Aeloria, Gavren’in odadan çıkmasının ardından yalnız kalmıştı. Kristal avizenin ışıkları, mermer zeminde gölgeler oynatıyordu, ama onun zihni çok daha karanlık bir fırtınanın içindeydi. Masanın üzerindeki iletişim cihazına uzandı, parmakları tereddütle düğmelere dokundu. Derin bir nefes aldı ve Doktor’un hattını aradı. Sinyal, birkaç saniye süren bir sessizliğin ardından bağlandı. Karşıdan gelen ses, soğuk ve mesafeliydi, sanki bir kış fırtınasının habercisi gibi.

“Aeloria,” dedi Doktor, sesi keskin ve duygudan yoksun. “Bu saatte ne istiyorsun?”

Aeloria, boğazını temizledi, sesini sabit tutmaya çalışarak konuşmaya başladı. “Doktor, hükümetle bir anlaşma yaptık. Aric Torvold’un dondurma ameliyatını sen yapacaksın. Karşılığında, çocuklar üzerindeki deneyleri durduracaklar ve bize Aetherium Kristalleri, Voidsteel Cevheri ve Luminar Tozu sağlayacaklar. Ama… bir şey daha var. Beş kişiye daha yükseltme ve dondurma ameliyatı yapmanı istediler. Sadece bir seviye yükseltme, ama—”

Doktor’un soğuk sesi, sözünü kesti. “Neden böyle bir şey yaptın, Aeloria?” Sesi, bir bıçak gibi keskindi, ama altında derin bir sorgulama yatıyordu. “Bunu, Pandora’nın geleceği için mi yaptın, yoksa başka bir şey mi var?”

Aeloria, şaşkınlıkla nefesini tuttu. “Ne… nasıl yani?” dedi, sesi titrek. “Doktor, hükümetin çocuk deneyleri… Onlar, unutulmuş bir öfkeyi uyandırıyor. Lord Casian… Onun yoldaşlarının mezarları rahatsız ediliyor. Eğer bu deneyler devam ederse, Casian’ın öfkesi hepimizi yutar. Bu anlaşma, hem onunla iyi ilişkiler kurmak hem de hükümete saldırdığında Pandora’yı korumak için—”

Doktor, tekrar sözünü kesti, sesi soğuk ama kontrollü. “Bunları zaten biliyorum, Aeloria. Ama asıl merak ettiğim, Casian’ın bu anlaşmadan sonra Pandora’ya saldırmayacağını neden düşündüğün. Onun öfkesi, bir anlaşmayla sakinleştirilemez.”

Aeloria’nın gözleri faltaşı gibi açıldı, kalbi hızlandı. “Ne… nasıl yani? Casian hakkında nasıl bu kadar emin olabiliyorsun?” diye sordu, sesinde şaşkınlık ve endişe karışımı.

Doktor’un sesi, bir an için sertleşti, sonra soğuk ve sorgulayıcı bir sakinliğe büründü. “Casian ve ben, uzun yıllardır birbirimizi tanırız. Birbirimizi pek sevmeyiz, ama savaşmamak için bir anlaşmamız var. Onun öfkesi, benim bilgim kadar eski. Ama sen, Aeloria, Pandora’nın kurallarını unutmuş gibisin. Kural Madde 47: Pandora’yı tehdit edebilecek büyüklükte bir tehlike ortaya çıktığında, tüm üst düzey yöneticiler ve lider, en kısa sürede bir görüşme yapar. Bu görüşmeye herkes, gerekirse telefonla bile olsa, katılmak zorundadır. Sen bunu atladın.”

Aeloria’nın yanakları kızardı, başı öne eğildi. Mahcubiyet, bir dalga gibi üzerine çöktü. “Ben… Özür dilerim, Doktor. Ama bu anlaşma, Pandora’yı korumak içindi. Casian’ın öfkesi—”

Doktor’un sesi, yeniden sertleşti, kelimeler bir kırbaç gibi havayı yardı. “Casian’ın öfkesi, senin sandığından daha büyük, Aeloria. Ve sen, bu anlaşmayı benimle konuşmadan yaptın.” Bir an durdu, sonra sesi soğuk, sorgulayıcı bir sakinliğe döndü. “Pandora merkez üssüne geleceğim. Geldiğimde, hükümetle olan anlaşmayı en ince detayına kadar anlatacaksın. İmzalanan antlaşmaları göstereceksin. Anlaşıldı mı?”

Aeloria, yutkundu, sesi zayıf ama kararlı. “Tamam, Doktor. Anlaşıldı.”

Telefon bağlantısı kesildiğinde, Aeloria sandalyesine çöktü. Elleri titriyordu, gözleri masanın üzerinde donuk bir noktaya sabitlenmişti. Doktor ve Casian… Bu anlaşma… Ne kadar yanlış yaptım? Zihni, Pandora’nın geleceği ve Doktor’un soğuk sesi arasında sıkışmıştı. Dışarıda, gökyüzü griye dönüyordu, sanki yaklaşan bir fırtına, hepsini yutmak için bekliyordu.