Bölüm 4445: Medeniyet Genişlemesi! II


Noah, bunun sadece başlangıç olduğunu, daha başarılması gereken çok şey varken, şükran duymanın erken olduğunu belirten bir hareketle elini salladı.


Ve bu, gerçekten de sadece başlangıçtı.


Etrafına bakındı ve gizemli Kıyısı’nda kaç Varoluş’un öne çıkıp, Primus Kaçınılmazlıklar’ını kılıç ve kalkan olarak seçtiğini gözlemledi.


Annesinin, Amelia Osmont’un bile öne çıkıp, vücudu bu görkemli ve korkutucu Medeniyet Zırh’ıyla kaplanırken, bir Primus Kaçınılmazlığ’ını seçtiğini gördü.


Noah, Analitik bir odaklanma ile bu görkemli süreci izlemeye devam etti.


Gerçekten durup, düşündüğünde, sadece Saf Güc’ü ve Medeniyet’inin Yetenekler’i göz önüne alındığında, Bu Ân onun için tam olarak ne anlama geliyordu?


Bugün, bu şaşırtıcı olaya bakıp, çöyle düşünebiliriz: “Ah, bu sadece onun Cephaneliğ’indeki bir başka Yükseliş ya da Hüç artışı. Büyüyen listesine eklenecek bir başka etkileyici başarı.“


Ancak o anda, bu aslında korkutucu ve önemli bir değişimi işaret ediyordu.


Uzun zamandır ilk kez ve Öedeniyet’inin tarihinde ilk kez, Ezici bir Güç gibi görünen bir şey elde etmişti!


Ve bu Güç, birçok Varoluş’un ancak daha sonra anlayabileceği bir şekilde eziciydi!


Bu önemi gerçekten anlamak için, Aşkınlık Katlar boyunca her biri 100 Kentilyonluk Bir Milyon Varoluş’a sahip bir güç olup, olmadığını düşünün.


Böyle bir Güç yoktu.


Böyle bir Güç BU Tezgâ’ıniçinde vardı, ama orası, Milyonlar’ca Yıl boyunca güç biriktiren birçok İlkel Medeniyet’le dolu muhteşem bir yerdi.


Bu güvenli alanın dışında, Gözlemlenebilir Varoluş’ta hiçbir yerde buna benzer bir Güç yoktu.


Hatalı olsa ve Çökmüş Medeniyetler’i barındıran Gezgin Topraklar önemli Sayılar’a sahip olsa bile... Onlar’ın 100 Kentilyon veya Daha Yüksek değere sahip birkaç yüz bin veya hatta birkaç bin Varoluş’a sahip olduklarından bile şüphe duyuyordu.


Goliath ile olası yol, Çökmüş Medeniyetler’i bulmaya devam ettiğinde, birkaç düzine Kentilyon ve Birkaç Yüz Kentilyon’da diğerlerini bulacağını göstermişti!


Ama hepsi bu kadardı.


Belki yanılıyordu. Yanıldığını umuyordu, çünkü tahmin ettiğinden daha fazla Güç ve Karmaşıklık olmasını seviyordu.


Ancak bu pek olası değildi, çünkü iyi bir referans noktası, binlerce yıldır tarım yapan eski bir Varoluş olan İlk Çiftçi’nin Sığınağ’ı idi ve onun en güçlü yardımcıları bile birkaç Kentilyon’u zar zor Aşıyor’du. Şimdi, onun sadece Bir Milyon böyle Varoluş’u yoktu.


Şu anda Dört Milyon vardı.


Ve tam bir gün içinde saatler geçmeye devam ettikçe, Yüz Milyon böyle Varoluş’u olacaktı!


Bu, onun daha önce başaramadığı şekillerde Medeniyet’ini güçlendirecek ve yükseltecek ve birçok şey yapması için yeterince önemli bir sayıydı.


Mesela...


Schrodinger’in Yaşayan Elemental Beden’ini barındıran Kurumuş Uyku Kıyısı’nı basmayı simüle ettiğinde, meydana gelen olumsuz hayalet süreci hatırladı!


BU Tezgâh’dan Varoluş  Avatarlar’ı ortaya çıkmış ve Güçler’ini yok etmişti... Onun Yetenekler’ini Aşan Sekstilyonlarca Güc’e sahip Varoluşlar! 


Ama bu simülasyon, güçlerinin düzinelerce, belki yüzlerce olduğunu varsaymıştı.


Milyonlar’ca değil.


RUIN/EDEN’E emir verirken, hafifçe gülümsedi.


“Şu anda Medeniyet’imin mevcut durumuyla Kurumuş Uyku Kıyı’sına gitme seçeneği için küçük bir hayalet işlem yap.“


...!


“Olasılıklar’ı Hesaplıyorum...“


Hileler Mimar’ının Primus Mana Glifler’i zar zor yeterliydi, ama bu tek simülasyon için yeterliydi!


Simülasyon şöyle gelişiyor...


RUIN/EDEN ona bu olası yolun nasıl gelişeceğini anlattı ve o bunu yaparken... O gülümsemeden edemedi!


Dinledikten sonra başını sallayarak, inancını daha da pekiştirdi.


Önündeki Primus Kaçınılmazlıklar’ı ve Medeniyet Zırh’ı ile sarılmış, Medeniyet Otorite’si ile titreyen halkına dönüp, baktı.


“İlkel Medeniyet’in  ilk gezisine katılmak isteyenler için... Bu, BU Yaşayan Paradoks’un  gemisini batırmak için bir gezi olacak. Onun Bedenler’inden birine karşı harekete geçeceğiz!“


...!


O, bu anda, devam eden tehlikelerin tam olarak farkında olmasına rağmen, muazzam bir güven duygusu içinde, bu sözleri görkemli bir şekilde söyledi. BU Tezgâh’dan Avatarlar bir kez daha ortaya çıkacaktı. Onun güçlerini bastırmaya çalışacaklardı.


Ama bu sefer, o fazlasıyla hazırdı.


Sigrid, Riya ve diğerleri hazırlık içindeydiler... Zırhlı Bedenler’i, yeni kazandıkları Güc’e yakışır bir savaş beklentisiyle parlıyordu.


Hyperion, emekliliğinden döndü ve Mana ve Açlığ’ın Kaçınılmazlıklar’ı ile birleşmek üzere görkemli Sonlar’ı da beraberinde getirdi!


Yaşlı Eudemus, Komutan Feng, Oppenheimer ve diğerlerinin İradeler’i, bunun katılmak için uygun bir zaman olduğunu düşünüyordu!


Büyük Beyonder, Büyük Anne, Romulus, Emelline... Tüm bu büyüklüğün gölgesinde güneşlenenler, bu önemli ana katılmak için ortaya çıktılar.


Noah, her şeyi sakin bir şekilde izledi.


4 milyondan fazla Primus Kaçınılmazlığ’ın mükemmel bir Düzen içinde duran kalabalığına baktı ve bu anda görkemli bir şekilde aşağıya süzülen diğer Ozymandias formuna doğru yukarıya baktı. Devasa insansı, aşağıdaki bir Primus Kaçınılmazlığ’a işaret etti ve o da hevesle hızla ona doğru fırladı.


Primus Kaçınılmazlık, Ozymandias’ı Mana ve Açlık’tan oluşan bir Medeniyet Zırh’ı ile süsledi ve zaten heybetli olan figürü daha da korkutucu hâle getirdi.


Ozymandias, Sesli hâle getirilmiş Sonsuz Açlığ’ın ağırlığını taşıyan derin bir sesle konuştu!


“Gidelim ve Açlığ’ınıza layık bir ziyafet çekelim. Kardeşlerimizi yozlaştıranların Bedenler’ini Yiyip, bitirelim.“


...!


HUUM!


Bu sözler üzerine, Primus Kaçınılmazlıklar’ı senkronize bir hareketle ayağa kalktılar ve zırhlı yumruklarını göğüslerine vurdular.


BOOM!


Milyonlarca çarpmanın sesi, Varoluş’un kendisini titreten gürültülü bir Perküsyon yarattı.


Boyutlar Ötesi’ne ulaşan seslerle bağırdılar!


“Sonsuz Mana Işığ’ı için! Tüm büyümeyi besleyen Sonsuz Açlık için! Hizmet etmeye hazırız! Bize emir verin, biz de hatasızca yerine getirelim! Bizi yönlendirin, biz de tereddüt etmeden yok edelim!“


...!


Noah, zihninde birçok şeyi hesaplarken, tüm bunları sakin bir şekilde izledi.


Bu Primus Kaçınılmazlıklar’ından sadece Bir Milyon’unu seferber etse bile,Teek bir Sekstilyon veya hatta birkaç Sekstilyon’luk birleşik güçle herhangi bir Varoluş’u ezebileceğinden emindi.


Onların sahip olduğu Medeniyet Otorite’si, Sonsuz Açlık ve koordineli olasılıklarla birleştiğinde, basit Sayısal Hesaplamalar’ı Aşan bir Güç yaratacaktı.


Ve körü körüne kibirden değil, Ânalizden doğan bu güven nedeniyle zırhlı elini kaldırdı.


Anında, tüm sesler bir kez daha kesildi ve her Primus Kaçınılmazlığ’ı, kırmızı gözlerini ona mutlak bir dikkatle dikti. Dört Milyon’dan fazla kişilik orduya baktı ve konuştu.


“Bir Milyonunuz Katlar, Çökmüş Bölgeler ve Gezgin Topraklar’a yayılacaksınız. Ezici bir Güç avantajı sağlamak için en az bin kişilik gruplar halinde hareket edin.“


“Tek bir kardeşinizin bile düşmanın saldırısına kurban gitmemesini sağlayın.“


“Mana ile, gerçekten düşmeyeceksiniz, Güc’ünüz Sonsuz’a kadar sürecek. Açlık ile yemeye devam edeceksiniz... Büyümeniz asla durmayacak!“


Sesi şiddetlendi!


“Katlar’a yayılın. Gezgin Topraklar’ yayılın.“


“Yaşayan Paradoks’un Kaplarını arayın. Çökmüş Medeniyetler’i arayın. İlerlememize yardımcı olabilecek her şeyi arayın.“


Son açıklaması bir emir gibi yankılandı!


“Şu anda, Mana ve Açlık’ın İlkel Medeniyet’i etkisini yaymaya başlayacak. Mana’nın Yol’unun Kıvılcımlar’ını Varoluş’a yayın. Sonsuz Açlığ’ın Işığ’ını tüm topraklara yayın. Gözlemlenebilir Varoluş’un tamamı, yeni bir İlkel Medeniyet’in yükseldiğini ve her şeye Aç olduğunu bilsin!“


...!


BOOM!


Çöküş’ü onlar mı düzenledi? Tezgâh’o onlar mı yarattı? Onlara, onların entrikalarından nasıl kurtulacağını ve diğer tarafa nasıl geçeceğini gösterecekti... Yükseliş’ine izin verdikleri için son derece pişman olacakları bir Güç olarak!