Yukarı Çık




52   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   54 

           
Chu Lian’ın kaşları birbirine yaklaşırken çok da uzakta olmayan, mevkilerine uygun olarak giyinmiş genç kızlara bakıyordu. Neler oluyordu?
Romanda olan kaçmaya çalıştığı olay, Dingbo Salonu’nda olmuştu. Ayrıca bu asil kişiler o olaya dahil değildi. Bu prensesler neden şimdi ona bakıyorlardı?
Chu Lian bir baş ağrısının geldiğini hissetti. Hangi prensesin hangisi olduğunu bile bilmiyordu...
Kim olduklarını ya da ailelerini bilmediği için, onlara karşı sadece eğilerek selam verebilirdi.
“Yuanqin Kardeş, bu He abinin terk ettiği kadın mı?” Arkada duran biraz daha büyük olan kız, kibirli bir şekilde güldü. Dingyuan Hanesi’nin beşinci meşru hanımıydı, Zou Yuanqin. Yaşı henüz yeni gelmişti ve Prenses Leyao’nun çalışma arkadaşlarından biriydi. Chu Lian’ın duyduğu ani sözler ondan gelmişti.
“İmparatorluk Prensesi gözleriniz çok keskin.”
İmparatorluk Prensesi Leyao, bugün neredeyse Chu Lian’la kıyafetlerinin renklerinden pişti olacaktı. Hatta yakut bir saç tokası bile takmıştı.
Ama onun kıyafetindeki işçilik çok daha sıra dışıydı ve kullanılan malzemeler belli ki oldukça nadir bulunan cinstendi. Eteğinde çok güzel desenler işlenmişti ve hatta kumaşa küçük değerli taş parçacıkları dokunmuştu. Üzerlerine ışık vurduğunda sanki gece gökyüzünde parlayan yıldızlar gibi görünüyordu, hem zarif hem de gösterişliydi.
Buna kıyasla Chu Lian’ın benzer kıyafeti çok daha zayıf görünüyordu. Ama Chu Lian’ın narin görünüşü ince bedeni ve güzel figürüyle giyindiği basit, pembe elbise bile gençliğinin en güzel döneminde olduğu için ona ayrı bir hava katıyordu. Buna karşılık on bir yaşındaki İmparatorluk Prensesi Leyao hala yeterince olgunlaşmamıştı. Karşılıklı durduklarında ikisinin de kendine özgü bir etkileyiciliği vardı. Ama kıyafetlerine yakından bakınca Chu Lian’ın kıyafeti karşılaştırmaya bile değmezdi. Saçındaki kelebekli yakut toka başta parlak ve güzel görünmüş olsa da İmparatorluk Prensesi Leyao’nunkiyle karşılaştırılınca etkisini tamamen kaybetmişti. Etraflarında bir uğultu oluşmaya başlamıştı, Chu Lian ona atılan bakışlardaki küçümsemeyi hissedebiliyordu.
“Ne kadar sefil!” İmparatorluk Prensesi bunu söylerken yapmacık bir şekilde gülümsedi.
Prensesten gelen bu tek yorumla uğultu daha da yükseldi. Dikkate almamak için çabaladığı bütün sesler kulağına doluşmaya başladı.
“Jing’an Hanesi’nin Ying Hanesi’yle bağlanmasının sebebi... Doğurgan kadınları değil miydi?”
“Duydunuz mu? He Sanglang ailesini iki gün önce terk edip başkente gitmiş!”
“Haha, gerçekten de şaka gibi. Erkeği olmadan bir kadının doğurganlığı ne işe yarar?”
“Bu doğru değil mi? O sadece basit bir kız. Digyuan Yerleşkesi’ne gelirken şunu giydiğine inanmıyorum. Ne kadar utanç verici.”
“Sanırım hiçbiriniz henüz bilmiyorsunuz. Altıncı Madam Chu’nun en başında hiç de iyi bir itibarı yoktu. Korkarım ki karısından hoşlanmadığı için He Sanglang terk etmek zorunda bırakılmış!”
....
Ying Hanesi’nden Madam Rong lavaboya gitmişti ve daha yeni dönmüştü. Mei Avlusu’ndaki patırtıyı duyunca merakla oraya doğru baktı. Tam o sırada ana daldan Bayan Su geldi ve Madam Rong’un kolunu tuttu. Solgun bir yüzle konuştu:
“En Büyük Abla, Altıncı Kız Kardeşime zorbalık yapılıyor. Ona neler dediklerini bir duysan, utanç verici.”
İkinci daldan Sekizinci Hanım, Bayan Yuan da geldi. Öfkeyle gözlerini devirerek, “Evliliklerinden günler sonra kocası tarafından terk edildi. Hala gururunu ayaklar altına alarak buraya gelmeye cesaret ettiğine inanamıyorum!”
Madam Rong’un ifadesi anında değişti. Önce Bayan Yuan’a baktıktan sonra, Bayan Su’ya sordu:
“Tam olarak ne oldu?” Başta Jing’an Hanesi He Changdi’nin kuzey sınırına gitmek için ayrıldığını saklamıştı. Ama bir şekilde haberler dışarı sızmıştı.
Zamanının çoğunu iç avluda geçiren Madam Rong dışarıda olanlardan çok haberdar değildi. Bayan Su’nun açıklamasını duyduktan sonra yüzüne ciddi bir ifade kondurdu.
“İmparatorluk Prensesi Leyao, Asil Prenses Duanja ve Feodal Prenses Anmin’in burada olduğunu mu söyledin?”
“Evet. İmparatorluk Prensesi Leyao’nun sözlerine bakarsak kız kardeşimden çok hoşlanmıyor.”
Bayan Yuan öfkeyle ayağının yere vurdu.
“Şu problemli kız! Ne zaman prensesleri öfkelendirdi?! Şimdi biz de onunla birlikte soruna karışmak zorunda kalacağız. Zamanında Jing’an Hanesi’ne katılmasına izin verilmemeliydi!”
“Bayan Yuan, saçma sapan konuşmayı bırak!” Madam Rong alçak bir ses tonuyla onu azarladı.
Burası Ying Yerleşkesi değil, eğer öyle olsaydı Madam Rong bu kadar rahat konuşmalarına izin veremezdi. Chu Lian Ying Hanesi’nde çok değer görmemiş olsa da evlendiğinden beri yaptığı her şey Ying Hanesi’ni yansıtıyordu. Burada olduğu için Chu Lian’ın içinde olduğu durumu görmezden gelemezdi.
Chu Lian kulakları kanayana kadar He Changdi’yi azarlamak istedi. He Abi mi? Bu ne zaman prensesi baştan çıkarmıştı? Ayrıca Prenses hala oldukça küçüktü. Yaşına göre biraz fazla olgun değil miydi?!
Asil Prenses Duanja, İmparatorluk Prensesi Leyao’nun yanında duruyordu. Prenses Leyao’dan bir kafa boyu kadar daha uzundu ve yüzünde oldukça soğuk bir ifade vardı. Ama bakışları Chu Lian’a odaklanmıştı. Çok da uzak olmayan bir mesafeden Wei Fengzi de koridorun dışındaki olayları fark etmişti. Chu Lian’ı kalabalığın ortasında ayakta dururken görünce dudaklarının kenarı kıvrıldı. Chu Lian yardım istemek için hizmetçi göndermediğinden sadece oturdu ve rahat bir şekilde izlemeye başladı.
Feodal Prenses Anmin, Chu Lian’a doğru küçümseyici bir bakış attı.
“Onu gördüğümüze göre, hadi artık gidelim Leyao.”


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


52   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   54 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.