Yukarı Çık




8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 

           
İlgimi çekmeye çalışan imp'e "Nasıl bir anlaşmadan bahsediyorsun?" diyerek karşılık gösterdim.

İmp ise "Başka bir zaman konuşalım fazla ilgi çekmek istemiyorum." diyerek etrafını süzmüştü.

"Madem bahsini açıyorsun şimdi konuşacaksın! Pek vaktimizin olmadığını sana hatırlatırım." bu sözümün üzerine karşımdaki sırtını dikleştirmiş ve düzgün bir duruş almıştı.

Bir kaç boğaz temizleme amacıyla atılan öksürüğün ardından imp dile gelmeye başlayıp "Kısacası pek fazla rastlanılmasa da tarih boyunca şeytan lordları kendilerine hizmet edecek pek çok mürit toplamış ve pek az şey karşılığında onlara büyük güçler bahşetmiştir. Şu an benden isteyebileceğin her şeyin daha fazlasını kendi elinde tutmak istemez misin?" diyerek ağzındaki baklayı ortaya çıkarmıştı. 

"Eee biraz önce on dört ruh için salyalar akıtmıyor muydun? Diyelim ki bu pek güvenilir gözükmeyen anlaşmayı kabul ettim, artık sana niye ihtiyacım olsun ki?" derken sorularımı yöneltmiş, ardındansa "Dökül bakalım senin bunda ne gibi bir kârın var?" diyerek ciddi bir tavırla bir soru daha eklemiştim.

Tepkim karşısında sadece neşeyle "Bu anlaşma için bir aracı olamak, her düşük seviyeli şeytan için bir yükseliş fırsatı barındırıyor. Bu yolda her iki efendi arasında bir köprüye dönüşmek ise şeytan lorduma doğrudan etkileşimde bulunabilmemi sağlamasıyla doğrudan büyünün sihrini daha fazla içime işlememi sağlar." demişti.

"Peki-peki." diye geçiştirip, tekrardan başka bir soru sordum. "Şartları nelermiş?"
İmp ise "Efendim sadece bağlılık ister ve zamanı geldiğindeyse ona itaat edilmesi." diyerek sorumu cevaplamıştı.

Cevaptan pek tatmin olmasam da "Bunu düşüneceğim ama daha detaylı bir şekilde konuştuğumuz zaman. Tabi şu an olmasa da iki anlaşmayı da gerçekleştirmek senin için daha yararlı olacağını düşünüyorum. Ne dersin ilk benim sunduğum teklifi uygulayıp, sonrada seninkiyle ilgilensek senin için daha kârlı olmaz mı?" diyerek konuyu tekrar başa döndürmüştüm.

Onun yanıtıysa sadece "Ne zaman başlıyoruz?" olmuştu.

*****

Saat ikiye doğru yaklaşırken çevreyi iyice süzmüş ve en olası hedefleri en uygun bölgelerde yakalayabilceğim durumları planlamıştım.

Buradaki en büyük avantaj imp'in bana sağladığı üç koz'a sahip olmamdı: Bunlardan ilk ikisi, her istenilen kapıyı açıp tekrar kilitleyebilmesiydi; beni en çok şaşırtan üçüncüyse, yürümek dışında herhangi bir aksiyona giriştiğimde bozulacak olan bir görünmezlik etkisiydi. 

Ama bunlar bir yana, bulunduğum bu cezaevinde birilerini topluca öldürmek hiçte hafife alınabilecek bir durum değildi. Tabii ki de bunun oluşturacağı sorun şu an hiç istemediğim bir kargaşaydı. 

Ölümlere bulduğum en uygun kılıfsa, zaten olası olan bir iç çatışmanın bireylerini tek bir yerde katletmem olacaktı. 

Ana hedeflerim ise yemekhanede sık sık atışan iki farklı çete gurubunun üyeleriydi. 

Olay için akşam yemeğinin yenildiği vakitte ortamda bulunan herkesi kapana kıstırıp katletmek vardı. Bununla birlikte asıl hedeflediğim kişiler ise sadece ortamı süsleyecek malzemeden ibaretti.

Aslında planladığım şey gereğinden fazla hasara yol açsa da imp ile geçekleştireceğim koşulları genişletilmiş bu anlaşma, her şeyin yolunda gitmesini sağlayacaktı.

Öyle umuyordum.

***** 

Öncelikle akşam vaktine kadar imp'in sağladığı becerileri test etme amacıyla üç kişiyi, az uğranılan tek kişilik hücrelerinde öldürme imkanım olmuştu. 

Testin imp'in sağladığı becerileri tastiklemesinin yanında, insanlardan sabit olarak 25 puan tecrübe edindiğimi öğrendim. Bu nokta önemliydi çünkü hangi şart altında nasıl birini öldürürsem öldüreyim sabit bir kazancım olacaktı. 

Bunu farklı klasmandaki iskeletleri öldürürken de görmüştüm. Dezavantajı bir yana asıl avantajıysa kolay avların bulunduğu bir dünyada yaşıyor oluşumdu. 

*****

Akşam yemeği vakti geldiğinde belirlenen koğuşlar toplanılmış ve üçerli topluluklar halinde sırayla yemek yenmeye başlanmıştı. Belirlediğim gurupların bulunduğu gurup, yemek haneye doluştuktan sonra, benimde olaya dahil olma vaktim artık gelmişti.

Doluşan kuzuların, pardon mahkumların bulunduğu bu yemekhanenin iki çıkış bulunmaktaydı; biri bizler için sürekli kullanılan ana geçişi sağlarken, diğeriyse öğünlerin dağıtıldığı yerin arkasında bulunan mutfağa açılmaktaydı. 

Yemek yemeyi bekleyen yetmiş mahkum ve on görevlinin bulunduğu bu ortam asıl öğünün kendileri oldukları konusunda bi'haberdiler. 

İşe mutfaktan başlayıp ardımdaki kapıyı ebediyen kapattıktan sonra, burada bulanan dört görevliyi hiç acımadan öldürdüm. 

Ve sonra asıl gösterinin başlayacağı geniş yemekhaneye adımımı attım.

Buradaki güvenlik koşullarımı da gerçekleştirip her yeri kilitlenmesini sağladıktan sonra tüm suretimle herkesin önüne çıktım.

*****

Üstümde hapishanede özgürce dolaşırken edindiğim sağlam kıyafetler varken; iki yana uzattığım bir elimde ayin bıçağım, diğerindeyse kaliteli bir kasap bıçağı bulunuyordu.

"Töbe töbe! Yoktan mı çıktı lan o?!" Gelişimi görenler şaşkın bir edayla izlerken ve değişik tepkiler verirken; bakışlarını sonradan bana çeviren büyük bir denyo gurubuysa, "Kim lan bu! Cicilerini giyip bıçakları çekmiş!" gibi hor gören tavırlar ve tehditler savurmuşlardı.

"Hepsini öldür! Hepsini katlet! Hepsini ye!"

İçimdeki duygular denizi kabarmış ve bense büyük bir şevkle bunu kabullenip derin suların içinde kaybolmak için insan kalabalığının arasına gözüm dönmüş bir şekilde daldım.

Arkamdansa çılgın kahkahalar eşliğinde imp'in "Harbiden delinin tekisin hahahaha! Çok güzel." dediğini duymuştum.

Bir iki üç derken sırayla önüme gelen herkesi biçmeye başladım. 

Ölüm üstüne ölüm eklenirken ortama kargaşa hakim olmuş her türden hareket gerçekleştirilmeye başlamıştı. Bazıları kapılara asılıyor, bazıları olayın hengamesinden birbirine girişiyor ve kalanlarıysa dansıma eşlik etmesi için bana hücum ediyordu. 

Çok vakit geçmeden on bir kişi daha öldürmüş ve yoğun olduğum şu anda beklenen bildirim paneliyle karşılaşmıştım.

-----

-5. Seviyeye ulaşıldı-

1 Kabiliyet Puanı elde edildi.

--

Sınıf Gelişimleri açılmıştır. Sonraki sınıfınızı seçiniz.

[Sonraki Aşamaya Geç]

-----

Pek üzerine düşmeden katletmeye devam ettim ama gözüme dikkatimi çekecek başka bir şey ilişmişti. 

Hala masasında sakince oturan bir şahıs, sakince ayaklanmış ve korkunç bir sırıtışla elini daldırdığı boşluktan ışığı soğuran simsiyah bir katana çıkarmıştı. 


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.