Yukarı Çık




23   Önceki Bölüm 

           
 24.Bölüm - MUTLAK SINIR!

—————————————————————

> “Baba sana daha sonra annemle birlikte açıklasam nasıl olur?
Sonuçta her şeyi açıklamak kısa sürmeyecek.“ dedim babama.

> “Hmm.. Peki Kael, bu şekilde daha verimli olur.“ dedi ve sonunda Canavar İni’ne doğru yola koyulduk.

...

—————————————————————

...

Boyutum’dan çıkıp Ocsilaus’a geri döndük ve ben Syr’i kucağıma aldıktan sonra eskiden gittiğimiz Canavar İni’ne doğru saatte 80 - 90 Km/S hızla yol aldık.

...

Yaklaşık 20 dakikada Canavar İni’ne vardık, sonra fiziksel güçlendirme kullanıp 500%’lük bir fiziksel artış kazandım. Sonra babama,

> “Baba tam hızda koş, senin hızına göre fiziksel gücümü arttırıp hızımı artıracağım.“ dedim.

Sonra babam yaklaşık olarak saatte 3.000 kilometre hızla koşmaya başladı, ben de fiziksel artışı saniyede 5.000%’e kadar çıkardım ve babama anca yetiştim.

Durmadan daha derinlere doğru koşmaya başladık ve 1 saat boyunca koştuktan sonra neredeyse en derin yerlere geldik. Sonuçta bu Canavar İni 10.000 Km² kadar büyük.

Artık etrafımızdaki en güçsüz canavarlar ^Altın^ Kademe civarında; Canavar İni’ndeki patron canavarlar ise ^Platin^ ile ^Elmas^ Kademe olarak değişmekte.

> “Syr, saniyede 10 milyon Mana kullanıp +12.500% Fiziksel Güçlendirmeyi etkinleştir, sonra her saniye 200 milyon Mana kullanıp kendini iyileştir.
Kendini iyileştirme sebebin ise kasların patladığı zaman anında iyileşmen için.“ dedim Syr’e.

> “Kaslarımın patlaması mı?? – Sen ciddi misin, Kael!“

> “Evet Syr, ciddiyim ama istiyorsan Fiziksel Güçlendirmeyi kademe kademe artırabilirsin. Bu sayede daha az acı hissedersin.“ diye açıkladım Syr.

> “( ;`Д´).. Peki o zaman öyle yapayım bari.“ dedi ve ilk başta 100% olacak şekilde 1.000%’ye kadar artırdı. Ondan sonraki her dakika ise 1.000% olacak şekilde arttırdı ve 15 dakikanın sonunda kasları binlerce kez parçalanıp yeniden iyileşti. Bu sayede kasları artık +12.500% Fiziksel Güçlendirmeyi kaldırabileceği kadar güçlendi.

Ama bu hiçbir kalıcı güç artışı sağlamadı, sadece yorulmadan 1 saat antrenman yapabiliyorsa artık 10 saat yapabilir durumda. Bence 15 dakikalık acı karşılığında bu kas dayanıklılığı artışı gayet güzel.

Gerçi Syr acı yüzünden ağlamış olsa bile hiç inlemedi bile. İşte Syr’i bu yüzden seviyorum; onun iradesi oldukça güçlü. Hatta kabul etmek istemesem bile benden bile daha büyük bir iradeye sahip olabilir.

Sonuçta ben oturduğum yerden güçleniyorum ve sadece 2 defa ölümle burun buruna geldim; Syr ise ölümlü bir çocuk iken her zaman zorbalığa maruz kaldı ve belki de yüzlerce kez dövüldü.

Bunları bazen sorarım çünkü ben yokken yapılmış olsa bile benim olana el kaldırmış birinin acı çekmesi gerekir. Ama Syr bu konuyu her açtığımda geçiştirdi, bende o yüzden sormayı bıraktım.

...

> “Tamamdır, artık fiziksel olarak ^Platin^ Kademe ile kapışabilirsin, Syr.“

> “.. Evet, haklısın Kael. Vücudumda akan gücü kontrolsüz bir şekilde kullanırsam tek bir yumruğum ile 5 Km² kadar alanı tanınmaz hâle getirebilirim.“

> “İşte bu yüzden Uzman Yetiştiriciler, güçlerinin üzerinde tam kontrole sahip olana kadar antrenman yaparlar veya Manalarını sıkıştırıp saldırabilecekleri bir saldırı yaratırlar.“

(Yazar Notu: Bildiğin beceri yaratmak değil, sadece belli becerilerini daha da geliştirmek veya çok uzun süren antrenmanların sonunda yeni beceriler öğrenmek)

> “Büyük ihtimalle babam tüm gücü ile yaklaşık 250 Km² alanı yok edebilir.“

> “Kael haklı, eğer gücümü kontrol etmezsem dediği kadar büyük bir yıkıma yol açabilirim. Ama işte bu yüzden Uzman Yetiştiriciler kontrolünü yükseltiyor; sonuçta iki kişinin dövüşünün çevreyi yok etmesi ne kadar gereksiz, değil mi? Sonuçta yaşadığımız gezegen yok olursa nerede yaşayabiliriz.“ diye devam etti babam benden sonra.

> “.. Neyse, içinde 1 Elmas Kademe ve 19 Platin Kademe bulunan bir ini buldum, ve on binlerce Altın Kademe bulunmakta. Orayı temizleyip evinize dönelim.“ dedim ikisine de.

> “Tamamdır Kael! / Peki oğlum.“ diye cevapladılar ikisi de.

...

Yaklaşık olarak 5 dakika daha koştuktan sonra Canavar İni’ne yaklaştık ve saldırmaya hazırlandık.

> “Baba, sen Elmas Kademeyi ve 10 Tane Platin Kademeyi halledeceksin, ben 8 Tane Platin Kademe ve 7.000 Tane Altın Kademe ile ilgileneceğim, Syr sen de kalan 1 Platin ile kalan yaklaşık 3.000 olan Altın Kademeleri halledeceksin.“ dedim onlara.

İkisi de kafalarını sallayıp onayladı ve üçümüz birlikte Canavar İni’ne saldırmaya başladık.

Babamla ben hızlı bir şekilde inin derinliklerine daldık ve öldürme niyetiyle yedi bin kadar Altın Kademe canavarı kendime doğru çektim. Babam ise aurasıyla 1 adet platin inin içinden kaçmasını sağladı; sonuçta onlar ile Syr ilgilenecekti.

Syr inin dışından canavarlarla savaşmaya başlamıştı bile ve kolayca hepsini öldürüyordu.

Babam ise sadece ona verdiğim kılıcı kullanıp canavarlarla savaşıyor ve kendini kısıtlamaya çalışıyordu. Bunu fark edince babama:

> “Baba, senin istatistiklerini azaltmamı ister misin? İstiyorsan bir yüzdelik söyle!“ diye bağırdım.

Babam bir süre düşündükten sonra:

> “Yüzde elli!“ diye bağırdı bana.

Ben ise hemen canlılık ve zeka hariç istatistiklerini yarıya düşürmeye başladım. Ama kısıtladığım kişi benden güçlü ise rızası gerekir; bu yüzden:

> “Sakın karşı koyma!“ diye bağırdım babama.

Babam ise onu saran enerjiye karşı koymadı ve artık istediğim zaman inaktif hâle getirebileceğim bir limite sahip.

...

Güçü yarı yarıya azalmış babamın artık kendini tutma sebebi kalmadı ve 1 Elmas ile 10 Platin Kademe canavarla heyecanlı bir şekilde savaşmaya devam etti.

Ben de babam gibi kılıcım dışında bir şey kullanmıyordum, sadece +5.000% kadar fiziksel artış.

Altın Kademe canavarları tereyağı keser gibi kesiyordum; sadece 7 adet Platin Kademe beni zorlayabiliyordu.

...

Babam işini 1 saatte bitirdi ve bizi beklemeye başladı. Ondan sonraki 1 saat içinde Syr ve ben canavarları tamamen öldürdük.

Ben ise bütün canavar cesetlerini boyutumda canavar cesetleri için özel olarak ayırdığım bir yere aktardım.

Ve söylemem gerekir ki Syr ile benim istatistik artışım oldukça fazla oldu:

Syr
3.000 Altın = 478.182
1 Platin = 1.119

Ben
7.000 Altın = 1.004.873
8 Platin = 8.233

Babam
1 Elmas = 357
10 Platin = 60

[İsim: Syr
Yaş: 8
Tür: Elf
Durum: Sağlıklı

Yetiştirme: Bronz (99,9%)
Beden Arıtma: Bronz (99,9%)

İstatistikler:
Can: 29.900/29.900 → 999.900/999.900 (100%)

Mana: 17.691/17.691 → 169.676/169.676 (100%) + [1B/1B]

Güç: 299[MAX] → 9.999[MUTLAK SINIR]

Canlılık: 299[MAX] → 9.999[MUTLAK SINIR]

Çeviklik: 299[MAX] → 9.999[MUTLAK SINIR]

Zeka: 299[MAX] → 9.999[MUTLAK SINIR]

———○ Beceriler ○———
『Çift Mana Toplama』(Nadir) [9/6]
『Çekirdek ve Vücut Geliştirme Değerlendirmesi』(Sıradışı)
『Değerlendirme』(Sıradışı)
『İyileştirme』(Nadir) [9/6]
『Kalıcı Mana Arttırma』(Nadir) [9/6]
『Ateş ve Su Büyüsü』(Nadir)
『Işık Büyüsü』(Sıradışı)
『Doğa Kontrolü』(Sıradışı)
『Hayranlık』(Sıradışı) [9/6]
『Doğa’nın Yenilenmesi』(Sıradışı) [9/6]
『Açgözlülük』(Efsanevi)]

[İsim: Cealus Vol Secilus
Yaş: 30
Tür: İnsan
Durum: Sağlıklı

Yetiştirme: Obsidyen (Başlangıç) [100T/864B]

Beden Arıtma: Ölümlü

İstatistikler:
Can: 78.000.000/78.000.000 → 78.417.000/78.417.000 (100%)

Mana: 5.200.000/5.200.000 → 5.241.700/5.241.700 (100%) + [1B/1B]

Güç: 99.999 → 100.416

Canlılık: 78.000 → 78.417

Çeviklik: 95.000 → 95.417

Zeka: 52.000 → 52.417

———○ Beceriler ○———
『Kılıç Aurası』(Nadir)
『Yenileme』(Sıradan)
『Değerlendirme』(Sıradan)
『Açgözlülük』(Efsanevi)]


---

Şimdi gelelim bana:

[Kullanıcı: Kael Oksileon
Yaş: 1 (+20)
Tür: İnsan
Durum: Sağlıklı

Yetiştirme: Gümüş (Başlangıç) (21,97%)

Beden Arıtma: Gümüş (Başlangıç) (21,97%)

Sistem Kademesi: Düşük (10%)

Fizik(ler): ??? (Kademe Yetersiz)

İstatistikler:
Can: 199.900/199.900 → 6.499.900/6.499.900 (100%)

Mana: 13.000.000.000/13.000.000.000 → 15.000.000.000/15.000.000.000 (100%)

Güç: 1.999 [MAX] → 64.999 [MUTLAK SINIR]

Canlılık: 1.999 [MAX] → 64.999 [MUTLAK SINIR]

Çeviklik: 1.999 [MAX] → 64.999 [MUTLAK SINIR]

Zeka: 1.999 [MAX] → 64.999 [MUTLAK SINIR]]

Zeka istatistiğimin artması sayesinde Mana puanı sınırım 2 milyar daha arttı.

Ve savaşırken boyutumu 7.899 m² daha genişlettim.
2.500.605 m² → 2.508.504 m²

...

> “Hey Catherine, istatistikleri daha da aşabilir miyim sence?“ diye sordum Catherine’e.

> [Ben bilmiyorum Kael, üzgünüm canım.] dedi Catherine.

> “Önemli değil Catherine, üzgün olmana gerek yok.“ dedim bir gülümseme ile.

Babam kendi kendime “Catherine“ adlı biriyle konuştuğumu görünce aklından birçok düşünce geçti ama umursamadı. Sonuçta akşam eve gidince önceki hayatlarımla ilgili her şeyi aileme anlatacağım.

> “Baba, Syr hadi gidelim.“ dedim onlara.

Sonra Syr’i kucağıma aldım ve yeniden +5.000% Fiziksel Güçlendirme kullandım, ama bu sefer hızım 3.000 Km/S yerine neredeyse 32.000 Km/S kadardı. Bu hızımı görünce Syr’in etrafında bir elemental kalkan yaptım.

Ve babam ise benimle aynı hızda koşmaya başladı.

Eve yaklaşık 10 dakika içinde vardık –evet, 10 dakika! Bu hız artışı gerçekten çok iyiydi.

Eve vardığımızda üçümüz hemen boyutuma girdik ve bu sefer babam da dahil olmak üzere kaplıcaya girmeye karar verdik. Ama babama sorduktan sonra, annemi de davet edeyim mi sorusuna olumlu cevap verdiği için annemin yanına ışınlandım ve onu da kaplıcaya davet ettim.

Annem tabii ki kabul etti, annem kabul ettiği anda ikimizi de oraya doğru ışınladım.

Ve sonra hepimiz soyunup birbirimizi sırayla yıkadık. Bu sefer 2 kız, 2 erkek olduğumuz için kız kıza ve erkek erkeğe olacak şekilde birbirimizi yıkadık.

...

Birbirimizi köpürtüp iyice temizledikten sonra hep birlikte kaplıcaya girdik – gerçekten ama gerçekten çok rahatlatıcı. Ve özellikle sevdiğin kişilerle bu özel anı paylaşmak daha da rahatlatıcı.

Anneme bugün neler yaşadığımız hakkında bahsediyoruz: neler yaptığımızı, ne kadar canavarla savaştığımızı ve nasıl savaştığımızı.

Ve Syr ile benim istatistiklerimiz 『Açgözlülük』 becerisi sayesinde sınırın 30x daha üstüne çıktığını da anlattım.

Ve Canavar İni’ne gitmeden önce yarattığım ^Destansı^ Kademe kılıçlar hakkında da konuştuk: ne kadar güçlü ve kaliteli oldukları hakkında.

Sonra babama bir şey sordum:

> “Baba, sence boyutumda kaldığı müddetçe ^Efsanevi^ Kademe kılıç yaratsam sorun olur mu?“

> “Sorun olmaz, açıkçası ben de merak ediyorum nasıl bir şey olacağını. Yap bakalım.“ dedi.

...

Bir süre düşündükten sonra şöyle bir kılıç yarattım:

[Ekipman: Astral Işık

Kademe: Efsanevi

Açıklama: Sonsuz yıldız denizinde dövülmüş ve bir gezegenin kalbinde soğutulmuş bu kılıç, her salınımında yıldız tozlarını dans ettirir. Kılıcın üzerinde gezegenlerin ilkel enerjisi akar.

Özel Etki 1: Keskinlik: +600% Hasar

Özel Etki 2: Dayanıklı: +600% Can, Dayanıklılık ve paslanma karşıtı

Özel Etki 3: Elemental Yatkınlık: +150% Elemental Büyü Verimliliği

Özel Etki 4: Yıldız Patlaması: Her 10. vuruşta yıldız enerjisi patlaması oluşturur, +1000% ek hasar verir ve düşmanları kör eder

Özel Etki 5: Zamanın Nefesi: %2 olasılıkla saldırı sonrası zamanı 0,2 saniye dondurur

Özel Etki 6: Işık Tahtı: %10 ihtimalle alınan hasarı tamamen yansıtır. Ölümcül saldırı alındığında sahibini bir kez diriltir (Haftada bir kez)

Uyarı: 3. dirilişten sonra kılıç ilkel enerjiyi kaldıramaz ve sonsuzluğa doğru yok olur.]

> “..Bu kılıç MÜKEMMEL oldu!!“ diye bağırdım. Herkes bir anlığına şaşırdı ama sonra kılıcın yaratılmasını başlattım ve 1 saniye içinde yaratıldı. Kılıç elimde ortaya çıktıktan sonra ölümcül bir baskı yaydı.

Babam hemen bana sordu:

> “Kael, bu gerçekten bir ^Efsanevi^ Kademe kılıç mı??“

Ben ise öyle olduğunu söyledim ve sonra hepsine özel etkilerini saymaya başladım.

İlk üç etkiyi sayınca pek etkilenmediler, ama 4. ve 5. etki onları çok etkiledi.

> “..Ve 6. etki ise... Diriltme.“

Herkes aynı şok ifadesi ile:

> “Diriltme mi?!?“ diye sordu.

> “Evet, diriltme. Haftada 1 kere ve kılıcın ömrü boyunca 3 kere olmak üzere; kılıç kullanıcısı ölünce içindeki ilkel gezegen enerjisini kullanıp sahibini diriltir.
Ama bu diriltme yüzünden kılıç 3. dirilişten sonra ilkel gezegen enerjisini kaldıramayıp tamamen yok olur.
Ve bu benim niyetimle harmanlanmış kılıçların kazandığı 『Yok Edilemez』 becerisi ile bile engellenemez. Şeklini korur ama hiçbir gücü kalmaz geride.“ diye açıkladım.

Herkes bana şok olmuş bir şekilde bakmaya devam etti. Babam ise:

> “Bu –bu yine de çok güçlü bir şey Kael. Ne kadar daha önce ^Efsanevi^ Kademe’de bir ekipmanım olmamış olsa bile, biliyorum ki Ocsilaus’ta bu kılıç, Astral Işık kadar iyi bir kılıç veya ekipman yoktu.“ diye açıkladı.

...

Bir süre daha bu ekipman hakkında konuşmaya devam ettik ve 10 dakikanın sonunda bu kılıç ile ilgili tartışılması gereken her şeyi konuştuk.

En son karara göre babam ^Efsanevi^ Kademe’ye çıktığı zaman bu kılıcı kullanabileceğiz.

...

> “Kael, bu öğlen İne gitmeden önce bir şey konuşmuştuk ama sen daha sonra annenle birlikte bana açıklayacağını söylemiştin.“ dedi babam.

> “Evet doğru, Syr’in kız kardeşleri konusu… Nereden başlamalıyım ki?
Dün Syr’i boyutuma getirdiğim zaman aramızda bir şeyler oldu ve duygusal bir patlama yaşadım. Bu olayın sonucunda, ^Üstün Sonsuzluk^ Kademe’de bulunan 『Sonsuzluk ve Aşk』 adlı bir yeteneğimi uyandırmayı başardım.“

Annem ve babam aynı anda:

> “Sonsuzluk… –ve aşk mı?“

> “Evet, 『Sonsuzluk ve Aşk』. Ama asıl olay bu yeteneğe bağlı iki etki.
İlki, 『Ölümsüz Bağ』. Açıklaması şöyle: Sevginin değerini anlayan sen, asla sevdiklerinden ayrılamazsın. Ne olursa olsun birbirinize kavuşursunuz.

> Sana bağlı olan kadınlar seni ne olursa olsun hissedebilir ve onlar istedikleri müddetçe sen de onları hissedebilirsin.

Bu etkinin altında Syr dahil 14 kişi bulunmakta, ama isimlerini bilmediğim sürece görünmezler. Diğer 4 kişiyi artık biliyorum: Catherine Limitless, Rosalyne Limitless, Anna Hunter, Elizabeth Quenn.

Babam mırıldandı:

> “Catherine… Acaba Canavar İni’nde konuştuğun kişi Catherine Limitless mıydı?“

> “Evet baba, haklısın. Meğer sistemdeki yapay zeka olayı tamamen sahteymiş ve aslında bu Kaos Gerçekliği’nin eski efendisi benimmişim. Catherine ise sistemde benimle konuşan kişiymiş.“

Syr sakin bir ifadeyle karşılasa da, annem ve babam şok oldu:

> “..SEN BİZİM BULUNDUĞUMUZ KAOS GERÇEKLİĞİNİN EFENDİSİMİYMİŞSİN?!?“ diye bağırdılar bir anda.

Babam devam etti:

> “Ama o zaman 20 yaşında terk ettiğin hayat senin eski hayatın değil miydi?“

> “O konuda… O gerçekten biraz kafa karıştırıcı ama açıklamam gerekirse şöyle söyleyebilirim: Ben Efendi iken ölünce, yeteneğimin 2. etkisi sayesinde başka bir Nihility Gerçekliğinde Dünya’da doğdum. Ama orada hiçbir kimsenin gücü yoktu. Bu yüzden ^Sonsuz^ Kademe’de olan eşlerim, beni bulduklarında araya girip beni tamamiyle rastgele bur gezegen olacak şekilde bu Nihility gerçekliğinde yeniden doğmamı sağladılar.

> Ve devam etmeden önce 2. Etkiyi isim ve açıklaması ile size söyleyeyim:

Etki: Ölümsüz Aşk

Açıklama: Ben Kaos Gerçekliği’nin efendisi olarak ölmüş olsam bile, bu benim sevdiklerimle olan bağımın öleceği anlamına gelmez!

> Öldüğünüzde duruma bağlı: Dirilme, zamanda geriye yolculuk, geçmiş zamanda yeniden doğma veya yeniden doğma gibi etkiler elde edersiniz.

Annem tamamen donmuştu, babam ise sadece:

> “Vay be…“ diyebildi.

Sonra babam şöyle devam etti:

> “Peki, daha önce kaç yaşam yaşadığını biliyor musun?“

> “..Hayır, bilmiyorum ama bu hayat dahil en az 4 olduğu kesin. Sonuçta önceki hayatımda 4 kadın ile birlikte olmuşum ve diğer hayatımda bir çılgınlık yapıp 9 karımla aynı anda birlikte olmamışsam, bu 4-5 şeklinde 2 hayat eder. Ama bu en iyi olasılık.“

> “Neden eşlerin sana söylemiyor?“

> “Aslında Catherine, kendi hayatımda ve Rosalyne, Anna ve Elizabeth ile birlikte olduğum hayatta nasıl öldüğümü açıkladı.
.“

Ondan sonra 5 dakika boyunca Catherine’in bana daha önce anlattığı her şeyi babama ve anneme aktardım.

> “..Anlıyorum, ama gerçekten ne hissetmem gerektiğini bilmiyorum. İlk başta dahi idin, daha sonra canavar oldun, şimdi ise bizim tanrımız gibi bir şeysin. Sana ’oğlum’ diye çağırmaya devam mı etmeliyim yoksa tapmalı mıyım, inan anlamıyorum.“ dedi babam şakacı bir şekilde.

> “Baba, ne kadar şaka yaptığını bilsem de şunu unutmamanızı istiyorum: Ben ne olursa olsun sizin çocuğunuzum.“ dedim kararlı bir ifadeyle.

Babamın yüzünde hafif ama sıcak bir gülümseme oluştu, annemin ise rahatsız gözüken yüzü bir anda daha rahatladı. Belki önceki hayatlarımı hatırlayınca, onun çocuğu Kael’in onu terk edeceğini düşünmüştü.

...

Birkaç saat daha konuşmaya devam ettikten sonra yemek vakti geldi. Ben de önümüzde suyun üzerinde yüzen bir masanın üstünde kaliteli yemekler yarattım.

Ama annem bundan hoşlanmamış gibi:

> “..Kael“

> “Efendim anne?“

> “Sen ne kadar zamandır bunu yapabiliyorsun?“

> “Hmm, en başından beri. Neden?“ diye sordum, anlamamış bir şekilde.

Ama sonra pişman oldum:

> “Yani sen tek bir saniyede bizim kahvaltımızı yapabilecekken yaşlı annene mi yaptırdın yemekleri?“

> “Hayır! Hayır tabii ki. Bir, senin yemeklerini yemek her zaman beni daha da rahatlatıyor ve çok güzel. İkincisi, sen hâlâ çok güzel ve gençsin, kendine ’yaşlı’ deme.“ dedim anneme.

Annem hafif kızarmış bir şekilde:

> “Ehehehe, o zaman sorun yok. (* ´ ▽ ` *)“ dedi.

...

Yemekten sonra onlara kaplıcada rahat bir şekilde uyuyabileceklerini ve bunun bedenlerine hiçbir etkisi olmayacağını söyledim, onlar da kabul etti.

> “İyi geceler hepinize.“ dedim, sonra herkes uyumak için kaplıcaya uzandı.

Gerçekten çok güzeldi; sonsuz uzayın ve yıldızların altında, böyle açık havada rahatça uyuyabilmek…

...

Bölüm Sonu

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

23   Önceki Bölüm