syr’nin koluma tutunmasını görünce gözlerini hafifçe kısmıştı.
Kıskançlık değil.
Daha çok “Bir adım geride kalmak istemiyorum” hissi.

Boşluk boyutumun içinde zayıf bir dalgalanma hissettim.
Benim ruh dalgalanmamla bağlantılı olmayan… dışarıdan, başka bir kaynaktan gelen çok ufak bir titreşim.

Boşluk… uyanmaya mı başlıyor?

Ama bunu şimdi düşünemezdim.

> “Peki, Kael.“ dedi Nimara, düşüncelerimi böldü. “Bugün ne yapacağız? Planın nedir?“

> “Önce biraz yürüyelim. Belki kasabanın dışına çıkarız. Biraz temiz hava, biraz sohbet… Sonra eğitim.“

Syr başını salladı.
Elaria hafifçe gülümsedi.
Nimara sakin bir nefes aldı.

Ve hep beraber boyuttan çıkıp kasabanın dışına doğru yürümeye başladık.



Kışın kokusu, karın metalik serinliği havaya sinmişti.
Uzaklarda ince beyaz örtü hâlâ yere düşmeye devam ediyordu.

Syr yanımda yürürken zaman zaman koluma hafifçe sürtüyor… sonra bana bakıp gülümsüyordu.

Nimara ise her zamanki gibi tetikte, etrafa göz gezdiriyordu.
Ama arada bir bana kısa bakışlar atıyor, bir şey söyleyecekmiş gibi yapıyor sonra vazgeçiyordu.

Elaria…
O ise birkaç adım sol çaprazımda yürüyordu.
Bakışları sürekli ayaklarının ucunda değil.
Fakat bana baktığı her an yüzünde tuhaf bir anlam oluyordu.
Sanki bir şey söylemek istiyor ama doğru kelimeyi bulamıyordu.

Sessizliğe ben son verdim.

> “Elaria? Bir şey mi diyecektin?“

Kız hafifçe irkildi.

> “Ah… Hayır. Sadece… şeyi merak ettim.“
Durdu.
Yutkundu.
Sonra yeniden konuştu.
“Boşluk tekniklerinde… bizim gerçekten ilerleyebileceğimizi düşünüyor musun?“

Nimara da bana çevrildi.
Syr zaten cevaplarımı bekler gibi.

> “Evet.“ dedim kesin bir tonla. “Bunu istiyorsanız, ikiniz de. Benimle antrenman yaptığınız sürece Sonsuz Boşluk Kılıcı’nın giriş seviyesini rahatlıkla aşarsınız.“

Elaria’nın gözleri parladı.
Nimara’nın dudakları hafifçe yukarı kıvrıldı.

> “O zaman,“ dedi Nimara, “bugün sınırlarımızı zorlayacağız.“

> “Sonsuna kadar.“ diye ekledi Elaria.

Syr ise onlara bakıp kıkırdadı.

> “Ama önce eğleneceğiz. Kael böyle söyledi.“

Ben başımı salladım.

> “Aynen öyle. Bugün zihin açma günü.“



Kasabanın dışına vardığımızda geniş bir arazinin ortasında durduk.
Kar ağır ağır düşüyor, zemin bembeyaz parlıyordu.

Syr aniden eğildi, yerden bir avuç kar aldı.

> “Kael?“

> “Hm?“

“Puff!“

Kar tüm yüzüme çarptı.

Syr kahkaha atıyordu.

Nimara başını yana eğdi.

> “Bu… saldırı mıydı?“

Elaria elini ağzına götürüp gülmemek için uğraşıyordu.

Yüzümden karı temizlerken gülümsedim.

> “Demek savaş istiyorsun ha.“

> “H-Hayır! Sadece şakaydı—!“

Ama artık çok geçti.

Boşluk enerjisini parmak uçlarıma taşıdım, havadaki kar taneleri yumuşak bir girdap halinde dönmeye başladı.

> “Kael! Dur—“

“Pufff!!“

Bu sefer Syr yüzüne kar yedi.
Kız çığlık attı, trip attı, sonra gülmeye başladı.

Nimara hafifçe iç çekti.

> “Çocuklar gibisiniz.“

Ama kendi dudaklarının hafif yukarı kıvrılmasını engelleyemedi.

Elaria ise bana baktı, bakışları samimi, biraz da sıcak:

> “…Sen böyleyken daha… normal görünüyorsun.“

Ben hafifçe kaşımı kaldırdım.

> “Nasıl yani?“

> “Dün çok… şeydin. Soğuk. Uzlaşılması zor.“
Bir an durdu.
“Ama şimdi… daha sıcak. Daha… Kael gibisin.“

Bu söz bir anda havayı yumuşattı.
Syr bana baktı.
Nimara bir şey söylemedi ama gözlerinde bir onay vardı.

Ben de gülümsedim.

> “Ben her zaman böyleyim. Sadece teknik öğretirken ciddileşiyorum.“

Elaria hafifçe başını salladı.

> “Bunu fark ettim.“



Bir süre daha yürüdük.
Sohbet ettik, eğlendik, karda izler bıraktık.

Ama içimde bir şey…
Sürekli titreşiyordu.
Sanki karın altında gizlenen bir şey beni çağırıyor gibiydi.

Boşluk boyutum kendi kendine bir kez daha dalgalandı.

“Kael… daha fazla zaman yok…“

Bu ses…
Rüzgâr değildi.
Mana değildi.
Kendi iç sesim de değildi.

Bir an durdum.

Syr hemen fark etti.

> “Kael? Bir şey mi oldu?“

Nimara bana baktı.

> “Ruhun dalgalandı.“

Elaria gözlerini kıstı.

Ben derin bir nefes aldım.

> “…Sanırım Boşluk Elementi bir sonraki aşamaya geçmek istiyor –Bir konsepte, ama neden gerçekten bilmiyorum, sonuçta boşluğu daha anlamaya bile çalışmadım, sadece Elementin 1.Aşamasına ulaştım.“

Üçünün de yüzü aynı anda ciddileşti.

Syr hafifçe elimi tuttu.

> “Ne olacak… şimdi?“

Ben gözlerimi kapattım.

“Bugün değil… ama yakında.“

O ses geri döndü.
Ben ise gülümsedim.

> “Bugün sadece antrenman yapacağız. Ama yakında… büyük bir şey olacak.“

Nimara:
> “Hazır olacağız.“

Elaria:
> “Senin yanında..“

Syr:
> “..Her zaman.“

Kar yağmaya devam ederken, dört kişilik küçük grubumuz sessizce ufka baktı.

Ve gün… yeni bir başlangıcın kokusunu taşıyordu.

Nimara ve Elaria’yla birlikte vakit geçirdikten sonra Kael, boyutunun merkezinde küçük bir alan oluşturdu; burası, element alanlarının yoğunlaştığı bir bölgeydi. Havadaki rüzgar, yerdeki kar ve hafifçe yükselen su bu alanlarda doğal bir şekilde akıyordu. Ateşin sıcaklığı ve Boşluk Elementinin hafif titremesi ise ortamı olağanüstü bir hale getiriyordu.

> “Tamam çocuklar, şimdi başlayabiliriz.“ dedi Kael, kılıcını kaldırarak.
“Ama önce… element alanlarının farkına varın. Bu alanlar, kılıç tekniklerinizle Boşluğu daha verimli kullanmanızı sağlayacak.“

Nimara, gözlerini kısarak etrafa bakıyordu.

> “Kael, burada gerçekten farklı bir his var… Sanki her element kendi başına yaşıyor.“

> “Doğru,“ dedi Kael. “Su alanında hareket ederken suyla uyumlanmanız gerekiyor. Ateş alanında refleksleriniz daha hızlı çalışacak. Boşluk alanı ise her şeyi görmezden gelmenize izin veriyor, ama dikkatli olmazsanız her şey kaosa dönüşebilir.“

Elaria hemen kılıcını kaldırdı ve küçük bir test saldırısı yaptı. Kılıcının ucu, Boşluk Elementi ile birleşerek bir anlığına görünmez oldu ve düşmeyecekmiş gibi duran kar tanelerinin arasından geçerek hedefe ulaştı.

> “Vay!“ dedi Syr arkadan şaşkınlıkla.
“Kael, bu… bu çok etkileyici!“

Kael gülümseyerek yanlarına doğru yürüdü.

> “Elaria, şimdi anlayabilirsin. Boşluk Elementi, element alanlarının yoğunluğuna bağlı olarak saldırının yönünü, hızını ve etkisini değiştirir. Bu yüzden önce alanı hissetmeli, sonra kılıcın niyetini ona göre yönlendirmelisin.“

Nimara, su alanına doğru adım attı ve kılıcını suyun akışına paralel salladı. Saldırı, Boşluk Elementi sayesinde suyun doğal akışıyla birleşti ve Elaria’nın daha önce yaptığı gibi görünmez bir iz bırakarak hedefi vurdu.

> “Kael… Bu hissi açıklamak zor,“ dedi Nimara, şaşkın ama mutlu bir şekilde.
“Saldırının doğruluğu, kılıcın gücü ve elementlerin akışı… Hepsi bir bütün gibi.“

Kael başını salladı.

> “Evet. Ve şimdi sıra sizde: her bir element alanında aynı uyumu yakalayın. Bu, Sonsuz Boşluk Kılıcı’nı tam anlamıyla kullanabilmeniz için kritik.“

> “Su: Akışı kontrol etmeye yarıyor. Saldırınızın yönünü ve hızını su gibi akıcı bir biçimde yönlendirmenizi sağlıyor.“
“Ateş: Kılıcın arkasındaki gücü temsil ediyor. Saldırınızın yıkıcılığını ve etki alanını artırıyor.“
“Rüzgar: Hızı ve çevikliği kontrol ediyor. Kılıç hareketinizin hızını ve yön değişimlerini optimize ediyor.“
“Toprak: Dayanıklılığı ve stabiliteyi simgeliyor. Savunma ve saldırılarınızın sağlam temel üzerinde kalmasını sağlıyor.“
“Buz: Kontrollü durdurmayı ve dengeyi sağlıyor. Hareketlerinizde ani duruş ve yön değiştirme kabiliyeti kazandırıyor.“
“Doğa: Çevre ile uyumu temsil ediyor. Kılıç akışınızı ortamın enerjisiyle senkronize etmenizi sağlıyor.“
“Yıldırım: Tepki ve refleksleri güçlendiriyor. Ani saldırılara karşı hızla karşılık vermenizi sağlıyor.“
“Işık: Netlik ve algıyı artırıyor. Düşmanın hareketlerini öngörme ve boşlukta hedefi doğru yakalama yeteneği kazandırıyor.“
“Karanlık: Gizliliği ve yanıltmayı temsil ediyor. Saldırınızın görünmez ve tahmin edilemez olmasını sağlıyor.“
“Boşluk: Tüm elementlerin sınırlarını aşıyor. Hedefe ulaşmayı engelleyen tüm engelleri görmezden gelmenizi sağlıyor.“

> “Her bir elementin kritik rolünü kavrayarak, onları kılıcınızla uyumlu hâle getirdiğinizde, Sonsuz Boşluk Kılıcı gerçek anlamıyla açığa çıkacak.“

>“Anlıyoruz, Kael! Her elementi birazda olsun anlamaya çalışacağız.“ Diye yanıtladı Elaria heyecanlı bir ifade ile.

...

Saatler ilerledikçe Syr, Nimara ve Elaria, Kael’in rehberliğinde her bir element alanını deneyimledi. Boşluk Elementi, onların kılıç hareketlerini görünmez bir senkronizasyonla destekledi; suyla uyumlu hareket eden Nimara, ateşin yoğun olduğu alanda bile hassas hamleler yapabiliyor, Elaria ise Boşluk Elementiyle birleşmiş kılıç akışı sayesinde hızını ve yönünü anında değiştirebiliyordu.

Kael, her üç öğrencisini de dikkatle izledi. Gözleri parlıyordu; hem teknik becerilerini hem de elementle uyumlarını görmek ona büyük bir tatmin veriyordu.

> “Harika gidiyorsunuz. Nimara, reflekslerin element akışıyla çok uyumlu. Elaria, sezgilerin ve hızın harika. Eğer bunu devam ettirirseniz, çok kısa sürede kendi Sonsuz Boşluk Kılıç varyantlarınızı bile yaratabilirsiniz.

..Ve Syr, sen hem Nimara hemde Elaria’nın birleşimi gibisin, elementleri kontrol etmede ve anlamada Nimara gibi usta, kılıç kullanma kabiliyetin ise Elaria’nın bir tık altında.“

Gün yavaş yavaş akşamın kızıllığına karışırken, kar taneleri hâlâ hafifçe dans ediyordu. Kael, arkadaşlarına bakarken bir an için derin bir nefes aldı. Boyutunda, element alanlarının arasında geçen bu anlar, sadece teknik bir eğitim değil; aynı zamanda huzur, güven ve dostluğun birleştiği bir deneyimdi.

> “Tamam çocuklar,“ dedi Kael.
“Bugünlük bu kadar. Yarın yeni teknikler ve farklı element alanlarıyla çalışacağız. Şimdi biraz dinlenin, çünkü yarın daha zorlu olacak.“

Nimara ve Elaria birbirine bakıp gülümsedi. Syr ise Kael’in yanına sokulup hafifçe sarıldı. Kael, bir an için boyutunun kontrolünü bırakıp sadece bu anın tadını çıkardı; kar, rüzgar ve ışık, hepsi onun huzuruna hizmet ediyordu.

Akşam ilerledikçe Kael, arkadaşlarının yorgun ama tatmin olmuş yüzlerini izliyordu. Boyutun içinde hafifçe dans eden kar taneleri, rüzgarın yumuşak esintisi ve element alanlarının enerjisi, günün yorgunluğunu hafifletiyordu.

> “Biliyor musunuz,“ dedi Kael hafifçe gülümseyerek, “her bir elementin size öğreteceği sadece teknik değil. Onlar, sizin içsel ritminizi, niyetinizi ve kılıcınızla uyumunuzu da şekillendiriyor. Bu yüzden her an dikkatli olun.“

Syr, Elaria ve Nimara bir süre sessiz kaldı; Kael’in sözleri, yaptıkları her hareketin anlamını yeniden hatırlatıyordu.

> “Kael,“ dedi Syr, hafifçe heyecanlı bir sesle, “bugün Boşluk Elementiyle hareket ederken hissettiğim şey… sanki kılıç sadece benim değil, bir bütünün parçası gibi hareket ediyor.“

> “Evet,“ diye ekledi Elaria, “su ve rüzgar alanlarında uyum sağlamak, kılıcın akışını tamamen hissetmemi sağladı. Daha önce bu kadar bütünleşmiş hissetmemiştim.“

Nimara başını salladı.

> “Ben de… her elementin farklı bir ritmi olduğunu fark ettim. Toprak alanında dengeyi korumak, ateş alanında ise yıkıcılığı yönetmek… hepsi birbirine bağlı.“

Kael, arkadaşlarının söylediklerini dinlerken içten bir memnuniyet hissetti. Boyutunda geçen bu zaman, sadece teknik bir eğitim değil, aynı zamanda onların karakterlerini, farkındalıklarını ve güvenlerini geliştirmişti.

> “Tam olarak anladınız demek ki,“ dedi Kael, kılıcını yavaşça yere indirerek. “İşte bu yüzden Sonsuz Boşluk Kılıcı’nı tam anlamıyla kullanabilmek için element alanlarının farkına varmak kritik. Siz uyum sağladıkça, kılıcın gerçek gücü açığa çıkacak.“

Bir süre sessizlik oldu; herkes boyutun büyüsüne, kar tanelerinin hafifçe düşüşüne ve birbirleriyle olan uyumlarına odaklandı. Ardından Kael hafifçe gülümseyerek:

> “Hadi bakalım, yarın yeni bir meydan okumaya hazır olun. Sırada, elementlerin birbiriyle çatıştığı alanlarda çalışma var. Bu sefer biraz daha zor olacak, ama eminim başaracaksınız.“

Syr, Nimara ve Elaria birbirlerine bakıp gülümsediler; yorgun ama kararlıydılar. Kael, boyutun merkezinde durup derin bir nefes aldı ve kar tanelerinin arasından hafifçe süzüldü; elementlerin enerjisi, onun huzurunu ve gücünü pekiştiriyordu.

> “Şimdi… herkes dinlenebilir. Ama bilin ki, element alanları hep sizinle olacak ve siz onları hissettikçe kılıcınız da büyüyecek.“

Arkadaşları kendi köşelerine çekilirken Kael, boyutun ortasında kılıcını kaldırdı ve elementlerin enerjisiyle uyumlu bir şekilde hafifçe döndü. Su, ateş, rüzgar, toprak, buz… her biri onun kontrolünde dans ediyordu. Boşluk Elementi ise tüm alanları birleştiriyor, sonsuz bir güç akışını simgeliyordu.

O an Kael, boyutunda yalnız olmadığını hissetti; arkadaşlarıyla birlikte geçen zaman, elementlerle uyum ve huzur, onu daha da güçlü kılıyordu. Gelecek günün zorluklarına karşı hem kendisi hem de arkadaşları hazırdı.

...

Bölüm Sonu

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

33   Önceki Bölüm