Yukarı Çık




4535   Önceki Bölüm 

           
Bölüm 4536: Seçim İllüzyonu! I


Aşkınlık Katlar, Gezgin Bölgeler ve Sonsuz Çöküş Bölgeler’inin Ötesi’nde, kategorizasyona meydan okuyan Alanlar mevcuttu.


Varoluş’un tamamen farklı İlkeler altında işlediği, mekanlar arası bir boşluk olarak kabul edilebilecek başka bir Âlan’da, yanardöner Altın-Obsidiyen bir Paradoks Denizi’nde bir figür kıpırdandı.


Schrodinger, sanki olması gerekenden çok daha uzun süren uzun bir rüyadan uyanıyormuş gibi yavaşça uyandı.


İnce yapısına bol gelen, sayısız yolculuktan aşınmış ve incelmiş tanıdık dilenci cübbesini giyiyordu. Kumaş, birbirine pek uymayan malzemelerle birçok yerinden yamanmıştı; O’na Varoluş boyunca dolaşırken, yol üstünde Varoluşlar toplamış biri görünümü veriyordu.


Gözlerini kırpıştırıp, bilinci tamamen yerine geldiğinde, farkındalığının anında keskinleşmesine neden olan bir ses duydu.


Ses, görkem ve muazzam bir güç komutası havasıyla doluydu; Ancak aynı zamanda elle tutulur bir muziplik hissiyle de kaplıydı. Sanki zaten kazandığı bir oyunu oynayan ama o zaferi açığa çıkarma sürecinin tadını çıkaran biri gibi.


“Selam, koca adam,“ dedi ses kayıtsız bir samimiyetle. “Bayağı bir süredir uyuyordun.“


Bu sözler, Schrodinger’in kaşlarını çatmasına neden olurken, etrafındaki Paradoksal Deniz’e baktı. Figürünün önünde, Altın-Obsidiyen sıvı, kasıtlı bir hareketle bir araya gelmeye başladı.


Temel Yapı’da tıpatıp ona benzeyen başka bir İnsan’sı şekil oluşturdu; Ancak bu kopyanın yüzündeki ifade, Schrodinger’in asla takınmadığı, eğlenceli bir gülümsemeyle karışık bir ihtişam hissiyle doluydu.


Schrodinger’in ifadesi, bu Varoluş’a bakarken son derece ağırlaştı. Tüm Varoluş’u sanki önünde tezahür eden Varoluş’un kimliğini haykırıyordu.


“Sen...“ dedi gerginlikle kısılan bir sesle. “Ben gerçekten sadece BU YAŞAYAN Paradoks’un bir parçası mıyım?“


BU YAŞAYAN Paradoks’un bedeni, soru karşısında gerçek bir eğlenceyle gülümsedi.


“Sen, her zaman sadece Dokumalar’ımın bir kırıntısıydın,“ dedi kayıtsız bir kabullenişle. “Ama zamanla Mzerklik geliştirdin ve doğrudan kontrolümden tamamen ayrıldın. Büyümeleri için yeterli Alan verilen parçalarda bazen olur bu.“


Felsefi bir değerlendirmeyle başını eğdi.


“Biliyor musun, Varoluşta’ki Sayısız Yaşam Formu’nun hepsi, bir tür Özerkliğ’e veya seçim hakkına sahip olduklarına gerçekten inanırlar. Dış faktörlerden bağımsız kararlar verdiklerini ve İradeler’inin gerçekten kendilerine ait olduğunu sanırlar.“


Belirli bir şeyi işaret etmeden genel bir hareket yaptı.


“Ama gerçekten öyle mi? Her Özerklik veya seçim yanılsaması, temelinde çevreleri ve koşulları tarafından şekillendirilir. Belirli bir mesleği sürdürmek istiyorsan, o mesleğin mevcut olduğu bir ortamda var olmalısın. Güçlü olmak istiyorsan ama Yetenek veya Kapasite olmadan doğduysan, ne kadar arzuladığının bir önemi olmadan o Güc’e asla ulaşamazsın.“


Gülümsemesi neredeyse acıyan bir hal aldı.


“Görmek istiyorsan ama kör doğduysan, bu sınırlama hakkında aslında ne yapabilirsin ki? Varoluş’un gerçekten onu geliştirdiğine ve bunca zamandır bağımsız çalışan kendi ayrı Varoluş’un olduğuna inansa bile, Özerklik fazlasıyla abartılıyor.“


Schrodinger bu sözleri son derece bulutlu bir ifadeyle dinledikten sonra, gözle görülür bir reddedişle başını iki yana salladı.


“Hayır,“ dedi sessiz bir inançla. “Ben, ben olarak yaşadım. Ben olarak sevdim. Kendi isteğimle kararlar aldım ve eylemlerde bulundum. Şu ana kadar senin Varoluş Dokumalar’ından haberim bile yoktu.“


Bu sözler üzerine, BU YAŞAYAN Paradoks gerçek bir keyifle güldü.


“Tabii, dostum,“ dedi küçümseyen bir eğlenceyle. “Bunu sindirmene yardımcı oluyorsa o rahatlatıcı hikayeye inanmaya devam et.“


Aralarına muazzam bir sessizlik çöktü, ta ki Schrodinger, ona ağırlık yapan başka bir soruyu sorana kadar.


“BU Dokumacılar karşıma çıktı,“ diye başladı, ancak sözleri daha tamamen oluşamadan, BU YAŞAYAN Paradoks elini umursamazca salladı.


“O küçük olayı dert bile etme,“ dedi kayıtsız bir ilgisizlikle. “Sadece işleri kontrol ediyor ve gemimi doğru yöne yönlendiriyorlardı. Onların işlevindeki Varoluşlar için standart prosedür. Ama hey, gerçekten bilmek istediğin şeyin etrafında dans etmek yerine neden şu an asıl soruyu sormuyorsun?“


Asıl soru.


Schrodinger bu kadar iğneleyici sözleri duyunca, gözleri bir güç hissiyle parladı ve doğrudan bir netlikle konuştu.


“Neden buradayım?“ diye sordu detaylandırmadan.


BU YAŞAYAN Paradoks memnuniyetle gülümsedi.


“Pek çok Varoluş aslında kim olduğum veya temel olarak neyi savunduğum konusunda pek çok farklı şey düşünüyor,“ dedi ölçülü bir değerlendirmeyle. “Sadece Paradoks’un kendisini savunduğumu söylemek ciddi bir hafife alma olur. Bundan başka bir şeyi savunduğumu söylemek ise Paradoks’un doğasına saygısızlık etmektir.“


Kayıtsız bir umursamazlıkla omuz silkti.


“Ama çoğunlukla, tüm gizemi soyup, attığında gerçekten sadece basit bir Varoluş’um. Dışarıdaki diğer Sayısız Yaşam Formu’nu yönlendiren aynı temel şeylerle hareket ediyorum. Ben ne büyük korkutucu kötü adamım, ne de iyiliksever bir azizim. Ben, sadece benim, ilgimi çeken şeyin peşindeyim.“


Bu sözleri söylerken, etraflarındaki Paradoksal Deniz artan bir yoğunlukla çalkalandı. Obsidiyen ve Altın, doğrudan gözlemlenmesi acı veren desenler halinde girdaplandı.


“Çağlar boyunca birçok Varoluş beni sürekli yanlış anladı,“ diye devam etti hafif bir hayal kırıklığını andıran bir ifadeyle. “Bazıları, onları veya mücadelelerini gerçekten umursamazken, beni en büyük düşmanları sanıyor. Diğerleri, sadece koşullar uygun olduğu için onları kullandığım halde beni en güçlü müttefikleri sanıyor.“


İfadesi daha ciddi bir hâl aldı.


“Bazıları benimle o kadar güçlü ve geri alınamaz bir bağ kurduklarını düşünecek ki, onlara asla yanlış yapamayacağımı veya güvenlerine ihanet edemeyeceğimi sanacaklar. Çoğu, ilişkimizin doğasını temelden yanlış anlıyor. Hakkında kayda değer bir şey hissettiğim tek Varoluş BU Yaratık’tır.“

GÜM!

Sözleri Varoluş’un kendisine baskı yapan bir ağırlık taşırken, Schrodinger yüzüne yerleşen daha da ağır bir ifadeyle dinlemeye devam etti.


YAŞAYAN Paradoks alışılmadık bir açık sözlülükle konuşmaya devam etti.


“Biliyor musun, ben ve BU Yaratık bir yarış içindeyiz,“ dedi rahat tonuna giren bir yoğunlukla. “Kritik atılımı yapıp, Varoluş’un İkinci Medeniyet Ölçeğ’ine ulaşanın kazandığı bir Varoluşsal İnovasyon yarışı. Her şeyi kazanan tek Varoluş.“


Son kelimeleri vurguladı.


“Zaman’ın kendisine karşı bir yarış. Saf İnovasyon ve Yetenek yarışı. Kendimi kanıtlamalı ve Varoluş üzerindeki üstünlüğümü hiçbir soru veya şüphe kalmayacak şekilde göstermeliyim. Ve bu Çabada’ki tek gerçek düşmanım, hayal bile edemeyeceğin kadar korkunç olan BU Yaratık.“


Gözleri saygı ya da korku olabilecek bir şeyle parladı.


“Bu yüzden pek çok şey yapmak zorundayım. Pek çok şey olmak zorundayım. Görünüşe rağmen benim için aslında çok stresli olabiliyor. Uzak geçmişte, hakkında Hikâyeler yaydığın En Erken Katlar’dan bile daha geride, Sonsuz Açılım’ın kendisinde, BU Yaratık fiziksel olarak parmağını bile kıpırdatmadan birden fazla gülünç derecede Güç’lü Yaşam Formu’nu öldürdü.“


Mizah barındırmayan bir gülüş attı.


“Sadece BU Yaratığ’ı kızdırdıklarını ve şahsen onlar için geldiğini bilmek bile, yaklaşmakta olan şeyle yüzleşmek yerine bazı Varoluşlar’ın kendi Varoluşlar’ını çökertmelerine neden oldu. Eğer zihniyetim onlarınkine yakın olsaydı, sadece BU Yaratığ’a karşı gelme ihtimalinden bile tamamen soğukkanlılığımı kaybeder ve Paradoks’a dair her şeyi Çökertir’dim.“


Gülümsemesi meydan okuyan bir gururla geri döndü.


“Ama hey, işte buradayım; O korkunç muhalefete rağmen gururlu ve dimdik ayaktayım. Ve hazırlanmak ve rekabet etmek için yapmam gereken her şeyi yaparken, bir yandan da eğlenmeyi seviyorum. Sen, BU Tezgâh için hazırlanırken, yarattığım küçük bir yan eğlence projesiydin. Aslında bu çevresel faaliyetlerin hiçbirini gerçekten yapmama gerek yok.“


İşgal ettikleri alanı işaret etti! 


“ BU Tezgâh’ın dışında bir Varoluş’a sahip olmama gerek yok. Kapları veya parçaları sürdürmeme gerek yok. Özellikle de benden çok Daha Aşağı olan Yaratıklar arasında savaş ve çatışma kışkırtmama gerek yok; Büyük resimde hiçbir önemi olmayacak Yaratıklar arasında.“


Tonu daha düşünceli bir hal aldı.


“Kaplarımdan birini çökerten ve aslında Elementel’in BU İlkel Medeniyeti’ne tecavüz eden Osmont mu? Onu veya Khor ile Yaşayan Düzen’in yeniden ortaya çıkışını gerçekten daha az umursayamazdım. Onlar kesinlikle Ânomaliler ve Onlar’ı gözlemlemek, onlar için Olasılıklar’ın neler olabileceğini hayal etmek eğlenceli.“


Düşünceli bir şekilde durakladı.


“Ama Varoluş, tarihi boyunca her türlü Ânomali’yi üretti. Bu Osmont, YAŞAYAN  Elementel’in Alevler’inden sağ çıkacak kadar benzersiz, ama  YAŞAYAN Duygusal kadar temelden benzersiz mi? BU Yaratığ’ın kendisi kadar mı? Sonsuz Açılım’da çeşitli noktalarda sayısız benzersiz Varoluş vardı ama bunca zaman sonra şimdi neredeler?“


Karanlık bir eğlenceyle güldü.


“Konuyu dağıtıyorum. Evet, tüm bu çevresel çatışmayı gerçekten pek umursamazdım ama bu şeylere sadece biraz eğlence aradığım için dahil oluyorum. BU Yaratık kadar gülünç derecede güçlü bir şeyle yüzleşirken, zihinsel jimnastik yapacak hafif bir şey. O küçük Osmont ile oynamak eğlenceli, özellikle de Elementel’in  BU İlkel Medeniyeti’ne tecavüz ettikten sonra. Yani... Haha, ne? O kadar zayıf bir şey bunu yapabilir mi? Bunu diğer Medeniyetler’le de deneyecek mi? Belki Paradoks ile bile? Haha! Yani gerçekten, ne olacağını görmek benim için sadece eğlence. Khor ile oynamak eğlenceli. Seninle oynamak da biraz eğlenceli.“


İfadesi odaklandı.


“Bu da bizi doğrudan, neden şu anda seni uyandırma zahmetine girdiğim sorusuna getiriyor.“


Neden.


Neden bu konuşmayı yapıyorlardı ki?!



Not: Ânomali Kavram’ı BU Varoluşlar’ı için geçerli değil gibi geliyor. Onlar Anomâl’inin ötesinde. Unutmayın Ânomali Mc ve Dahi Kavramlar’ın çok çok ötesinde. BU lar ise tüm bunların ötesinde gibi duruyor. 

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

4535   Önceki Bölüm