Yukarı Çık




47   Önceki Bölüm 

           
48.Bölüm - Ateş Konsepti.. ama 2

—————————————————————

Bir kaç saatin sonunda

[Ding...]

[Fizik Evrimi, başarıyla tamamlandı!

...

—————————————————————

...

[Fizik Evrimi, başarıyla tamamlandı!

Fizik ’???’ Başarıyla Ateş Konsepti ile senkronize edildi!

Etkiler:

• Ateşe Direnç:
Ateş kaynaklı hasarlara karşı yüksek doğal direnç kazanıldı.

• Isı Toleransı:
Aşırı sıcak ortamlarda performans kaybı yaşanmaz.

• Yanma Verimliliği:
Ateş elementiyle yapılan tüm tekniklerin enerji tüketimi azalır.

• İrade Yakımı (Pasif):
Kararlılık arttıkça ateş elementi daha istikrarlı ve yoğun hâle gelir.

• Konsept Taşıyıcı Fizik:
Ateş Konsepti, ve ateş ile ilgili herhangi bir beceri, bedende yabancı bir güç olarak algılanmaz.

Uyarı:
Bu etkiler sabittir ancak Konsept Şekillendirme aşamasında EVRİMLEŞEBİLİR.]

Sistem bildirimi kaybolduğunda, ettafta garip bir sessizlik oluştu.

Ne mana dalgalanması vardı, ne aura patlaması, ne de beklenen o görkemli güç taşması.

Ama herkes aynı şeyi hissetti.

Kael’in boyutu, olağanüstü bir güç dalgası yayıyordu.

Sanki Kael’in varlığı, Boyutun merkezine sabitlenmişti.

Kael dizlerinin üzerinde kalmıştı.

 Nefesi artık düzensiz değildi. Aksine, fazlasıyla düzenliydi.

Kalbi— yavaş, derin, ve sanki dış dünyayla aynı ritimde atıyordu.

Henry’nin gözleri büyüdü. Bu tür bir durumu daha önce yalnızca bir kez görmüştü. O da yıllar önce…

“Bu…” diye mırıldandı. “Bu bir güç artışı değil.”

Syr, istemsizce yumruklarını sıktı.

“O zaman neden böyle hissediyorum?”

“Alan daralmıyor ama… kaçacak yer de yok.”

Celeste bir adım geri çekildi. Göğsünde hafif bir sıcaklık vardı. Yakıcı değil. 

Rahatsız edici de değil.
Ama tanıdıktı.

“Ateş…” diye fısıldadı. “Onun ateşi bizimkine dokunuyor.”

Elaria bunu en sert hisseden oldu.

Kalbinin derinliklerindeki alev huzursuzdu.

İsyan etmiyor, ama yerini de kabul etmiyordu.

“Bu saçmalık,” dedi dişlerini sıkarak. “Benim ateş elementim.” 

“Neden… geri çekiliyormuş gibi hissediyorum?”

Henry başını iki yana salladı.

“Geri çekilmiyor,” dedi. “Yönünü değiştiriyor.”

Bu sırada Kael’in omuzları hafifçe yükseldi.

Sonra— ilk kez derin bir nefes aldı.

Nefesiyle birlikte, Boyuttaki sıcaklık bir anlığına arttı.

Ama yine… yakmadı.

Kael gözlerini açtı.

Bu sefer bakışları netti. 

Ama artık bir noktaya odaklanmıyordu.
Sanki etrafındaki her şey, aynı anda görüş alanındaydı.

“Ah…” dedi sessizce. “Demek bu yüzden acıdı.”

Yavaşça ayağa kalktı. Hareketi ağır değildi. Ama acele de değildi.

Her adımı… kesindi.

Syr’in boğazı kurudu.

“Kael…” “Şu an kaç konsept taşıdığını hissediyor musun?”

Kael başını salladı.

“Sadece Bir,” dedi. “..Ama tamamiyle zirvede”

Kael eline baktı. Hâlâ alev yoktu.

Ama parmaklarını sıktığında, içinde bir şey kıpırdadı.

Ateş doğmadı.

Ama karar— keskinleşti.

“Şekillendirme aşaması…” diye mırıldandı.

“Sanırım bundan sonra başlayacak.”

Henry’nin sesi bu kez uyarıcıydı.

“Evet,” dedi. 

“Ve bu aşama, aydınlanmadan daha zordur.”

Bakışlarını kızlara çevirdi.

“Çünkü artık ateş sana cevap vermeyecek,” dedi.

“Sen ona ne olacağını söyleyeceksin.”

Elaria’nın gözleri parladı. 

Bu söz, onun kalbindeki ateşi titretti.

Nimara derin bir nefes aldı. 

Celeste ise Kael’e baktı— ilk kez, gerçek bir mesafe hissederek.

Syr kaşlarını çattı.

“Yani,“ dedi, “artık yanında durmak... eskisinden bile daha zor.“

Kael bunu duydu. 

Ama görmezden gelmeyi seçti.

Kael, yere meditasyon formu ile oturarak içindeki ateşi hissetti, artık eskisi kadar gaddar veya saldırgan değildi.

Sanki ilahi bir enerjiymiş gibi sakin ve sonsuzdu.

Eski turuncu-sarımsı ateş, saf beyaz-turuncu tonlarına dönüşmüştü.

Kael daha sonra elini hafifçe kaldırdı ve avuçunu açtı.

“..!!”

Avuç açıldığında, içinden İlahi bir aura ile senkronize olmuş bir ’Ateş’ ortaya çıktı

Fiziği ile senkronize olup, rafine olmuş bu ateş, Henry’nin bile soğuk terler dökmesine neden oldu.

Kızlar ise ruhsal bir baskı hissettiler, sanki önlerinde diz çökmeleri gereken bir imparator varmış gibi.

>“..Hmm, Sana “İmparatorun Sonsuz Ateşi“ diyelim” Dedi Kael.

Kaelin ağzından “İmparatorun Sonsuz Ateşi“ kelimeleri çıktığı anda ’Ateş’ adeta mutlu olmuş gibi titreşmeye başladı.

Syr gülümseyerek
>“Hıh, ateş sanki mutlu olmuş gibi titreşti, sizcede öyle değil mi?” diye sordu.

Kızlar
>“...Ciddi misin?”

Syr
>“(* ´ ▽ ` *)”

...

Kızlar, Kael’in Konspete kolay bir şekilde ulaştığını görünce kendilerine motivasyon kaynağı buldular ve hızlıca eğitime devam ettiler.

Henry ise Kael ile Konseptler hakkında, bazı fikir alışverişlerinde bulundu.

Henry ne kadar bir adet Konsepte sahip olsada, o tek konsepti yıllardır kullanıyor.

Ve başka bir konsepte gerek duymuyor, sonuçta Henry’in güç peşindeki tek hedefi diğerlerini korumak.

Kendi gücünün ardında hiçbir kötü düşünce yok.

...

Henry ve Kael, Konsept hakkında fikir alış-verişi yaptıktan sonra, Henry Kael’den ruhunu eğitecek bir Element alanı yaratmasını rica etti.

Sonuçta Velathar’da bile Ruhlara zarar vermeden, hem ruhu zorlayıp hemde iyileştiren Elemental Alanlar veya diğer şeyler bulunmamaktadır.

Normalde ruhu sadece Yetiştirmeni ilerleterek veya baskı uygulayarak kaba bir şekilde ruha,mikro hasarlar verip, manayı özümseyip yenilenmesini beklersin.

Ama Kael, Boşluk Alanı, sıradan alanlardan katbekat dahada iyi bir eğitim verimi sunuyor.

Bunun nedenini Kael bile bilmiyor, farklı farklı deneyler yapsa bile sonunda sonucu bulamadı.

Ve bunu, ’fiziğinin bir etkisi’ olarak kabul etmeye karar verdi.

...

Henry ruhunu eğitmeye ve kızlar ise Ateş Konsepti eğitimine geri döndükten sonra Kael, düşünceleri ile bir başına kaldı.

[Kael Bakış Açısı]

>’Acaba Konseptimin yolunu nasıl belirlemeliyim yada neye göre belirlemeliyim’

Henry gibi iyileştirme konusunda ilerletebilirim, yada dövüşlerde etkili olabilecek bir yolda çizebilirim.

Mesela ’Yıkım’ gibi birşey, aynı önceki hayatımda bulunan ’Dragon Ball’ adlı animedeki, Yıkım Tanrılarının, yıkımı gibi.

...Ama gerçektede bunumu istiyorum?

Sonuçta ilerde sonsuz bir yol var, her şeyi yapabilirim.

...Sonsuz—doğru, ilerde sonsuz bir yol var, ve ben neden sadece bir tanesini seçmek zorundayım?

Ben Kael Oksileon, istediğim müddetçe her yola girebilirim, neden kurallara uymak zorundayım ki?

Ha,haha.. HAHAHAHA, ben büyük bir dahiyim, konseptimin adını çoktan karar verdim bile... ’Ateş Konsepti: İlahi Sonsuzluk’.

Evet güzel fikir olsada... —bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyorum..

Sonsuzluk nedir? Bir şey veya bir canlı neye göre sonsuz oluyor.

Ve ben bir şeyi veya bir canlıyı nasıl ’Sonsuz’ yapabilirim?

Daha bunların cevabını bulamadan bu ’Sonsuz Yol’ fikri, çoktan rafa kaldırılmış olur.

...Peki! Bu yılki amacımı buldum.

Sonsuzluk Nedir?

Bunun cevabını bulacağım ve Konseptimin yoluna güçlü bir şekilde ’Sonsuz’ diyebileceğim!

...

Bölüm Sonu

Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.

47   Önceki Bölüm