Yukarı Çık




13   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   15 

           
Elody'nin beklediği gibi, ekin sayısı ertesi yıl muazzam bir şekilde arttı.
 
Halkın refahı daha iyi hale geldi. Yeni tarım teknolojisi uygulaması, yoksulluğun azaltılmasına yardımcı olmuş, tımar ve vatandaşları için gelir artışı sağlamıştı. Piyasalardaki fiyatların düşük ve sabit kalması ve daha fazla insanın toprağa taşınmasıyla istikrarlı gelir durumuna gelinmişti.
 
Elody ayrıca şövalyeleri beslemek ve silahlarının ve zırhlarının kalitesini iyileştirmek için onlara önemli miktarda para yatırdı.
 
Ve birkaç mevsim geçtikten sonra ...
 
Caville nihayet on iki yaşındaydı ve boyu artık yaşındaki erkeklere oldukça yakındı.
 
Öte yandan Elody on sekiz yaşına girdi. Güzel bir kız olarak büyümüştü. Pembe saçları ve asil duruşuyla odalarda vals yapar gibi dolaşırken çaba sarf etmeden başı dikti. Şövalyeler kendilerine engel olamadan gözleri ona çekiliyor ve güzelliğinden dolayı kızarıyorlardı.
 
Ancak Caville’nin savaşa gitmesine bir yıl kalmıştı.
***
‘‘Madam, madam! Yeni bir bitki türü buldum! " Anna, Elody’nin seranın yanında bulunan laboratuvarına girerken söyledi.
 
"Gerçekten mi? Tekrardan?" Elody, bel uzunluğundaki saçlarını kalın bir kurdele ile at kuyruğuna bağlarken sordu.
 
Şu anda en yeni araştırması üzerinde çalışıyordu.
 
"Evet! Şuna bakın madam! Eşsiz, değil mi? "
 
‘‘Nedir bu?’’
 
Elody Anna’nın getirdiği çimenlere baktı.
 
Serada bitkiler evrim geçirdikçe alışılmadık yeni bitkiler büyüyecekti.
 
Anna bitkiler konusunda bilgiliydi ama bazılarını tanıyamıyordu.
 
Elody de çoğu zaman bilmiyordu ama önceki hayatında gördüğü gibi tanıyabildiği bazı bitkiler vardı. Böyle zamanlarda Elody, modern yaşam bilgisinden yararlanabildiği için minnettar hissediyordu.
 
‘‘Bunun ne olduğunu bilmiyorum…’’ dedi Elody.
 
‘‘O zaman köklerini de çekelim mi? Ben sadece gövdesini çektim…’’
 
‘‘Peki… Daha sonra yapalım. Biraz dinlenmeye ihtiyacım var.’’ onu çim bıçağını yere koyup ağrıyan boynunu ovuştururken diye cevapladı Elody.
 
Araştırmasına birkaç gündür odaklandığı için yorgundu.
 
Ağrı kesicilere ek olarak çeşitli ilaçları incelemek zorunda kalmıştı.
 
Elody aceleciydi çünkü Caville’nin savaşa gitmesine fazla zaman kalmamıştı.
 
Geliştirdiği ilaçlar kan durdurucu ilaçlar ve yaralar için merhemlerdi.
 
Zaten var olmalarına rağmen, Elody'nin yaptığı ilaçlar piyasadakilerden daha hızlı işe yarıyordu.
 
"Ah! Ya Caville? Hala eğitimde mi? " diye Elody sordu.
 
"Evet Madam. Şövalyelerle antrenman yapıyor. "
 
"Anlıyorum, o zaman lütfen döndüğünde bizim için bir akşam yemeği ayarla."
 
Anna başını eğip laboratuvardan çıkarken "Evet, madam," dedi.
 
Geçtiğimiz dört yıl içinde Cernoir Dükü ve Düşesi bölgede pek çok başarı elde etti.
 
Her şeyden önce, tarım arazileri büyük ölçüde değişmişti.
 
Elody'nin dediği gibi, tarım yöntemlerinde yapılan ayarlamalar, üretimde keskin bir artışa neden oldu.
 
‘Aslında onu bir tarih kitabından okudum’
 
Elody Norfolk dört aşama sisteminin işe yaramasından gurur duyuyordu.
 
Tarımın canlanmasıyla birlikte bölgede yaşayan insanların yaşamları zenginleşti ve doğal olarak nüfus da arttı.
 
Elody'nin tıbbı da düklük ekonomisinin yükselmesinde büyük bir faktör oynadı.
 
Eğer böyle devam ederse düklük öngörülemez yüksekliğe ulaşacaktı.
 
Ama en çok değişen şeylerden birisi Caville’di.
 
Caville neredeyse Elody’nin onun yaşındaki boyuna yakındı.
 
‘‘Oldukça kısa sayılırım ama…’
 
Üç yıl önceden beri Elody’nin Caville’nin kılıç derslerine katılmasına gerek yoktu.
 
Brien’in ateşli şikayetlerine rağmen bunu tavsiye eden kişi Caville’di.
 
‘‘Eşim, Sör Brien ile antrenman yapma vaktim geldiğinden ben şimdi ayrılıyorum’’ dedi resmice.
 
Evli çiftlerin birbirleriyle resmi konuşmayı kullandıklarını uşaktan duyduktan sonra Caville, Elody ile resmi konuşmaya başlamıştı.
 
Caville ilk kez böyle konuştuğunda, ‘Sevgili eşim, yemek zamanımız geldi’ dedi.
 
Elody onun çok tatlı olduğunu düşünmüştü ve neredeyse bayılacaktı!
 
Elody, onun konuşma tarzındaki değişikliğe rağmen, Caville'e küçük kardeşi gibi davranıyordu.
 
‘Eğitimine bir göz atsam mı?’
 
Bir an düşündü ama sonunda başını iki yana salladı.
 
‘Artık onu daha fazla ziyaret etmemeliyim…’
 
Elody biraz acı hissetti ama katlanılabilirdi. Caville ona artık derslerine katılmamasını söylediğinde daha da kederliydi.
 
‘Nasıl bu kadar hızlı büyüdü? Sanırım Brien’in varlığı onu artık korkutmuyordu.’
 
Tabii ki Elody, Caville’in talebinin arkasındaki nedeni anlamıştı.
 
Kılıç eğitimi, yetenekleri geliştikçe kaçınılmaz olarak daha da yoğun hale gelecek bir şeydi.
 
Elody, her zaman incinebileceği korkusuyla derslerini izlerdi. Eğitimin çok zor olduğunu her düşündüğünde müdahale ederdi.
 
Bu yüzden becerilerini geliştirmesine yardım etmek yerine endişeleri bir engel haline geliyordu.
 
‘Annelerin oğlu ilk okula gittiğinde hissedilen duygu bu mu?’
 
Bu karar kolaydan alınabilecek bir karar değildi. Yine de kararını onun kendisini geliştirmesini istediği için verdi. Onun geleceğini güvence altına almak için üzüntüsünü geride bıraktı.
***
Elody, Caville'in eğitiminin bitmesini beklerken çayını yudumladı.
 
Beklerken, Marie'nin marketten getirdiği bir haber bültenine baktı.
 
Haber bülteni başkentin politik durumu ve sınırlardaki durum hakkında bilgi vermek için yayınlanıyordu.
 
Elody'nin yüzü, bültendeki makalelerden birini okuduğunda anında sertleşti.
 
‘Tapınak, savaşa katılmak üzere….’
 
Heklos İmparatorluğu, Friar kıtasındaki en büyük imparatorluktu.
 
Caville'in de katıldığı savaş doğudan Urta İmparatorluğu'na karşıydı.
 
Doğudaki topraklar batıdan daha küçüktü ve çeşitli imparatorluklar bir araya toplanmıştı.
 
Ancak bir gün, Urta İmparatorluğu doğuya dağılmış ve kıtanın geri kalanını istila etmeye başlayan küçük ülkeleri fethetmeye başlamıştı.
 
"Bu barbar insanlar ..."
 
Urtanlar, insanları avlamaktan zevk alan barbarlardı.
 
Friar Kıtasındaki çoğu nüfusun inandığı din olan Thyssers'ı küçümsediler.
 
Savaş boyunca, Urtanlar rahipleri ve büyücüleri de sapkın olarak damgalayarak katlettiler.
 
İmparatorlarının tek ve gerçek Tanrı olduğunda ısrar ettiler. Buldukları tüm rahiplerin ve büyücülerin, sanki hayatları oyuncaktan başka bir şeymiş gibi işkence ederler ve oynarlardı.
 
Öldürdükleri büyücülerin kurban olduğunu ve manalarının Tanrılarına daha fazla güç vereceğini iddia ettiler. Açıkça yanlış olmasına rağmen.
 
Elody'nin aniden kaşlarını çatmasından endişelenerek Marie ‘‘Madam, sorun ne?’’ Diye sordu.
 
"Hayır, hiçbir şey ..." diye içini çekti.
 
Çay dökmekte olan Marie haber bültenine baktı ve "İmparatorluk hükümeti Thysser Tapınağı ile resmi bir toplantı yapacak mı?" Diye sordu.
 
"Evet, çünkü artık ortak bir hedefleri var."
 
Tapınak ve imparatorluk hükümeti birbirine karşıydılar. Yüzeyde, işbirliğine dayalı bir ilişkileri varmış gibi görünüyorlardı. Ama gerçekte imparator, tapınağın imparatorluğun emri altına girmesini istedi ve tabii ki reddedildiler.
 
"Ortak hedefler mi?"
 
İmparator, batı sınırındakileri rahatsız eden Urta İmparatorluğu ile savaşmak istedi.
 
Ancak imparator bunu her önerdiğinde, tapınak bu fikre her zaman karşı çıkardı.
 
Neyse ki imparator için durum değişmişti.
 
Urtanlar sürekli olarak masum büyücüleri ve rahipleri öldürerek çizginin dışına çıkmıştı.
 
Bu nedenle, imparatorluk hükümeti ve tapınak bir anlaşmaya vardı. Düşmanı, Urtanları doğuya geri püskürtmek için birlikte çalışmaya karar verdiler. Anlaşma, birbirleriyle olan zayıf ilişkilerine rağmen galip geldi.
 
‘‘Marie hiç kaçırılan rahiplerle ilgili haberler duydun mu?’’
 
‘‘Evet, Urtanların onları vahşice öldürdüğünü duydum. Bu korkunç’’
 
‘‘Kesinlikle ve bu yüzden tapınak imparatorluk hükümetiyle güçlerini birleştirdi."
 
Savaş bir yıl içinde başlayacak.
 
İlk başta imparator, tapınaktan gelen ek birlikler nedeniyle savaşı kazanma şansının daha yüksek olacağını düşündü. Maalesef öyle olmadı.
 
İlk bakışta tapınak sanki savaşı yönetenlermiş gibi görünüyordu, ancak daha yakından incelendiğinde, birliklerinin aslında imparatorluk ordusunun arkasına saklandığını görebiliyorduk. Savaşın gidişatıyla birlikte bir iç anlaşmazlığın çıkması kaçınılmazdı.
 
‘Savaşın ortasında şövalyeler siyasi çekişme yüzünden ikiye bölündü. Ne kadar acıklı…’
 
Ancak, iç çatışmanın ortasında, Caville geldi ve birlikleri birleştirerek onların tarafını zafere götürdü.
 
Aniden tanıdık bir ses ona seslendi.
 
‘‘Eşim’’ dedi Caville.
 
Caville eğitimini az önce bitirip duş almıştı. Elody, o yemek masasına yaklaşırken yarı resmi bir kıyafet giydiğini görebiliyordu.
 
Elody ‘‘Caville eğitimini iyi yaptın mı?’’diyerek gülümsedi.
 
‘‘Evet yaptım, umarım seni uzun süre bekletmemişimdir’’ diye cevapladı.
 
‘‘Hayır, uzun sürmedi’’ diye Elody ona güvence verirken ‘‘Şimdi hadi gel ve yiyelim’’
 
Elody Caville’e elini uzattı ve onun ince uzun parmakları Caville’nin ki ile mükemmel birbirine geçmişti.
 
Caville hala genç olmasına rağmen her gördüğünde daha yakışıklı hale geliyordu.
 
‘Çok sıkıntı değil ama onun göz kamaştırıcı yüzüne gülümsek zor!’
 
Elody, Caville'in havuçları tabağından uzaklaştırdığını fark ettiğinde “Caville, sebzeleri yemelisin…” dedi
 
"……"
 
Caville, Elody'nin nazikçe azarlamasına karşı ağzını somurtarak isteksizce ağzına bir dilim havuç koydu.
 
Aniden, Elody kalp atışının göğsünde çarptığını hissetti. Büyük bir baskı hissetti, bu korkunç bir baskıydı. Belki de o bülteni daha yeni okumuş olduğu içindi ama sonunda Caville ile geçirecek fazla zaman kalmadığını anlamıştı.
 
Sadece Caville'i iyi yetiştirmeyi amaçlamıştı ancak zaman geçtikçe istemeden ona bağlandığını hissetti.
 
Onda hiç deneyimlemediği aile ve ilişkiye sahip olmuştu. Gününü aydınlatacak gözleri olmasaydı, kalbinde boşluktan başka bir şey kalmazdı.
 
Elody, Caville’in somurtkan haline nazikçe gülümsedi. Caville yemek yerken bile gülümsemesini sürdürdü, gülümsemesi yok olur olmaz acı gözyaşlarının sanki ağrıyan kalbine eşlik edecekmiş gibi yanaklarından aşağı akacağını biliyordu.
***
Caville fiziksel olarak büyüdükçe duygusal olarak da olgunlaşmıştı.
 
Bunun nedeni Elody’nin cesaretlendirmesiydi. Her gün ona ne kadar güzel, hoş ve havalı olduğunu ve onu ne kadar sevdiğini anlatırdı. Önceki korkusunun yerini sakinlik ve kendinden emin bir duruş aldı. Artık atlara tek başına binerken korkmuyordu.
 
Ancak, şimdi başka bir şeyden korktu….
 
Geçmişte Elody ne zaman elini tutsa ya da başını okşasa, bu tüm korkularından kurtulmak için yeterliydi.
 
Ama bu sefer kapıldığı korku, atlardan düşme korkusu ya da bir yetişkinin korkusu değildi. Bu sefer karşılaştığı tüm korkulardan daha büyüktü. Bu, ne sarılmasının ne de öpücüklerinin sakinleştirebileceği bir şeydi.
 
'Korkuyorum…'
 
Caville, Elody her zaman sanki ayrılacakmış gibi konuştuğu için korkmuştu.
 
Ne zaman malikanede dolaşsalar, Elody onu sinirlendirecek tuhaf şeyler söylerdi.
 
'Caville, imparatorluğa bir şey olursa, insanları korumalısın. Böylelikle imparatorluğun insanları da seni koruyacak. ‘
 
‘Caville, sorumluluk almalısın çünkü onları koruyabilecek tek kişi sensin.’
 
‘Yapabilirsin Caville. Hiçbir şeyden korkmana gerek yok. ‘
 
Elody, Caville'i yaklaşan savaşa hazırlamak için elinden geleni yaptı.
 
Tüm uyarılar, Caville'in önümüzdeki birkaç ay içinde gelecek ani haberler karşısında şok olmasını önlemek içindi.
 
Ancak sözleri küçük çocuğu tedirgin etmişti ...
 
Caville ve Elody yatak odalarına çekildiler.
 
Onlar hala kral yatağı gibi olan yatakta yatıyorlardı. Ama büyüdükçe geçmişte yaptıkları gibi sarılmak yerine ikili birbirlerinin ellerini tutarak uyuyakalırlardı.
 
Elini yavaşça Elody’nin yanağına yaklaştırırken avuç içiyle yanaklarını okşadı ve Elody parmak uçlarına dokunulduğunu hissettiğinde elinin onun parmaklarının arasına kaymasına izin verirdi. Böylece onun avuç ısısının kendisine geçtiğini hissederdi.
 
Caville kendi eliyle onun elini bir araya getirirken gözlerini kapadı ve gelecek için dua ederek yavaşça derin bir uykuya daldı.
 
Tek bir dileği vardı….
 
‘Lütfen beni eşimden ayırmayın ...’


**********************************************

Evet, yeni bir bölümle karşınızdayım. Umarım beğenirsiniz. Onun haricinde geçen bölümlerde biraz aksilikler oldu. Lütfen bu yüzden kusura bakmayın ama ne yazık ki bu sefer ben suçlu değilim. Umarım beğenirsiniz. İyi okumalar. Yarın görüşmek üzere...


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


13   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   15 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.