Yukarı Çık




8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 

           
  -9-

  Bunu okuyan kişi, kimliğini bile bilmediğim "henüz bulunmamış arkadaşım", sana bir sorum var. Hayatın boyunca kaç dilim ekmek yediğini hatırlıyor musun?

  Ben hatırlamıyorum.

  Ölümsüz bedenimi idare edebilmek için "yediğim" hayatlar sayılamazdı. En başta denediğim için söylüyorum bunu.

  Neyse ki, genç kadınların kanları vücudumun çoğunluğunu iyileştirebiliyordu, bu yüzden sayılması imkansız olsa bile bu tip insanların öğünümün çoğunluğunu oluşturduğunu söyleyebilirim. 

  Tabii ki, hiçbir insan kaç dilim ekmek yediğini hatırlamaz---- Ama bunun dışında, ben ilk yediğimi hatırlıyorum.

  İlk dilim ekmeğim.

  Aldığım ilk can.

 Dario Brando... Babam.

  Gerçekten tatsız bir ekmek dilimiydi.

  Modern terimlerle, strafor yemek gibi bir şeydi.

  Doğu ilaçlarıyla bir insanı gizlice öldürmek gerçekten zevk veren bir şey değildi. Babam ölmüş olsa bile ben hiçbir başarı hissetmedim.

  Başarı hissinden iz yoktu.

  Tek olan şey sancılı geçen şüphe süreçleriydi.

  "Gerçekten onu öldürmem gerekli bir şey miydi?"

  "Bendeniz, Dio'nun elini kana bulamasına gerek var mıydı?"

  Düşündüğüm buydu.

  Boşunaydı.

  Tüm o içişi yüzünden zaten onu kendi haline bıraksam bile vücudu çok fazla dayanmazdı. Çoktan her gün ilaç alması gerekecek kadar çökmüştü zaten.

  Onun için zehiri almaya gitmiş olmasam, basitçe ona ilaçlarını vermesem---- Hatta ilacı alacak parayı kazanmasam muhtemelen yeterli olurdu.

  "İlacı siktir et, bana alkol al!" derdi hep.

  Eğer onu dinleseydim, muhtemelen birkaç yıla ölürdü.---- Neden o süre boyunca beklemedim ki?

  Belki de "rahatlayacağım" hissi yüzünden onu öldürmek istedim. Belki de tüm olay buydu. Ölümü ne kadar tatsız olursa olsun, belki de babamın bizzat kendi ellerimde ölmesini istedim.

  Belki de bunu yaparak cennete tek gidişlik biletimi elde ederdim.---- Eğer cidden durum buysa, işin sonunda, bunu yapmak görevimmiş gibi hissettim. Ve babamı öldürme görevini tamamladım.

  Ama tek elde ettiğim kocaman bir boşluktu.

  Babam öldü.

  Harbiden öldü. Tıpkı bir böcek gibi.

  Doğu ilacının olağaünstü etkisi oldukça etkileyiciydi---- Beklenenden bir gün bile geçmeden, tam gününde babam öldü.

  Kimse benden şüphe duymadı.

  Babam da benden şüphe duymazdı zaten.

  En ufak bir savurganlık bile yapmadan mükemmel bir cinayet işledim---- O zamanki yorumum buydu bu duruma.

  O ekmeği yedim.

  Ama zerre doymadım.

  Tadı olmayan bir şeyi tatmak gibiydi. Yerken zorlandım.

  On yılları aşkın zamanımı çalan babamı öldürdüm, ama yine de, ben doymadmı. Acıkmayı sürdürdüm.

  Tam aksine, babamı öldürmenin bana verdiği his "doyum"dan çok "açlık" oldu.

  "Ben acıktım." 

[img]https://image.mngtr.site/manga/01-2022/jojo-s-bizarre-adventure-over-heaven/jojo.webp[/img]


Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.


8   Önceki Bölüm  Sonraki Bölüm   10 




DISQUS - Mangaya Ait Yorumlar

*Not: Yorum Yazmadan Önce;

  • Spoiler butonu kullanılarak spoiler yazılabilir fakat buton kullanılmadan spoiler verenler uyarılmadan süresiz engellenecektir ve geri alınmayacaktır.,
  • Küfür, siyasi ve seviyesiz yorumlar,
  • İçerikle alakasız link paylaşımları yasaktır.
  • İçeriği çeviren gruplar dışında site reklamı yapanlar sınırsız uzaklaştırılacaktır.