Ne oldu, Anne? Uyuyamıyor musun? Sorun değil. Hepimizin böyle günleri olur. Uyandığına göre, Anne sana bir hikâye anlatsın mı? Highland Krallığı’nda kuşaktan kuşağa aktarılan eski bir masal, peri hikâyesi. Evet, periler. Sırtlarında narin kanatları olan insanlar gibi varlıklar. Zengin evler için çalıştıklarını görmüştük, değil mi? Hadi, seni battaniyene saralım. İşte böyle, iyi kız. Tamam, şimdi hikâyeye başlayacağım. Çok, çok uzun zaman önce, insanlar daha ateşi nasıl kullanacaklarını bile bilmiyorken, burada bir peri krallığı varmış. Krallığa bir peri hükümdarı yönetirmiş ve bütün periler huzur içinde yaşarmış. Periler krallıklarına Highland adını vermişler. Bu, en tepede duran ve her canlı üzerinde hüküm süren toprak anlamına geliyormuş. O zamanlar, periler insanları köleleştirirmiş; insanlar ne akıllı ne de güçlüymüş. Evet, doğru. Şimdi insanlar perileri hizmetçi olarak tutuyor, ama eski zamanlarda tam tersiymiş. Periler insanları kontrol edermiş. Anladın mı? Devam edeceğim. Periler barışsevermiş. Hep güzellik ve neşe ararlarmış. Yüzlerce yıl boyunca sessizce, değişmeden yaşarlarmış. Ama insanlar farklıymış. Değişmişler, yavaş yavaş. İnsanlar çok çalışmış ve periler fark etmeden ateşi kullanmayı öğrenmiş. Zekâ kazanmışlar. Sonunda farkına varmışlar: Periler için çalışmak zorunda değillermiş. Bu, beş yüz yıl önceymiş. İnsanlar bir isyan düzenlemiş ve Highland’ı ele geçirmişler. Perileri kendi hizmetçileri yapmışlar. Hmm? Evet, haklısın. Günümüz perileri zavallı yaratıklar. Bazı insanlar, tembellik içinde yaşayan perilerin insanlara yenildiğini ve aptal olduklarını söylüyor. Ama ben öyle düşünmüyorum. Peri sayısı insanlardan azmış ve bence sadece güç mücadelesinde kaybetmişler. Neden böyle düşünüyorum? Şey, denir ki periler şeker elmalarından gümüş şeker rafine etmeyi keşfedenlermiş. Dünyada şekerli şekerlemeyi ilk yapanlar periler olmuş. Böylesine harika bir şey yarattılarsa aptal olamazlar. İşte bu yüzden, bizim gibi şekerlemeciler perileri küçümsememeli, gerçi tek biz küçümsemiyoruz. Bence onları arkadaş olarak görmeliyiz. Bu senin için de geçerli, Anne. Anne? …Ah, uyumuşsun. Ne iyi bir kızsın, Anne. İyi geceler. İyi uyu, bol bol gülümse ve şekerleme kadar tatlı, kibar bir kız olarak büyü.
Bu bölümde emeği geçen; çevirmen ve düzenleyici arkadaşların
emeklerinin karşılığı olarak basit bir minnet ifadesi yani teşekkür etmeyi ihmal etmeyelim.