Yukarı Çık




14   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16 

           
“Efendim,Babanız sizi odasına çağırıyor.”
“Tamam Tina,geleceğim. Şoföre arabayı hazırlamasını söyle.”
Altın sarısı saçları odaya vuran ışıkla parlıyordu. Saçlarını ve üzerini düzeltti. Bu okul formasını pek sevdiğini söyleyemezdi. Odadan çıktı ve babasının odasına gitmek üzere merdivenlere yöneldi. Duvarlarda büyükbabası,babası ve kendisine ait fotoğraflar asılıydı. Biri hariç hepsinde mutsuzdu. Geniş salonun ortasındaki çerçeveleri eskimiş yırtık bir fotoğraf… Neden bir tek bu fotoğrafta gülümsüyordu ki…
Babasının odasının önünde durdu. Derin bir nefes aldı ve içeri girdi.
Bip. Bip. Bip.
“Geldin mi… Abel…”
Adamın sesi cılız ve kesik kesikti. Nefes almakta zorlanan adam yorgun gözlerini oğluna dikmiş acıyla bakıyordu.
“Evet, baba.”
“Baba.”diye geçirdi içinden Abel. Bu kelimeyi söylemek her ne kadar midesini bulandırsa da ölüm döşeğindeki adama son defa böyle seslenebilirdi.
“Abel…Oğlum, be-ben üzgünüm.”
“Neden baba?”
Bildiği bir soruyu sormak saçmaydı ama cevabı babasının kendisinden duymak istiyordu.
“Annen…Oğlum ben bir ha…ta yaptım…”
Adam öylesine zor nefes alıyordu ki makineye bağlı vücudu her nefes alışında titriyordu.
“Biliyorum baba, annem o yaşıyor değil mi?”
Adamın gözyaşları yanaklarından süzülürken yavaşça başını salladı.
“Be…ni af…fet.”
“Hayır.”
Abel’ın buz gibi sesi odayı dondururken adamın acı dolu gözlerine baktı.
“Seni asla affetmeyeceğim.”
“Hepsi… senin…içindi…”
“Benim için mi!” Abel artık kendini kontrol edemiyordu. “Benim kaç gece boyunca ağladığımı biliyor musun! Annemi sayıkladığımı… Ve sen gelmiş bana hepsinin benim için olduğunu mu söylüyorsun!” Ellerini saçlarına geçirmiş odada daireler çiziyordu.
“Ben seni sevmiştim,sana güvenmiştim! Peki sen ne yaptın? Annem…onu benden çaldın!”
“Be-ben özür…dilerim…”
“Sence de bunun için biraz geç kalmadın mı!” durdu ve iğrenerek adama baktı.”Senden nefret ediyorum.”
“…”
Birkaç dakika sessizlikten sonra Abel aniden kahkaha atmaya başladı.
“Ölüyorsun değil mi? Kaç günün kaldı, şunu biraz hızlandırmaya ne dersin?”
Abel adamın bağlı olduğu makinenin yanına gitti.
“Hayatın bu makineye bağlı değil mi…Oğlun tarafından bu makinenin fişinin çekilecek olması…Ne yazık!”
“Ya-yap…ma.”
“Annem de onu akıl hastanesine kapatırken böyle yalvardı mı! ”
“Oğ…lum.”
Abel fişe uzandı. Adam nefes almaya çalışıyor ve titriyordu.
Abel durdu ve eğilerek adamın kulağına fısıldadı.
“Ben senin kadar aşağılık değilim. Sen oğlun tarafından öldürülmeyeceksin ama annemin kocası tarafından hayatı çalındı.”
Abel doğruldu ve son bir defa adama baktı.
“Oğ…lum.”
“Bana oğlum deme! Senin oğlun ben değilim, hatırlasana bir çocuğun daha var.”
Abel hızlı adımlarla kapıya vardı ve kapıyı çarparak odadan çıktı.
İşlemeli geniş kapıya sırtını yaslayarak derin bir nefes aldı.
Yanağındaki sıcaklıkla irkildi.
“Lanet olsun!” Gözyaşlarını hızlıca koluyla sildi ve merdivenlerden inerek bahçeye çıktı.Siyah araba hazırdı.İlerledi ve arabaya bindi.

“İyi dersler efendim, okul çıkışı burada bekleyeceğiz. Bir isteğiniz var mı?”
“Hayır, gidebilirsiniz.”
Araba uzaklaşırken Abel okul kapısının önünde dikiliyordu. Kafası öylesine doluydu ki okulu umursadığı söylenemezdi.
Yavaşça ihtişamlı okula doğru ilerlemeye başladı. Arkasından gelen bağrışmalarla durdu ve arkasına baktı.
“Ben çocuk değilim!”
“Benim için hala çocuksun,Nick.”
“Sana kendim gelebilirim demiştim!”
“Nick, bağırmayı kes ve sakin ol dışarıdayız.”
“Senden nefret ediyorum!”
“Nick…”
Genç bir adam ve aynı yaşta olduğunu düşündüğü bir çocuk kavga ediyordu. Abel sabah babasıyla yaşadığı kavgayı düşündü.
“Senden nefret ediyorum.” Ona böyle demişti değil mi? Duyguları hala değişmemişti ama öylesine büyük bir çıkmazdaydı ki.
“Merhaba Nick!”
Bu ses Abel’ı düşüncelerinden çekip çıkardı.
“Ah, Amy merhaba.”
Rüyasında gördüğü kız ve bu ona çarpan kız değil miyidi?
Abel dikkatle kızı izlemeye başladı.
Yanında demin adamla kavga eden çocuk da vardı.
Abel okul bahçesinin ortasında durmuş meraklı gözlerle ikisine bakarken aklına bir fikir gelmişçesine gözleri parladı ve uzun paltosunun cebinden telefonunu çıkarıp bir numara tuşladı.
“Felix, benim Abel Rose. Sana bir görev vereceğim. Okulun önünde buluşalım.”


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


14   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   16 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.