Yukarı Çık




19   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   21 

           
He Xudong, Yi Tian'dan bir çağrı aldı. Sesi o kadar soğuktu ki şaka yapmaya cesaret edememişti. Telefonu kapattı ve Xu Ran'a hastaneye gideceklerini söyledi. Hastaneye geldiklerinde Liao Fei ile buluştu. Durumu anladıktan sonra He Xudong şaşırmıştı. "Aman tanrım, Yi Tian neyden bahsediyor?" "Kapıdaki çocuk mu?"
"Evet." Liao Fei başını salladı.
He Xudong neredeyse sessizdi. Yi Tian'ın sesini duyduğunda bir şeylerin yanlış olduğunu düşünmüş ve hemen hastaneye gelmişti. Yi Tian'ın bu çocukla ne işi vardı? Eğer ölmek istiyorsa sadece izin vermeliydi. Öldüğünde dünya temizlenmiş olacaktı. Neden kurtarmak istiyordu? Yi Tian ile her görüştüklerinde böyle korkunç bir insanı düşünmek zorunda kalmayacaklardı. Her ne kadar Yi Tian şakalarını, kardeşlerini görmekten çok mutlu olsalar da, şakaların başka bir şey olduğunu görmek isterlerdi, diğerlerinin onu şaka malzemesi yapmasını değil.
He Xudong hala merak ediyordu. Kısa saçları olan Xu Ran kulaklarını kaşıdı ve alayla gülümsedi. "Ne sikim dönüyor burada." Yi Tian ve Mu Ran medyada yer almamıştı. He Xudong da ciddiye almamıştı, bu yüzden Xu Ran hiçbir şey bilmiyordu.
He Xudong kulaklarını tutan el yüzünden mızmızlandı. "Karım, böyle şeyler yapma, dışarıdayken bana acı verme."
Liao Fei yan tarafında olanlarla eğleniyordu. Ancak yüzü hala ifadesizdi. He ailesi ve Bayan Xu'nun iki oğlu hakkında hikayelerinden konuşacak olursak, onlar 'efsane' olarak kabul edilebilirlerdi.
İlk başta He Xudong, Wanhua çalısındaki bir yaprağın vücuduna dokunmadığını düşünüyordu. Ayrıca kıyafetleriden çok değişik bir kadın olduğunu düşünüyordu. Her gün bekarlığını desteklerdi. Dünya aşkında sadece **** olduğunu söyleyerek, evlilik mezarlarına yürüyen çoğu kişiyi hor görürdü. Daha sonra He ailesinin babası kızmış ve onu kör randevuya zorlamıştı. Gittiğinde ise Xu ailesinin en küçük kızı Xu Ran ile karşılaşmıştı.
Xu Ran geleceği parlak biriydi. A ülkesindeki en ünlü üniversitede psikoloji derecesi almıştı. Okumaya devam etmek istedi. Sonuç olarak Xu'nun ailesi çalışmayı bırakmıştı. Buraya geldiğinde Xu Ran için kör randevu ayarlamışlardı ve gürültücü He Jiagong ile tanışmıştı.
He Xudong, çocukluğundan beri güzel bir kız görmemişti. Giyinme konusunda çok spesifik olmayan Xu Ran'ı görünce, üç işaretçiyi (evliliği) reddetti, ancak görünüşü ve nezaketi son derece iyi sürdürmüştü. Zengin bir hanımla değiştirirseniz, muhtemelen yakışıklı beyefendisi tarafından tekrar karıştırılacaksınız. Ama Xu Ran uzun yıllardır psikoloji boşuna okunmamıştır, He Xudong'un göz hareketlerindeki hafifliği onu açıkça ortaya koymuştur.
(Paragraf biraz anlamsız oldu ama üzgünüm anca bu kadar düzeltebildim)
İkisi arasındaki birkaç günlük temastan sonra He Xudong, Bayan Xu'nun zarif, asil, güzel ve gökyüzündeki ay kadar parlak olduğunu söylemek için ilk adımı attı. Lu Fu buna layık olmadığından sonra Xu Ran da gülümsedi ve çıplak olduğunu söyledi. Üreme için her yerde açık olan erkek tavuskuşu ilgilenmiyordu.
He Xudong o sırada sersemlemişti ve o kadar öfkeliydi ki ciğerleri patladı.
Bu şekilde ikisi de resmi masaya oturmuşlardı, bu da torunu He'yi taşımanın doğru olmadığını, Lin Han'ın sözleriyle, bir gün Xu Ran tarafından temizlenmekten rahatsız olduğunu söyledi. O Xudong, ekildiğini bilerek, aptal değildi, sadece romantik borçlarını düzenler, rafa koyar ve ciddi şekilde takip eder.
Sonunda, karısı yakalandı ve adam bile tamamen karısı ve kölesi oldu. (adam karısı olmuş)
Xu Ran neredeyse ifadesiz olan Liao Fei'ye baktı ve öksürdü, ellerini gevşetti. He Xudong kırmızı kulaklarını ovuşturdu ve karısının gerçekten onun karısına zorbalık etmesinden nefret ettiğini mırıldandı.
ÇN:beynim yandı...
"Artık beni sevmiyorsun." Bu çocukça sözler, Xu Ran'ın gözlerine devirmesine yol açtı. Onunla ilgilenmek için uğraşmadı bile. Xudong dudaklarını sarkıttı, Xu Ran'a Yi Tian ve Mu Ran hakkında bilgi vermek üzereyken, Mu Ran uyandı.
Xu Ran, Mu Ran'ın gözlerine baktığında, adamda yanlış bir şeyler olduğunu anlamıştı. Sadece He Xudong ve Liao Fei'yi uzaklaştırdı, onu ve Mu Ran'ı odada yalnız bırakmaları ve kimsenin içeri girmemesi konusunda uyardı. Yi Tian hastaneye gelene kadar orada kimse yoktu.
Yi Tian, Liao Fei'nin açıklamasını dinledi ve duvara karşı sessizce sigara içerken bir şey söylemedi. He Xudong onu böyle gördüğünde endişeliydi, "Seninle neler olduğunu söyledim, onun gerçek aşkın olduğunu öğrenene kadar söyleme! Lin Han denen çocuk seni öldürmeli!"
Lin Han, Yi Tian'ı sever. Bu herkesin bildiği bir sırdı. Uzun yıllar boyunca Lin Han, Yi Tian'la dolaşmıyordu çünkü evlenmelerini ve bir aile kurmaları gerektiğini biliyordu. Diğer insanlarla yatağa gidebilirsin, oynayabilirsin, ama kardeşler oynamadığında geri dönemezsin.
Lin Han uzun yıllardır bu kadar kısıtlanmış durumdaydı. Ortada bir Jane Ning olmasına rağmen, nihayet Yi Tian ile ilgisi yoktu. Başka bir Mu Ran'ın yarıya kadar öldürüldüğünü bilen ve böyle çılgın bir araç kullandı, Lin Han bu kişiden nefret ediyordu.
"Bilmiyorum." Uzun bir süre sessiz kaldıktan sonra Yi Tian ifadesizce tek kelime bıraktı. Yakında kalp krizi geçireceği sırada Xudong başka bir cümle daha ekledi. "Belki onun için suçlu hissediyorum."
Mu Ran'ı sevmesi imkansız, kasıtlı olarak sana yaklaşmaya çalışan birini nasıl sevebilirdin ki? Yi Tian alayla gülümsedi, bu kişi nasıl basit ve zararsız görünüyordu? Yi Tian şimdi onun şaka olduğunu düşünüyordu. Bir süreliğine bu kişinin görünüşü tarafından aldatılmıştı ve nerdeyse bu alçak ve pis farenin başkalarından yemek çalmayı sevdiğini unutacaktı. Bu yüzden Yi Tian onu hayatta tutmaya karar verdi, amacını görmek için bekledi ve gerçek yüzünü göstermesini istedi. Diz çökmesini izledi Gözyaşları akarken yalvarıyordu.
Kim bilebilirdi ki üç yılın geçtiğini. O kişiyi ne kadar azarlarsa azarlasın ya da hakaret ederse etsin, ondan ayrılmamıştı veya bir kuruş bile istememişti. Yi Tian sarsıldı, Mu Ran'ın neden öyle olduğunu anlamıyordu. Bu aşk gibi değildi. Bu şeylere inanmıyordu.
"Kendini suçlu hissedersen ona biraz para gönderebilirsin. Ona kendini adamış gibi hala ona bakıyorsun? Eğer ölecekse ölmesine izin ver, öldüğünde mutlu olacak." Bir sigara yaktı ve duvara yaslandı.
Yi Tian ne söyleyeceğini düşünürken kaşlarını çattı. Xu Ran kapıyı açtı ve elindeki tıbbi kaydı çevirirken Yi Tian'ın önüne doğru yürüdü. Başını kaldırmadan, "halüsinasyonlar, halüsinasyonlar, yavaş düşünme, iletişim engelli, horlama psikozu. İnsanların ölmesini, yaşamasını ya da delirmesini mi istiyorsun?" Dedi.
Yi Tian'ın Xu Ran'a cevap vermesini beklemeden önce konuşmasını hızlandırdı ve "Deli olmasını istiyorsan, onu akıl hastanesine gönder. Eğer ölmesini istiyorsan, onu yatağa at. Bir saat içinde onu kimse gözlemesin. Bu dileğini yerine getirmene yardımcı olacaktır." durakladığında sesi gülünçtü. " Eğer yaşamasını istiyorsan, onu soy ağacına kat ve evine götür."
Kimse konuşmadı.
Yi Tian, Xu Ran'a sersemlemiş şekilde bakıyordu. He Xudong konuşmayı bölmek için elini kaldırdı. Xu Ran elini sertçe salladı ve öfkeyle, "Anlayamıyorum. Yaptığı şeyi yaptı, ama son üç yıl içinde sana zarar verdi mi? Seni ne kadar suçladı? Gerçekten nefret edersen o kadar çok insanı üç yıl önce temizledin. Onu kasıtlı olarak işkence etmeye ve insanların neredeyse çökmesine neden olmaya karar verdin mi? Büyük bir zevk veya başarı duygusu hissediyor musun?"
Xu Ran, makineli tüfek gibi bir ciyaklama ile bir çok şey söyledi, sonra He Xudong, bir grup aptal insanla Yi Tian'ın yüzüne bakmak için geri döndüğünde, koştu ve Xu Ran'ı çekti. Koştuğu için kendini rahatlatmak zorunda kaldı: "karıcım, sakinleşmeme izin ver." Kahretsin, Xu Ran Birkaç yıl önce Yi Tian'ı tanıdıysa... ....Sarhoş bir grup genç, Mu Ran'ı kandırıp kulübe götürmüş, ağzını bağlamış ve odaya atmıştı. O gece, Yi Tian'ın kulübündeki bütün çarşaflar yerlerdeydi...He Xudong bir anlığına dondu. Xu Ran ölene kadar bunu bilemezdi!
------------------------------------------------------
--------------------------------
Merhaba.
Son paragraf için cidden üzgünüm. Ne yaparsam yapayım anlamlandırmadım.

İyi Okumalar.
Sizi Seviyorum!


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


19   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   21 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.