Bunun cevabını bulacağım ve Konseptimin yoluna güçlü bir şekilde “Sonsuz” diyebileceğim!
—————————————————————
…
Bir ay sonra, tarih çoktan 1 Şubat olmuştu. Ve ben hâlâ…
Konseptimi şekillendirmeyi başaramamıştım.
Sonsuzluk, gerçekten de anlaşılması ve kavranması zor bir kavramdı.
“Sonu olmayan bir şey mi?” Hayır!
Bu kadar yüzeysel bir tanım yeterli değildi. Konseptimin yolunu kısıtlamamak için, sonsuzluğu gerçek anlamda kavramam gerekiyordu.
Sonu olmayan… Asla bitmeyen ya da dolmayan bir şey.
Şu an için konseptimi buna benzetirsem— yani sonu olmayan bir kaba— bir sonuç elde edebilirdim.
Ama…
Konseptimi, sonu olmayan bir kap hâline nasıl getirebilirdim?
Kael bir süre o soruya baktı.
Gerçekten bakmak denemezdi buna. Daha çok, soru zihninin merkezine kazınmış gibiydi.
Sonu olmayan bir kap…
Bu benzetme, onu rahatsız ediyordu.
Çünkü ne kadar kusursuz görünürse görünsün, kap dediğin şey alır.
İçine bir şey girer. Dolmayı bekler. Ama sonsuzluk, beklemezdi.
“Belki de yanlış soruyu soruyorum…” diye düşündü Kael.
Sorun, nasıl sonsuz bir kap yaratacağı değildi.
Sorun, neden hâlâ bir kap yaratmaya çalıştığıydı.
Kap; sınırlayan bir kavramdı. İç ve dış vardı. Sahip olan ve olan vardı.
Sonsuzluk ise sahip olunmazdı. O, sadece… olurdu.
Kael’in zihninde bir düşünce yankılandı. Sonsuzluk, dolmayan değil.
Sonsuzluk, dolma kavramını anlamsız kılan şey.
Bu fark edişle birlikte, Kael’in ruhunda hafif ama rahatsız edici bir baskı oluştu.
Sanki ruhu, bu düşünceyi taşımakta zorlanıyordu.
Kael kaşlarını çattı.
“Demek ki mesele düşünce değil…” “Taşıyıcı.” Ruhu.
Şimdiye kadar ruhunu hep bir temel olarak görmüştü.
Üzerine beceriler inşa edilen, manayı yöneten, bedeni ayakta tutan bir yapı.
Ama belki de ruh, sadece bir temel değildi. Belki de ruh… kavramsal ağırlığı taşıyan asıl varlıktı.
Ve şu anki ruhu, sonsuzluk gibi bir kavram için fazla… hafifti.
Kael ilk kez şunu kabul etti: Sonsuzluğu kavrayamamasının sebebi yetersizlik değil, uyumsuzluktu.
Ruhu, bu yolu yürümek için henüz şekillenmemişti.
Bu düşünceyle birlikte Kael’in zihninde yeni bir olasılık belirdi.
Eğer ruhu güçlenmiyorsa… Eğer ruhu genişlemiyorsa… O zaman onu yoğunlaştırmalıydı. Mana feda etmek? Bu, Kael için bir sorun değildi. Ama bu sefer mana yakmak için değil— manayı, ruhunun içine kilitlemek için kullanabilirdi.
Yakıt olarak değil. Basınç olarak.
Kael yavaşça gözlerini kapattı.
Eğer bu yolu seçerse… Ruhu daha ağır olacaktı. Daha derin. Daha az esnek. Ve belki de… geri dönüşü olmayacaktı.
Ruhu, bu düşünceyle birlikte bir anlığına titreşti.
Ne bir onay verdi.
Ne de bir uyarı.
Ama Kael bunu anladı.
Bu yol, güç kazandıran bir yol değildi. Bu yol… bir yön seçme yoluydu.
Ve Kael, ilk kez, sonsuzluğa yaklaşmak için bir şeyi feda etmesi gerektiğini hissetti.
Ama bu sefer… feda edeceği şey mana veya enerji değildi.
...
Yani benim şuanda, Ruhumu dahada sağlamlaştırmam gerek.
>“Hey Catherine, ruhla ilgili bana neler anlatabilirsin?”
[Anlatılacak çok şey var, ama senin şuanda ihtiyaç duyduğun şey Ruh Yoğunluğunu arttırmak.
Ruh, sadece enerjiyi değil, varlığının özünü taşır. Güçlü bir ruh, seni hem kavrayışta hem de yaratımda sınırlarının ötesine taşır.
Ama her ruh, doğduğu andan itibaren belli bir yoğunlukla gelir; yoğunluğu arttırmak için sadece enerji vermek yetmez. Senin gibi bir kullanıcı için, ruhu beslemenin en etkili yolu, onu bilinçli biçimde şekillendirmek ve ruhsal ‘bedenini’ arıtmak.
Ruh Yoğunluğu, bir nevi ruhun kapasitesidir. Ne kadar yüksekse, sen o kadar fazla mana, büyüsel güç ve fiziksel varlık taşımaya uygun hale gelirsin.
Ama fark et, ruhu büyütmek, sadece sayı artırmak demek değil. Her birim yoğunluk, ruhun yapısını, manaya olan tepkisini, hatta zaman algını etkiler. Öyle ki birim yoğunluk arttıkça, senin anlayışın ve farkındalığın da yükselir.]
Kael derin bir nefes aldı. >“Peki, bunu nasıl yapabilirim? Enerjiyi zaten kullanabiliyorum. Ama ruh yoğunluğum hâlâ sınırlı.”
[Yoğunluk artırmanın iki yolu var: Birincisi, ruhunu doğrudan besleyen özel uygulamalar ve ritüeller. Bunlar seni yavaş ama kalıcı biçimde güçlendirir. İkincisi ise sadece sana özel, Sonsuz Yaratım Sanatı becerisini kullanarak ruhunu belli bir bedel karşılığında kendi kendini geliştirecek biçimde Mana feda etmek.
Mesela, her saniye belirli bir miktar mananı kalıcı olarak harcayarak ruhuna birim yoğunluk eklemek mümkün. Ama dikkat et, bu süreç geri alınamaz. Ruhun, bedelin büyüklüğüne göre kalıcı olarak güçlenir.]
Kael gözlerini kısıp düşündü.
>“Mana ya da enerji feda etmek pek önemli değil ama… kendimi, ruhumu feda etmem gerekiyor.”
Catherine onayladı. [Evet. Ve unutma, ruh yoğunluğu arttıkça, sınırlarını görebileceğin yeni katmanlar açılır. Konseptin, güçlerin ve anlayışın… hepsi buna bağlı. Eğer istersen, sana bu yolu özel olarak düzenlenmiş bir beceriyle gösterebilirim. Bu beceri, ruhunu sürekli olarak geliştirecek ve her bir fedayla seni bir üst seviyeye taşıyacak.]
Kael’in içi kıpır kıpır oldu.
>“Bunu yapalım. Artık zamanı geldi.”
Catherine sessizce onayladı ve Kael’in önündeki sistem penceresi belirdi:
[Ding...
Önerilen Beceri
Beceri: Ruhsal Damla Tür:Pasif / Aktif Kademe: Süper Efsanevi Açıklama: Kael, her saniye 100.000 MP statüsünü kalıcı olarak feda ederek 1 Ruh Yoğunluğu kazanır. Feda edilen MP kalıcıdır ve yeterli MP yoksa beceri duraklar; kayıp MP geri alınamaz.
Beceri Sınırlandırması:En Fazla Altın Kademeye kadar geçerlidir, daha üstünde beceri çalışması imkansızdır.]
>“..Beceri Gayet güzel, ama yaratmak için yarına kadar beklemem lazım, sonuçta şuanda sadece 50 Milyon Enerjim var.” diye söyledi Kael, Catherine’e.
>“Ve bana her Kademe yetiştiricinin ortalama ne kadar Ruh Yoğunluğuna sahip olduğunu gösterebilir misin?” sordu Kael.
Daha fazlasını bizde bilmiyoruz, Kael, lütfen bununla yetin.]
>“Bu fazlasıyla yeterli Catherine, teşekkür ederim, ve acaba sistem benim ruh yoğunluğumu bana gösterebilir mi acaba?”
[Sistem şuan ruh yoğunluğunu ölçemez, ama bununla ilgili bir beceri yaratabilirsin] doye tavsiye verdi Catherine.
>“Peki Catherine, yeniden teşekkür ederim.”
[Her zaman, Kaelciğim.]
>“...”
...
Daha sonra ise Kael ’Mutlak Enerji Uyumlaması’ becerisini açarak ne kadar ilerlediğine bir göz attı.
[Ding...
Beceri:Mutlak Enerji Uyumlaması Kademe:Süper Efsanevi Tür:Pasif/Aktif Açıklama: 『Sonsuz Yaratım Sanatı』 becerisine bağlı olarak biriken Enerji, otomatik biçimde kullanıcının bedenine aktarılır. Bu Enerji, sahibinin varlığını mümkün olan en mükemmel hâle getirmek için onu sürekli olarak güçlendirir.
Her 100 milyon Enerji, en fazla %1 ek güç sağlar. Pasif durumda, bu güç beş temel alana eşit şekilde dağıtılır.
>“Enerji uyumlaması, becerisi oldukça ilerlemiş, ama yakın zamanda gelişmem gerek, 208 günde sadece 104% hiçte fazla değil.”
>“Herneyse, konsepti yarattıktan ve Velathar’da ki, turnuvadan sonra Sonsuz Yaratım Sanatını bir üst Kademe’ye, yani Ultra Efsanevi’ye yükselteceğim. Ama önce Konseptimi yaratmam gerek.”
...
Bölüm Sonu
•Tekpi Bırakmayı
•Yorum Atmayı, unutmayın!
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.