Yukarı Çık




3.1   Önceki Bölüm 

           
Bölüm 3.2

[Anlatıcı: Nakajima Kanon (Flashback)]

Leon-oniichan Umudun Zirvesi Akademisi’ne kayıt olduktan sonraki ilk yılbaşında, tavadaki bir mochi gibi kavruluyordum. Hayır, surat asıyordum. Yer sofrasının örtüsüyle kendimi omzuma kadar bir tırtıl gibi kapatıp, kendi kendime konuşuyordum. “Choberibaaa…”

Onii-chan ile o bahse girmemin üzerinden yarım yıl geçmişti; ancak saatte 160 kilometre atış hızına yaklaşacağıma bile hiç mi hiç inanmıyordum, azıcık bile. Vuruş bölgesine bile isabet ettiremiyordum. Sanırım herkes arkamdan bana “İğne İplik” demeye başlamıştı. Çünkü aynı bir iğneye iplik geçirmek gibiydi, hiçbir zaman girmiyor ve izlemesi bile insanı sinir ediyordu. 

“İncelikli” daha havalı bir lakap olabilirdi-üf, şaka yapıyor olmalısın! 

“Aaaaaahhhhh, aman yaaaaa!”

O bahse girdiğimden beri Onii-chan ile bir kere bile buluşmamıştım. Evlerimiz arabayla 15 dakika mesafedeydi, yani bayağı yakındı ancak farkında olmadan karşılaşacağımız bir mesafe değildi.

İnat yapmıştım, okulda Onii-chan’ı gördüğüm her an -şansa bile olsa- gözlerimi hemen ona çeviriyordum… ve o günlerin hepsi birbirine karıştıktan sonra Onii-chan, Umudun Zirvesi Akademisi’ne kabul edilmiş ve yurtta kalmaya başlamıştı.

…Fikrimi değiştirmek için fazla geçti. Şimdi aramızdaki mesafe, onu istesem de gidip göremeyeceğim bir seviyeye gelmişti.

Yani, böyle desem de, çok isteseydim onu arayabilir veya email gönderebilirdim… ama yine de bu biraz… Bunların hepsi bir oyun olsa da bahsi çoktan kabul etmiştim ve kadınsal inadım aşkımın önüne geçiyordu… Ofofofof… “Ihııı…”

Onu özlüyorum. Canım yanıyor. Canım yanıyor canım yanıyor canım yanıyor canım yanıyor. Onu özlüyorum onu özlüyorum onu özlüyorum onu özlüyorum.

Örtünün altında kırvandığım sırada, annem ozouni’yi hazırladığı mutfaktan bana seslendi.
(ozouni yılbaşında yapılan geleneksel bir yemek.)

“Duydum ki Leon-oniichan geliyormuş.”

“…Ha?”

“Yeni Yıl için eve geliyormuş, o yüzden hazır buradayken Yeni Yıl parasını almak için bize gelecekmiş.”

“…Ciddi mi?”

“Kendi anne babanla ‘ciddi mi’ gibi kelimeler kullanarak konuşmayı bırakmanı söylemedim mi?”

“Ee, şey, hayır, öyle kastetmedim–ciddi misin?”

“Ciddiyim.”

Ciddiymiş!!!!

Hızlandırılmış modda hareket ediyormuş gibi örtüden sıçrayarak ayağa kalktım, odama çıkan merdivenleri tırmandım ve makyajımı ışık hızında tamamladım. Ev kıyafetlerimle durmamam gerektiğini düşündüm ve en sevdiğim tek parça elbisemi giyecektim ancak nasıl bakarsan bak yazlık bir elbiseydi ve onu soğutup içinden “öff, kasıntıya bak” demesini istemedim… bu yüzden yeni alınmış bir pantolon ve tişört giydim.

Uwoooooooooohhhhhhh! Leon-oniichaaaaaaaaaaaaan! Onii-chan Onii-chan Onii-chan! Onii-chan’ı görme şansı yakaladım! Dünyalar benim oldu! Dünya benim etrafımda dönüyor!

“…Bekle.”

…Dur bir dakika.

…Bunu mantık çerçevesinde düşün Kanon. Bahsimiz daha sona ermedi.

-“Eğer YAPAMAZSAN… ben söyleyene kadar benimle konuşman yasak ol’cak.”

Altı ay  sonra birbirimizi ilk defa göreceğiz ama onunla bir kelime bile konuşamayacak mıyım? Konuşmamı bile istemiyor mu? Gerçekten sadece Yeni Yıl hediyesini mi almaya geliyor? Onii-chan, lise öğrencisi değil misin sen? Cidden hala Yeni Yıl parası mı istiyorsun?

–Bu önemli değil!

Aynı evde olup diyalog bile kuramayacağımızı düşünmek… Onun uzakta olduğu ve hiç konuşamadığımız zamandan bile daha acı verici.

“…Choberiba.”

Omuzlarım düşmüş ve öne çökmüştüm ki aniden diyafonun sesini duydum.

Onii-chan bu!

Gümbürtülü adımlarla merdivenlerden hızlıca indim ve tırabzanların arkasından gizlice baktım.

Onii-chan geldi!

Ve!

Daha da!!!

Güzeli!!!!!

Çok yakışıklı olmuş!!!!!!!!!!!!!!!!

Şimdiye kadarki tıraşlı karışık saçları sevimliydi ancak şu anki punk tarzı saç modeli aşırı havalı! Belli ki iyice delikanlı olmuş!

“…Hawawa!” Gözleri öyle bir bayram ettiriyordu ki ağzımdan tamamen kazayla bir ses çıktı.

“Ah! N’aber Kanon, uzun zaman oldu!”

“…Ha?”

…Neden benimle normal biçimde konuşuyor?

“Adamım, berbatsın. 160 yapman daha ne kadar sürecek?!”

…Eh… Ne?

Onii-chan saatte 160 kilometre hızda harika bir atışı herkesin yapabileceğini düşünüyor olabilir mi? Yani onun için kolay olduğundan herkese kolay gelecekmiş gibi? Bu da demek oluyor ki aslında beni kandırmaya çalışmıyordu? Adil bir bahis yapmaya çalışıyordu?

“…Seni seviyorum.”

“Ah?”

“Seni seviyorum, Onii-chan. Sana şu an daha çok aşık oldum.”

“Neyden bahsettiğini bilmiyorum. Hadi içeri geçelim artık. Soğuktan öleceğim burda.”

“Haa, evet…”

Ölümün eşiğinde olan BENİM! Seni o kadar seviyorum ki bayılabilirim!

Tansiyonun bu şekilde yükselmesi ile Onii-chan’la beraber salona döndüm ve orada ikimiz de örtünün altına girip bir komedi programı izledik. Şöyle geçti: “Bu adam o kadar komik değil,” ve “Ahaha, bu çook komik!” ve “Bu adamı yıllardır görmemiştim!” ve “Ahahahahahaha!”, ve, ve! Ve! Ve! Ve!

Onii-chan ile böyle zaman geçireceğim bir günün geleceğini asla düşünmezdim like this! Ehehe… Aşırı mutluyum…

Reklama girince Onii-chan dedi ki “Ne? Cidden antrenman yapmıyorsun değil mi?”

“Tabii ki yapıyorum! Şuna bak! Burada!” Suratına sokmak için avucumu kaldırıp masanın diğer tarafına uzandım.

Ağzından bir “Harbi miii…?” çıktı.

Avcumdaki kabarcık gibi şişlikler onu şaşırttı. Hepsi sağ elimdeki her bir parmağımın başlangıç yerindeydi. Böyle söyleyince kulağa biraz acınası geliyor ama yapacak bir şey yok.
“Heeehhhh, böyle ellerle artık asla gelin olamam~” Bu en az %80 şakaydı ama Onii-chan tamamen sessizdi.

“…”

Yüz ifadesine bakılırsa muhtemelen suçluluğa boğulmuştu.

“…Bekle! Hayıııır! Şakaydı!”

“Cidden antrenman yaptın, değil mi?”

“Sana ciddiyim demiştim! Sahiden kazanmak istiyorum!”

“Bu kadar sıkı çalışıyorsan neden hala 160 kilometrelik atış yapamıyorsun?”

“…”

…Sonuç olarak, beyzbolu benden bile fazla hafife alan oydu. Bu yüzden bu kadar mantıksız bir bahis seçmişti.

“...Bunu ben bile yeni öğrendim ama, kadın atışçılar arasında dünya rekorunun saatte 140 kilometre olduğunu biliyor muydun?”

“…Cidden mi?”

“Cidden, cidden aşırı ciddiyim!”

“Yani yapabilirsen dünyanın en hızlısı olacaksın!” Onii-chan parlak bir şekilde gülümsedi. Gülümseyen yüzü gerçekten sevimli… Hayır, bir dakika!

“Diyorum ya, saatte 160 kilometre mümkün değil işte!”

“Ha? Ben yapabiliyorsam sen neden yapamıyorsun?”

“Çünkü sen olağanüstüsün, Onii-chan! Bahsi kolaylaştırman gerek!” Herkesin bu kadar hızlı atış yapabileceğini düşünmesi tamamen onun yanlış anlamasından kaynaklanıyordu. Bu yüzden kendi fikri olan bu “herkesin üstesinden gelebileceği zorluk” için 160 km/s OLMAYAN başka bir şey düşünmesi gerekmiyor mu? Hayır– “Ya da eğer herkesin bu kadar hızlı atış yapabileceğini düşündüysen o zaman bahse de ihtiyacımız yok gibi, sadece beni başka herhangi bir kız gibi görüp bahsi unut!”

“Kastettiğim şeyi biraz yanlış anlıyo’sun sanırım. Herkesin öylece 160 kilometrelik atış yapabileceğini düşünmüyorum yani. Sadece damarlarında benimkiyle aynı kan olduğuna göre beeeellki yapabilirsin diye düşünüyo’dum. Ben bile söylediğin kadar aptal değilim.”

“Ama Onii-chan, sürekli, ‘ooofff, neden hala yapamıyo’n’ diyordun?!…”

“Ulaşabilecekmişsin gibi hissettim biraz sadece!”

…İşlerin seyri çok şüpheli gidiyor.

“…Yani sonuç olarak 160 kilometrelik atış yapabilmemi istiyor musun? Yoksa istemiyor musun?”

“İki türlü de pek umursamıyorum. N’olacaksa olur yani değil mi?”

“…Choberiba.”

“Hahaha, Çok demode bu, dedim ya!”

“…”

Onii-chan cidden benden hoşlanmaya başlamış mıydı? O tarz hayali bir fantazi ile gaza gelen birkaç dakika önceki halim utandırmıştı beni. 

“Ama haklısın,”  dedi Onii-chan. “Bahsin şartlarını kolaylaştırmayacağım ama sana biraz öğreteceğim bir ara. Anlarsın ya, 160’ın taktiğini! Öf beee, nezaketimin sınırı yok harbiden. Ahaha, bana neden aşık olduğunu tamamen anlayabiliyorum!”

“Evet…”

Onii-chan bunların sonucunda ne amaçlıyordu? “N’olacaksa olur yani değil mi?” demek bayağı tutarsızca.

“Ne olacaksa olur”un sonucu 160 kilometreye ulaşamamam olursa umursayacak mı yani?

“Ne olacaksa olur”un sonucu 160 kilometreye ulaşabilmem olursa mutlu olacak mı yani?

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

3.1   Önceki Bölüm